Sistemin kendisine yönelen her türlü muhalefeti susturup yok etmek için denemediği yol ve yöntem yok. Kamu emekçileri cephesinden yaşanan sürgünler bunlardan sadece bir tanesi.
Bir sürgün de geçtiğimiz günlerde Kayserinin Mehmet Akif Lisesinde yaşandı. Matematik öğretmeni Muzaffer Güçlü başka bir liseye sürüldü. Sürgünün sebebi ise öğrencileri kendi çıkarı doğrultusunda örgütlemek idi. Okuldaki ihbarcı meslektaşları tarafından şikayet edilmesi üzerine hakkında soruşturma açıldı. Bunun üzerine önce okuldaki dolabı arandı, sonra da evi.
Terörle Mücadele Şubesi tarafında ifadesi alınan öğretmen nezdinde tüm öğretmen ve öğrencilere gözdağı verilmek isteniyor.
Okulda öğrenciler bir kermes düzenlemişlerdi. Okul müdürü buradan toplanan paraları öğretmenlerle birlikte lüks bir lokantada yedi. Muzaffer Hoca bu yemeğe karşı çıktı ve katılmadı. Okulda katkı payı toplanmasına da karşı çıktı. Okulda emekçi çocuklarını kollaması, okul müdürü ve onun gibi düşünen hocaların nefretini doğurdu. Okul yönetiminin ve polisin işbirliği ile Muzaffer hoca sürdürüldü.
Öğrenciler öğretmenlerinin sürgününe karşı suskun kalmadılar. İlk gün okul bahçesinde toplanıp alkışlı protesto yapan öğreciler ikinci gün de derslere girmediler.
M. A. Lisesinden bir öğrenci ile röportaj...
- Neden böyle bir eylem yaptınız?
- Öğretmenimiz öğrencileri kolluyordu. Okula yeni gelen müdürle ilk defa kermes yüzünden karşı karşıya geldiler. Kermeste toplanan paraların lüks bir lokantada yenilmesine karşı çıktı, yemeğe katılmadı. Okulda para toplanmasına da karşı çıkması, okul yönetimiyle onu karşı karşıya getirdi. Okul müdürü ve gerici hocaların şikayeti üzerine hakkında soruşturma açıldı ve dolabında arama yapıldı. Daha sonra da evi aranmış. Biz öğretmenimizin bizlerin çıkarını savunduğuna inanıyoruz.
- Eylem nasıl gerçekleşti?
-16 Ocak günü öğretmenimizin başka bir okula sürüldüğünü öğrendik. Ertesi gün Eğitim-Sen başkanının geleceğini öğrendik. Toplu bir şekilde onu alkışlarla karşıladık. Başkan okuldan ayrılırken yaklaşık 100 civarında öğrenci biraraya gelerek bir saat kadar alkışlı protesto eylemi yaptık ve ertesi gün ders boykotu yapacağımızı duyurduk. Sabah yaklaşık 150 civarında öğrenci ile derslere girmedik. Toplu bir şekilde okul bahçesinde beklemeye başladık. İdare eylemi polise bildirdi. Polis geldiğinde yürüyüşe geçmek istedik, ama engellendik. Polis 6 arkadaşımızı gözaltına aldı. Bu sırada Baskılar bizi yıldıramaz!, Muzaffer içeri yalancılar dışarı! sloganlarını attık. Derslere girersek arkadaşlarımızın serbest bırakılacağı söylendi ve çoğunluğun içeri girmesiyle arkadaşlarımız srbest bırakıldı. Topladığımız 50 civarında dilekçeyi Milli Eğitime verdik.
- Sendikanın desteği ne durumda?
- Eylemden önce öğretmenimizin sürgünü ile ilgili bir şeyler yapmalarını istedik. Bir şey yapamayacaklarını, bu konuda bize destek olamayacaklarını söylediler.
- Eylemden sonra okulda neler yaşandı?
- Polis eyleme kimlerin katıldığını öğrenmek için sınıf başkalarını ve bazı öğrencileri Fatih Karakoluna götürüp ifade aldı. Polisin tespit ettiği ve yoklama fişlerinde tespit edilen öğrenciler 5erli 6şarlı gruplar halinde disiplin kuruluna çağrıldı. Kimi öğrenciler ifade verdi, kimileri vermediler. Disiplin kurulundan çıkacak sonuç hakkında bilgimiz yok.
- Eylem öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yarattı?
- Birlikte hareket edildiğinde güç olunabileceğini öğrendik. Daha önce oluşturmak istediğimiz öğrenci birliği vardı. Bu eylemden sonra böyle bir örgütlülüğün gerekliliği anlaşıldı.
- Şu anda böyle bir çalışmanız var mı?
- Eylemlilik sırasında oluşturduğumuz bir örgütlülük var ve temsilcilerimizi belirledik.
- Örgütlülüğü geliştirmek için neler düşünüyorsunuz?
- Parasız eğitim, sınavsız üniversite gibi akademik-demokratik hakları savunan bir örgütlülük halini almalı. Ancak bu şekilde kitleleri kucaklar.
- Son olarak ne söylemek istersin?
- Öğrenci, öğretmen ve veli dayanışmasını sağlamalıyız. Ancak bu şekilde etkili bir mücadele verebiliriz.