25 Ocak 2008 Sayı: SİKB 2008/04

  Kızıl Bayrak'tan
   İşçi sınıfı ve emekçiler fatura ödeyen değil, ödeten olmalı!
  Sermaye devlet, Kürt emekçilerini düzene bağlamak için AKP’nin arkasında seferber oldu…
Kontrgerilla’nın Kızıl Elmacı kanadına “Ergenekon” operasyonu...
Yüzde 47’lik islami faşizm
Yüksel Akkaya
SSGSS karşıtı yürüyüş coşkuyla tamamlandı!
Türk-İş ve Kamu-Sen hükümetle anlaştı... 
  Türban tartışmaları ya da el kadar bezle yapılan yelken yarışı
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Genç-Sen Genel Kurulu ve sonrasına dair bir çerçeve...
  Atılım ve SGD gölge dövüşü yaparak gerçeklerin üzerini örtemez!
  Gençlik hareketinden...
  Tersanelerde iş kazaları...
  Küba seçimleri ve demokrasi...
  Venezüella’da süreç, sınıf çatışmalarını sertleştirecek yönde ilerliyor!
  İsrail barışa değil savaşa hazırlanıyor!
  ABD ile batılı müttefiklerinin küstahlığına karşı Rusya’dan yeni hamleler…
  Milliyetçilik üzerine birkaç söz
M. Can Yüce
  Ankara’da “Manifesto’nun 160. yılında marksizmin güncelliği” sempozyumu...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gençlik hareketinden...

Kamp-Üs etkinliklerinden…

Kamp-Üs’ün 2. sayısının satışına İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü’nde devam ediyoruz. Tartışmalar ve etkinliklerimiz de sürüyor.

21 Ocak günü Hrant Dink anması gerçekleştirdik. Anmadan önce Hrant Dink cinayetini anlatan bir bildiri dağıtımı gerçekleştirdik. Bildiride “‘Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamak’ için, karanlığı parçalamak için, geçmişi unutmamak, unutturmamak için türkülerimiz, şarkılarımız ile seni de yanımıza bekliyoruz!” çağrısı yaptık.

Söyleşi şeklinde geçekleştirdiğimiz anmada 19 Ocak günü Agos gazetesi önünde gerçekleştirilen anmayı değerlendirdik. Estirilen şovenist histerinin bugün tırmandırılarak devam ettiğini, Kürt halkı üzerindeki baskıların da sürdüğünü vurguladık. Gençliğin “Halkların kardeşliği” şiarını yükselterek mücadele etmesi gerektiğini dile getirdik ve söylediğimiz türkülerle anmayı bitirdik.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın ardından bütün rektörlerin “Eğitim paralı olmalıdır!” şeklinde yaptığı açıklamaları teşhir etmek için bir “Öğrenci Gazetesi” hazırladık. Bu açıklamaların yer aldığı gazete küpürlerini ve karikatürlerden oluşan bir duvar gazetesini hazırlayarak Yabancı Diller Bölümü’nde panoya astık.

“Öğrenci Gazetesi” oldukça ilgi çekti. Birçok öğrenci yazanları tartıştı. Yapılan açıklamaları duymayanlar hayrete düştüler. Biz de bu sayede birçok arkadaşımızla sohbet etme ve eğitim sistemi üzerine tartışma imkanı yakaladık.

Yabancı Diller Bölümü’nde toplu satış gerçekleştirdik. Satışlar sırasında yaptığımız sohbetlerde özellikle Hazırlık Bölümü’nde yaşadığımız sorunlar üzerine tartıştık.

Bir toplantı yaparak 3. sayının gündemlerini belirledik. İkinci dönem yapacağımız etkinlikler üzerine kısaca konuştuk. Geçen hafta yaptığımız etkinliklerin ve hafta sonu gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasının değerlendirmesini yaptık.

İstanbul Üniversitesi/Ekim Gençliği


Çukurova Üniversitesi’nde soruşturma saldırısı! 

