3 Nisan 2015
Sayı: KB 2015/13

Düzenin aldatmacalarına, faşist baskı ve zorbalığa karşı 1 Mayıs’a hazırlanalım!
İşçi sınıfı seçimlere değil, 1 Mayıs’a hazırlanmalıdır!
Ciddiyet ve samimiyet sınavı
Koltuk sevdalısı sendika ağaları daha hüsranı görmedi!
CHP’nin seçim vaatleri ve gerçekler!
Yargısız infaz bu devletin fıtratında var
Kanlı infazı polis devletine kılıf yaptılar
Roboski’nin katillerinden hayvan katliamı inkarı
Deniz biterken…
DEV TEKSTİL 1. Genel Meclis Toplantısı gerçekleştirildi
Sf Leather Deri’de direniş!
Bakırköy’de grevle sınıf dayanışması
İstanbul ve Mersin’de belgesel gösterimi
BDSP işçi sınıfını ve emekçileri mücadeleye çağırıyor!
Yemen'e saldırı koalisyonuna Türkiye de katıldı
Yemen: Emperyalist ve gerici savaşların yeni durağı
Büyük umutlar, devrimci halk ayaklanmaları ve cüceler
"Jineoloji/kadın" bilimi üzerine... - Ç. İnci
GSS prim borcu taksitlendirmesi: Soygundan sandığa köprü
DGB Mahirler'in mirasını yükseltiyor!
Kayseri'de Kızıldere anmaları
"Bekle bizi İstanbul!" - T. Kor
"Bu resmi siz mi yaptınız? Hayır, bu sizin eseriniz!"
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Roboski’nin katillerinden
hayvan katliamı inkarı

 

Roboski Katliamı’nın failleri şimdi de bölge halkının geçim kaynağı olan sınır ticaretinde kullandığı katırları katletti. Üstüne suçlarını inkar etti.

“Bölgedeki sivil ve askeri güvenlik birimleri” Roboski’de katledilen katırlara ilişkin tespitlerde bulundu. Geçtiğimiz günlerde sınır ticaretinde kullanılan katırları katlederek bölgedeki geçim kaynağına saldıran askerlerin, hayvan katliamı açığa çıkınca inkar girişimi de gecikmedi.

Burjuva basına servis edilen haberlerde katırların katlinin planlı olmadığı iddia edilerek “etraflarına ateş açılırken öldükleri” gibi gerçekçi olmayan bir savunma yapıldı.

Sermaye devletinin kolluk güçlerine göre katırlar iki ayrı olay sırasında vuruldu. Mart ayının başında askerlerin “kaçakçılığı engellemek için bir gruba müdahale ettiği, kaçakçıların buna karşılık verdiği, yaşanan arbedede 3-4 katırın vurulduğu” hikayesi anlatıldı.

Bundan bir iki hafta sonrasında da “Gülyazı ve Ortasu köylerinden 60-70 kişinin 200 katırla Irak’a geçerken görüldüğü ve Göreneş Dere yatağından geçiş yapmak üzereyken asker tarafından durdurulmak istendiği, dur ikazına uyulmaması üzerine havaya ateş açıldığı, buradan geçemeyen grubun başka bir dere yatağına yönlendiği, tekrar ikaz edilince, ‘gücünüz yetiyorsa durdurun’ diyerek geçişe devam ettiği, sisten yararlanarak bir bölümünün sınırı geçtiği” öne sürüldü. Bu geçiş sırasındaki saldırı sonucunda, 5-6 katırın “yakınlarına yapılan atışlar” nedeniyle öldüğü, 6-7 katırın da yaralandığı iddia edildi.

Roboski’de kirli savaş yöntemi sürüyor

Roboski Katliamı’nın hesabını vermeyen, bölge halkının geçinebilmek için zorunlu olarak yaptığı sınır ticaretini tamamen bitirmeye çalışan, Roboski sınırında “güvenlik yolu” yapan devlet şimdi de hayvan katliyle baskısını sürdürüyor.

34 canı alanlar şimdi de hayvanları katlederek baskı ve zulüm düzenini sürdürüyor. Roboski katliamı için “silahlı teröristlere benziyorlardı” savunmasını yapanlar şimdi de katlettikleri katırlar için “yakınlarına yapılan atışlar”ın ölüme neden olduğunu öne sürüyorlar.

