8 Nisan 2016
Sayı: KB 2016/14

Gündem: Devrimci 1 Mayıs
Miadı dolan işbirlikçiye burun sürtme operasyonu
4 Nisan ‘utanç günü!’
Emperyalist kapitalizmin ahlaki çöküntüsü!
“Cizre’de 665 kişi katledildi”
Direnişin 1 Mayıs’ına!
Devrimci olmayan her şey çürür!
Kastaş’ta direniş devam ediyor
Yeni Çeltek işçileri açlık grevine başladı
Üç ayda 415 işçi iş cinayetinde katledildi
İşçi-emekçi kadınlar haksız ve kirli savaşlara neden karşı çıkmalıdır?
Kiralık işçi yasa tasarısı
Gençliğin geleceği ve özgürlüğü kavga alanlarında
Meslek liseliler buluşuyor!
Sultanın mühimmat deposu
Suriye’de “siyasi çözüm” dansı
Suudi Arabistan’ın “İslam İttifakı”
“Sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir”
Pablo Picasso’yu ölümünün 43. yılında saygıyla anıyoruz!
Osmanlı’dan bugüne Bursa’da emek ve işçi hareketleri
Talat Türkoğlu’nun failleri cezalandırılsın!
1 Mayıs'ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti;

Miadı dolan işbirlikçiye burun sürtme operasyonu

 

Dinci gericiliğin kaçak sarayda ikamet eden büyük şefi Tayyip Erdoğan, ABD nezdinde uğradığı değer yitiminin sonuçlarıyla yüzleşmeye başladı. ABD Başkanı Barack Obama tarafından yüzüne kapanan kapıları açmak için akla-karayı seçen Erdoğan’la etrafındaki mürit takımı, Washington’da düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi’nin “altın bir fırsat” olabileceğini var sayıyorlardı. Oysa sonuç tam tersi oldu.

Kırmızı halı sermekten alçaltıcı muameleye

Emperyalistler nezdinde miadını dolduran işbirlikçinin akıbeti itibardan düşüp dibe vurmaktır. Kullanışlı olduğunda önüne kırmızı halılar serilir, miadı dolunca ise, burun sürtme seanslarına başlanır. Son ABD ziyareti ile AKP şefi için burun sürtme döneminin başladığı, bizzat Obama tarafından ilan edildi. Zira yapılan tüm girişimlere, arabulucuların çabalarına rağmen, son güne kadar Obama-Erdoğan görüşmesinin olmayacağı tekrarlandı.

Dünya basınına da yansıyan alçaltıcı tartışmaların ardından Obama’nın lütfettiği görüşme, Erdoğan için hiç de onore edici olmadı. Tersine, tam işbirlikçilere yakışır tarzda küçük düşürücü bir mizansenden ibaret kaldı. Emperyalist savaş aygıtı NATO’nun ikinci büyük ordusunu besleyen devletin başı ABD’ye ayak bastığında onu karşılayan tek bir yetkili bulamadığı gibi, ziyareti boyunca da “istenmeyen kişi” muamelesi gördü. Brookings Enstitüsü'nde konuşma yapabilmek için TÜSİAD kodamanlarıyla Katar emirinin arabuluculuğuna ihtiyaç duyan AKP şefi, ancak korumalarının yarattığı rezaletlerle ABD medyasına konu olabildi.

“Kullanışlı işbirlikçi” iken önüne kırmızı halılar serilen Tayyip Erdoğan’ın bugün içine düşürüldüğü vahim durum, emperyalistlere hizmet eden figüranların kaçınılmaz olan akıbetlerine ışık tutuyor. Emperyalizme hizmet edenlerin işçi sınıfına ve emekçi halklara zulüm etmeleri kaçınılmaz olduğuna göre, hiçbir işbirlikçi sonuna kadar kullanışlı olamaz. Washington için “parıltılı” olduğu dönemin sefasını süren AKP şefi, artık alçaltıcı sonuçlara katlanma dönemindedir.

Yiyici/yandaş/tetikçi takımının telaşı

Kaçak sarayın “dünya lideri”, “haşmetli sultanı” Tayyip Erdoğan’ın ABD’de maruz kaldığı burun sürtme operasyonu, şeflerini “tanrının lütfu” diye pazarlayan yandaş-yiyici/yalaka takımını endişelendirdi. Burun sürtme operasyonundan zafer devşirmek adına akla-ziyan “derin analizler“ yapan bu tetikçiler, onurun zerresinden nasiplenemediklerini bir kez daha gözler önüne serdiler.

