14 Mart 2014
Sayi: KB 2014/11

Rejim krizinde yeni safha: Alternatif sosyalizm!
Berkin'e görkemli uğurlama ve bazı gerçekler
Yakalarını kurtarmak için provokasyona başvurdular!
Berkin uyudu,
halk yarınlara uyandı
Devlete karşı
9 aylık yaşam mücadelesi
Berkin’i kaybettik,
hesabını soracağız!
Berkin yüzbinlerle
sonsuzluğa uğurlandı!
Berkin direnişle uğurlandı!
Dersler Berkin için iptal: Gençlik sokakta!
Avrupa’da Berkin için eylemler
Faşist saldırılara karşı eylemli dayanışmaya!
“Haklı olanlar her zaman kazanır!”
“Sandık”larından güçlüyüz!
Greif’le netleşen konumlar, açığa çıkan kimlikler
Greif işçilerinden önemli açıklama…
DİSK yönetiminin tutarlılık ve samimiyet sorunu
İşbirlikçiliğin hep kaybettiren tarihi
Kömürü tutuşturan büyük işçi isyanı!
Greif’te işgal ve direniş bir ayı geride bıraktı
İşgal fabrikasında coşkulu ve kitlesel devrimci 8 Mart!
BDSP’den kızıl 8 Mart yürüyüşleri!
BİR-KAR’dan 8 Mart etkinlikleri
Ukrayna'da emperyalist gerilim tırmanıyor
Emperyalist dünyanın iç ilişkilerinde yeni bir dönem
Kapitalizm cinnet getirir!
Yaşanabilir bir dünya = Sosyalizm
“Adı yüzyıllar boyunca yaşayacak, yapıtı da!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Greif işçilerinden önemli açıklama…

Greif yöneticileri ile yapılan görüşmeye ilişkin değerlendirmemiz

 

DİSK/Tekstil Sendikası İstanbul Şube Başkanı Kazım Doğan, 9 Mart günü Hadımköy’deki işgal fabrikamıza gelerek patron temsilcilerinin yeni bir teklif sunduğunu ifade etti. Teklif, fabrika komitesi toplantısında tartışıldı ve bu toplantıya Doğan da katıldı.

Bu toplantıda Kazım Doğan aracılığıyla sunulan teklif komite üyelerimiz tarafından tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine Kazım Doğan komite (50 kişi) üyelerimizi ikna etmeye kalkıştı. Bizim taleplerimizle uzaktan-yakından alakası olmayan teklifi savundu. Bu durum patrona olan tepkinin Kazım Doğan’a yönelmesine neden oldu. Şube başkanı ve komite üyelerimiz arasında yaşanan gerilimden sonra sunulan teklifin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceği ifade edildi ve toplantı sonlandırıldı. Bunun üzerine bölüm komiteleri temsilcileri bölümlerine giderek toplantı sonuçlarını aktardılar. Bütün bölümler patron tarafından sunulan teklifleri tepkiyle karşıladı. Hiçbir biçimde kırmızı çizgilerden taviz verilmeyeceği kararı ortak irade olarak tekrar çıktı.

10 Mart’ta patron temsilcileriyle yapılan görüşmeden önce şube başkanı, GREIF yönetiminden görüşme talebi geldiğini temsilcilerimize iletmişti.

Komite bu teklifi değerlendirerek işyeri temsilcilerimiz ve DİSK/Esenyurt Bölge Temsilcisi Engin Yılgın’ın görüşmeye katılmasını kararlaştırdı.

Pazartesi (10 Mart) öğleden sonra toplantıya gidildiğinde, görüşme teklifini patron tarafının istemediği, görüşmenin şube başkanının talebiyle gerçekleştiğini anladık.
Toplantıya başladığımızda patron temsilcileri nedense onların dayatmalarını kabul edecekmişiz gibi bir algıya kapılmışlardı. Hatta yaptıkları teklifi işçilere kabul ettirmemizi istediler. Bunların bu algıya kapılması için direnişimizden ya habersiz olmaları gerekirdi ya da bizi yalanla oraya götürenler onlara gerçek dışı bir tablo sunmuşlardı.

Bu tutum boşa düşürüldükten sonra tekliflerin değerlendirilmesine geçildi. Patron tarafı kendi teklifini sundu. Bunun üzerine biz kırmızı çizgilerimizi tekrar hatırlattık. Taşeronların kadroya alınması ve ikramiyelerde esnemeyeceğimizi, ücret zammı konusunda kısmi bir esneklik göstereceğimizi ifade ettik.

