Öğrenci gençlik baskılara boyun eğmeyecek...
Soruşturmalara ve YÖK Yasa Tasarısına hayır!
İstanbul Üniversitesinde devam eden soruşturma terörüne her gün yeni halkalar eklenmekte. Yılın başında ADKF çatışmasına katıldığı gerekçesiyle 10un üzerinde öğrenciye uzaklaştırma cezası verilmişti. Bu cezayı neredeyse her gün afiş asmak, bildiri dağıtmak, basın açıklamasına katılmak gibi gerekçelerle verilen cezalar takip ediyor. Şu ana kadar yaklaşık100 öğrenciye 500 civarında soruşturma açıldı.
Bu soruşturmalar daha sonuçlanmadan üniversiteyi F tipi cezaevine çevirmeyi amaçlayan okul içi düzenleme protesto edilmişti. Gençlik bu aynı günlerde Hırsız rektör üniversiteden defol! pankartı ile bir eylem gerçekleştirmişti. Bu iki eylem sonrası 40 civarı devrimci-demokrat öğrenciye soruşturmalar sonuçlanıncaya kadar okula giriş yasağı konulmuştu.
Üniversiteye alınmayan onlarca devrimci öğrenci olarak üniversite içinde ve çevresinde soruşturmalara karşı etkin bir kampanya başlattık. Soruşturmalara son, arkadaşıma dokunma! şiarı ile başlattığımız bu kampanya çerçevesinde 1500 civarı imza toplamış bulunmaktayız. Ayrıca rektörlüğün suç olarak kabul ettiği yüzlerce afiş ve el ilanı üniversitede yaygın bir şekilde kullanılıyor. Soruşturmalara karşı yürütülen faaliyet çerçevesinde şu ana kadar Hukuk Fakültesinde 30 kişinin katıldığı bir açık toplantı ile yaklaşık 60 kişinin katıldığı alkışlı protesto eylemi düzenlendi. Yine Edebiyat Fakültesinde 40 kişinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Ayrıca yaklaşık 150 kişinin katıldığı bir destek eylemi yapıldı.
Bu eylemler yine soruşturma terörü ile karşılandı. Yaklaşık 35 öğrenci daha okula alınmıyor. Yeni ek bir liste hazırlanarak içinde 10 Ekim Gençliği okurunun da bulunduğu 80 öğrenci daha üniversiteye alınmıyor.
Gençlik mücadelesini sürdürmekte kararlı!
Bu soruşturmalar üniversitelerdeki devrimci siyasal faaliyeti bitirme amaçlı bir saldırıdır. Soruşturmaların yaygınlığı soruşturmalara karşı mücadele eden güçleri etkisizleştirmeyi de hedefliyor. Ancak bunu çok kolay başaramayacaklar. Bu saldırı daha önce pasif bir tutum içinde olan güçleri de harekete geçirmektedir. Saldırı sonrası üniversite çevresi birer faaliyet alanına dönüşmüştür. Üniversiteden uzaklaştırılan onlarca öğrenci okul çevresinde çeşitli araçların kullanıldığı bir çalışma örgütlemektedirler.
Bu saldırı ile birlikte devrimci gençlik grupları önemli bir ortaklaşma zemini yakalamış bulunuyorlar. Bu ortaklaşma ve birleşme zemini ile birlikte güç ve imkanları bir arada kullanmanın yaratacağı etki ve kazanım daha somut bir hale gelecektir.
Çalışmayı soruşturma karşıtlığına
sıkıştırmamalıyız!
İstanbul Üniversitesi devrimci siyasal faaliyetin etkin bir tarzda yürütüldüğü bir alan olduğu için saldırılardan yoğun bir şekilde etkilendi. Ancak bugün Türkiyenin dört bir yanından onlarca üniversitede 1000in üzerinde öğrenci çeşitli nedenlerle soruşturmalara maruz kalmıştır. Soruşturmalar, tutuklama ve ÖGB-polis-sivil faşist saldırıları ile de tamamlanmakta. Saldırılar üniversitelerle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda liselere de yayılmaktadır. Polisin Ankarada lise önlerinde dağıttığı terör örgütleri bildirileri ile yine İstanbulda birçok lise çevresinde açılması planlanan karakollar, saldırıların kapsamını göstermektedir.
Öğrenci gençlik soruşturma saldırısına karşı mücadeleyi toplumun temel sorunlarına dayalı bir mücadaleyle birleştirmeyi başarabildiği oranda gerekli yanıtı verebilir.
Soruşturma karşıtı mücadele bugün için önemli bir sınav ile karşı karşıya bulunmaktadır. Ya soruşturmaların geri çekilmesini sağlayacak bir mücadele örgütlenecek ya da üniversitelerdeki devrimci siyasal çalışma bir dönem zayıflayacak.
Önümüzdeki dönem devrimci siyasal çalışmayı zayıflatmayı ve YÖK Yasa Tasarısını sorunsuz olarak yasallaştırmayı düşünenlere devrimci gençlik hakettiği yanıtı verecektir. Bugünden kitlesel protesto, eylem ve etkinlik, açlık grevi ve çeşitli eylem biçimleriyle bu sürece hazırlanıyoruz. Biz hazırız; soruşturma, tutuklama ve baskılara karşı mücadelemiz ortaklanarak ve güçlenerek sürüyor ve sürecektir.
Soruşturma karşıtı eylem ve etkinlikler
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Ardından İstanbul Üniversitesi yöneticileri hakkında Sultanahmet Adliyesinde suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak yaptığımız suç duyurusu eylemine İHD ve ÇHDli avukatlar destek verdi. Baskılar bizi yıldıramaz!, Soruşturmalar geri alınsın!, YÖK yasa tasarısı geri çekilsin! sloganlarının atıldığı eylem suç duyurusu yapılmasıyla sona erdi.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi önünde bir araya gelen 120 öğrenci, soruşturma mağduru arkadaşımızla dayanışmak amacıyla bir eylem yaptı.
Öğrenciler yaptıkları basın açıklamasında, soruşturma terörüne karşı mücadele edeceklerini ve okula alınmayan arkadaşları için İdare Mahkemesinde yürütmenin durdurulması için dava açacaklarını söylediler. Açıklamanın ardından öğrenciler, soruşturma mağduru olan arkadaşlarıyla dayanışmak amacıyla yemeklerini paylaştılar, çekilen halaylar ve atılan sloganlarla eylem bitirildi.
30 Aralık günü 40 öğrenci Yenibosnadaki İdare Mahkemesine giderek mahkeme önünde bir basın açıklaması yaptı ve yürütmeyi durdurma istemi ile başvuruda bulundular. Mahkeme önünde Soruşturmalara son! Arkadaşıma dokunma! pankartını açan öğrenciler polisin provokatif tavrına rağmen 15 dakika mahkeme önünde oturduktan sonra eylemi bitirdiler.
İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsünde yaklaşık 70 kadar öğrencinin katıldığı soruşturma karşıtı alkışlı protesto eylemi gerçekleştirildi. Yemekhanede yapılan konuşmayla öğrencilerden alkışlı destek vermeleri istendi. Yemekhanede bulunan yüzlerce öğrenci alkışları ile soruşturmaları protesto etti.
İÜ Merkez Kampüsünde Rektör Kemal Alemdaroğlunu bilimsel hırsızlık suçundan soruşturuyoruz! yazılı duvar gazetesinin asılmasına polis-ÖGB müdahale etmeye çalıştı. Müdahaleyi geri püskürten arkadaşlarımız, yemekhanede bir konuşmaya yaparak bu saldırıyı protesto ettiler.
Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi
|