12 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/37

  Kızıl Bayrak'tan
  Yiyici asalakların dalaşması neyi yansıtıyor
   Abdullah Gül’ün Erivan ziyareti…
12 Eylül düzenine son vermek için devrimci sınıf hareketini yükseltelim!
Grev ve direnişlere daha güçlü destek!

Belediye TİS’lerinin gösterdikleri

Yol-İş Olağanüstü Genel Kurulu yapıldı...
  Metal grup TİS’leri tartışıldı
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Kamu emekçilerini hedef alan saldırılar gündemde…
Tabanda oluşturulacak örgütlenmelerle
mücadeleye hazırlanılmalıdır!
  KESK’in mücadele programı ve toplu görüşme sürecine ilişkin şube yöneticileriyle konuştuk…
  Bunlar engerekler ve çıyanlardır!
  Metal TİS’lerinde esneklik dayatması!
  Tuzla tersanelerinin “mazlum” patronları!
  Kapitalizm kadını neden öldürüyor?
  Kapitalizm doğayı yok etmeye devam ediyor…
  Suikast kurbanı Benazir Butto’nun dul eşi cumhurbaşkanı…
  Özel savaş aygıtı kendisini
tahkim ediyor!
M. Can Yüce
  Sol liberalizm: İllüzyon tüccarları ve kolera günleri / 2
Volkan Yaraşır
  Bültenlerden
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal TİS’lerinde esneklik dayatması!

Metal söktöründe Metal Grup Toplu Sözleşmesi kapsamına giren 100 bin metal işçisinin yanısıra örgütsüz işyerlerini de etkileyecek olan 2008-2010 Metal Grup Toplu Sözleşme görüşmeleri sürüyor. DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası’yla yapılan 3. tur görüşmesi 3 Eylül günü MESS merkez bürosunda gerçekleştirildi.

TİS görüşmesinde 12 madde ele alınırken, bu maddelerden BMİS’in sunduğu 4 madde üzerinde anlaşma sağlandı. MESS ve Birleşik Metal-İş Sendikası’nın mutabakata varamadığı 8 madde içinde ise esnek çalışma dayatmalarının yer aldığı önemli maddeler var.

Çalışma süreleri (Madde 26), Vardiya çalışmaları (Madde 28), Ara dinlenmesi (Madde 27), Çalışılmış sayılan süreler (Madde 29), Fazla çalışmanın düzenlenmesi (Madde 30) maddelerinde yaşanan tıkanmalar, MESS patronlarının bu dönemki TİS’lerde esnek çalışma uygulamasını hayata geçirmeye kararlı olduklarının göstergesi sayılıyor.

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın MESS’le yapılan 3. tur görüşmesinde tıkanma yaşanan maddelerle ilgili bilgilendirmesi şöyle özetlenebilir:

- “Sendikal izinler” konusunda BMİS, sendikal eğitim izinlerinin tüm işyerleri için 10 gün arttırılmasını ve izinlerin kullandırılmaması sonucuna varabilen işverenle mutabakat şartının sözleşmeden çıkarılmasını istedi. MESS bu teklife yanaşmadı.

- BMİS’in “Sendika aidatı”na ilişkin; sendikaya ulaştırılan aidat listelerinin bilgisayar ortamında da sendikaya verilmesi talebi MESS tarafından “elektronik ortamın güvensizliği” gerekçesiyle reddedildi.

- BMİS’in “Disiplin Kurulu” maddesiyle ilgili talebi, disiplin kuruluna sevk edilenlerin yazılı savunmalarının alınmasının kural haline getirilmesi ve yazılı ihtarın disiplin kurulu cezalarından sayılmasıydı. MESS yanaşmadı.

- Esnek çalışmanın hayata geçirilmesinde temel maddelerden biri olan “Çalışma süreleri”nin düzenlendiği maddede sendikanın talebi, denkleştirme uygulamasına karşı bir teklif olan “çalışma sürelerinin haftanın çalışılan sürelerine eşit olarak dağıtılması” oldu.

Esnek çalışma hükümlerini hayata geçirmek için çabalayan MESS ise BMİS’in teklifini reddederek, esnek çalışma hükümlerinin sözleşmede yer alması için üyelerin basınç uyguladığını gerekçe gösterdi. Esnek çalışma dayatmalarına ilişkin hazırlıklarının sinyalini verdi.

- Esnek çalışmaya ilişkin bir başka madde ise “Ara dinlenme” maddesiydi. BMİS, tüm işyerlerinde aynı biçimde uygulanmayan bu maddeye yönelik hak eşitliğinin sağlanması amacıyla tüm işyerlerinde 15 dakikalık dinlenme molalarının yaygınlaştırılmasını talep etti. MESS ise mevcut uygulamanın devamını istedi.

- “Vardiya çalışmaları”nı düzenleyen maddede sendikanın talebi iki vardiya arasındaki sürenin 16 saat olarak düzenlenmesi oldu. MESS ise mevcut durumun devamını istedi.

- Birleşik Metal-İş’in “Çalışılmış sayılan süreler” maddesindeki teklifi, işveren tarafından işyeri dışına gönderilen işçilerin yolda geçen sürelerinin ve işyerine çağrıldığı halde zorunlu nedenlerle çalıştırılmayan işçilerin çalışmış sayılmasıydı. MESS bu teklifi de kabul etmedi.

- BMİS ve MESS arasındaki 3. tur görüşmesinde son tıkanmanın yaşandığı madde ise “Fazla çalışmanın düzenlenmesi”ydi. BMİS, metal patronlarının dayattığı “denkleştirme uygulaması”yla ortadan kaldırılacak olan fazla çalışma sürelerinin korunmasını, “haftalık değil, günlük çalışma sürelerinin fazla çalışma sürelerinin belirlenmesinde esas alınmasını” teklifiyle dile getirdi. MESS ise bu maddenin eski halinde ısrarcı oldu.

3. tur görüşmeleriyle beraber metal patronlarının örgütü MESS’in iyiden iyiye gündeme getirmeye başladığı esnek çalışma dayatmaları, 16 Eylül 2008 tarihinde gerçekleştirilecek 4. tur görüşmelerinde de devam edecek.

 


Yasaya değil sermayeye bağlılar!

Tuzla tersanelerinde ardı ardına yaşanan iş cinayetleri nedeniyle zor haftalar geçiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almayan tersane patronlarına karşı yaptırım gücü olmadığını öne sürmüştü. Kendi yasalarını dahi takmayan patronlar sınıfının bu has uşağı, direnen Yörsan işçilerinin karşısında bir kez daha yasaların arkasına sığındı.

Çelik geçtiğimiz günlerde Mustafakemalpaşa Sağlık Ocağı’nın açılışı sırasında Yörsan işçileriyle görüştü. Tek Gıda-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı’nın ısrarları sonucunda gerçekleşen görüşmede bildik demagojik söylemlere bir kez daha başvurdu. Sendikal örgütlenmeden dolayı işten atıldıklarını anlatan işçiler, bakandan bu konuda adım atılmasını istediler. Buna karşı “mevzuat”ı gerekçe gösteren Çelik ise şunları söyledi:

“Ama Türkiye bir hukuk devleti. Yasalar çerçevesinde işçinin, patronun ve bakanlığın sorumlulukları var. Bize ulaşan bilgilere göre siz yetkiyi alan bir sendika değilsiniz. Sizin dosyalarınızla çok uğraştık, patronlarınızla görüştük. Bizim, sizin sendikal faaliyetlerinizi bireysel olarak desteklememiz ayrı bir şey, ama hukuki olarak, bakanlık olarak bizi bağlayan mevzuatımız var. Bize gelen müracaatlarda, yaptığımız incelemelerde, böyle bir durum söz konusu değil. Bu olmayınca da konu yargıya intikal etmiştir. Siz diyorsunuz ki, ‘Biz bunu sağladık’ ama bizdeki veriler bunu doğrulamıyor... Biz isteriz ki, bütün işçilerimiz daha güzel şartlarda çalışsın ama yasalar bizi de bağlıyor.”

İşçi sınıfı ve emekçiler için sosyal yıkım anlamına gelen her türlü yasayı meclisten geçirenler, “yasalar elimizi kolumuzu bağlıyor” yalanını kimseye yutturamazlar. Tuzla tersanelerinde güdük yasa ve tüzüklerin uygulanmamasına karşı “yapacağımız bir şey yok!” deme arsızlığını gösterenlere, “yasalar bizi de bağlıyor” sözleriyle işçilerle adeta alay edenlere verilecek biricik yanıt direnişin yükseltilmesi olacaktır.

Asalak patronların kâr hırsı kazalara yolaçıyor!

4 Eylül günü Ankara Balgat’ta bulunan Karsaklar Sementa Tekstil’de bir “iş kazası” gerçekleşti. Fabrika yönetimine göre “kaza” işçilerin ihmalkarlığından kaynaklanmıştı.

Sementa Tekstil’de 08.00-18:30 saatleri arasında çalışan işçiler, sağlıklı bir çalışma ortamından yoksunlar. Çalışma saatleri içinde işçiler arasındaki iletişimin patron baskısıyla kesildiği işyerinde lavaboya gidiş-gelişler de kısıtlanıyor.

Sementa Tekstil’de gerçekleşen “kaza”, penye bölümünde çalışan Neslihan’ın kesim bölümüne iş getirmesi ve bu sırada kesim yapan bir başka arkadaşıyla diyaloğu sırasında yaşandı.

İşyerinde kameralar tarafından her anı izlenen işçiler işi yetiştirmek için acele ediyorlar. Bu yüzden Neslihan’ın konuştuğu işçi zaman kazanmak için Neslihan’dan kesim makinasını kendisine doğru itmesini istiyor. Makinanın çalışmadığını düşünen Neslihan’ın makinaya elini uzatmasıyla dört parmağı kesiliyor.

Geçirdiği dört saatlik ameliyatın ardından, Neslihan’ın dört parmağının da derin kesildiği, orta parmağının sinirlerinin koptuğu, bir daha kullanmasının zor olduğu bilgisi verildi.

Kızıl Bayrak okuru bir tekstil işçisi, iş kazasının ardından fabrika yönetiminin tutumunu ve düşüncelerini şöyle anlatıyor:

“Fabrika yönetimi ise kazayı duyduğunda paniklemiş, ne yapacağını düşünmeye başlamıştır. Çünkü Sementa Tekstil’de 650- 700 civarında işçi çalıştırılmakta ve bu işçilerin % 80’i sigortasız çalışmaktadır. Neslihan da bu sigortasız işçiler arasında olduğu için fabrika yönetimi ecel terleri dökmeye başladı. Ancak bu bozuk düzende her şey sermayenin elinde olduğu için bunu da rahatlıkla atlatmış oldular. Neslihan’a hemen 1 aylık sigorta yaparak yeni işe başladı gösterdiler. Oysa Neslihan bir senedir Sementa Tekstil’de sigortasız olarak çalışmaktaydı.

Sementa Tekstil’de yüzlerce Neslihan aylardır, senelerdir sigortasız 450 YTL maaş ile yaşam mücadelesi veriyor. Bu gibi sorunların her zaman olacağını bilmekteler ama birlikte hareket etmek için yan yana gelememektedirler. Buradaki sorun da işçilerin işten kovulmamak için, ceza almamak için sadece daha çok çalışmayı ve daha çok iş üretmeyi düşünmeye endekslenmeleridir.

Bir kez daha yineliyoruz ki, bu gibi kazaların tek sebebi asalak patronların daha fazla kâr hırsı gütmesidir. O asalak ne kadar kâr hırsıyla yansa da o ateşi işçiler söndürecektir.”

Kızıl Bayrak / Ankara