Geçtiğimiz dönem Çukurova Üniversitesi’nde birçok saldırı yaşanmıştı. Faşist şovenist galeyan döneminde üniversitede “Atatürkçü Düşünce Derneği” adı altında faşist beslemeler eylemler organize etmiş ve R1’e azgın bir saldırı gerçekleştirmişlerdi. Polis destekli bu saldırıda atılan plastik mermilerle onlarca öğrenci ve öğretim görevlisi yaralanmış, bir öğrencinin tek gözü neredeyse göremez hale gelmişti. Saldırı sırasında dergi ve gazetelerin bulunduğu stantlar parçalanmış ve yakılmıştı. Bütün bu saldırılarla birlikte yıllardır üniversitede R1 derslikleri önünde meşru bir şekilde açılan gazete ve dergi stantları da polis ve ÖGB’ler tarafından hedef seçilmiş, süreç içerisinde gerçekleştirilen saldırılarda onlarca dergiye el konulmuş, üniversite öğrencileri kampüs içerisinde gözaltına alınmışlardı. Döneme yayılan bir şekilde üniversitede tam bir polis işgali yaşanmıştı.

Okulların tatil dönemine girmesiyle birlikte gerçekleştirilen bu saldırılar soruşturma terörüne dönüşmüş durumda. Hızını alamayan Emniyet ve Rektörlük, dönem içerisinde gerçekleştirilen saldırıları yeterli görmemiş olacak ki, bugün de, uydurma ve bir o kadar da komik gerekçelerle öğrencilere soruşturma açmaya başladı.

Üniversitede stantların basılmasına “ne oluyor” diye sormak “suç” kapsamında değerlendiriliyor ve soruşturma konusu yapılıyor. Bir savcı edasıyla hazırlanan “iddianame”, üniversitelerdeki “disiplin soruşturmaları”nın nasıl ve kimler tarafından hazırlandığını gözler önüne seriyor.

Saldırı “üniversitemizde bilim ve özgürlük düşmanları istemiyoruz, yaşasın halkların kardeşliği” dediğimiz içindir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da soruşturmalar ve saldırılar bizleri yıldıramayacak, gençliği mücadele safına çağırmaya devam edeceğiz.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği


Ege Ünivesitesi’nde soruşturma terörü!

Üniversiteler dönemi soruşturmalarla kapatıyor. Ege Üniversitesi’nde de dönem içerisinde gerçekleştirilen YÖK karşıtı eylemlilik, Ali Serkan Eroğlu anması ve ardından gelişen saldırılar gerekçe gösterilerek devrimci-demokrat öğrencilere soruşturma saldırısı başlatıldı.

Soruşturmanın tebligatı kapalı zarflarda ve zimmetli olarak öğrenci işlerine gönderilmiş. Bölümlere duyurusu yapılmayan soruşturmalar için her öğrenci ayrı ayrı çağrılıyor ve zarflar imza karşılığı teslim ediliyor. Öğrenci işleri soruşturma açılan öğrenci sayısı ve kimler hakkında soruşturma açıldığını açıklamaktan kaçınıyor.

Soruşturma terörünün dönem sonuna getirilmesi ve duyurusunda izlenen yol tepkileri kırmayı amaçlıyor.

Gözaltılar, soruşturmalar, baskılar bizi yıldıramaz!

Ege Üniversitesi/Ekim Gençliği


Uludağ Üniversitesi’nde soruşturma terörü

6 Kasım çalışmaları çerçevesinde ortak olarak çıkarılan fanzin dağıtımı sırasında iki Ekim Gençliği okuru ve bir SGD’li öğrenci gözaltına alınmış ve 56 YTL’lik para cezası kesilmişti.

Sonraki süreçte gözaltına alınan öğrencilere “kimlik göstermemek, görevli memura trip atmak ve üst aratmamak” bahanesiyle soruşturma açıldı.

Özellikle final döneminde açıklanan soruşturma sonucu öğrenciler 1 haftadan 6 aya kadar uzaklaştırma cezası aldılar.

Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’nün tüm baskılarına rağmen çalışmalarımız ikinci dönemde de artarak sürecek.

Uludağ Üniversitesi/Ekim Gençliği


“Sermaye Nazım’dan elini çek!”