Görüşmelerde, sendika yönetiminin, daha önce bize aktardığı, “taşeron sorunu çözüldü, bütün taşeronlar kadroya alınacak” sözünün koca bir yalan olduğunu gördük.

Patron tarafı taşeronluk konusunda sadece ana üretimdekileri kadroya alacağını, konfeksiyon bölümlerinin olduğu gibi taşeron sistemiyle devam edeceğini ifade etti. Hiçbir biçimde bu durumun tarafımızdan kabul edilmeyeceğini ifade eden temsilcilerimiz masadan kalktılar. Görüldü ki, sendika yöneticileri bize şimdiye kadar yalandan başka hiçbir şey söylememişler.

Sendika yönetiminin direnişimiz üzerinden yürüttüğü kirli ilişkilerin bunlarla sınırlı olmadığını gördük. Direnişimizin başından beri iç örgütlülüğü zayıf olan Dudullu’daki arkadaşlarımız üzerinde patronun baskı ve gözdağı eksik olmadı. Sendika yönetimi de benzer bir tutum sergiledi. Patron tarafının son teklifi sunulduğunda sözde sandık kurarak kararı belirleme yoluna gittiler. Oylama öncesinde ise Şube Başkanı Kazım Doğan’ın işçilere, üretime başlanması ve “evet” oyu kullanması için psikolojik baskı ve tehditte bulunduğu bilgisini Dudullu’daki arkadaşlarımız bize iletti.
Teklifin çok iyi olduğunu, kabul edilmesi gerektiğini, aksi halde patronun fabrikayı kapatacağını ve herkesin işsiz kalacağını söyleyerek işçilere gözdağı vermişlerdir.

Dudullu’da direnişe hiç katılmayan işçiler de çağrılarak oylamaya sokulmuştur. Örgütlülüğün zayıf olduğu, patron ve sendika yöneticilerinin baskısının eksik olmadığı GREIF Dudullu fabrikasında üretimin tekrar başlaması için 60 evet, 7 hayır oyu çıkmıştır.

Temsilci arkadaşlarımız Dudullu’daki arkadaşlarımıza nelerle karşılaşabileceklerini anlatırken, DİSK/Tekstil Sendikası TİS Uzmanı Ergün ve uluslararası ilişkiler uzmanı Eren, işyeri temsilcisi arkadaşımıza müdahaleyi görev bilmiştir. Arkadaşlarımıza “Bırakın ajitasyonu. Bunca insanın vebalini üzerinize siz mi alacaksınız” ifadelerini kullanmıştır.

Şunu hatırlatmak isteriz ki sınıf mücadelesi vebal alarak değil bedel ödemeyi göze alarak yürütülür. Biz de bunu yapıyoruz.

Oyunlar sökmedi, sökmeyecek!

Greif yönetiminin ve sendikanın direnişimizi zayıflatmak ve bizleri istedikleri sözleşmeye imza attırmak için sergiledikleri oyunlar sökmedi. Bundan sonra da sökmeyecek. Patron tarafının teklifinin kabul edilemez olduğunu bir kez daha belirtmek isteriz.

Patron temsilcilerinin, sendika işyeri temsilcilerimize karşı takındıkları tutumun nedeninin sendika yöneticilerinden aldıkları destek olduğunu düşünüyoruz.

Direnişimize ilk başladığımızda “Ya kazanacağız ya kazanacağız. Başka yol yok!” demiştik. Aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Patron tarafı ve sendika son sunulan teklifi oylamamız için sandık kurmamız gerektiğini söylüyorlar. Biz de diyoruz ki bizim sandıktan korkumuz yok. Sizin olsa gerek ki Dudullu’yu kirli oyunlarla korkutarak ikna etmişsiniz.

Cesaretiniz varsa gelin birlikte iki sandık kuralım. Birini ÜNSA’ya diğerini Hadımköy’e. Her ikisine de sendika yönetimi, patron ve Hadımköy işçi temsilcileri katılsın. Herkes kendini anlatsın sonra ister açık, ister gizli oy kullanılsın. Hiç kimsenin kendini ifade etme hakkı kısıtlanmasın. Biz size bu teminatı veriyoruz. Sizin de cesaretiniz varsa hodri meydan.

