26 Ekim 2007 Sayı: 2007/41(41)

  Kızıl Bayrak'tan
   Hedeflerinde sadece Kürt halkı değil,
işçi ve emekçiler de var!
  Şovenist histeriye ve faşist kudurganlığa karşı devrimci direniş!..
Düşman Kürt halkı değil, sermaye düzeni ve devletinin kendisidir!..
Felakete doğru uygun adım - Haluk Gerger
Sermaye saldırıyor,
İMF daha fazlasını istiyor!
“Türk” Telekom ve grev hakkı - Yüksel Akkaya..
  Sermaye sınıfı ve sendika bürokrasisi
Telekom grevini boğmak için harekete geçti!
  Telekom greviyle dayanışmayı
yükseltelim!
  Türkiye Cumhuriyeti ve Ortadoğu - Haluk Gerger
  “Küreselleşme”, sendikasızlaştırma
ve yoksullaştırma/3
Yüksel Akkaya
  Sosyalist Kamu Emekçileri’nden çağrı:
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Uluslararası tekellerin kârı uğruna Kaz Dağları feda ediliyor...
  Rusya-İran işbirliği pekişiyor...
  Sürgünden dönen Benazir Butto’ya suikast girişimi...
  Dünyadan...
  Özel savaşta yeni aşama... - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tersanelerde mücadele sürüyor...

TİB-DER: “Ölümler durdurulsun, ücretler ödensin!”

Tuzla tersaneler havzasında kölece çalışma koşullarına karşı TİB-DER öncülüğünde yürütülen mücadele büyüyor. 9 Aralık günü yapılacak olan 2. Tersane İşçileri Kurultayı’na yürüyen Tersane İşçileri Birliği Derneği kurultay öncesinde adımlarını sıklaştırıyor.

Tersanelerde yaşanan iş cinayetlerine ve hak gasplarına her gün bir yenisi ekleniyor. Geçtiğimiz aylarda yaşanan 5 işçinin ölümünün ardından, 21 Ekim günü, Sadıkoğlu (Erkal) Tersanesi Minhan taşeronunda iskele formeni olarak çalışan Hasan Macar isimli işçi vincin taşıdığı dev blok ile gemi yan duvarı arasına sıkışarak can verdi. Tersane İşçileri Birliği Derneği yöneticilerinin çabalarıyla açığa çıkarılan ölüm haberi tersane patronlarının kâr hırsını bir kez daha gösterdi. Erkal patronu iş cinayetini gizlemek için Macar’ın cesedini adli tıptan alındıktan sonra Yunanistan’a gönderdi. İş cinayeti, Tuzla Devlet Hastanesi’ndeki bir polisin sözleriyle doğrulandı.

İş cinayetini protesto eden tersane işçileri 24 Ekim günü saat 07.30’da Desan Tersanesi önünde toplandılar. TİB-DER üyesi tersane işçileri “İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın! Ölümler durdurulsun!/TİB-DER” pankartını açarak Sadıkoğlu Tersanesi’ne yürüyüş düzenlediler. Tersane patronlarını hedef alan TİB-DER üyeleri yürüyüş boyunca “Katil Erkal hesap verecek!”, “Tersane işçisi köle değildir!”, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Hasan Macar aramızda!”, “Tersaneler cehennem işçiler köle kalmayacak!”, “Katil GİSBİR hesap verecek!” sloganlarını attılar.

Yürüyüşün ardından GİSBİR’in hemen yanında bulunan Sadıkoğlu (Erkal) Tersanesi’ne gelindi. Tersane İşçileri burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Burada kısa bir konuşma yapan TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu, “Geçtiğimiz bir ay içinde 13 günde 5 işçi arkadaşımızı iş cinayetlerine kurban verdik. Bunun üzerine iş cinayetlerini genel olarak kamuoyunun gündemine taşımak amacıyla Taksim’de eylemler yaptık. Bizler yaptığımız eylemlerle iş cinayetlerinin, kuralsız çalışmanın son bulmasını isteyerek GİSBİR’den hesap soracağımızı dosta düşmana haykırdık. Buradan bir kez daha söylüyoruz, mücadelemiz hızlanarak sürecek!” dedi. Dernek başkanı servislerinden inerek işbaşı yapmaya hazırlanan tersane işçilerine, iş cinayetlerine ve ücret gasplarına karşı mücadele çağrısı yaptı.

