Ali İsmail Korkmaz davası
Eskişehir’de geçtiğimiz yıl 2 Haziran’da Haziran Direnişi sırasında saldırıya uğrayıp 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın katledilmesiyle ilgili olarak 5′i tutuklu 8 sanığın bulunduğu dava güvenlik gerekçesiyle Kayseri’ye alınmıştı. Yargılama 3 Şubat’ta Kayseri eski adliyesinde başladı.
Yaklaşık beş bin kişi tek yürek oldu
Davayla ilgili olarak Kayseri’ye çeşitli illerden 40’a yakın otobüs, midibüs, minibüs ve özel araçlarla binlerce kişi Kayseri’ye geldi. Kayseri’deki katılımlarla sayısı 5 bine yaklaşan kitle yaklaşık 2 km’lik yürüyüşün ardından Eski Adliye’ye ulaştı.
Eski Adliye binasındaki duruşmaya girmek isteyen 300’e yakın avukatla kolluk arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı. Duruşma öncesi avukatlar yaptıkları ortak açıklamada şunları söylediler: “Ali’yi aramızdan aldılar. Adaleti hangi deliğe girerse girsin oradan çıkaracağız’’.
Kayseri’nin Ankara ve Adana girişindeki Pastırmacılar Parkı arama noktasında durdurulan, davayı izlemeye gelenler kimlik ve GBT sorguları yapıldıktan sonra kente alındı. Duruşmayı izlemek için gelen milletvekilleri, avukatlar ve kitle örgütü yöneticileri duruşmaya gireceklerin onaylanmış listesine bakılarak tek tek Eski Adliye binasına alındılar.
Bu sırada listede ismi olmayan avukat ve kitle örgütleri yöneticileriyle, adliye kapısında görevli polisler arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı. Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap, annesi Emel, ağabeyi Gürkan Korkmaz ile kız kardeşleri Melika Çakırkaya ve Aylin Taktuk da adliye binasına kimliklerini göstererek girdi.
Katillerin yüzlerinde korku vardı
Kayseri Kapalı Cezaevi’ne önceki gün duruşmayla ilgili nakledilen tutuklu polis Mevlüt Saldoğan, fırın sahibi İsmail Koyuncu ve akrabaları Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatanseven, Ebubekir Harlar cezaevi aracıyla Eski Adliye binasının mahkum girişine kadar getirildi. Jandarmanın adeta etten duvar ördüğü kapıdan 5 tutuklu, yüzlerini ellerindeki dosyalarla ve atkılarla kapatarak duruşma salonuna götürüldü.
Bizler, Ali İsmail’i ve onu öldüren katilleri, ölüm emrini verenleri, hakkında her türlü yalanı tedavüle sokan gazetecileri çirkinleştiren nefret kadar, 19 yaşında hayatını kaybeden Ali İsmail’i dünyalar güzeli yapan öfkeyi de tanırız. Tarih boyunca egemenlerle, devrimcilerin, ezilenlerin karşı karşıya geldiği her an, nefretle öfkenin, çirkinlikle güzelliğin karşı karşıya geldiği anlardır.
Egemenler nefretlerini ve çirkinliklerini, sahip oldukları en etkili silahlardan olan gazetelerle, televizyonlarla, yalanın her türlüsünü alçakça kullanarak hayatımızın her alanına sokmaya çalışırlar.
Onlar yalnızca masum insanlara kalleşçe arkadan saldırıp tetik çekeceklerdir... Sonrasında da yine devlet MİT’iyle, polisiyle ve mahkemeleriyle arkalarındadır. Zalimin kılıcını sallayan tüm katiller gibi Ali İsmail’in katillerinin gözlerinde de büyük bir korku vardı. Ali İsmail Korkmaz davasında da katillerin gözünde korku vardı.
Ali İsmail’in annesinin
hesap soran bakışları ve sözleri…
Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz elinde oğlunun fotoğraflarının bulunduğu çerçeve ile katillerin karşısına oturdu. Anne Korkmaz, katillere “Ali oğluma bakarak konuşun. Nasıl kıydınız oğluma? Ne yaptı size, ırzınıza mı girdi, çocuklarınızı mı dövdü? Annelerinizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz?” diye bağırdı. Katillerin kimlik tespiti sırasında anne Emel Korkmaz, oğlunun resmini yüzlerine tutarak, “buraya bakarak konuşun” dedi. Sanık avukatlarının ‘hakaret ediliyor’ itirazı üzerine Korkmaz, ellerini göstererek şunları söyledi: “Katillerin önümden çekilmesini istiyorum. Ben oğlumu bu temiz ellerle büyüttüm. Onlara dokunmam. Oğlumu bu ellerle gönderdim Eskişehir’e, alamadım maalesef.”
