26 Ekim 2007 Sayı: 2007/41(41)

  Kızıl Bayrak'tan
   Hedeflerinde sadece Kürt halkı değil,
işçi ve emekçiler de var!
  Şovenist histeriye ve faşist kudurganlığa karşı devrimci direniş!..
Düşman Kürt halkı değil, sermaye düzeni ve devletinin kendisidir!..
Felakete doğru uygun adım - Haluk Gerger
Sermaye saldırıyor,
İMF daha fazlasını istiyor!
“Türk” Telekom ve grev hakkı - Yüksel Akkaya..
  Sermaye sınıfı ve sendika bürokrasisi
Telekom grevini boğmak için harekete geçti!
  Telekom greviyle dayanışmayı
yükseltelim!
  Türkiye Cumhuriyeti ve Ortadoğu - Haluk Gerger
  “Küreselleşme”, sendikasızlaştırma
ve yoksullaştırma/3
Yüksel Akkaya
  Sosyalist Kamu Emekçileri’nden çağrı:
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Uluslararası tekellerin kârı uğruna Kaz Dağları feda ediliyor...
  Rusya-İran işbirliği pekişiyor...
  Sürgünden dönen Benazir Butto’ya suikast girişimi...
  Dünyadan...
  Özel savaşta yeni aşama... - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Anadolu Yakası’ndan Telekom işçileriyle grev süreci üzerine konuştuk...

“Gücümüz birliğimizdir!”

Zafer Yolcu: Şu anda sendikamız çok keskin konuşsa da tabanda bir örgütlülük yok. Örgütlülüğü geliştirmek için taban örgütlülüklerinin yaratılması gerekiyor. Taban komitelerinin her işyerinde acilen geliştirilmesi lazım. Her işyerinde bizim 9 santralimiz var. Bu santrallerin önünde bütün işçi arkadaşlarımızı toplayıp grev çadırları kurmamız gerekiyor. Kurduğumuz çadırlarla emekten yana sendikaları, dostlarımızı ağırlayıp deneyimlerimizi paylaşmamız gerekiyor. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var, çünkü Türk Telekom işçisinin grev konusunda tecrübesi yok fazla. Biz bu konuda işçi arkadaşlarımızı zorluyoruz. Dün Erenköy Santrali’nin önünde müdür benim pankartımı indirmeye çalışıyordu ama ben buna izin vermedim. Bu davranış öyle bir yankı yarattı ki, işçi arkadaşlarım benim davranışımı doğru buldular. Kısacası şunu söylüyorum; bizler en başta kendi gücümüze, birliğimize dayanarak bu mücadeleyi ileriye taşımayı düşünmeliyiz. Bizim birliğimiz diğer sendikaların bize destek vermesi, çekim merkezi oluşturmamız açısından önem taşıyor. Tıpkı Havayolu çalışanlarının toplu sözleşme sürecinde sermayeye geri adım attırdığı gibi Telekom işçisi de üretimden gelen gücünü kullanarak grev silahını işverene yöneltmelidir. Ama ilk önce örgütlülük diyorum. Ve bu süreçte tüm sendikaları, emekten yana olan herkesi Telekom işçisiyle dayanışma içinde olmaya çağırıyorum.

Tokay Yılmaz: 20 yıllık işçiyim. Biz haklarımızı verdiğimiz şanlı mücadeleler sonucunda kazandık. Bunun bilincinde olarak davranmak gerekiyor. Örneğin maden işçilerinin şanlı direnişleri ve ‘89 Bahar eylemlilikleriyle verilen mücadeleler sonucunda şu andaki haklarımızı kazanabildik. Onurlu bir gelecek, onurlu bir başkaldırı şimdiye kadar Telekom’da sergilenemedi. Telekom işçisi böyle direnişte ilk defa yer alıyor. Ve bu grevin başarıya ulaşması sınıf dayanışmasının güçlendirilmesine, diğer sendikaların, kitle örgütlerinin desteğine bağlıdır. Biz bu tecrübelerden faydalanmak zorundayız. Yoksa sendika ağalarının insafına bırakılmış bir grev süreci Telekom işçisinin başarıya ulaşmasını sağlamayacaktır. Artık Telekom işçisi ekmek mücadelesini pratik olarak yaşıyor ve bu süreç iyi değerlendirildiği taktirde kazanımlar artacaktır diyorum. Telekom işçisinin bu mücadeleyi başarıya ulaştırmasının tek yolu kendi özgücüne dayanarak dayanışmasını, örgütlülüğünü geliştirmesindedir.