Ardından TİB-DER adına basın açıklamasını Dernek Yönetim Kurulu üyesi Cahit Atalay yaptı. Tersane patronlarının 25 bin tersane işçisinin sigorta, ücret ve sosyal haklarının yanısıra yaşam hakkına da göz diktiğini söyledi. “Tersane patronlarının örgütü GİSBİR iş güvenliği tedbirlerini almadığı yerde bu sorun işçilerin örgütlü mücadelesiyle çözülmelidir. Bizler Tersane İşçileri Birliği olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınıncaya kadar eylemlerimizi ve mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz” dedi. Eyleme 30 işçi katıldı.

İş cinayeti protestosunun ardından eylem Desan Tersanesi önünde devam etti.

23 Ekim günü ücretlerini alamadıkları için Tersane İşçileri Birliği Derneği’ne başvuran Desan Tersanesi bünyesinde Koç Denizcilik adlı taşeron firmada çalışan ve 2 aydır ücretleri ödenmeyen 15 işçi sabah saat 08.30’da tersane önünde direnişe geçti. 18 bin Ytl ücret alacağı için taşerona ulaşmaya çalışan işçiler, patronlara ulaşamayınca TİB-DER‘e başvurdu. TİB-DER çalışanları önce taşeronla, ardından tersane patronuyla görüşerek ücret alacaklarını talep ettiler. Ancak taşeron, işçilerin ücretini ödeyemeyeceğini, tersane patronu ise sorunun muhatabı olmadığını söyledi. Bunun üzerine işçiler toplantı yaparak direniş kararı aldı. Fakat aynı günün gecesi taşeron ve tersane patronu Derneği işçilerden yalıtmak için, ustabaşını arayarak işçilerin ücretlerini ödeyeceklerini söyledi. Ustabaşına rüşvet de teklif eden tersane patronu işçilerden dernekle olan ilişkilerini kesmesini istedi. Ancak işçiler parayı kabul etmedi. 24 Ekim günü Sadıkoğlu Tersanesi önündeki eylemden sonra DESAN Tersanesi önünde direnişe geçildi.

TİB-DER yöneticileriyle beraber “İş cinayetlerine, ücret gasplarına karşı direniyoruz!/TİB-DER“ pankartı açarak Desan Tersanesi önüne yürüyen tersane işçileri yürüyüş boyunca “Ücret haktır gaspedilemez!”, “Sigorta haktır gaspedilemez!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Tersane işçisi köle değildir!” sloganlarını attılar.

Tersane patronu Cengiz Kaptanoğlu’nun vekili, idari amirler, iş emniyeti amirleri ve ihanetçi sendika DOK Gemi-İş Sendikası işyeri temsilcisi ile TİB-DER arasında yapılan görüşme sonucunda 15 işçinin alacaklarının ödenmesi kabul edildi ve kısa bir süre sonra ödendi. Tersane patronları kararlı tutum karşısında ücretleri ödemek zorunda kaldılar.

Ücret gasplarının sürekli gündeme geldiği tersanelerde işçiler ücret alacakları için Dernekleri’ne başvuruyorlar. Bugüne kadar bir dizi tersanede ücret gaspları üzerinden şekillenen tersane direnişlerinde Dernek öncü bir güç olmuş, tersane patronlarının korkulu rüyası haline gelmiştir. Bu nedenle tersane patronları ve uşakları TİB-DER’e bu kadar çok saldırıyorlar. İşçiler içerisinde “bunlar devlet düşmanı” fikrini yaymaya çalışıyorlar.

Bugüne kadar gerek direnişlerle gerekse direnişe gerek kalmadan yüzlerce işçinin ücret alacağını dişe diş bir mücadele anlayışıyla çözdük. Ancak bu sorun tüm yakıcılığıyla orta yerde duruyor. Bu konuda parçalı direnişler yerine birleşik bir direniş fikri tersane işçilerine anlatılmalıdır. Bundan dolayı 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nın da temel gündemi olan tersane grevi daha fazla yakıcı bir ihtiyaçtır.