Hak mücadelesinin avukatları duruşma salonundaydı
Etrafı demir barikatlarla çevrilen ve arama noktalarından girilen adliye binası önünde, Eskişehir Barosu başta olmak üzere 300 avukat adına bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında şunlar söylendi: “Eskişehir’de 6 Ocak tarihinde yapılan ve hiçbir güvenlik sorunu yaşamayan talimat duruşmasına 100’den fazla avukatla katılan bizler, Kayseri duruşmasına bu kez 300 avukatla katılıyoruz. Yolları kesseniz de Ali İsmail’in ailesi, milletvekilleri, uluslararası heyetler, sendika, parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileriyle Kayseri’deyiz. Siz haksızlığı büyüttükçe, biz bu davanın daha kalabalık takipçisi olacağız. Ali’yi aramızdan aldılar ama adaleti hangi delikte saklanırsa saklansın çıkaracağız.’’
Onlar ezilenlerin avukatları olduklarını gösterdiler. Doğruları korkusuzca haykırdılar. Ezilenleri savunmaktan, doğruları haykırmaktan korkmadılar. Adalet Bakanı ferman buyurmuş, Ali İsmail Korkmaz davasının nakline ilişkin valiliğinin gerekçelerini uygun görmüş, onay vermişti. Valinin, Ali İsmail Korkmaz’ın avukatlarının “terör örgütleri” ile bağlantılı olduğu, provokatif davranışlarla adli sürecin normal işleyişini sabote edebileceği, hakim ve savcıları etkilemeye dönük adalet nöbetinin halen devam ettiği gerekçelerini doğru bulmuştu.
Adaletin olmadığı bir ülkede adaletin bakanı, vicdanı, aklı, emeği ile Ali İsmail’in, Ethem’in, Mehmet’in, Medeni’nin, Abdullah’ın, Ahmet’in davasında yerini alan avukatların bu tehditlere boyun eğmeyeceğini hiç bilememişti. Avukatlar tehdide boyun eğmeyeceklerini gösterdiler.
Ali İsmail’in avukatlarının “terör örgütü” üyeleri olarak gösterilmesine onay veren bakan, asıl kendisinin ülkemizin başına çöreklenmiş, gericiliği, faşizmi, sömürüyü ve polis terörünü örgütleyerek en büyük suç örgütü haline gelen AKP’nin üyesi olduğunu bu açıklamalarıyla bir kez daha göstermiş, buna avukatların sessiz kalacağını sanmıştı.
Adalet Bakanı, Eskişehir’deki hakimlerin adalet mücadelesinden etkilenmesinden, Eskişehir halkının direnmesinden, Ali İsmail’in adalet bekleyen yüzünden korkmuştu. Korkunun ecele faydası yoktu. Zalimler korkmakta çok haklılardı. Zira devrimci avukatlar zalime boyun eğmeyeceklerini bir defa daha dosta, düşmana gösterdiler.
Katillerden hesabı emekçiler soracak!
Kayseri sokaklarında canını ortaya koyup saatlerce yılmadan özgürlük sloganları atan, en temel hak ve özgürlüklerinde ve en meşru taleplerinde ısrar eden, her köşe başında katilleri lanetleyen sloganlar haykıran, Ali İsmailler’in, devrim şehitlerinin hesabını sorma kararlılığını ortaya koyan binlerin mücadelesi katillerden hesap sormanın biricik yoludur.
Emekçilere şiddet uygulanması için bizzat talimat veren Tayyip Erdoğan Mısır’da katledilen insanlar için timsah gözyaşları dökerken katledilen Haziran direnişçileri hakkında suskunluğunu korumakta, halka şiddet uygulayanlar hakkında göstermelik adli-idari soruşturmalar açmaktadır.
Şimdi Ethem’in, Mehmet’in, Abdullah’ın, Medeni’nin, Ali İsmail’in, Ahmet’in katillerinden hesap sormak, emekçilere yönelik olarak şiddette sınır tanımayan kolluğun şiddetine dur demek için 12 Mayıs’ta görülmeye devam edecek olan Ali İsmail Korkmaz davasına daha kitlesel bir katılımın sağlanması için şimdiden seferber olma zamanıdır. |