Birleşik Metal-İş Genel Kurulunda yapılan konuşmalardan...
Yeni bir işçi hareketi yaratılacak ve
topluma bu hareket umut aşılayacaktır...
Mücadeleci bir birliğe ihtiyacımız var!
Mehmet Kalkan (Sarkuysan/Gebze): Sendikaların önemli sorunları var, sürekli kan kaybetmekte... Pratiğimize 15-16 Haziranlar, o ruh yol göstermelidir... Sendikamızın güç kaybetmesinin arkasında yatan gerçeklik, uzlaşmacı sendikal anlayışın hakimiyetidir. Bu anlayış tasfiye edilmelidir. İşverenlerle iyi diyaloglar kuralım, onları küstürmeyelim tutumu mücadeleci hattan bizi uzaklaştırmış, sendikanın güç kaybetmesi sonucunu doğurmuştur... Birlik sınıfın birliğidir, doğru bir anlayışla birlik yapmak gerekir. Bu da sınıf sendikacılığı yaparak sağlanır. Sendikamız 10 yıldır gerilemektedir...
Hüseyin Atakent (Mekser): Mücadeleci bir anlayışı işbaşına getirmek için buradayız. Çağdaş, sosyal diyalogcu, işbirlikçi anlayışa karşı mücadele etmeliyiz... Mücadeleci sınıf sendikacığına ihtiyaç vardır. Genel Kurul bunu teminat altına almalıdır... Özelleştirmelere, kölelik yasasına ve kamu personeli yasasına karşı aktif mücadele verilmelidir...
Sendikaları iş kapısı, aş kapısı, parlamentoya sıçrama basamağı olarak gören anlayışlara izin vermemeliyiz... Bugüne kadar sendika yönetimlerine gelen her ekip karşı ekibi tasfiye etmeye çalışmış, sendika merkez yöneticileriyle şube başkanlarının yaptıkları pazarlıklar süreçlere damgasını vurmuştur. Sendikal demokrasi anlayışı geliştirilememiş, ahbab çavuş ilişkileri yaygınlaşmıştır. Genel Kurulun sececeği yönetim bu duruma son vermelidir.
Sendikalar toplumun her alanına
müdahale edebilmeli!
Ali Gürdüz (Yücel Boru/Gebze): Genel merkezi eleştiren şube başkanları kendisine bakmalıdır. Özüyle sözüyle bir şubeler istiyoruz. Sendikalar toplumun her alanına müdahale edebilmelidir.
İlhan Özpınar (Kocaeli): Tüm şube başkanları iki defa toplandılar, ama daha sonra 4 şube başkanı diğerlerini dışlayarak ayrı liste çıkardılar... Şimdi yönetimi suçluyorlar, ancak yaptıkları tek bir öneri yoktur. Ne önermişlerdir de Genel Merkez engel olmuştur... 57 işletmeden kaç tanesinde grev kararı alındı? Alınanların çoğu sorunlu, kapatılma tehlikesindeki yerlerdi.
Nihat Akyol (Çolakoğlu/Gebze): Radikaller diyerek bizlere çamur atıldı. Kişilikleri eleştirmeden anlayışlar üzerinden tartışmalıyız. Sınıf sendikacılığı tüm sınıfı kesen bir hattır, mücadelemize yön vermelidir. İlkeler ve politikaları tartışmalıyız. Kişisel yıpratmalar devam ediyorsa bilinmelidir ki bu sınıf sendikacılığı anlayışından uzaklığı gösterir... Sendikamızın bu dönemine mücadele yerine uzlaşma yön vermektedir. İnsanların yaşam biçimleri değişti, düşünce yapısı değişti deniyor, ama sömürü hiç değişmedi. Yeni bir işçi hareketi yaratılacak ve topluma bu hareket umut aşılayacaktır. Delegeler sadece oy vermekle yetinemez, alanlarda mücadele etmeliyiz. Başkalarından bir şeyler vermesini beklememeliyiz. Bugün veren yarın alabilir de, önemli olan tabanın mücadelesidir... Savaşa karşı aktif tutum alınmalıdır.
Sivil toplum örgütü değil, işçi örgütüyüz!
Göknur Türk (Bufer/Gebze): Attığımız her geri adım daha da kötü koşullara bizi sürüklüyor. Ben temsilciydim, patron benden rahatsız oldu. İşçinin menfaatleri için baştemsilcilikten 3. temsilciliğe geçmem önerildi, kabul ettim, ama fabrikamda hiçbir şey daha ileri gitmedi. Evet, sayı olarak çoğalmalıyız, ama sayı olarak çoğalmak sadece aidat alınan insan sayısını yükseltmek midir? Ben yöneticimi, şube başkanını, genel başkanı daha çok fabrikamda görmek istiyorum. Sınıf sendikacılığı varsa, artık masalardan kalkıp fabrikalara gidilmelidir. Kölelik yasasına karşıyız, yasa çıktı şimdi onu uyguluyoruz. Madem karşıyız, neden onu uyguluyoruz? Hiyerarşik yapı, birbirinden uzak kişişel tartışmalar üzerinden yol alınamaz. Her kürsüye çıkan Kemal Türklerden bahsediyor, bu sendika bir Kemal Türkler daha niçin çıkarmadı? Artık geri adım atmayı bir tarafa bıraıp mücadele etmeliyiz. Her geri adımımız kapanmaz yaralara neden oluyor.