Tersane İşçileri Birliği


 

TİB-DER’den duyuru ve çağrı

Tuzla tersaneler cehenneminde ağır çalışma ve sömürü koşulları altında çalışan tersane işçileri olarak, havzada yaşadığımız sorunlarla ilgili başta tersane havzası olmak üzere her yeri eylem alanına çevirdik. Sorunlarımızı daha geniş kamuoyuna etkin bir şekilde duyurabilmek için de Taksim’de 3 haftalık bir eylem takvimi belirledik.

Bu eylemlerden ilkini 7 Ekim tarihinde Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirdik. İkinci eylem ise eylem takvimimizde de belirttiğimiz gibi 21 Ekim 2007 tarihinde olacaktı. Ancak 21 Ekim tarihinin “anayasa referandumuna” denk gelmesi ve referandumun da “seçim yasakları” kapsamına alınmış olması nedeniyle 21 Ekim Pazar günü yapacağımız basın açıklaması ve oturma eylemimizi bir hafta erteledik.

Tüm ilerici güçleri, sendikaları, kitle örgütlerini, devrimci güçleri düzenleyeceğimiz eylemlere katılmaya, destek olmaya çağırıyoruz.

Yeni eylem takvimiz şöyle:

* 28 Ekim 2007 (Pazar)

“İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın! Ölümler durdurulsun!” talebiyle oturma eylemi

Yer: Galatasaray Postanesi önü

Saat: 13:00

Toplanma saati ve yeri: 12:30, Emek Sineması önü

* 4 Kasım 2007 (Pazar)

Yer: Galatasaray Postanesi önü

Saat: 13:00

Toplanma saati ve yeri: 12:30, Emek Sineması önü

Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER)


 

İşçi ve emekçi eylemlerinden...


İzmir’de işçi toplantısı...

21 Ekim günü Çiğli İşçi Platformu işçi toplantısı gerçekleştirdi. Çiğli Organize’de örgütlenme sorunlarının tartışıldığı toplantıda, şu an İzmir’de yaşanan direniş ve grevlerle dayanışmak için neler yapılması gerektiği konuşuldu. Toplantıya Çiğli Telekom’da grevlerine devam eden işçilerden de katılanlar oldu. Yapılan konuşmalarda Çiğli Organize işçisiyle Telekom işçisinin aynı sınıfa mensup olduğu ve sınıf dayanışmasının önemi vurgulandı. Ayrıca grevin kazanımla sonuçlanması için dayanışmanın önemi ifade edildi.

Toplantıda vurgu yapılan bir başka konu bağımsız taban örgütlenmelerinin önemi oldu. Sendikalı-sendikasız tüm işyeri ve fabrikalarda taban iradesinin açığa çıkması ve sınıf hareketinin güçlenmesi için taban örgütlülüğünün özel önemine dikkat çekildi.

Toplantıda Çiğli İşçi Platformu adına yapılan konuşmada şu an direnişte olan Akdeniz Selçuk Nakliyat işçileri ve grevdeki Telekom işçileriyle dayanışmak için yapılan destek ziyaretlerinin önemi anlatıldı. Ayrıca Telekom işçilerinin grevini Çiğli halkına anlatabilmek ve desteğini sağlamak için neler yapılması gerektiğine dair öneriler sunuldu. Öneriler sonucunda, Çiğli Organize işçilerinin çıkarmış olduğu Çiğli İşçi Bülteni’nin değerlendirilmesi, bildiri hazırlanması ve dayanışma amaçlı etkinliklerin sürece uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir


37 emekçiye hapis cezası!

