Devrimci tutsaklara mektup...Devrime sevdalı yüreklerimiz mücadele aşkıyla çarpmalı!Merhaba dostlar, Hapishaneler denilince aklımıza ilk gelen direniş geleneği oluyor. Kanla ve tırnakla yazılan, onlarca devrimcinin hayatı pahasına yaratılan direniş geleneği insanı onurlandırıyor. İşte bu nedenle hapishanelerden gelen mektuplar beni oldukça etkiliyor. İçimdeki mücadele ateşini körüklüyor. Her zaman içerdeki dost ve yoldaşlarımıza bir mektup yazmak istemişimdir, ama kalemi alınca bir-iki cümle sonrasını getirememişimdir. Ama bir-iki olay çakışınca ne olursa olsun bir mektup yazmam gerektiğini düşündüm. 19 Aralık tarihi bana direnişi hatırlatıyor. Aynı zamanda soysuzlaşmış uşaklara olan öfkemi artırıyor. F tipi cezaevlerinin açılmasıyla direnişi bitireceklerini düşündüler. “Bu darbe ağır oldu, artık toparlanamazlar” dediler. “Çürüyerek ölüyorlar” diye yazdılar. Devrim düşmanı düzenin soysuz uşakları “sahte oruç kanlı iftar” manşeti atma cüretinde de bulunmuşlardı. Kısa bir süre önce TUYAB’ın 19 Aralık direnişini anma etkinliği gerçekleştirildi. Bu etkinlikte ben de görev aldım. Bir yoldaşla yitirdiğimiz devrimcilerin fotoğraflarını almak için yola çıktık. Ahmet İbili, Sultan Sarı, Yazgülü Öztürk... Bir andan sonra fotoğraflara bakamadım ve gözlerimi kaçırdım. Aklıma Nazım’ın dizeleri geldi; Ölüyor insanlarımız/Ne kadar çok/Halbuki nasıl haketmişlerdi yaşamayı... Ve bizlerin, onların mücadele bayrağını devralanların katetmesi gereken o kadar çok mesafe var ki. Gözlerimi şehitlerimizin fotoğraflarından kaçırmama bu duygu neden oldu. Gönül rahatlığıyla bakamadım bizi denetleyen, kollayan devrimcilerin yüzlerine. Ama ölümü hiçleştiren bu yüzler aynı zamanda kavgaya daha sıkı sarılma çağrısı yapıyor bizlere. Bunun da farkındayım. Bugün gecesini gündüzüne katıp devrim ve sosyalizm uğruna mücadele edenler var, bu zifiri karanlığa rağmen. Bu mücadeleyi yürütenlerden biri olarak sizden aldığım güçle hepinize küçük ama sıcak bir merhaba demek istedim. Düzen aramıza kalın duvarlar, tel örgüler örüyor. Yine de devrim sevdalısı yüreklerin birlikte çarpmasını engelleyemiyor, engelleyemez de. İstanbul’dan genç bir komünist ------------------------------------------------------------------------------------------ 10. yılında Ekim Gençliği’ni kutluyorumMerhaba yoldaşlar, Ben İstanbul Üniversitesi’nde okuyan bir Ekim Gençliği okuruyum. Ekim Gençliği ile arkadaşlarımın sayesinde tanıştım, yaklaşık iki senedir okumaktayım. Ekim Gençliği’nin gençlik sorunlarına bu denli açık yaklaşmasını çok anlamlı buluyorum. Yapılan analiz ve değerlendirmeler, çözüm üretme isteği yazıların samimiyetini açıkça ortaya koyuyor. Bu nedenle Ekim Gençliği’nin tüm devrimci gençliğin sesi olduğunu düşünüyorum. Gençlik olarak dergiyi sahiplenmeli ve yaşatmalıyız. Gençliğin bu gür sesini 10. yıldönümünden dolayı tüm içtenliğimle kutluyorum... Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! İÜ’den bir EG okuru ----------------------------------------------------------------------------------------- Ekim Gençliği’nin 10. yılına selam!10 yıl önce açtığı devrimin ve sosyalizmin kızıl bayrağını düzenin tüm baskılarına rağmen elinden düşürmeyerek daha da yükselten, insanlığın tek kurtuluş yolunun komünist bir dünyayla mümkün olacağını haykıran ve bunu “Yeni Ekimler için ileri!” şiarıyla birleştin Ekim Gençliği’nin 10. yılına selam! Yaşasın devrim ve sosyalizm! YTÜ’den bir EG okuru ------------------------------------------------------------------------------------------ Ekim Gençliği 10 yaşında!Ekim Gençliği 10. yılında gençliğin özgür kürsüsü olmaya devam ediyor. Sermayenin üniversitelerimizdeki ayağı olan YÖK’ün saldırılarının yoğunlaştığı, devlet terörünün dizginlerinden boşandığı, kantin ‘solcu’larının bile potansiyel terörist sayıldığı, işçi ve emekçilere saldırıların tırmandırıldığı, insanlığın her geçen gün değerini yitirdiği, yani düzen-devrim çatışmasının doğrudan yaşandığı bir dönemde Ekim Gençliği 10. yılına giriyor. Bizler böyle bir düzenden umar beklemeyi, egemenlerin dayatmalarına boyun eğmeyi reddediyoruz. Devrimci hareketin dağınıklığına, devrimci politik çalışmanın dibe vurmasına karşı gücümüzü sosyalizmden alıyoruz. Bizler sözümüzün arkasındayız; inancımızla, irademizle, birikimimizle ve en önemlisi her gün yeniden yarattığımız mücadele dinamiğimiz ile çağrımızı yineliyoruz. İnsanlık onuru için, insanca yaşamak için mücadele bayrağını yükseltelim! Bir kez daha cüret ediyoruz ve kazanacağız! Çukurova Üniversitesi’nden bir Ekim Gençliği okuru ----------------------------------------------------------------------------------------- Edirne’de KESK’in kuruluş yıldönümü kutlandı9 Aralık günü Edirne ve civar ilçelerdeki KESK’e bağlı sendika şubeleri KESK’in 10. kuruluş yıldönümünü kutladı. Kutlama KESK tarihini, kuruluş aşamasını ve mücadelesini anlatan bir film gösterimiyle başladı. Yapılan konuşmaların ardından kutlama müzik dinletisiyle sona erdi. Öğrenci gençlikten de kutlamalara katılım oldu. Ekim Gençliği/Edirne ------------------------------------------------------------------------------------------ Bursa’da Dünya İnsan Hakları Günü’nde eylem10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla Bursa’da sendikalar, dernekler, devrimci gruplar ve reformist çevrelerin katıldığı bir eylem gerçekleştirildi. Setbaşı-Mahfel’den AVP Tiyatro önüne yapılan yürüyüşe yaklaşık 150 kişi katıldı. Açıklamada özellikle bu yıl artan insan hakları ihlallerine karşı mücedelenin önemine dikkat çekildi. Eylemde “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!”, “Şemdinli halkı yalnız değildir!” sloganları atıldı. Kızıl Bayrak/Bursa |
