19 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/38

  Kızıl Bayrak'tan
   Soluğu kesilen kapitalizm
   İşbirlikçi sermaye devletinin iyimser vaazları sahtedir!
Mehmetçik medyayı toplayan ordu sefere mi hazırlanıyor?
Kürt halkına ve diline özgürlük!

Kadıköy Belediyesi’nde grev!

İşçi ve emekçi hareketinden…
  Direnişteki UNO işçileriyle konuştuk...
  12 Eylül protestolarından…
  12 Eylül askeri faşist darbesi ülke çapında protesto edildi...
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu’nun
6. Toplantısı’nda buluşalım!
  Bir deney üzerine gözlemler…
  Pakistan: Emperyalist savaşın yeni cephesi!
  Bolivya ile Venezüella’da ABD destekli darbe hazırlıkları…
  Dünyadan…
  Yeni dönem mücadele gündemleri ve komünist gençliğin görevleri...
  Anti-faşist mücadelenin sorunları ve faşizme karşı mücadele
  Sol liberalizm: İllüzyon tüccarları ve kolera günleri / 3
Volkan Yaraşır
  Küçük-burjuva dükkancı zihniyet festivallerde de iş başında!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD ve işbirlikçilerinden Karadeniz’de tatbikat...

Kafkaslar’da gerici savaş hazırlıkları

ABD emperyalizminin savaşı Kafkaslar’a taşımasıyla bu bölgede başlayan yeni süreç, tarafların pozisyonlarına uygun çeşitli girişimleri ile giderek karmaşık bir hal alıyor.

Kapitalist-emperyalist düzenin dünya jandarması ABD’nin Kafkaslar’da istediği gibi at koşturduğu günlerin geride kaldığı kesinleşirken, ABD ile güdümündeki savaş aygıtı NATO’nun yeni girişimleri devam ediyor. ABD-NATO cephesinden gelen yeni hamlelere karşı tetikte bekleyen Rusya ise, bu aşamadan sonra çıkarlarına zarar verecek girişimlere seyirci kalmayacağını her fırsatta hatırlatıyor. Bölgedeki son gelişmelere bakıldığında, ABD-NATO cephesinden kışkırtıcı hamlelerin devam ettiği, Rusya’nın da kendi üslubuyla bu kışkırtmalara yanıt verdiği görülmektedir.

ABD adına başlattığı savaşta burnu Rusya tarafından sürtülen Gürcistan rejimi, saplandığı travmadan çıkabilmesi için NATO ve İMF tarafından desteklenerek güçlendiriliyor. Kuşkusuz ki, emperyalist sistemin militarist ve mali örgütleri tarafından Gürcistan’a gösterilen bu “ilgi”nin bir diğer önemli nedeni, Rusya’ya karşı güç gösterisinde bulunmaktır.

Neo-faşist çetenin azgın şefi Dick Cheney’in ardından Gürcistan’a giden savaş aygıtı NATO’nun şefi Jaap de Hoop Scheffer, emperyalizmin Tiflis’teki kuklası Mihail Saakaşvili yönetiminin arkasında olduklarını ilan etti. Türkiye dahil, NATO üyesi 26 ülkenin temsilcilerini peşine takarak Gürcistan’ı ziyaret eden savaş aygıtının şefi, hem Tiflis’teki Amerikan kuklalarını cesaretlendirmeye hem Rusya’ya militarist aygıt adına mesaj vermeye çalıştı. Gürcistan rejiminin NATO’ya katılma talebi konusunda görüşmeler yapan Hoop Scheffer, Rusya’nın karşı çıkmasına rağmen NATO’nun genişlemeyi sürdüreceğini ve Gürcistan’ın da İttifak’a kesin olarak alınacağını söyledi. Gürcistan’ın ittifaka “hızlandırılmış entegrasyonu”nun sağlanmasını umduğunu söyleyen Scheffer, Rusya’nın Ağustos ayındaki savaşta sergilediği tutumu da eleştirdi.

Kapitalist-emperyalist düzenin savaş aygıtı NATO, ülkelerin üyeliğe alınmadan önce etnik ya da komşularla yaşanan toprak ihtilaflarının çözülmüş olmasını şart koşuyor. Bu yönüyle Gürcistan’ın konumu NATO üyeliğine müsait değil. Ancak görünen o ki, Kafkaslar üzerindeki hegemonya çatışması, NATO’nun bu kuralını çiğnemesine yol açacaktır. NATO şefinin “Tiflis çıkarması” ile aynı günlere denk düşen bir zamanlamayla Uluslararası Para Fonu (İMF) tarafından yapılan açıklamada, Gürcistan’a 750 milyon dolar tutarında kredi açılmasının onaylandığı duyuruldu.

Kredinin Gürcistan’ın döviz rezervlerini takviye etmeyi ve ülke ekonomisine güveni artırmayı amaçladığını ifade eden İMF şefleri, Gürcistan’ın ihracat ya da yabancı yatırım çekmekte yaşadığı sıkıntıları aşmasına da, bu kredi ile yardımcı olacaklarını savundular.