Toplantı kararlarımız:

Patron temsilcileri, sendika yönetici ve çalışanları ile işyeri temsilcilerimizin katıldığı toplantıyı enine boyuna değerlendirdik. Sunulan taleplerin hiçbir biçimde kabul edilemez olduğu sonucuna vardık.

1- Patron tarafı samimi olmayan bir tarz sergilemiştir. Sendika yöneticilerinin patronlar karşısındaki tutarsızlıkları bu tutumun nedenleri arasındadır. Şunu bilsinler ki karşılarında işçilerin iradesini ipotek altına alan temsilciler değil aksine onların yetki verdiği, onların taleplerinden başka hiçbir şeyi ifade etme hakları olmayan temsilciler var.

2- Sendikanın daha önce patron tarafının taşeronları kadroya alacağına ve ikramiye konusunda az bir pürüz kaldığına dair açıklaması üzerine bizim de ücret konusunda bir esnemeye gideceğimizi duyurmuştuk.

Yapılan görüşmede taşeron konusunda sendikanın bize ilettiği bilgilerin doğru olmadığını gördük. Şube başkanı yalan bilgilerle bizi geri taleplere ikna etme çabasına girişmiştir. Ücret zammı konusunda onların ilk yıl için sundukları teklif kısmi bir artışla kabulümüzdü. 2. ve 3. TİS dönemlerinde ise sorun yaşıyorduk. Patron ve sendika yönetiminin bu oyununa karşılık ücret konusunda ilk sunduğumuz teklif düzeyine geldiğimizi buradan ilan ediyoruz.

3- Dudullu’daki kırılma karşısında zayıflayacağımızı düşünüyor olabilirler. Dudullu’daki durumun daha erken bir süreçte açığa çıkmasını bekliyorduk. Çünkü iç örgütlülüğü olmayan, işçileri patron ve uzlaşmacı sendikacılar anında çökertirler, bunun bilincindeydik. Onun için bu durum bizi zayıflatmak bir yana daha da öfkelendirmiştir. Bundan sonraki eylemlerimizde bu öfkemizi dost da düşman da görecektir.

4- Kimse, zamanla çözüleceğimizi düşünmesin. Şimdiden uzun vadeli hesaplarımızı yapmaya başladık. Ya taleplerimiz karşılanarak üretime başlayacağız ya da bu fabrika bizim dışımızda hiçbir biçimde çalışmayacaktır. Bunun ne demek olduğunu dost da düşman da görecektir.

5- DİSK ve DİSK Tekstil yöneticileri ya direnişimizi sahiplenerek irademizi tanıyacaklardır ya da hak ettikleri yanıtı alacaklardır.

6- Hadımköy işgalimiz adına muhattap işyeri temsilcilerimiz ve DİSK/Tekstil Esenyurt Bölge Temsilcisi Engin Yılgın’dır. Patron temsilcileri, DİSK ve DİSK/Tekstil yönetimlerinin yanısıra diğer sendika ve emek örgütleri ile direnişimiz adına kurulacak muhattabiyetlerin bu arkadaşlarımız üzerinden kurulması gerektiğini ilan ediyoruz.

7- DİSK/Tekstil Sendikası, işçilerindir. GREIF direnişimiz bu gerçeği göstermektedir. DİSK’in mücadele tarihi ve işgal eylemimiz bu açıdan bize büyük sorumluluklar yüklemektedir. Bu büyük ve şanlı sorumluluğu layıkıyla yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız. DİSK’in işçi sınıfı mücadelesinde hakettiği yeri alması için çabalayacağız.

8- Fabrika içerisindeki güvenliği sağlamlaştırmak için çeşitli önlemler aldık. Bu amaçla, direnişin başından beri çalışmasına izin verdiğimiz kantinin çalıştırıcısını dışarı çıkardık. Kantini kendi ihityaçlarımız doğrultusunda kullanacağız.

9- Şube Başkanı Kazım Doğan direnişimiz karşısındaki tutarsız davranışlarından vazgeçmediği müddetçe fabrikaya alınmayacaktır.

Sonuç olarak; işçi sınıfına vurulmuş kölelik prangalarına büyük bir darbe vurmanın haklı gururunu taşıyoruz. Bu haliyle bile direnişimiz kazanmıştır. Bizim için asıl kazanım taban inisiyatifini açığa çıkartmamızdır. Bunu başardık. Şimdiki görevimiz bu kazanımı diğer sınıf kardeşlerimize taşımaktır. Bu bizim en temel görevimizdir. Maddi kazanım ise asıl kazanımımızı güçlendiren perçin olacaktır.