Şerafettin Kılıç: Telekom işçisi olarak tüm arkadaşlar buradayız. İşverenin uzlaşmaz tutumuna karşı alanlardayız. Şimdiye kadar gözardı edilen haklarımızı almak için bu mücadeleyi başlattık. Reklam için Cem Yılmaz’a verilen ücretin sadece %5’ini istiyoruz. İşveren bu kadarını bile bize çok görüyor. Tüm kitle örgütlerini, kardeş sendikaları Telekom işçisiyle dayanışma içinde olmaya çağırıyorum. Ayrıca hizmet verdiğimiz tüm aboneleri de bu mücadelede yanımızda görmek istiyoruz.

Sabri Önal: Grevin bize birtakım sıkıntılar getireceğini iyi biliyoruz ama buna rağmen bunu göze aldık. Çünkü biz ekmeğimize sahip çıkmamız gerektiğinin bilincindeyiz. İşçi örgütü olarak bu kurumun birileri tarafından peşkeş çekildiğini biliyoruz. Çalışanlara, bu kurumu var eden insanlara iftiralar atılıyor. Satılmış basın kamuoyunu yanlış bilgilendirerek patron yanlısı davranıyor. Gerçeklik böyle değildir. Patronların işçi düşmanı, çalışan düşmanı, yoksul düşmanı oldukları bir kez daha açığa çıkmıştır. Biz ezilenler olarak, işçi sınıfı olarak ekmeğimize sahip çıkarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu haksızlığa karşı boş durmayacağımızı iyi bilsinler. Bu süreçte işçi kardeşlerimizi, sınıf kardeşlerimizi bizimle dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz. Gücümüz birliğimizdir!

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Telekom işçileriyle grev süreci üzerine konuştuk...

“Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”

- Grev sürecine ilişkin ne düşünüyorsunuz, süreci nasıl görüyorsunuz?

Ali Küçükoçkaya (Haber-İş 1 No’lu Şb. Sek.): Grevimizin 5. gününde demokratik kitle örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, devrimci mücadeleye ve sınıf hareketine inanmış gazete ve dergilerden tüm dostlarımızla birlikte grevimizi devam ettirdik. Biz bu konuda başarılı olacağımıza inanıyoruz. Üyelerimiz de aynı inançla hareket ediyor. Özellikle İstanbul’da greve %100 katılım var. Bütün oyunlara, tehditlere rağmen işçi arkadaşlarımız işverenin oyununa gelmedi, sendikasının yanında bu kavgayı sürdürüyor.

Türkan Aladağ (Haber-İş Anadolu Yakası Acıbadem Telekom Müdürlüğü Bilişim Ağları bölümü teknisyeni): Toplu sözleşme görüşmelerimiz 1 Mart itibariyle başladı ve 8 ay boyunca yürütüldü. Bu 8 ay boyunca elimizden gelen fedakarlığı sendika olarak gösterdik. Ancak olmazsa olmaz maddelerimiz vardı. Bunun en başında da “eşit işe eşit ücret” talebi yer alıyordu. Örneğin ben teknikerim ve yüksekokul mezunuyum. Ben 1300 YTL maaş alıyorum, benim durumumdaki teknik bir eleman ise 2200 YTL maaş alıyor. Aradaki bu ücret uçurumu ister istemez psikolojimizi de, işe olan motivasyonumuzu da bozuyor. 13 bin ilkokul mezunu arkadaşımız var. En çok canımızı sıkan da bu zaten. Yani bir yerde Türk Telekom yüksekokul mezunu olmamızdan kaynaklı bizi çalıştırmak ister, ama 13 bin personel bizim belkemiğimizdir. Türk Telekom’un altyapısını oluşturan arkadaşlarımızdır. Onlara ne olacaksa bize de aynısı olsun istiyoruz. Ya onlarla ya da hiçbirimiz. Biz kesinlikle ve kesinlikle o arkadaşlarımızı yarı yolda bırakmayız. Bence buradaki amaç onları yoketmektir. Ama bu kurumun altyapısını yapan onlardır. O yüzden sonuna kadar direneceğiz. Bir ay, iki ay veya üç ay olur, ama şunu söylemek isterim ki bizde grev kırıcılığı olacağını sanmıyorum. Sonuna kadar devam edeceğiz.