14 Aralık vizite eyleminin davalarından emekçilere hapis cezası çıktı. Geçen yıl 14 Aralık’ta KESK’in çağrısıyla gerçekleşen iş bırakma eylemi doğrultusunda eylem yapan Balıkesir’in Gönen ilçesinden 36 eğitim emekçisine önce “görevi ihmal”den idari soruşturma açıldı. Bu soruşturmalar takipsizlik kararı ile sonuçlandı. Ancak ardından Gönen Cumhuriyet Savcılığı, 36 emekçiye, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Kamu görevinin terki veya yapılmaması” şeklinde düzenlenen 260. maddenin 1. ve 2. fıkralarına dayanarak, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası istemi ile 27 Ağustos’ta iddianame hazırladı ve dava açtı. Öğretmenlerin yargılandığı bir başka madde ise TCK’nın 53. maddesi. Buna göre, mahkumiyet verilmesi durumunda infazdan sonra da verilen cezanın yarısından bir katına kadar hak ve yetkilerinin kullanılmasının yasaklanması öngörülüyor. 16 Ekim günü hakim karşısına çıkan ve ikinci duruşmaları 28 Aralık tarihine ertelenen öğretmenler sendikal haklarını kullandıkları için yargılanıyorlar!

Konuyla ilgili açıklama yapan Eğitim-Sen Gönen temsilcisi, bu davanın sendikalı olmak isteyenlere gözdağı vermeyi amaçladığını vurguladı.


“Sağlık hakkı gaspedilemez!”

20 Ekim günü Numune Hastanesi’ne bağlı Seyhan Uygulama Hastanesi’nde bazı servislerin taşerona verilmesi üzerine açılan davanın kazanılması ile ilgili Adana Tabip Odası’nda bir basın toplantısı gerçekleştirildi.

SES, ATO ve Dev Sağlık-İş adına okunan basın metninde dava süreci anlatıldı. “Biz SES, Dev Sağlık İş ve Tabip Odası olarak bu taleplerimizin takipçisi olacağız ve gerek sağlık hakkının gaspedilmesine ve gerekse sağlık çalışanlarının hak arama mücadelesine öncülük etmeye devam edeceğiz” denildi.

Kızıl Bayrak/Adana


Ver.di’den TÜMTİS’le dayanışma kararı...

TÜMTİS üyesi işçilerin Akdeniz Selçuk Ambarı’nda, örgütlenme çalışmaları sırasında uğradıkları saldırılar ve gözaltılar Almanya kamu emekçileri sendikası Ver.di’nin 2. Kongresi’nde gündeme alındı.

Örgütlenme faaliyeti yürüten TÜMTİS üyesi işçiler ve sendika yöneticileri önce işverenin silahlı adamlarının saldırısına uğramış, ardından polisin biber gazlı müdahalesi ile gözaltına alınmışlardı. TÜMTİS’in kardeş sendikası olan Ver.di, kongresinin uluslararası dayanışma bölümünde oybirliği ile alınan karar gereği, sendika merkez yönetimi ve başkanlar konseyi, çalışma bakanlığı ve başbakanlık düzeyinde girişimlerde bulunacak.


Süper Kargo’da direniş kazandı!

Süper Kargo patronu tarafından İstanbul Kartal ve Bursa’da işten atılan Türk-İş’e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) üyesi kargo işçilerinin kararlı direnişi kazandı. Sendika üyesi işçilerden Kartal’da 5, Bursa’da ise 9 kişi işten atılmıştı.

İşçiler 48 gün boyunca sürdürdükleri direnişlerinin ardından işverenle yapılan pazarlıklar sonucunda işlerine geri döndüler. Sendikalı olarak 15 Ekim’de işe başlayan işçilerin ücret ve çalışma koşulları önümüzdeki günlerde başlayacak olan TİS görüşmelerinde belirlenecek.

TÜMTİS Merkez Yönetim Kurulu, “İşten çıkarılan Süper Kargo işçileri kazandılar! Sendikalı olarak tekrar işe başladılar!” başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı. Örgütlenme çalışması çerçevesinde Kartal’daki işyerinde Çalışma Bakanlığı tarafından çoğunluk tespitinin yapıldığı, Bursa’da ise yetkinin alındığı açıklandı, Süper Kargo işçilerinin kazanımının işçi sınıfının başarısı olduğu vurgulandı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Türk Sağlık-Sen’den Sağlık Bakanlığı önünde eylem...