Yapı Kredi Yayınları (YKY) geçen sene Nazım’ın telif hakkını alarak Nazım’ın şiirlerinin internette yayınlanmasına, yayınlarda kullanılmasına yasak getirmişti. Ancak şiirlerin karşılığının ödenmesi koşuluyla kullanılmasına izin vereceğini açıklamıştı.

Bu sene de YKY, “Bu Hasret Bizim” başlığıyla, Nazım’ın ve Vera’nın kişisel eşyaları ve özel belgelerinden oluşan bir sergi düzenliyor. 19 Ocak-22 Mart 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilecek sergide, daktilosundan cüzdanına, takım elbiselerinden oyuncaklarına, plaklarından imzaladığı kitaplarına kadar Nazım’ın Moskova’da yaşadığı döneme dair birçok kişisel eşyası sergilenecek.

Yapı Kredi şahsında sermaye düzeninin devrimci değerlerin içini boşaltma saldırılarına karşı İÜ Kamp-üs dergisi ve YTÜ Amatör gazetesi 19 Ocak’ta Taksim’de bulunan YKY önünde bir eylem gerçekleştirerek değerlerine sahip çıktıklarını haykırdılar.

“Sermaye Nazım’dan elini çek! Bu hasret bizim/İÜ Kamp-üs dergisi ve YTÜ Amatör gazetesi” pankartının açıldığı eylemde  “Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala!”, “Yazılar susmaz, yazarlar sussada!”, “Sermaye Nazım’dan elini çek!”, “Yapı Kredi’ye borcumuz yok!” ve “Değerlerimizden elinizi çekin!” dövizleri taşındı.

Açıklamada, yaşadığı dönemde Nazım’ın vatan haini ilan edildiği, bu topraklarda cezaevi dışında bir meskenin ona çok görüldüğü söylenerek sermayenin bugün O’nun üzerinden rant sağlamaya çalıştığı ve Nazım’ı tekellerine almaya cüret ettiği ifade edildi.

Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Nazım’a sahip çıkmak demek ödenen bedelleri sahiplenmektir. Nazım’a sahip çıkmak demek sınıfsız, sömürüsüz bir dünya istemektir. Nazım’a sahip çıkmak demek geçmişimize, değerlerimize, geleceğimize sahip çıkmaktır. Ödenen bedelleri sahiplenmek için, sömürüsüz bir dünya özlemi için, geçmişimize, geleceğimize, değerlerimize sahip çıkmak için Yapı Kredi şahsında sermaye düzenine ‘Sermaye Nazım’dan elini çek’ diye haykırıyoruz!”

Basın açıklamasından sonra Nazım Hikmet’in “Vatan haini” ve “Güneşi içenlerin türküsü” şiirleri okundu. Eylem sırasında çevreden alkışlarla destek verildi.

Eylem boyunca “Sermaye Nazım’dan elini çek!”, “Yaşasın devrimci değerlerimiz!” ve  “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


“ÖKM’yi a-ça-ca-ğız!”

İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesinde bulunan ve yıllardır üniversite öğrencilerinin alternatif sanat alanında önemli bir mevzisi olan Öğrenci Kültür Merkezi geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen bir komplo ile kapatıldı. Faşistlerin açtığı bir kulübün devrimci öğrencilere karşı uyguladığı provokatif davranışları bahane eden rektörlük, yıllardır beklediği fırsatı elde ederek ÖKM’nin kapısına kilit vurdu.

İÜ Öğrencileri ve İÜ ÖKM Klüpleri, ÖKM’nin kapatılmasına karşı 18 Ocak günü İÜ İletişim Fakültesi önünden anakapıya bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

“ÖKM’yi a-ça-ca-ğız!/İÜ Öğrencileri” pankartının açıldığı eylemde “Kültür-sanata zincir vurulamaz!”, “Polis-idare işbirliğine son!”, “Kariyer merkezi değil kültür merkezi istiyoruz!”, “Karanlığa teslim olmayacağız!”, “AKM, Taksim Sahnesi, Muhsin Ertuğrul, ÖKM... Şimdi sıra nerede!” ve “ÖKM’yi geri istiyoruz!” dövizleri taşındı.

