3 Şubat 2017
Sayı: KB 2017/05

Suriye savaşında yeni aşama
OHAL koşullarında referandum!
Kürt halkının iradesi teslim alınmak isteniyor
“ozguruz.org” üzerinden ‘özgür basın’a dair
Eğitimde yeni müfredatın getirecekleri
Kapitalizmin krizi derinleşiyor
EMİS süreci aynasında metal hareketi
Tekstil işçisi yol arıyor
OHAL ve krizle birlikte seri iş cinayetleri rejimi
Greif Direnişi’nin deneyimleri ışığında Metal TİS’lerine hazırlanmak
Suriye’de siyasi çözüm arayışları
Avrupa’da faşist hareketin “zirve”si
Brexit sonrası Avrupa Birliği ve gelecek sorunu
Dünyada kriz ve kadınlar
Ücretsiz ve nitelikli kreş istiyoruz!
Devrim Okulları yapıldı: Bu davet bizim!
Apple’ın Trump’la “sorunu!”
Kriz sistemin iflasıdır
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Eğitimde yeni müfredatın getirecekleri…

 

Son dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığı ilkokul, ortaokul ve liselerde okutulan 53 derste yapılan değişiklikleri taslak olarak yayınladı ve eksikliklerin giderilmesi için taslak programı askıya çıkarttığını belirtti. Eğitim Sen ve Eğitim-İş taslak müfredat hazırlanırken kendilerinin görüşlerinin alınmadığını, bilim insanlarına ve eğitim bilimcilerin görüşlerine başvurulmadığını, programın oldubittiye getirilmek istendiğini ifade ettiler. Nitekim taslak incelendiğinde eğitim sisteminde “gelen gideni aratır” deyiminin vücut bulduğu içler acısı bir durumla karşılaşıyoruz. Mevcut eğitim sistemi zaten öğrencilerin sağlıklı ve nitelikli gelişimlerini desteklemezken, yeni taslak eğitim programı da sadece AKP hükümetinin ideolojik ihtiyaçlarına göre tasarlanmış görünüyor.

Taslağa bakıldığında bu tüm açıklığıyla görülmektedir:

- Öncelikle mevcut eğitim müfredatındaki az buçuk bilimsellik kaygısından tamamen kurtulmak adına, canlılığın oluşumu ve evrim teorisiyle ilgili her şey yeni müfredatın biyoloji dersinden çıkartılmıştır. “Evrimsel bir süreçten geçerek oluşmadık, birden yaratıldık” düşüncesinin eğitim sürecinde verilmesi hedeflenmiştir. İlkokul ve ortaokulda fen bilimleri dersi, biyoloji yerine astronomiyle başlayacak. Pozitif bilim derslerinin (biyoloji, fizik, kimya, matematik vb.) içeriği boşaltılmış, bilimsel düşünmeye yarayacak konular müfredattan çıkarılmıştır. Böylelikle yeni nesillerin bilimsel gerçekleri ve gelişmeleri görmeden, kafalarını tamamen kuma gömmeleri istenmektedir.

- Yine taslakta fen bilgisi dersinde 4. sınıftan itibaren fen ve mühendislik uygulamalarının işleneceği belirtiliyor. Bu derste öğrenciler ürün tasarlayacaklar ve bu ürünleri 6. sınıftan itibaren pazarlayacak stratejiler geliştirip, ürünlerini tanıtmak için TV, internet ve gazete reklamı planlayacaklar. Özcesi yeni müfredatla sermayenin çıkarları doğrultusunda piyasanın şartlarına göre eleman yetiştirmek hedeflenmektedir.

- Yeni müfredatın bir diğer kaygısı ise yeni-Osmanlıcı bakış acısıyla emperyalizmi eğitim sürecinde aşılamak ve meşrulaştırmaktır. Örneğin lisede okutulan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinde modern kara, deniz ve hava hakimiyeti teorileri ile mutlak güç olma arzusu, Japonya’nın Uzak Doğu’da yeni bir güç olarak ortaya çıkması konusu özendirilerek işlenecek.

