Filistin halkı emperyalist-siyonist kuşatma ile köleleştirilmek isteniyor...
Direniş gerici ablukayı parçalayacak!
Ölü doğan yol haritasını canlandırma girişimleri yeniden gündemde. ABD ile AB emperyalistleri, kasap Şaron, İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav benzer telden çalmaya başladılar. Tabii emperyalistlerden medet bekleyen Filistin Başbakanı Ahmet Kureyi de bu listeye eklemek gerek. Barış projesi diye Filistin halkına yutturulmaya çalışılan yol haritasının uygulanması için tüm taraflar çağrı yaptı. Tam da barıştan bu kadar söz edildiği günlerde, siyonist İsrail ordusunun saldırıları doruğa tırmandı.
Son günlerde onlarca Filistinliyi katleden siyonistler, İsrailin Tel Aviv kentinde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) militanı tarafından düzenlenen intihar eylemini gerekçe göstererek Filistin topraklarını tam abluka altına aldılar. İsrail Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bakan Mofazın, Batı Şeria ve Gazze Şeridinin ikinci emre kadar tam abluka altına alınmasını emrettiği belirtildi. Bu arada İsrail ordusu helikopterler, tanklar, zırhlı araçlar, buldozerler eşliğinde vahşi yıkım ve katliamlarını aralıksız sürdürüyor.
Bush-Şaron barışı mı, toplama kampı mı?
Emperyalist-siyonist güçler Filistin halkına sonucu aynı olan iki tercih dayatıyorlar. İlki yol haritası, diğeri ise katiller çetesinden oluşan Şaron hükümetinin atacağı tek yönlü adımlar. Ancak sonuç aynı; Filistin halkını etrafı duvarlar ve tel örgülerle çevrilmiş iki toplama kampında yaşamaya mahkum etmek!
Yol haritasının Filistin tarafındaki en hararetli savunucusu önceki başbakan Mahmut Abbastı. Fakat Abbas, Filistin halkı için kabul edilemez olan bu planı savunduğu için kısa sürede başbakanlığı terk etmek zorunda kaldı. Zira bu plan, Filistin halkının en temel üç sorunu üzerine bir çizgi çekip, bunları unutun diyor. Yahudi yerleşimlerinin boşaltılması, 4 milyona yakın Filistinli mültecinin dönüş hakları ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması. Yani mülteciler kendi vatanları olan topraklara dönmeyi unutacaklar, Kudüs kentinin tümü siyonistlerin denetimine bırakılacak ve bağımsız bir Filistin devleti kurma hayallerine son verilecek.
Bu temel taleplerden vazgeçecek Filistin halkına Bush-Şaron haydutlarının hazırladığı yol haritası ne vaat ediyor? Filistin topraklarının yüzde 15i üzerine kurulacak bir sözde devlet. Ancak bu devletin hiçbir silahlı gücü olmayacak. Üstelik, yanı başında kitle imha silahları dahil tam bir cephanelik olan siyonist devletin, güvenlik sorununu gerekçe göstererek Filistin devletine müdahale etme hakkı saklı tutulacak. Devlet diye tanımlanan bu oluşum, gerçekte Gazze Şeridi ile Batı Şeriadan oluşan, etrafı duvarlarla çevirili iki toplama kampından başka bir şey ifade etmiyor.
Emperyalist-siyonist güçler ile bölgedeki gerici işbirlikçiler bu zorba plana karşı direnen Filistinlileri terörist ilan ediyorlar. En ihtiyatlı yaklaşanı, Filistin direnişini İsrail vahşetiyle aynı kefeye koyuyor. Bu fikri yaymak için medya tekelleri özellikle çaba sarf ediyorlar. Siyonist işgali meşrulaştırıp, direnişi zan altında bırakan bu gerici çarpık anlayışı savunanlara, solcu geçinen liberaller de dahil olmuş bulunuyor. Siyonist işgalin dolaysız sonucu olan bu kan deryasından Filistin halkını da sorumlu tutan gerici güçler, sorunu şiddet döngüsü ile de kavramlaştırıyorlar.
Bushun barış adamı Şaron, Filistinlileri, yol haritası planını kabul etmezlerse tek taraflı adımlar atmakla tehdit ediyor. Filistin halkıyla alay etmek anlamına gelen bu plan, üstelik siyonist işgal ve katliamlar eşliğinde kabul edilmeliymiş. Aksi halde, kasap Şaronla çetesi, bir sınır çizecek, Filistinlilere de bu sınırı kabul etmeleri dayatılacak. Tecrit duvarı inşaatına hız veren İsrail, fiili bir sınır çizmeye hazırlanıyor.