Yürüyüş ve eylem boyunca “ÖKM’yi geri istiyoruz!”, “Tüccar rektör üniversiteden defol!”, “Sermaye’nin uşağı rektör istifa!”, “Herkese eşit, parasız eğitim!”, “F tipi üniversite istemiyoruz!”, “Sermaye defol üniversiteler bizimdir!” ve “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.

Beyazıt Meydanı’nda ÖKM Sahnesi, “Meso’nun önlenemez yükselişi” adlı oyunu sergiledi. İÜ Rektörü Mesut Parlak’ın göreve geldiği ilk günden itibaren açtığı soruşturmaları, verdiği cezaları, imza attığı özelleştirmeleri konu alan oyun ilgiyle izlendi. Oyunun ardından basın açıklamasına geçildi.

Açıklamada ÖKM’nin kapatılması kınandı ve ÖKM’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği aktiviteler aktarıldı. Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Biz ÖKM klüpleri ülkemizi ve üniversitelerimizi karanlığa boğmak isteyenlerin sergiledikleri bu oyunlara seyirci kalmayacağız. ÖKM’yi açacağız! Ülkemizde ve üniversitelerimizde özelleştirmelere, faşistlere ve gericilere geçit vermeyeceğiz!”

Sanatçı Orhan Aydın da eyleme destek verdi. Yaptığı konuşmada rektörden randevu talep eden Aydın, sahnesinde birçok oyun sergilediği bu kurumun kapatılmasının hesabını, rektörlüğün önce bu ülkenin sanatçılarına vermesi gerektiğini belirtti.

Yaklaşık 500 kişinin katıldığı eylem söylenen marşlar ve çekilen halayların ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Liseli gençlik çalışmalarından...

İLGP Devrim Okulları’na hazırlanıyor...

Esenyurt’ta Devrim Okulları çağrısı

Liselilerin kolektif tartışma ve eğitim platformları olan Devrim Okulları, bu yılın ara tatilinde de İLGP tarafından gerçekleştirilecek. 19 Ocak’ta yaptığımız söyleşi ile Devrim Okulları’nın çağrısını yerelimizde yaptık.

Söyleşi, gençlik hareketi tarihinden kesitler sunan ve İLGP’de mücadele çağrısı yapan sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyonun ardından ölüm yıldönümü olması sebebiyle Hrant Dink’in katledilişi ile ilgili bir tartışma yaptık. Hrant’ın katilinin bir liseli olmasından da hareketle sistemin liseliler üzerinde uyguladığı politikaları konuştuk. Rakel Dink’in ‘bir bebekten katil yaratan karanlık’ olarak tanımladığı kapitalizmin karanlığı bugün liselerde milliyetçi propagandayla yeni Ogün Samastlar yaratmaktadır. Bizim önümüzde duran görevimiz ise sistemin pompaladığı yalanlara karşı gerçeklerin devrimciliğini ortaya koymaktır.

Burjuvazinin eğitim kurumlarıyla, medyasıyla liseliler üzerinde kurduğu hegamonya tüm çıplaklığıyla gözler önündedir. Devrim okulları da  bu hegamonyayı dağıtmanın bir aracıdır. Aynı zamanda yapacağımız tartışmalar kişisel ve örgütsel gelişimimizi sağlayarak yeni döneme daha güçlü girmemizi sağlayacaktır.

Konu başlıkları üzerinden de bir tartışma yürüttük. Kapitalizmin bilimsel eleştirisi, liseli gençlik çalışmasının sorunları ve yeni dönem gündemleri ve devrimci kimlik başlıkları üzerinden devrim okullarını örgütleyeceğiz. Söyleşimizi etkinliğe katılan bütün akadaşlarımızın liselerinde ve dershanelerinde Devrim Okulları’nın çalışmasını yapmaya çağırarak bitirdik.

Esenyurt İLGP


Anadolu Yakası İLGP Devrim Okulları’na hazırlanıyor…

İLGP olarak her tatil döneminde olduğu gibi bu ara tatil döneminde de Devrim Okulları çalışması örgütleme kararı aldık. Devrim okulları ile ara tatil dönemini verimli tartışmalara konu etmek ve bu sayede çalışmamızı her açıdan güçlendirme hedefini taşıyoruz.