- Bir diğer amaç da eğitim programının dindar ve kindar nesil yetiştirmek için şekillendirilmesidir. Örneğin tarih dersinde “15 Temmuz darbe girişimi, PKK, FETÖ/PDY’nin ortaya çıkış nedenleri ile terörü bitirmeye yönelik tedbirler, SSCB’de yaşanan insan hak ihlalleri” vb. gibi konulara yer verilmektedir. Ayrıca dersler bilimsel bakış açısından tamamen uzaklaşmış, verilmek istenenler ezberletilecek şekilde hazırlanmıştır. Hükümet daha önce eğitimde “bir gün cami dört gün okul” projesini uygulamak istemiş, gelen tepkilerden kaynaklı ertelemişti. Ancak yeni eğitim müfredatıyla diğer okulların programı imam hatip okullarıyla aynı hale getirilerek, bu durumun fazlasıyla telafi edilmesi amaçlanmıştır. Felsefe gibi derslerde, dinsel düşünüş kanunlarına fazlasıyla yer verilerek, düşünemeyen, sorgulamayan, verileni olduğu gibi kabul edecek nesiller yetiştirmek, öncelikli hedef haline getirilmiştir.

- Taslak müfredatın bir diğer önceliği öğrencilere Türk-İslam ideolojisini ve ırkçılığı eğitim sistemi içerisinde aşılamaktır. Bu çerçevede, tarih dersinde SSCB’nin dağılmasından sonra Türki cumhuriyetlerin bağımsızlık kazanması, Türkiye’nin Türk dünyasına yönelik kuruluşlarının (TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar, Türksoy Yunus Emre Enstitüsü, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı vs.) amaçlarının açıklanması vb. gibi konuların işlenmesi planlanmaktadır.

- Yeni müfredat emperyalist savaşın meşrulaştırılmasını ve içselleştirilmesini de amaçlamaktadır. Bunun için 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın kültürel, bilimsel ve teknolojik gelişmelere etkisi, Irak ve Suriye’de siyasal-sosyal gelişmelerin Türkiye’ye etkileri, Kutul Amare savaşı vb. konular müfredata alınmıştır.

- Yine söz konusu müfredat ve sürmekte olan eğitim-öğretim yılı içerisinde yapılan uygulamalar, öğrenci ve öğretmenlerin zihinlerini ırkçılık zehriyle Ortaçağ'ın karanlığına bulayıp, felç bırakmakla kalmıyor. 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili şiddet içeren görüntülerin küçük yaştaki çocuklara gösterilmesiyle, ruhsal anlamda istismar da gerçekleştiriliyor.

Ülkemiz eğitim sistemi, özellikle son yıllarda dinci-faşist AKP iktidarı eliyle daha da gerici bir zemine oturtulmaya çalışılmaktadır. Bunun için de her yıl yeni yeni uygulamalarla altüst edilmektedir. Eğitimin “milliliği”nin yanına bir de dinciliği eklenince bilimsellikten eser kalmamaktadır.

Tek tek ders müfredatlarına karşı olmak artık yeterli olmamaktadır. Tüm ders içeriklerinin çöpe atılmasını sağlayacak bir mücadele hattının örülmesi ve bireylerin sosyal, kültürel ve akademik olarak çok yönlü gelişmelerini sağlayacak eğitime geçişin hazırlıkları toplumsal öncelik haline gelmiştir.

F. Can

 

 

 

 

Çocuklara “cami” ödevi

 

‘Dindar nesil’ yetiştirme hedefleri doğrultusunda evrim teorisinin müfredattan çıkarılması ve ‘cihat’ kavramına ise ‘değerler’ listesinde yer verilmesi gibi adımlar pratik uygulama ile birleşiyor. Hatay Müftülüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) arasında yapılan ‘eğitimde işbirliği’ projesi basına yansımıştı. Bu projenin bir benzeri Afyon’da fiilen uygulanmaya başlandı.

“Sosyal etkinlik” camiye gitmek!

MEB, yarıyıl tatili için öğrencilerin sosyal faaliyetlere katılımının teşvik edilmesi uyarısında bulunmuştu. MEB’in sosyal faaliyet olarak kastettiği etkinliğin ‘camiye gitmek’ olduğu anlaşıldı. Afyon’da müftülük ve MEB işbirliği ile “Haydi namaza” etkinliği düzenlendi. Buna göre 7-15 yaş arası tüm çocuklar tatil boyunca her gün namaza götürülecekler ve namaz takip çizelgeleri aracılığıyla bu “sosyal etkinlik” imza karşılığında kontrol edilecek.

İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mevlüt Çınar’ın öğretmenlere kampanyayı teşvik etmeleri talimatı verdiği, “etkinliğin” finalinin Merkez Uydukent Selçuklu Camisi’nde yapılacağı ve çocuklara “ödül” verileceği duyuruldu.


 
§