Fakat Roboski Katliamı’ndan beri net olan gerçek hayvan katlinde de kendini gösteriyor. Sermaye hükümetinin kontrolünde asker bölgede baskı ve saldırganlığını devam ettiriyor. 90’lı yılların kirli savaş metotları, yoğunluğu değişse de, bölgede uygulanmayı sürdürüyor. Köy baskınları, taciz ateşleri, dağlarda operasyonlar devam ederken bir de eylem yapanların gaz bombası fişeğiyle vurulması, yargı terörü gibi saldırılar hayata geçiriliyor.

 

 

 

 

Cömert davasında katil polise tutuklama yok!

 

Haziran Direnişi sürecinde 3 Haziran 2013 tarihinde Hatay’daki eylemler sırasında Abdullah Cömert’in polisin attığı gaz fişeğiyle başından vurularak katledilmesiyle ilgili davanın duruşması 1 Nisan’da Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Katil polis Ahmet Kuş’un tutuklanması talebini reddeden mahkeme heyeti, Ahmet Kuş’un tutuksuz yargılanmasına devam etmesine karar verdi ve davayı 12 Haziran 2015 tarihine erteledi.

Duruşmaya Abdullah Cömert’in kardeşleri Adnan ve Zafer Cömert ile annesi Hatice ve babası Edip Cömert katıldı. Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz da aileye destek için davaya geldi. 

Duruşmada olay anı görüntülerinin izlenmesi sırasında anne Hatice Cömert fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.

Tutuksuz yargılanan katil polis Ahmet Kuş, duruşmaya Mersin’den telekonferans yöntemiyle katıldı. Çapraz sorgu sırasında katil polise Cömert’in avukatları, olay gününün görüntüleri eşliğinde sorular sordu. Avukat Hatice Can, Kuş’a kaç atış yaptığını sordu. Katil polis ise amirlerinden aldığı emirleri yerine getirdiğini, gaz fişeğinin tek bir kişiye yönelmesi sonucunda öldürücü olup olmadığını bilmediğini ileri sürdü. Kuş, avukatların yönelttiği pek çok soruya, aradan zaman geçtiği için hatırlamadığını öne sürerek cevap verdi. 

Cömert ailesinin avukatları, polisin tutuklanmamasının toplumun vicdanını olumsuz etkilediğini belirtilerek tutuklama ve Antakya’da keşif talep etti.

 

 

 

 

 

“Teslim olmayacağız!”

 

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB meclisten geçen İç Güvenlik Yasası’nı 28 Mart’ta Tünel’den Galatasaray’a yaptığı yürüyüşle protesto etti.

Galatasaray Meydanı’nda konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez şunları ifade etti: “Demokrasinin temelinde insanların istediğini istediği şekilde söylemesi var, bunu, sokaklarda olmamızı engellemeye çalışıyorlar.” Erez, “Korktuklarından bunu yapıyorlar, yılmayacağız, devam edeceğiz” diyerek konuşmasını bitirdi.

DİSK, KESK, TTB ve TMMOB adına ortak açıklamayı yapan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Turgut Yokuş ise "AKP iktidarının zorba ve baskı yasalarına karşı direnmeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

TİHV’e destek eylemi

 

Haziran Direnişi sırasında polis terörü nedeniyle yaralananlara yardım eden Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) yüksek meblağda para cezasına çarptırılmasına bir tepki de eski tutsaklardan geldi.

Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi, Haziran Direnişi’nin hemen sonrasında yapılan SGK denetiminin ardından 130 bin TL’yi bulan para cezasına çarptırılan TİHV için 28 Mart’ta İstanbul’da eylem yaptı.

Galatasaray Lisesi önünde yapılan eylemde “İşkence ile mücadele değil, işkence yapmak suçtur! TİHV yalnız değildir!” pankartı açıldı. Girişim adına yapılan açıklamada, Ölüm Orucu direnişinde ve sonrasında TİHV’in tutsakların yanında olduğu, direnişin ardından tedavi süreçlerinde de kendilerini yalnız bırakmadığı belirtilirken, şimdi de TİHV’in yanında olmak gerektiği vurgulandı.

 
§