- Şu anda Telekom işçisinin morali ne durumda?

Ali Küçükoçkaya: İşçilerin morali yüksek. Beklediğimizin daha da üzerinde bir moralle devam ediyor.

- Şu anda hizmet üretiliyor mu?

Ali Küçükoçkaya: Kapsam dışı personelle devam ediyorlar. Ancak bizim bölümlerde onlar çalışmadıkları için bizim esas işimiz olan şebeke işini yapamıyorlar. İdari kısımdalar ama onun da çok büyük bir ağırlığı yok.

- Greviniz Türk Telekom’un altyapısında ne gibi sorunlar doğuruyor veya doğurabilir?

Ali Küçükoçkaya: Yağmurun yağması ve doğal olaylarda Türk Telekom’un şebekesinin çökeceğine inanıyorum ben. Çünkü arızalar giderilmiyor ve sadece bilgisayardan düşürüp göstermelik işlem yapıyorlar. Yani bu iş iki veya üç gün daha uzarsa Türkiye’de ADSL ve buna bağlı çalışan alanların hepsi çökecek.

- Arıza ihbarlarının her geçen gün arttığı söyleniyor ve bunun Türk Telekom şebekesi için büyük bir sorun olduğu ifade ediliyor. Teknik olarak grev süreci Türk Telekom’un yapısında ne gibi sonuçlar yaratabilir?

Türkan Aladağ: Şu anda arıza sıfırmış gibi gösteriyorlar. Arızaların istatistiğini aldım ve 19 Ekim tarihi itibariyle Türkiye genelinde 60 bin şebeke arızası var. Bunu öyle bir yapıyorlar ki sabunlayıp yok ediyorlar. Bunu vatandaşa hissettirmemeye çalışıyorlar. Bilişim ağlarında çalışıyorum, ADSL arızalarına bakıyorum ve şebekeyi de çok iyi biliyorum. Arıza OTB’ye geliyor ve kapatılıyor. Tabii ki bu birçok alanı (sağlığı, basını, emniyeti, hastaneleri, askeriyeyi) etkiler. Sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Biz Genel Başkanımızın da belirttiği gibi “vatan haini” değiliz. Gerçek vatan haini bu kurumu Fransız’a, Alman’a, Ürdünlü’ye satanlardır. Türk Telekom işçisi şu anda yabancı sermayenin altında eziliyor.

- Son olarak söylemek istedikleriniz...

Ali Küçükoçkaya: İşçi sınıfının sorunlarıyla ilgilenen, sınıf hareketinin özünü benimsemiş herkesi grevimizle dayanışmaya çağırıyorum. Sermayeye karşı sınıf mücadelesinin yanında olan, devrimci kişiliği taşıyan ve sosyalizme inanan tüm dostları greve destek vermeye çağırıyorum. Bu grevin de Türkiye’de bir kıvılcım yaratacağını düşünüyorum.