Bu bilinçle bütün emek örgütlerini bir kez daha göreve davet ediyoruz.

Sınıfımız adına yürüttüğümüz davaya omuz vermeye çağırıyoruz.

İletişim bilgileri

Engin YILGIN: 0542 650 65 25 - 0539 414 35 45

E-mail: greifiscileri@gmail.com

Adres: Yeşilbayır Mah., Hadımköy İstanbul Yolu Cad., No: 59 Arnavutköy-İstanbul

İşgalci GREİF İşçileri

12 Mart 2014

 

 

 

 

Oybirliğiyle mücadeleye devam!

Fabrika temsilcilerinin 10 Mart’ta Greif yönetimiyle yaptığı görüşme üzerine 11 Mart günü fabrikada genel bir toplantı yapıldı. Toplantıda bilgilendirmede bulunan Baştemsilci Orhan Purhan, patronun yaptığı tekliflerle asıl amacının hükümetin çıkaracağı yasayla birlikte taşeronlaştırmayı tüm bölümlere yaymak olduğunu söyledi. Bu durumda da yapılacak en doğru şeyin eğilip bükülmemek olduğunu, aksi halde herhangi bir kazanım elde edemeyeceklerinin altını çizdi.

Purhan’ın açıklamalarının ardından işçiler de onu destekleyen görüşler bildirdiler. Sendikanın tutumu ile ilgili de konuşan Purhan, sendikanın taleplerini haklı bulup mücadele etmek yerine yönetimin bakış açısıyla direnişe yaklaştığını kaydetti.

Purhan’ın konuşmasının ardından Greif yönetiminin teklifi oylandı. İşçiler oybirliği ile teklifi reddettiler. Ardından ise “Direne direne kazanacağız!” sloganını haykırarak kararlılıklarını ortaya koydular.

İkinci bir oylama da fabrika komitesinin Greif yönetimine sunduğu taslağa dair yapıldı. İşçiler yine oybirliği ile taslağı kabul ettiler ve ilk günkü gibi taleplerinin arkalarında olduklarını ifade ettiler.

Oylamaların ardından direnişten kaçan işçiler sorununa dair de konuşmalar yapıldı. işçiler ilk günlerden sonra fabrikadan ayrılan işçilerin bir daha
fabrikaya alınmamasına dair görüşler bildirdiler. Purhan ise 30 gündür büyük bir mücadelenin verildiğini, k
açan işçilerden onlarca işçinin pişman
olduğunu ve geri dönmek istediğini, bunun da fabrikadan çıkmanın işçilere hiçbir şey kazandırmadığını bir kez daha kanıtladığını dile getirdi.

Toplantıda sendika yönetiminin vurdumduymazlığına karşın pek çok emek dostunun Greif işçilerinin yanında olduğunu dile getirdi. Üniversite ve lise öğrencilerinin dahi harçlıklarından keserek, kendileri ile dayanışma içerisinde olduğunu sözlerine ekledi.

Dayanışma sonucunda ellerine 29 bin TL geldiğini aktaran Purhan, bu paranın 13 bin TL civarının harcandığını, 6 bin 300 TL’sinin yemek ve başka bazı ihtiyaçlar için saklanacağını, kalan 9 bin 900 TL paranın ise işçilere eşit şekilde dağıtılacağını duyurdu. İşçilere dağıtılacak paranın bölüm komitelerine teslim edileceğini ifade eden Purhan, komitelerin bu paraları nasıl kullanacağına kendilerinin karar vereceğini kaydetti.

 İşçiler taşeron patronlarının ve fabrika yönetiminin hala ücretlerini ödemediğini ve buna karşı hukuksal ve fiili-meşru mücadeleyi başlatacaklarını belirttiler.

Toplantının sonunda tekrar söz alan Yılgın ise, ilk gün direnişe başladıklarında bunun patronlar ve işçiler arasında bir savaş olacağını söylediklerini, gelinen yerde artık Greif’te örgütlü ve bilinçli bir sınıf bölüğünün oluştuğunu vurguladı. Yılgın, “Ucunda ölüm de olsa sonuna kadar birlikteyiz” diyerek sözlerine son verdi.

Yılgın’ın konuşmasının ardından işçiler coşkulu sloganlarla birlikte yemekhaneyi boşalttılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 
§