ABD emperyalizminin Rusya’ya karşı asıl güç gösterisi, Karadeniz’de 7 devletin katılımıyla “Jackal Stone” (Çakal Taş) adı verilen tatbikatın başlatılması oldu.

16 Eylül’den 24 Eylül’e kadar devam edeceği belirtilen tatbikata, NATO üyeleri ABD, Macaristan, Litvanya, Romanya, Letonya, İsveç ile henüz üye olmayan Ukrayna’nın katılacağı bildirildi. Bu tatbikat, salt Rusya’ya karşı bir güç gösterisi değil, ABD ile yardakçılarının Karadeniz’i kan gölüne çevirme yönünde attığı uğursuz bir adımdır aynı zamanda. ABD ile NATO’nun peş peşe gelen kışkırtıcı adımları, Rusya’nın tutumunda bir değişikliğe yol açmadığı gibi, Moskova yönetiminin karşı hamleleriyle dengelenmeye çalışılıyor.

Abhazya ile Güney Osetya’nın dışişleri bakanlarının Moskova’yı ziyaretinden bir hafta sonra iki bölgeyi de ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova yönetiminin iki bölgeyle çok yönlü ilişkileri geliştirme kararlılığını bir kez daha göstermiştir. Öte yandan Rusya, Azerbaycan ile ilişkileri geliştirmek için de girişimlerini hızlandırıyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i Moskova’ya davet eden Rus Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, Bush’un yardımcısı Dick Cheney’in bu ülkeyi ziyaretinden hemen sonra bu hamleyi yaptı.

Bush’un yardımcısının Bakü’de pek ilgi görmemesi, Aliyev’in ise davete hemen icabet etmesi, Azerbaycan yönetiminin Rusya ile ilişkileri iyi tutmaya çalıştığına işaret ediyor. Rusya’nın, enerji alanında işbirliğinin yanısıra, üçüncü ülkelerin bölgede askeri güç konuşlandırmasına karşı ortak tutum geliştirmeye çalıştığı bildiriliyor.

 Medvedev-Aliyev görüşmesinde Rusya’nın, Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerinin düğümlenmesine yol açan Karabağ sorununa çözüm bulmak için öneri sunduğu, bu amaçla Karabağ’da yapılacak üçlü bir zirve önerdiği gelen bilgiler arasında. Bu arada Kafkaslar’daki kararlı tutumundan dolayı Rusya’ya yaptırımlar uygulanmasını tartışan batılı emperyalistlere seslenen Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, “Onlar bir muz cumhuriyeti için birkaç gelir kaynağını kapatıp oradaki durumu daha da dramatik hale getirebilirler. Bu hesap bizde tutmaz” diye konuştu. Rusya uzmanlarının yıllık toplantısı olan Valdai Club toplantısında konuşan Medvedev, savaş aygıtı NATO şeflerine de mesaj verdi. Gürcistan’ın NATO üyesi olmasının NATO ve Kafkaslar’ın istikrarını bozacağını savunan Medvedev, “Gürcistan NATO üyesi olsa bile saldırmaktan çekinmeyiz” diye de meydan okudu.

Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Yuri Fedotov ise, Ukrayna’nın NATO üyeliği olasılığına değindiği açıklamasında, “Ukrayna’ya yönelik bir askeri müdahale planımız yok, ancak insanlar Güney Osetya’da olanları da unutmamalı” diyerek, bu konuda tepkisiz kalmayacaklarına işaret etti. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından da uyarılan Ukrayna yönetiminin, yaygın muhalefete rağmen NATO üyeliği için çaba harcaması eleştirildi. Ancak Ukrayna’daki son gelişmeler, bu ülke yönetimindeki Amerikancılar’ın güç kaybettiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko ile Yulia Timoşenko’nun partileri arasındaki işbirliğinin bitmesi üzerine koalisyon hükümetinin çökmesi, halen cumhurbaşkanı olan Viktor Yuşçenko’ya verilen desteğin ise, yapılan kamuoyu araştırmalarında tek haneli rakamlara gerilemesi, ABD işbirlikçilerinin bu ülkede ciddi bir zayıflama sürecinde olduğunu göstermektedir. Bu şartlarda Ukrayna’nın NATO üyeliği zor görünmektedir.

Rusya, Kafkaslar dışında Ortadoğu ve Güney Amerika’da da bazı girişimlerde bulunmaktadır. Rusya-Suriye arasında varılan anlaşma üzerine Rus donanmasının Akdeniz’de konuşlanmaya hazırlanması, Venezüella ile yapılan ortak tatbikat ve bu ülkeye satılan yeni silahlar, Rusya’nın son günlerde bu iki bölgeye yönelik somut adımları olmuştur.

Sonuç olarak, Kafkaslar üzerinde egemenlik kurma çatışmasına bağlı olarak yaşanan gelişmeler, gerici savaş riskini arttırmaktadır. Bu ise, anti-emperyalist, anti-kapitalist birleşik mücadelenin bölge halklarının geleceği açısından taşıdığı kritik önemi günden güne arttırmaktadır.