İsrail yol haritasını Filistin halkına tek taraflı dayatmak için saldırganlığını daha da arttıracaktır. Nitekim İsrail rejimi kanlı icraatlarına ara vermeden devam ederken, Şaron sorunu çözmek için gerekli adımları atmaya hazır olduğunu, bu amaçla Filistinlilerle görüşmeleri sürdürmek istediklerini söylemekten geri durmuyor. Tabii hemen de ekliyor, Saldırılar sürdükçe Filistinlilerle barış mümkün değil. Barış olmazsa biz kendi planımızı uygulayacağız.
Filistinde etnik temizlik yaparak işgal ettikleri topraklar üzerinde İsrail devletini kuran siyonistler, İsrail sınırları içinde yaşayan 1.5 milyon Filistinliye ikinci sınıf vatandaş muamelesini reva görürken, Gazze Şeridi ile Batı Şeriayı toplama kampına dönüştürerek, Filistinlileri iki büyük hapishanede yaşamaya mahkum etmek için uğraşıyorlar.
Filistin halkı üzerindeki
emperyalist baskılar yoğunlaşıyor
Siyonist devletin kurulması için gerekli zemini hazırlayan, ardından İsrailin kurulması için BM Güvenlik Konseyi kararı çıkartan emperyalistler, bu ırkçı devleti hep koruyup kolladılar. Para, silah, teknoloji vb. her bakımdan desteklediler. Şimdi bir kez daha devreye girerek, siyonistlerin Filistin halkına dayattıkları kölelik planına arka çıkıyorlar. Onlara göre, Şaron olumlu adımlar atıyor, ama bu tek taraflı olmamalı, Filistin tarafı da bu konuda ikna edilmelidir. Bunun yolu da yol haritasının yürürlüğe konulmasıdır. AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi J. Solana, Şaronun Ortadoğu barışı hakkında son açıklamalarının bazı yönlerini memnuniyetle karşıladı, ancak tek taraflı hareket etmenin anlaşmazlığı çözmeyeceği uyarısı yaptı. Beyaz Saray sözcülerinden Scott McClellan ise, Şaronun sözlerini değerlendirirken, yol hartasını dışlayarak çözüm dayatma girişimlerinin kabul edilemeyeceğini söyledi.
Her iki gerici güç odağı da Filistin halkına mesaj veriyor. Yol haritasını kabul edin, yoksa Şaron tek taraflı adımlar atacak ona göre... Bu açıklamalar, her zaman olduğu gibi, Filistin tarafına şiddet olaylarına son vermesi çağrıları eşliğinde yapılıyor. Emperyalistlerin Şaronu uyarmaları, Filistin halkının yarım asrı aşan mülteciliğine, işgale ya da katliamlara son vermesini istemek için değil elbette. Tüm kaygıları, önce Filistin direnişini bitirmek, sonra yol haritasını hayata geçirmek.
Bu misyonu üstlenen gerici Mısır rejimi devreye girmek için kolları sıvamış bulunuyor. Amaç, Filistinli örgütleri ateşkes için ikna etmek. Aralık ayı başında Kahirede 12 Filistinli grubu bir araya getiren müzakerelerde başarısızlığa uğrayan Mısır yönetimi, Filistinli örgütlerin ateşkes yapması yönünde yeni bir girişimde bulunmaya hazırlanıyor. Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Mısır istihbarat şefi General Ömer Süleymanın, Filistinli gruplar arasında diyalog başlatmaya yönelik ikinci bir toplantı düzenlemek için 6 Ocakta Ramallaha gideceğini söyledi. Bu arada Filistin Başbakanı Ahmed Kurey de, aralarında Hamas ve İslami Cihadın bulunduğu örgütleri, Filistin Yönetimi ile İsrail arasında ateşkes sağlanması için, İsraile yönelik saldırılarını durdurmaya ikna etmeye ¸alışıyor.
Emperyalist-kapitalist barbarlığın ürettiği felaketlere karşı direnen güçlere terörist damgası vurmaya çalışan gerici cephe, Filistin direnişini de aynı kefeye koyuyor. Buna göre, Filistin terörle mücadelenini kapsama alanına girerken, siyonist İsrail ise barışı savunanlar katında yer alıyor.
Gerçekleri tersyüz eden bu saldırgan kampanya, başta Filistin ve Irak halkları olmak üzere, baskıya, sömürüye, zulme karşı mücadele eden dünya işçi-emekçileri ile ezilen halklarının enternasyonal dayanışmasıyla parçalanıp dağıtılacaktır.
|