8 Nisan 2016
Sayı: KB 2016/14

Gündem: Devrimci 1 Mayıs
Miadı dolan işbirlikçiye burun sürtme operasyonu
4 Nisan ‘utanç günü!’
Emperyalist kapitalizmin ahlaki çöküntüsü!
“Cizre’de 665 kişi katledildi”
Direnişin 1 Mayıs’ına!
Devrimci olmayan her şey çürür!
Kastaş’ta direniş devam ediyor
Yeni Çeltek işçileri açlık grevine başladı
Üç ayda 415 işçi iş cinayetinde katledildi
İşçi-emekçi kadınlar haksız ve kirli savaşlara neden karşı çıkmalıdır?
Kiralık işçi yasa tasarısı
Gençliğin geleceği ve özgürlüğü kavga alanlarında
Meslek liseliler buluşuyor!
Sultanın mühimmat deposu
Suriye’de “siyasi çözüm” dansı
Suudi Arabistan’ın “İslam İttifakı”
“Sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir”
Pablo Picasso’yu ölümünün 43. yılında saygıyla anıyoruz!
Osmanlı’dan bugüne Bursa’da emek ve işçi hareketleri
Talat Türkoğlu’nun failleri cezalandırılsın!
1 Mayıs'ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Cumartesi Anneleri:

Talat Türkoğlu’nun failleri cezalandırılsın!

 

575. haftasına giren Cumartesi Anneleri’nin eyleminde bu hafta 20 yıl önce gözaltında kaybedilen Talat Türkoğlu’nun akıbeti soruldu. 2 Nisan’da yapılan eylemde Türkoğlu Ailesi adına konuşan Münibe Türkoğlu yaratılan şiddet, korku ve katliamlara karşın yine alanlarda olduklarını söyledi. “Yıllarca pencere önünde yılmadan bekleyen” kayıp yakınları için de alanlarda olduklarını söyleyen Türkoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen Talat Türkoğlu'nun katillerinin cezalandırılmadığına dikkat çekti. Tek taleplerini “Talat Türkoğlu'na ne yaptınız? Bilmek istiyoruz” şeklinde ifade eden Türkoğlu, kayıpların mücadelelerine ışık tuttuğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Devlet kendi suçlularını koruyor

Türkoğlu ailesinin avukatı Gülizar Tuncer, Talat Türkoğlu’nun devrimci kimliği yüzünden katledildiğini vurgulayarak Türkoğlu ailesinin tüm resmi makamlara başvurmasına rağmen bir sonuç alamadığına dikkat çekti. Tuncer, hukuki süreç başlatılmamasının nedeninin devletin kendi kolluk güçleriyle işlediği suçların açığa çıkmasından korkması olduğunu vurguladı.

“Katillere tümüyle cezasızlık getirilmek isteniyor”

Türkiye’de suç işleyen kolluk kuvvetlerinin yargılanması için öncelikle amiri veya komutanı tarafından bir “ön soruşturma” yapıldığını anlatan Tuncer, ancak amir veya komutanın olur vermesiyle kolluğun yargılanabildiğini söyledi. Yapılan yeni düzenlemeyle kolluk kuvvetlerinin yargılanmasının artık bakanlık ve başbakanlık izni gerektireceğini belirten Tuncer, bunun Kürdistan’da yaşanan türden katliamların faillerine tümüyle cezasızlık getireceğine dikkat çekti.

Kayıp yakınlarından Maside Ocak, Yüksekovalı Cumartesi Anneleri’nin sokağa çıkma yasakları nedeniyle 3 haftadır eylem yapamadığına, Tahir Elçi cinayeti dosyasında da 18 haftadır hiçbir ilerleme olmadığına dikkat çekti.