Radyoloji teknisyenlerinin çalışma saatlerinin günlük 5 saatten 9 saate çıkarılması sağlık çalışanları tarafından tepki ile karşılandı. Türk Sağlık-Sen üyeleri, 18 Ekim günü Sağlık Bakanlığı önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Türk Sağlık-Sen Başkanı eylemde yaptığı konuşmada yeni genelgelere dayalı uygulamaların kabul edilemez olduğunu, konuyla ilgili dava sürecini başlattıklarını ifade etti. Bir an önce bu uygulamaların kaldırılarak, sağlık çalışanlarının zaten kötü olan çalışma koşullarını bir an önce düzeltmesi gerektiğini vurguladı. Eylemde “Bakan uyuma, çalışana sahip çık!”, “Durmak yok, eylemlere devam!” sloganları atıldı. Çalışanların getirdiği temsili siyah tabut Sağlık Bakanlığı önüne bırakıldı. Tabutun üstünde “Mesleği: Radyoloji teknisyeni, Hastalığı: Kanser, Katili: Sağlık Bakanı” yazılı bir kağıt iliştirildi.

Yaklaşık 100 sağlık emekçisinin katıldığı eylemde radyoloji çalışanlarının yaşadıkları sağlık sorunları ve radyasyon tehlikesini ifade eden dövizler taşındı.

Kızıl Bayrak/Ankara


KESK çalışanlarından çağrı…

Tüm Bel-Sen Genel Merkezi’nin “ekonomik gerekçelerle” işine son verdiği 8 sendika çalışanının mücadelesi sürüyor. Tüm Bel-Sen Genel Merkezi önünde gerçekleştirdikleri eylemlerin ardından genel merkez önünde oturma eylemine başlayan sendika çalışanlarının mücadelesine İstanbul’daki KESK çalışanları da destek vermeye devam ediyorlar.

Aksaray’daki Tüm Bel Sen 1-5 No’lu Şube binasında iki hafta gerçekleştirilen oturma eyleminin ardından çalışanlar 17 Ekim günü KESK’e bağlı sendikaların yöneticilerini Tez Koop-İş 2 No’lu Şube Başkanlığı imzasını taşıyan bildirilerle karşıladılar. İstanbul Tabip Odası’nda yapılan KESK şubeleri toplantısı öncesinde, işten atmaların toplantı gündemine taşınması talebiyle bildiri dağıtıldı. Bildirinin son bölümünde KESK çalışanlarının 3 Kasım Ankara Mitingi’nde kendi pankartlarıyla “Tüm çalışanlara sendika hakkı ve iş güvencesi!” talebiyle katılacakları açıklandı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Radyasyon vitamin değildir!

SES İstanbul Şubeleri, 24 Ekim günü, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde gerçekleştirdikleri eylemle, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 8 Ekim tarihli, radyasyonla çalışan personelin çalışma saatlerini 5 saatten 9 saate çıkaran genelgenin iptal edilmesini talep ettiler.

100’ü aşkın sağlık emekçisinin katıldığı eylemde “SES İstanbul Şubeleri” pankartı ve “Radyasyona karşı tam koruma!”, “Radyasyon öldürür!”, “Genelge geri çekilsin!”, “Bile bile Çernobil!”, “Radyasyon vitamin değildir!”, “Çalışma koşullarımız düzeltilsin!” dövizleri açıldı. “9 saat çalışmaya hayır!” ve “Radyasyon vitamin değildir!” sloganları atıldı.

Açıklamada sendikanın 8 maddelik talebi sıralandı. “Sağlık Bakanlığı’nı yönetmelik ve genel yazıyı derhal iptal etmeye ve günde beş saaten fazla çalıştırmaya son vererek gerekli önlemleri derhal almaya, TAEK’i de tüm iyonizan ve radyasyonla çalışanları inceleyerek sonuçlarını kamuoyuna açıklamaya ve koşulları taşımayan yerlerin faaliyetlerini durdurmaya çağırıyoruz” denildi. Açıklama, SES İstanbul Şubeleri’nin 31 Ekim günü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi önünde saat 12:30’da yapacağı eyleme çağrı ile sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul