24 Ekim 2014
Sayı: KB 2014/42

Sermayenin zorunu bozacak tek güç birleşik bir devrimci direniştir!
Kobanê direnişi ve devrimci sınıf mücadelesi
Kobanê’de emekçi irade kazanmıştır!
Koridor açıldı, direniş sürüyor!
YPG/YPJ savaşçılarını binler uğurladı
Bütçe görüşmeleri başladı
İşsizlik de işçinin suçuymuş!
Validebağ talana direniyor!
MİB MYK Ekim ayı toplantısı değerlendirme ve sonuçlar
İhanete geçit vermemek için metal işçileri sokağa!
DEV TEKSTİL’in Esenyurt tanıtım toplantısı
Sermaye kan dökmeye devam ediyor!
Feniş’te satış sonrası baskılar artıyor
EKU’da Türk Metal devrede
Gençlik hareketine devrimci müdahalenin sorunları
Liseli meclisleri sesleniyor: “Sen de varsın!”
Meclisler toplanıyor, DGB genel kurula yürüyor
Faşizme karşı omuz omuza!
Avrupa’da Kobanê'yle dayanışmanın dersleri ve kazanımları
Dış basında Kobanê yardımı ve AKP’nin iflası
İngiltere’de on binler sokaklara çıktı
Haziran Direnişi yargılanıyor!
Devletin kontrgerilla gerçeği ve ötesi - K. Ehram
Kadın düşmanlığının tarihsel ve mitolojik kökeni - Z. Eylül
Cumartesi Anneleri'nin eylemi 500. haftasında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Dış basında Kobanê yardımı ve
AKP’nin iflası

 

IŞİD çetelerinin Kobanê kuşatması ve tüm gücüyle kantona saldırmasının ardından neo-Osmanlıcı hevesleri tavan yapan Türk sermaye devletinin, dış politika kulvarında çuvallaması emperyalist basın-yayın organlarında da geniş yankı buldu.

“IŞİD karşıtı” emperyalist koalisyonun kara operasyonu baskısına karşı çıkan Türkiye, bunun yerine uçuşa yasak, tampon bölge ve “Suriyeli muhalifleri” eğitme şartını getirirken Türkiye’nin bir diğer talebi de, koalisyonun Esad rejimini devirme konusunda uzlaşmasıydı.

Ancak bu talep koalisyon çevresinde ilgi görmeyince AKP şeflerinin dış politika cambazlığı bir kez daha çıkmaz sokağa girdi.

PYD ile ABD arasında yapılan görüşmeler sonucunda Güney Kürdistan Yönetimi’nin Kobanê’ye silah göndermesi hamlesi ise, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’nin kimyasının iyiden iyiye bozulmasına neden oldu. Kobanê gündemi üzerinden tartışmalarda Türk devletinin içine düştüğü durum, dış basında da geniş biçimde yankı buldu.

Financial Times’ta 22 Ekim günü “Erdoğan’ın IŞİD’e saldırı yaklaşımıyla mücadelesi” başlıklı bir yazı kaleme alan David Gardner, “Kobanê politikasının, PKK ile bir çatışmayı yeniden alevlendirme riski barındırdığını” belirtti.

Ancak yazar, Türkiye’nin IŞİD’le arasındaki en tutarlı “tampon bölge”nin, Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Suriye’de tutunmaya çalışan Kürtlerin varlığı olduğunu söyledi.

Gardner, yazıya Türkiye’nin geçen hafta Irak sınırında PKK mevzilerini bombaladığını hatırlatarak başlıyor. Ve eş zamanlı olarak ABD uçaklarının, PKK çizgisindeki PYD’nin hakimiyetindeki Kobanê’deki Kürtleri rahatlatmak için IŞİD mevzilerini bombaladığını vurguluyor.

Times gazetesi ise “Kürtler, yeni bir devlet kurmak için uzlaşıyor” başlıklı bir haberinde Suriyeli Kürt liderlerin bir araya gelerek, özerk bir bölge ilan etme konusunda görüştüklerini yazıyor.

Liderlerin, Suriye’deki üç bölgede kurulacak yeni bir siyasi varlık konusunda uzlaşmak üzere Irak’ın Duhok kentinde bir araya geldiği belirtiliyor.