Katledildiği itiraf edildi, katiller cezalandırılmadı

Konuşmaların ardından Ümit Efe’nin okuduğu basın açıklamasında Talat Türkoğlu’nun kaybedilmesinden bu yana 12 hükümetin görev yaptığına ancak hiçbirinin suçluları cezalandırmadığına dikkat çekildi. Açıklamada, 29 Mart 1996’da İstanbul’dan Edirne’ye annesinin yanına giden Türkoğlu’nun, evinin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini söylediği hatırlatıldı. 1 Nisan 1996’da İstanbul’a dönmek için evden ayrılan Türkoğlu’ndan bir daha haber alınamadığı belirtilen açıklamada, tüm başvurulara rağmen devlet tarafından Türkoğlu’nun gözaltına alındığının kabul edilmediği ifade edildi.

 

 

 

 

Hasta tutsaklar için eylemler

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Şakran T4 Kapalı Cezaevi’ndeki hasta tutsak Abdullah Gür’ün serbest bırakılması için eylem gerçekleştirdi.

2 Nisan’da eski Sümerbank önünde yapılan eylemde konuşan İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çiçek, şunları söyledi: “Abdullah Gür, 16 Ağustos 2015 tarihinde Varto’da sokağa çıkma yasağının ardından devlet güçlerinin mahallelere yönelik saldırısında vücuduna isabet eden çok sayıda kurşunla ağır yaralanırken vücudunun büyük bölümü de yandı. Muş Devlet Hastanesi’nde tedavisi sürdüğü esnada çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Gür, Muş E Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Cezaevi şartlarında da olsa Muş’ta tedavisine devam edilen Gür, 12 Şubat’ta Şakran T4 Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi.”

Çiçek, Gür’ün hapishanede tedavisinin engellendiğini dile getirdi ve şunları aktardı:

Vücudundaki kurşun yaraları ve vücudunun büyük bir bölümünün yanmasından dolayı yürümekte ve konuşmakta zorluk çeken Gür, tedavi olmak için cezaevi yönetimine başvursa da olumlu bir sonuç almadı. Gür, hastaneye sevk edilmek için cezaevine revirine çıktı ancak Gür, hastaneye gönderilmek yerine “ağrı kesici” verilerek tekrar hücresine gönderildi. Gür’ün tedavi olmak için yazdığı dilekçelere ise şu ana kadar olumlu bir cevap verilmedi. Gür’ün tedavisi engellenmesin.”

“Şaylan serbest bırakılsın!”

İHD İstanbul Şubesi tarafından hasta mahpuslar için yapılan ‘F Oturması’nın 210.’su 2 Nisan’da Sedat Şaylan için gerçekleştirildi. Eylemde Ümit Efe bir konuşma yaptı. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nden gelen 35 başvuru üzerine İHD ve TİHV avukatlarının hapishaneye inceleme için gittiğini söyleyen Efe, hapishanedeki işkenceyi anlattı. İşkencenin sorumlusunun müdür Nedim Elbistanlı olduğunu belirtti.

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu adına Leyla Kaya tarafından yapılan açıklamada Bandırma 2 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki hasta mahpus Sedat Şaylan'ın durumu anlatıldı. Şaylan'ın Haziran 2015 tarihinde Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından verilen rapora göre hapishanede kalamayacağı belirtilmesine rağmen savcılık tarafından tahliyesinin engellendiği belirtildi.

 

 

 

 

Sincan F Tipi’nde baskılar artıyor

 

Sermaye devletinin ülke genelinde arttırdığı baskı ve zorbalık, hapishanelerde siyasi tutsaklar üzerinden de kendisini gösteriyor. Tutsaklara yönelik tecrit uygulamalarına her gün bir yenisi daha eklenirken, tutsakların kazanılmış hakları ellerinden alınmaya çalışılıyor.

Sincan F Tipi Hapishanesi’nde bugünlerde tutsaklara yönelik baskılar artarken, hapishane yönetimi “10 kitap” sınırlamasını dayatmaya başladı. Tutsakların verdiği bilgilere göre, hapishane yönetimi hücrelerde 10 kitaptan fazlasını alıkoyacağı yönünde baskı yapıyor.

Devrimci tutsaklar uygulamanın kabul edilemez olduğunu belirterek, baskılara boyun eğmeyeceklerini bildirdiler.

 
§