Ali Rıza Ertuğrul (Şahin Motor/Gebze): Şube başkanları eleştiriyor, program ortaya koyuyor, bugüne kadar niye çalışmadılar... Yeri geldiğinde patronun elini itmeyi bilmeliyiz... Sivil toplum örgütü değiliz, çünkü sendikayız, işçi örgütüyüz!
Kamil Diktaş (Akardansa/Gebze): Temsil ettiğimiz kitlelerin güvenini kazanmalıyız. Sendikacılık emek, sabır, güven ve deneyim ister. Bundan 35-40 yıl önceki düşüncelerle bir yere varamayız. Sendikal hareket kendini yenilemelidir. Bunlar slogan atarak olmaz, özü sözü bir olunmalıdır. Sendikal hareket toptan kan kaybetmiştir, böyle bir aşamada sendikamızın yetiştirdiği en değerli kadroları tasfiye etmeye çalışmak doğru değildir...
Kapitalizm aynı kapitalizm!
Turgut Bozgül (2 Nolu Şube/Mekser): Savaşa tutum almalıyız, devrim ve sosyalizm kurulana kadar mücadele etmeliyiz. Deniyor ki dünya değişti, dünya değişmedi, kapitalizim aynı kapitalizm üstelik daha da azgınlaştı. Eğer kürsü devrimcisi değilsek, kendi siyasal iktidarımız için mücadele etmeliyiz.
Ahmet Durak (Kocaeli Şube Başkanı): Uzlaşmacı sendikacılık diye eleştiriyorlar... Şu anda aday olan şube başkanlarının, sendikanın üç yıllık pratiğinde imzaları var, hangi karara itiraz ettiler. MESS toplu sözleşmelerinde de hepimizin imzası var.
Bektaş Güleç (İzmir): İş yasasına karşı aktif bir mücadele ortaya koyamadık.
Abbas Çağan (Ege Bakır/2 Nolu Şube): Delegelerin özgür iradesi yoktur, kongreleri şube başkanları belirlemektedir... Şube başkanları aday olmadan önce istifa etmelidir... Şu anda muhalefet yapıyorlar, hangi öneriyi yapmışlardır?
Sınıfa ihanet edenin kafasını kırmalıyız!
Ali Çeltek (Polkima/İzmir): Sendikanın üç yıllık muhasebesini yapmak gerekir. Sendikanın anlayışın ilkeleri olması gerekir. Evet şartlar zordur, ama tüm başarısızlıkları bunlar üzerinden açıklamak doğru değildir. Sendikal çizgi kaybediliyor, oradaki durum işyerlerine yansıyor. Yüzümüzü işverene değil, fabrikada çalışan işçilere dönmeliyiz. Deniyor ki başarısız olan varsa gitsin, onları değiştirelim. Suç tek kişiye kesilemez, ekip halinde gelinmiştir, gidilecekse ekip halinde gidilmelidir.
Murat Akdeniz (2 Nolu Şube Başkanı): Tüm kararlar şube başkanlarıyla birlikte alınır. Merkezi eleştiren şube başkanları kendilerine bakmalıdır. Sendikalar sadece sınıf değil kitle örgütüdür de. Dışardan akıl hocalığı yapanlara izin vermemek gerekir.
Alirıza İkisivri (Kartal Şube Başkanı): Sadece sınıf sendikacılığı diye tanımlanamaz ayrıca biz kitle sendikasıyız, bu manada kitle örgütüyüz de... Bu sendikanın başından itibaren bir anlayışı, çizgisi vardır, bunun değiştirilmesini doğru bulmuyorum.
Yasin Sancar (Kroman Çelik/Gebze): Genel bir saldırı dalgası var. Buna rağmen el yordamıyla yol bulunmaya çalışılıyor. Dünyada işçi hareketi kıpırdanma sinyaleri veriyor, sınıf hareketi açısından yeni bir dönemin başındayız. Mücadelenin önünü kesen sendika bürokratlarıdır. Uzlaşmacı tarzı bir yana bırakıp militan sınıf sendikacılığı yapılmalıdır. Grev ve direniş fonu oluşturulmalıdır... İşçi sınıfı mücadelesi yasalara sıkıştırılamaz... Sınıfa ihanet edenin kafasını kırmalıyız... Savaşa değil emperyalist savaşa karşıyız, sınıf savaşımı veriyoruz.
|