Türkan Aladağ: Vatandaşlarımız bize kesinlikle kızmasınlar. Onlar bizim kendi insanımız. Bizim yanımızda olsunlar. Bir de herkesten isteğim 121 Telekom arızaya kayıt bıraksın. Toplumsal anlamda sendikal örgütlenme ve örgütlenme yok edilmek isteniyor. Bu yüzden grevimize tüm sendikaların, kitle örgütlerinin destek vermesini istiyorum. Ben istiyorum ki, benim çocuğum yarın öbür gün üniversiteyi bitirdiği zaman Türk Telekom’a girip asgari ücretle çalışmasın.

- Telekom greviyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Kıvanç Eliaçık (Genç-Sen sözcüsü): Telekom’daki toplu sözleşme sürecini uzun süre takip ettik. Telekom işvereninin uzlaşmaz tutumu yüzünden grev kaçınılmaz oldu. Greve destek veriyoruz ve Telekom işçilerinin kadro, sendika ve ücret konusundaki taleplerini destekliyoruz. Öğrenci arkadaşlarımızla grevin ardından kampüslerdeki Telekom santrallerini ziyaret ettik. 20 Ekim günü de toplu bir şekilde ziyarete gittik. Telekom grevi bütün Türkiye’yi etkileyen bir grevdir. İnanıyoruz ki ileriki günlerde grevle dayanışma daha da artacak. Özellikle bu asılsız sabotaj iddiaları gerçek dışıdır. Fiberoptik kablolar makasla kesilecek bir şey değildir. Bütün işçi ve emekçileri Telekom greviyle dayanışma içinde olmaya, Telekom işçisinin haklı taleplerini desteklemeye çağırıyorum.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Telekom işçisinin mücadelesi hak alma ve onur mücadelesidir!..

Telekom greviyle dayanışmayı yükseltelim!

İstanbul: “Yaşasın sınıf dayanışması!”

20 Ekim günü, Türk Telekom işçilerinin grevinin 5. gününde, Telekom işçileriyle dayanışmak amacıyla İstanbul’da Gayrettepe ve Acıbadem’de eylemler gerçekleştirildi.

Sabah saatlerinden itibaren sendikalar, partiler, kitle örgütleri ve devrimci yapılar Telekom greviyle dayanışmak amacıyla Türk Telekom İstanbul Yakası Gayrettepe İl Müdürlüğü önünde toplandılar. Yüzlerce kişinin katıldığı eylemde T. Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan da konuşma yaptı.

Telekom işçilerine ilk ziyareti Genç-Sen gerçekleştirdi. “Öğrenci Gençlik Sendikası” pankartıyla Gayrettepe Telekom önüne gelen Genç-Sen’liler, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Telekom işçisi yalnız değildir!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganlarını attılar.

Ardından Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri Telekom önüne gelmeye başladılar. Kitlenin sayısı giderek artarken eyleme sunulan destek sendika yöneticileriyle sınırlı kaldı.

Avrupa Yakası Telekom işletmelerinden işçilerin otobüslerle gelerek katıldığı eyleme; EMEP, ÇHD, Tiyatro Simurg, Tekstil-Sen, Tes-İş, SES, Tecrite Karşı Sanatçılar, DİSK/Gıda-İş, Yol-İş, Hava-İş Genel Merkezi, Petrol-İş Genel Merkezi de destek verdi.

Önce Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu bir konuşma yaptı.

Ali Akcan ise yaptığı konuşmada, işverenin asıl amacının sendikal örgütlülüğü bitirmek olduğunu söyledi. Üretimden gelen gücün önemini belirterek, grevin 10. gününde, oluşan arızaların giderilmemesi sonucunda şebekenin çökeceğini ifade etti.

Yaptığı konuşmanın son bölümlerinde ırkçı-şoven anlayışı savunan Akcan, “Biz terör örgütü değiliz, bizi onlarla karşılaştırmayın!” diyerek içinden geçtiğimiz günlerde sınır dışı operasyon konusunda kimsenin kaygı taşımaması gerektiğini ifade etti. Sınır dışı bir operasyon olduğu taktirde hiçbir haberleşme sorunu yaşanmayacağının “garantisi”ni veren Akcan, “grevi kırarsak yine biz kırarız” diyerek şoven-ırkçı dalganın etkisini eyleme taşıdı.