Anadolu Yakası İLGP olarak Devrim Okulları hazırlık sürecine şenlik ile başlamaya karar verdik. Böylece çalışmamız güçlü bir ön hazırlık ile daha geniş bir kitleye duyurulmuş olacaktı. Şenlik hazırlıkları kapsamında yerellerimizde tiyatro, müzik ve şiir grupları oluşturarak etkinlik programımızı kendi imkanlarımızla oluşturmanın daha doğru olacağına karar verdik. Bu sayede yerellerde kurumsallaşma olanağımız da güçlendi.

Şenlik çağrısı olabildiğince geniş bir alanda yapıldı. Sultanbeyli’den Kartal’a, Pendik’ten Maltepe’ye kadar birçok dershane ve lisede şenliğimizin duyurusunu yaptık. Son hafta davetiye kullanımı ile çağrımızı güçlendirdik.

Şenlik yapılacak yerin son anda teknik bir sorundan dolayı değişmesi, programımızın geç başlamasına sebep oldu. Ancak bu değişiklik, programımızın kendisine bir etkide bulunmadı. Etkinlik programı ilk önce sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyonun ardından saygı duruşuna geçildi. İLGP adına açılış konuşması için bir yoldaşımız sahneye çıktı. Yaşanan aksaklıkların doğal olduğu vurgusunun ardından, asıl önemli olanın liseli gençliğin kendi emeği ve çabasıyla bir organizasyona girişmesi olduğunu anlattı. Konuşmanın ardından bir okulumuzdan arkadaşlarımızın hazırladığı tiyatro oyunu sergilendi.

İLGP’li bir yoldaşın kapanış konuşması ile etkinlik sona erdi. Yoldaş konuşmasında yaşadığımız teknik sorunlara rağmen amacımızın ne olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Konuşmasına içinden geçtiğimiz günün tarihsel önemi ile devam etti. Hrant Dink’in vurulmasının bir tesadüf olmadığı, son süreçte Kürtçe müzik dinlediği için linç edilenler, Alevi olduğu için dayak yiyen öğrenciler olduğunu, bu saldırıların hepsinin bir bütünün parçalarını oluşturduğu söyledi.

Teknik anlamda bir dizi sorun yaşanmış olmasına rağmen şenlik, hedeflenen politik düzeyin yakalanması ile önemli bir yerde duruyor.

Anadolu Yakası/İLGP


İzmir: LGP’lerde örgütlenmeye!

Okulların tatile girmesine az bir süre kalırken çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.

İzmir’de dersaneye giden arkadaşlarımıza İzmir Liseli Gençlik Platformu Girişimcileri olarak sesimizi ulaştırmak için dersane önlerinde bülten dağıtımı yapmayı kararlaştırdık. İzmir Liseli Gençlik Platformu Girişimi’nin yayını olan “Ticari Eğitime Karşı KATALİZÖR”ün dağıtımına başladık.

Dağıtıma liseli gençlerden yoğun bir ilgi oldu. Dersanelere yönelik ilk defa böyle bir faaliyetin örgütlenmesi, ticari eğitimin en somut yaşandığı bu kurumlarda okuyan liselilere gerçekleri anlatmak bakımından iyi bir propaganda imkanı sağladı. Önümüzdeki günlerde ara tatilin başlamasıyla birlikte çalışmamızı dersanelere taşıyarak dersane gençliğini de mücadeleye çağıracağız.

Ayrıca Katalizör’ün 2. sayısının çıkarılması için hazırlıklarımızı sürüyor. Birçok lise ve dersaneden toplanan yazılarla yepyeni ve daha etkili bir sayıyla liselilerin sesi-soluğu olacağız.

Bu hafta içinde Liseli Gençlik Platformu Girişimcileri olarak bir aktivist toplantısı gerçekleştireceğiz. Buradan aldığımız güçle, liseli gençliğin ticari eğitime karşı bir mevzisi olacak platformumuzun kuruluşuna odaklanarak çalışmalarımızı hızlandıracağız.

İzmir Liseli Gençlik Platformu (Girişim)