Yandaş medya ile istihdam ettiği “ünlü” tetikçilerin burun sürtme operasyonu karşısında sergiledikleri tutum, bu camiadaki çürüme ve yozlaşmanın son sınırına vardığının yeni bir göstergesi oldu. Dünyaya rezil olan şeflerini “muzaffer” ilan etmeleri, ancak düşkünlüğün dip çukuruna battıklarının göstergesi olabilir. Üst perdeden ahlak üzerine vaazlar vermeye pek meraklı olan bu zevatın pratiği, gerçekte iktidar ve ranttan nemalanma dışında bir dertlerinin olmadığını ve bu uğurda her tür rezalete hazır olduklarını gözler önüne sermiştir.

Efendi-işbirlikçi ortaklığı devam edecek

AKP şefinin Washington’da maruz kaldığı muamele, ABD-Türkiye ilişkilerinin seyrini etkileyecek bir sorun teşkil etmiyor. Zira NATO’nun ikinci büyük ordusunu besleyen Türk devleti halen emperyalistlerin bölge politikalarında kullanacakları etkili bir güçtür. Türk burjuvazisi ile onun iktidarı ise, batı emperyalizmini “güvenli dayanak” telakki ediyor. Yani tarafların birbirinden vazgeçmesi, ya da efendi-uşak rollerinin değişmesi gündemde değil.

Miadını dolduran figüranların efendilerine başkaldırma yetenekleri olmadığından, yaranma ayinlerinden medet ummaları mümkündür. Bunun yaratacağı sonuçlar ne olursa olsun emperyalizme utanç verici bağımlılık ortadan kalkmayacak.

Emperyalistler ancak emekçilerin direnişiyle kovulabilir

Küstah emperyalist güçleri ülkeden def etmek, ancak işçi sınıfıyla emekçilerin birleşik direnişiyle mümkündür. Hem emperyalizme hem iç dayanakları olan burjuvazinin siyasal sınıf egemenliğine karşı örülecek devrimci mücadele hattı, bağımlılık zincirlerini parçalayabilmenin de tek yoludur.

 

 

 

 

Erdoğan’dan ‘üst akıl’ demagojisi

 

Dinci-gericiliğin şefi Tayyip Erdoğan, Nükleer Güvenlik Zirvesi nedeniyle ABD’ye yaptığı ziyaretin son gününde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği rezidansında basına yaptığı açıklamalarda Obama’yla görüşmesi ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili konuşan Erdoğan, yine ‘üst akıl’ demagojisine sarıldı.

“Üst akıl oyun oynuyor”

ABD Başkanı Barack Obama’nın Erdoğan’la görüşmesinin ardından Türkiye’deki basın özgürlüğü sorununa ve baskılara ilişkin sözlerini değerlendiren Erdoğan, Batılı emperyalistlerin de “hakaret” vb. konularda benzer tutumlar aldığını öne sürdü.

Buna karşın, emperyalistlerin kendisine yönelik eleştirilerini ‘üst akıl oyunu’ olarak tanımlayan Erdoğan, “terör mağduru ülke” rolüyle şunları söyledi:

Üst akıl, Türkiye üzerinde oyun oynuyor. Türkiye’yi bölmek, parçalamak güçleri yeterse yutabilmek. Diyarbakır’da 7 kardeşimiz şehit oldu. Ama burada konuştuklarımızdan Türkiye’deki terör saldırılarına değinenler sadece bir-iki kişi. Lahor’a değinen de sadece bir kişi oldu. Diğerlerinin tümü sadece Paris ve Brüksel’deki saldırıları konuşmakla yetiniyor. Halbuki biz terör nedeniyle 40 bin can kaybı yaşamış bir ülkeyiz. Bunun adeta görmezden gelinmesi kabul edilemez.”

“Ilımlı” çetelerini sahaya sürmek istiyor

Öte yandan, Rojava’daki federasyon ilanının ardından gündeme gelen tartışmalarla ilgili konuşan Erdoğan, söz konusu bölgede “PYD/YPG yapılanmasına izin vermeyeceklerini” ve “ABD’nin de kendileriyle aynı fikirde olduğunu” söyledi.

Olası bir durumda Türk sermaye devletinin Batı Kürdistan’a yönelik saldırıda bulunacağını ima eden Erdoğan, ABD’nin IŞİD’e karşı mücadelede kullanması için 1800 “ılımlı” çetecinin isimlerini verdiklerini söyledi. Bölgede IŞİD’e karşı en etkili mücadeleyi yürüten YPG’nin ABD tarafından gözden çıkarılmasını isteyen Erdoğan, bunun yerine kendi çetecilerini ortaya koydu.

 
§