BDSP eyleme “Direnen Telekom işçisi kazanacak!/BDSP” pankartıyla katıldı. BDSP’liler Telekom işçileriyle beraber “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganını coşkuyla attılar.

Sabah saatlerinde Gayrettepe’de başlayan grev halayı öğleden sonra Acıbadem Türk Telekom Anadolu Yakası İl Müdürlüğü önünde devam etti.

Saat 14.00’te aileleriyle beraber müdürlük önünde toplanan Telekom işçileri coşkulu sloganlarla beklemeye başladılar.

Bini aşkın Telekom işçisinin katıldığı eylemde sermayenin grevi karalamak amacıyla öne çıkardığı “sabotaj” provokasyonuna yanıt verildi. Yapılan konuşmalardan atılan sloganlara kadar burjuva basının çarpıtmaları hedef haline getirildi. “Satılık basın istemiyoruz!” sloganı atıldı.

Grevin yayılmasından ve işçilerin devrimci güçlerle biraraya gelmesinden korkan sermaye sınıfı özel güvenlikten polise kadar kolluk güçlerini grev alanına yerleştirmişti. Eyleme destek için Acıbadem Telekom Müdürlüğü’ne gelen BDSP’liler kolluk güçlerinin keyfi tutumlarıyla karşılaştılar. Bu keyfi tutuma tok yanıt veren BDSP’lilerle kolluk güçleri arasında arbede yaşandı. İşçiler BDSP’lileri sahiplendi. Olayların yatışmasının ardından BDSP’liler içeriye girdi. Eylem boyunca “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Telekom işçisi yalnız değildir!” dövizleri taşıyan BDSP’liler Telekom işçileriyle beraber “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganını attılar.

Burada da konuşan Akcan, Telekom işçilerine seslenerek; “Anayasada var olan grev kullanma hakkımız 20 yıldır unutuldu. Siz bu hakkı korkmadan ortaya koydunuz. Hepinizi kutluyorum” dedi. Yine sınır ötesi operasyon olursa hiçbir iletişim sorunu yaşanmayacağını söyledi. Bir yandan işverene meydan okuyup bir yandan şovenist histeriyi körükledi.

Eyleme Deri-İş Genel Merkezi, BDSP ve EMEP destek verdi. Telekom işçileri, “Türk-İş göreve, genel greve!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!” sloganlarını attılar.

Kızıl Bayrak/İstanbul


İstanbul: Telekom’la dayanışma grevine çağrı!

Telekom grevinin 9. gününde de grevle dayanışma eylemleri devam etti. Telekom greviyle etkin dayanışma kararı alan Türk-İş İstanbul Şubeleri yürütmesi, 24 Ekim günü Gayrettepe Telekom Müdürlüğü’ndeki greve ziyaret gerçekleştirdi. Sendika yöneticilerinin ve temsilcilerin katıldığı destek ziyareti Mecidiyeköy’de açılan pankart ve sloganlarla başladı. Buradan Gayrettepe’ye yüründü.

Belediye-İş, Deri-İş, Tez Koop-İş, Harb-İş, Yol-İş, Petrol-İş’in katıldığı ziyarete sendikalar pankart açarak katıldılar. Yürüyüşte yol tek taraflı trafiğe kapatıldı. Yürüyüş boyunca “Telekom işçisi yalnız değildir!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Sözleşme hakkımız grev silahımız!”, “Telekom işçisi köle değildir!” sloganları atıldı. Haber-İş üyeleri yürüyüşle gelenleri alkışlarla karşıladı.

Eylemde Deri-İş Sendikası’nın açtığı “Yaşasın halkların kardeşliği!” pankartı, Türk-İş’in bir gün önce Taksim’de yaptığı ve şovenizm zehrini akıttığı yürüyüşe cevap niteliğindeydi.