Patrick Cockburn’un 21 Ekim tarihli Independent gazetesinde kaleme aldığı “Kürtler Kobanê’yi kurtarabilir mi?” başlıklı yazısında, Washington’ın Türkiye’nin direncine sabrının tükendiğini, bu nedenle politikasını değiştirerek Kobanê’deki Kürtlere havadan silah yardımı yaptığını belirtti.

Kobanê’deki Kürt güçlerinin Türkiye tarafından ‘terörist” olarak görüldüğünü hatırlatan Cockburn, “Buna rağmen silah yardımı, ABD’nin politikasındaki radikal değişime, Kürtlerle doğrudan işbirliği yapılacağına işaret ediyor” dedi.

Cockburn’un yazısında, emperyalist ABD rejiminin “Kobanê duyarlılığı”nın arkasında yatan gerçek nedene dair de değerlendirmelerde bulunuluyor.

Yazıda şöyle deniyor:

Amerikan kargo uçakları 21 ton silahı dün akşam Kobanê’ye ulaştırdı. Bu silahların içinde tanksavarlar ve tıbbi yardım malzemeleri de bulunuyordu.

Kürtlerin sağladığı istihbaratla ABD, IŞİD mevzilerine yönelik bombardımanı da arttırmıştı.

Tüm bunlar İslamcı militanların ilerleyişini durdurdu.

ABD’nin Kobanê’ye bir anda artan desteğinin ardında, Washington’ın, IŞİD’in bir zaferini daha kaldıramayacağı gerçeği yatıyor.

IŞİD’in Kobanê’de zafer kazanması, Başkan Barack Obama’nın IŞİD’e yönelik “yok etme” politikası düşünüldüğünde, oldukça küçük dürüşürücü olabilirdi. Ve örgüte karşı yürüttüğü kampanyanın desteğini azaltabilirdi.”

Cockburn, Erdoğan’ın “PKK ile PYD arasında bir fark yok” sözlerini hatırlatıyor. Bunun üzerine Obama’nın Erdoğan’ı aradığını yazan gazeteci, Kobanê’ye yapılacak yardımın Türkiye’ye -izni aranmaksızın- haber verildiğini kaydediyor.

İngiliz gazetesi Financial Times, “Türkiye’nin ABD’nin baskısına direnemeyerek Kobanê politikasında bir U dönüşü yaşadığını” yazdı.

Türkiye’nin, “şaşırtıcı bir U dönüşüyle” ABD’nin baskılarına boyun eğdiği ve topraklarını Kobanê’ye açtığını belertiyor.

Yazı şöyle devam ediyor:

Türkiye’nin itirazlarına rağmen ABD Kobanê’ye silah yardımı yaptı ve Iraklı peşmergelerin Kobanê’ye geçişine izin vermezse Kobanê’deki savaşçıları silahlandırmaya devam edeceğini söyledi. Bunun üzerine Ankara politikası değişti.

Ankara’nın açıklamasından saatler önce ABM ordusu bir açıklama yapmış ve Kobanê’de IŞİD’e karşı savaşan Kürt savaşçılara tonlarca silahı hava yoluyla ulaştırdığını belirtmişti.

ABD, gündemden düşmeyen Kobanê savaşında IŞİD’in bir zafer kazanmasına engel olmak için çırpınıyor ve bu nedenle de NATO müttefiği Türkiye’ye ‘duruşunu değiştirmesi yönünde’ baskı yapıyordu.

Türkiye ise, bu politika değişikliğine kadar, Kobanê’deki Kürt savaşçılara, 30 yıldır savaştığı PKK ile ilişkili olması nedeniyle mesafeli bir tavır içindeydi.”

 

 

 

 

 

Filistinliler’den açlık grevi uyarısı

 

Ramallah’taki Kızılhaç binası önünde toplanan Filistinli aileler, başta hasta tutuklular olmak üzere İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin tamamının serbest bırakılması için bir an önce adım atılmasını isteyerek eylem yaptılar.

Esir İşleri Yüksek Kurulu Koordinatörü Emin Şuman, eylemde yaptığı konuşmada hasta tutsakların tedavilerinin yapılmadığını ifade etti.

Şuman, Filistinli tutukluların, hapishane şartlarının iyileştirilmesi ve İsrail’in “idari tutukluluk” siyasetini protesto etmek için açlık grevini de içine alacak şekilde eylem hazırlığı yaptığını dile getirdi.


 
§