Ziyaretin ilk konuşmasını T. Haber-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu yaptı. Sermaye uşaklarının basınla beraber kendileri hakkında yürüttüğü karalama kampanyasına verilen yanıtın grevin devam etmesi olduğunu söyledi. Grevin unutulduğu bir dönemde Telekom işçilerinin bir başkaldırı içerisinde olduğunu ifade eden Dokuyucu, birlik ve beraberlik içinde olduklarını duyurdu.

Sermayenin Telekom grevinden korkusu aynı gün yaşanan gözaltının ardından bir kez daha açığa çıktı. T. Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Sekreteri Şahin Kültür, Maslak Telekom Müdürlüğü’ndeki grev kırıcıları engellemek istediği için polis tarafından gözaltına alındı.

Eylemde Türk-İş İstanbul Şubeleri adına Belediye-İş 3 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Ayrılmaz konuştu. Telekom greviyle dayanışma grevleri çağrısı yaparak şunları söyledi:

“Hava-İş’te havayolu çalışanları direnişlerini nasıl ki kazanımla sonuçlandırdılarsa Telekom işçilerinin de zafer kazanacağına inanıyoruz. Yalnız bir şey gerekiyor. Sendika genel merkezleri, konfederasyonlar bu işçileri gerçekten sahiplenmek istiyorlarsa gün dayanışma grevlerini yaygınlaştırma günüdür. Türk-İş ve bağlı sendikalar çıksınlar açık ve dürüstçe ‘Telekom işçisiyle dayanışmada bulunmak için yarım gün, bir gün iş durduruyoruz!’ desinler... Türk-İş’in, Telekom işçileriyle dayanışmak için Türkiye genelinde bir eylem kararını alması Telekom işçilerinin yanında olduğunun göstergesi olacaktır...”

Ziyaret atılan sloganların ardından sona erdi. Ziyarete 150’yi aşkın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


İzmir: “Direne direne kazanacağız!”

24 Ekim günü Konak Telekom Müdürlüğü önünde Haber-İş İzmir Şubesi tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Şube Başkanı tarafından yapılan açıklamada, Telekom’un grevdeki işçilerin işlerini taşerona yaptırarak grev kırıcılığı yaptığı söylendi. Özelleştirmenin ardından Telekom yöneticilerinin sendikal örgütlenmeyi hedef aldığı ifade edildi. “Bizleri vatan haini ilan ediyorlar. İnternet sitemizi kapattılar. Bu yasal değil. Bugün sendika yönetici ve temsilcilerinin cep telefonları dinleniyor, işyerleri gözetim atında. Bunları kınıyoruz. Bunların demokratik toplumda yapılmaması gerekir” denildi.

Eylemde “İşçiyiz, haklıyız kazanacağız!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Haber-İş’e uzanan eller kırılsın!” sloganları atıldı. Eyleme 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir


Adana’da grev ziyareti...

Sınıf devrimcileri olarak 23 Ekim günü Telekom işçilerini ziyaret ettik. İlk önce öğle saatlerinde Büyük Postane’nin yanındaki Telekom İl Müdürlüğü önünde bekleyen grevdeki işçilerin yanına gittik. BDSP adına yaptığımız ziyaret sırasında işçilerle sohbet ettik. Telekom işçilerinin başlatmış olduğu grevin Türkiye işçi sınıfı açısından önemine değindik. Grevin zaferle sonuçlanması için yapılması gerekenler üzerine sohbeti sürdürdük. İşçiler sadece ücretleri için değil aynı zamanda onurları ve gelecek kuşaklar için direndiklerini söylediler. Mücadelelerinin aynı zamanda sendikasızlaştırma saldırısına karşı olduğunu belirttiler. İşçilere gazetemizin son sayısını verdikten sonra diğer işletmelerde greve çıkan işçileri ziyaret için buradan ayrıldık.

İkinci durağımız Seyhan Telekom Müdürlüğü oldu. Buradaki işçilerle de grev ve gelişen süreç üzerine sohbet ettik. İşçiler, işverenin acil durum ekiplerini devreye sokarak grevi kırmaya çalıştığını, işçiler üzerinde basınç uyguladığını söylediler. Grev kırıcı olmak istemeyen acil durum ekiplerinin çalışmayı reddettikleri için işten atılmakla tehdit edildiklerini ifade ettiler. Buradaki işçilere de gazetemizi ulaştırdık.

BDSP/Adana


Kayseri’de Telekom ziyareti...

Kayseri İşçi Kültür Evi olarak, Telekom işçileriyle dayanışmak için Telekom Müdürlüğü’nün önüne gittik. İşçiler bizi “Bu işyerinde grev var!” pankartı altında karşıladılar.

İşçilerle grev süreci üzerine sohbet ettik. İşçiler “bu süreç bizim geleceğimizdir, çocuklarımızın geleceğidir” diyerek sohbete katıldılar. İşçilerin “bizim sesimizi duyurun” isteğine, her koşulda Telekom işçilerinin yanında olduğumuzu söyleyerek yanıt verdik. Bu dayanışmanın daha da ilerletilerek devam edeceğini söyleyerek ziyareti bitirdik.

Kayseri İşçi Kültür Evi

Telekom’da grev dayanışması

Sınıf devrimcileri olarak Telekom işçilerini grevin başlama tarihinden bu yana ziyaret ediyoruz. Konak’ta, Alsancak’ta, Çiğli’de, Menemen’deki Telekom işletmelerine yaptığımız ziyaretlerde işçilerle sohbet ettik.

İşçi Kültür Sanat Evi çalışanları ve BDSP olarak 21 Ekim günü öğlen saatlerinde Telekom Çiğli Müdürlüğü önünde bekleyen grevdeki işçileri toplu olarak ziyaret ettik. Yaptığımız sohbetlerde Telekom işçilerinin onurlu mücadelesinin önemine vurgu yaptık. Bu mücadelenin büyütülmesi ihtiyacını dile getirdik. Sohbette işçiler, aynı ünvana ve kıdeme sahip işçiler arasında kapsam dışı ve kapsam içi ücret uygulamalarındaki fark nedeniyle greve çıktıklarını söylediler. “Eşitlik istiyoruz. Bu dengesizliğin eşitlenmesini istiyoruz” dediler. Ayrıca mücadelelerinin sendikasızlaştırma saldırısına karşı olduğunu belirttiler. “Bizden sonrakiler içinde direniyoruz” dediler. Ziyarete gittiğimiz her grev yerinde işçilerdeki grev coşkusunu görüyoruz. İşçiler grevin bir okul olduğunu, bu süreçte çok şey öğrendiklerini ifade ediyorlar. Telekom işçileriyle dayanışmaya devam edeceğiz.

BDSP/İzmir


Yaşasın sınıf dayanışması!

Sınıf devrimcileri olarak grevdeki Telekom işçileri ile dayanışmayı büyütmek, grev gündemini sınıfın diğer kesimlerine ulaştırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

İlk olarak greve çıkan bir dizi işyerine ziyaret gerçekleştirdik. Ziyaretlerde Telekom işçilerinin sorunlarını, taleplerini ve grev sürecini içeren sohbetler gerçekleştirdik.

Telekom greviyle dayanışmaya çağıran bir bildiri hazırladık. Bildirilerimizi ilk olarak Sincan Organize Sanayisi’nde çalışan işçilere ulaştırdık. 22 Ekim sabahı işe giden yüzlerce işçiye grevin sesini duyurduk. Grev süresince sınıf dayanışmasını güçlendirmek, grevi diğer işçi ve emekçi kitlelere duyurmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Ankara İşçiden İşçiye Bülteni çalışanları


Ankara BDSP’den Telekom işçilerine ziyaret...

16 Ekim’de greve çıkan Telekom işçilerinin direnişi kararlılıkla sürüyor. Ankara BDSP olarak 20 ve 22 Ekim tarihlerinde Telekom işçilerini ziyaret ettik. Telekom işçilerinin onurlu mücadelesinin yanında olduğumuzu söyledik.

20 Ekim günü Ankara Ulus’taki Telekom’a gerçekleştirdiğimiz ziyaret sırasında Türk Haber-İş Sendikası Ankara Şube Mali Sekreteri Eyüp Koparan’la grev süreci üzerine konuştuk. Koparan, “36 bin çalışanı olan Türk Telekom’da 26 bin sendikalı işçimiz var, taleplerimizden asla taviz vermeyeceğiz. Telekom işçileri kararlı, istediğimiz sonucu elde edinceye dek mücadelemize devam edeceğiz. Biz istiyoruz ki 36 bin çalışanı olan Telekom daha fazla zarar etmesin bir an önce anlaşıp taleplerimizi karşılasın” sözleriyle sorunlarını anlattı.

22 Ekim günü Telekom işçilerine bir ziyaret daha gerçekleştirdik. Ankara Sincan’daki T. Telekom merkezi işyeri temsilcisi ile grev sürecine ilişkin konuştuk. Çalışma koşullarından, ücretlerinden, sektörün tuttuğu yer ve grevin etki alanından bahseden işçiler ise şunları söylediler: “Bizimle dayanışma içinde olmak isteyen herkes, bu grevi duyurmak için elinden geleni yapabilir. Bugün medya vb. kuruluşlar Telekom grevini vermiyor. O zaman bizim yanımızda olanlar grevimizi ulaşabildiği her yere duyurmalı.”

Ziyaretimizin sonunda Telekom işçisinin yanında olduğumuzu ve seslerini ulaştığımız her yere taşıyacağımızı söyledik.

Ankara BDSP


OSİM-DER’den Telekom dayanışması!

Birlik, Dudullu ve Ümraniye santrallerini ziyaret eden OSİM-DER yöneticileri grev gözcüleri ile süreçle ilgili sohbet ettiler. Telekom greviyle dayanışma içerisinde olacaklarını ifade ettiler. 18 Ekim sabahı İMES A Kapısı’nda bildiri dağıtarak işçileri sınıf dayanışmasına çağırdılar. “Sınıf dayanışmasını yükseltelim!” başlıklı bildirilerle işçilere seslenen OSİM-DER üyeleri, İMES ve Dudullu çevresinde “Telekom işçileri ile sınıf dayanışmasını yükseltelim!” şiarlı afişleri yaptılar.

OSİM-DER’liler 23 Ekim akşamı da Ümraniye Telekom Müdürlüğü’ndeki grev çadırını ziyaret etti. OSİM-DER Başkanı grevdeki işçileri selamlayan bir konuşma yaptı. Daha sonra sendika temsilcisi söz alarak dayanışma ziyaretinin önemini vurguladı ve grev sürecini anlattı. Ardından grev gözcüsü işçilerle birlikte işçi sınıfı mücadelesinde grev, örgütlülük ve dayanışmanın önemi üzerine canlı bir tartışma yapıldı.

Sermaye cephesinin Telekom grevini boğmak için yaptığı girişimler ve bunlara karşı işçilerin yapması gerekenler tartışıldı. Grevin sesinin daha da yaygın hale getirilmesinin önemi üzerinde duruldu. Bu grevin sadece Telekom işçisini ilgilendirmediği, aynı zamanda tüm işçi sınıfını ilgilendirdiği ifade edildi. OSİM-DER’li işçiler Telekom işçilerine İMES sanayi bölgesinde dağıttıkları Telekom işçileriyle dayanışma çağrısı yapan bildirilerle OSB-İMES İşçi Bülteni’ni verdiler. Telekom işçileri de çıkardıkları bildirilerden ve şapkalarından OSİM-DER’li işçilere verdiler. Son olarak OSİM-DER Başkanı bir kez daha Telekom işçilerinin yalnız olmadığını belirten bir konuşma yaptı.

Kızıl Bayrak/Ümraniye