05 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/30

 Kızıl Bayrak'tan
Anayasa değişikliği tartışmaları ve devrimci tutum
“Açılım” sirkinin yeni cambazı Burkay - Z. Us
Generallerin “emeklilik kararları” ve YAŞ’tan yansıyanlar
Dinci partinin gücü ve pervasızlığı nereden geliyor?
Kapitalizm yeni bir krize hazırlanırken…
“İşsizlik fonu kıdem gaspına malzeme yapılıyor”
Birleşik Metal-İş 1 No’lu Şube
Genel Kurulu’nun ardından…
Mersin’de liman işçileri direnişte!
Güvencesiz çalışmaya karşı mücadele sempozyumu
PTT’de direniş çadırı kalktı, mücadele sürecek!…
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
TC’nin transformasyonu,
GOP ve hegemonya savaşları -
Volkan Yaraşır
“Kontrollü bir deneme mi?”
DTK direnişe çağırdı
Emperyalistlerle işbirlikçileri
Sudan’ı parçaladı ...
Somali’de resmi açlık ilanı...
S21 Projesi: Kavga
devam ediyor!
Kadın cinayetleri tırmanıyor
Hüsnü Yıldız’ın avukatı Taylan Tanay ile konuştuk...
Bertolt Brecht’i ölümünün 55. yılında saygıyla anıyoruz
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Somali’de resmi açlık ilanı...

Açlığın ve sefaletin sorumlusu kapitalizmdir!

Emperyalist kapitalist sistem insanlığı yok oluşa sürüklüyor. Bir yandan üretim alanlarında işçi ve emekçilerin kanını emiyor, diğer yandan dünyanın tüm zenginliklerini yağmalıyor, doğayı yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarıyor. Bir avuç sömürücü asalak bolluk içerisinde yaşarken, milyonlarca işçi ve emekçi, ezilen halklar açlık, kuraklık ve salgın hastalıklarla boğuşuyor.

Kısa bir süre önce Somali’de yeniden gün yüzüne çıkan bu gerçek, “uzay çağında yaşayan insanlığın” perde arkasında gizlenen dramını da gözler önüne seriyor. Somali’de resmi olarak ilan edilen açlık, esasında kapitalist sömürü düzeninin gerçek yüzüne çarpıcı biçimde ayna tutuyor.

Emperyalistler “açlık”
konusunda uyarıyor (!)

Birleşmiş Milletler (BM) kriterlerine göre, günde 2.100 kilokalorinin altında beslenmek, çocukların yüzde 30’unun yetersiz beslenmesi ve günde her on bin çocuktan dördünün ölmesi “resmi olarak açlık” anlamına geliyor. Bu kriterlere göre en son 1984-1985 yıllarında Etiyopya’da açlık ilan edilmişti. Etiyopya’daki resmi açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle bir milyondan fazla insan yaşamını yitirmişti.

İçinde bulunduğumuz dönemde BM aracılığıyla emperyalistler yeni bir “açlık salgını” konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Afrika’nın doğu ucunda yer alan ve Kenya, Etiyopya, Somali, Eritre, Cibuti ve Uganda gibi ülkeleri içine alan Afrika Boynuzu’nda on milyon insanı etkileyen kuraklığa BM tarafından dikkat çekiliyor. Gelinen yerde BM, Somali’nin güneyinde yer alan Bakul ve Aşağı Şabelle bölgeleri için resmi olarak açlık ilan etmiş bulunuyor. BM Somali İçin İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, ülke genelinde Somali nüfusunun yarısını oluşturan yaklaşık 3,7 milyon insan açlıktan etkileniyor. Bu insanların 2,8 milyonu ise ülkenin güneyinde yaşıyor.

BM tarafından yapılan açıklamada, açlığın yaşandığı bölgelerin El Kaide ile ilişkili El Şabab milis grubunun kontrolü altında olduğuna dikkat çekiliyor. Zira BM 2009 yılında El Şabab’ı kendi topraklarında yabancı yardım örgütlerine yasak koymakla suçluyordu. Bugün yaşanan açlığın nedenlerinden birinin de bu örgütün insani yardımların kontrolü altındaki bölgeye sokulmasına izin vermemesi olduğu iddia ediliyor.

Peki ya gerçekler?

BM tarafından yapılan açıklama açlık salgınının gerçek nedenlerini tercihen yansıtmıyor. Gerçek nedenleri açıklamak BM’den beklenemez de zaten. Çünkü bugün insanlığın karşı karşıya kaldığı bu yıkım ve trajedinin gerçek sorumluları BM’nin de bir parçası olduğu emperyalist güçlerdir. Örneğin, salgının yaşandığı yer olan Afrika Boynuzu denen yer ve özellikle Cibuti, Kızıldeniz’in kontrolü açısından büyük bir önem taşıdığından dolayı, burada sürekli olarak ABD ve diğer batılı emperyalist devletlerin askerleri konuşlandırılıyor.

Türlü iddia ve söylemlerle, kendi yarattıkları yıkımın sorumluluğundan sıyralmak isteyen emperyalistler, aynı zamanda göstermelik yardım vaatleriyle de kapitalizmin vahşi yüzünü gizlemeye ve bir bütün olarak sistemi aklamaya çalışıyorlar. Buna göre, İngiltere 145 milyon dolar, AB 8 milyon dolar, İspanya 10 milyon dolar ve Almanya 8,5 milyon dolar para yardımında bulunacağını taahhüt ediyor. Adı geçen ülkelerin Afrika halklarını açlığa ve yıkıma sürükleyen emperyalist yağma ve talan projelerine ya da silahlanma başta olmak üzere emperyalist saldırganlığa ayırdıkları dev bütçeler düşünüldüğünde, henüz kuru vaat de olsa, bu yardımların bir anlam ifade etmeyeceği açıkça görülüyor.

Somali’nin hem tarihi hem de bugünü gerçeğin tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmasına yetiyor aslında. Önceleri İtalya ve İngiltere’nin sömürgesi altında bulunan Somali’de 1969’da sömürge sonrası bir yönetim kuruldu. ‘70’li yılar boyunca eğitim, sağlık ve altyapı gibi sosyal alanlarda önemli gelişmeler kaydedildi.

1980’lerin başından itibaren Afrika’da uygulanan “IMF-DB yapısal uyum programlarından” Somali de nasibini aldı. Bu “yapısal uyum programları” nedeniyle ülkedeki yerli tarım çökertildi. Yine aynı nedenden dolayı ‘80’li ve ‘90’lı yıllar boyunca ülkede çok sayıda açlık yaşandı. Daha önce yaşadığı kuraklıklara rağmen kendi kendine yetebilen Somali’nin, IMF ve DB programları nedeniyle ekonomisi istikrarsızlaştırıldı. Bu çöküntü süreci hem ekonomik hem de sosyal anlamda bir kaosa yol açtı ve bu da 1991 yılında ABD destekli bir iç savaşın zeminini hazırladı. İç savaş boyunca yaşanan açlık nedeniyle 200 bin insan yaşamını yitirdi.

Somali aynı zamanda önemli miktarda petrol rezervine de sahip olan bir ülke. Ancak Somali’deki tüm petrol zenginliği ABD’li petrol tekellerinin denetimi altında buluyor. Bu petrol tekellerinin iç savaştan önce kendi konumlarını sağlama aldıkları, hatta iç savaş sürecinde ABD’nin “askeri çalışmalarına” doğrudan katıldıkları da biliniyor.

BM’nin insani yardımları engellemekle suçladığı İslamcı örgütlerin bağlantıları da önemli gerçeklere işaret ediyor. Zira, söz konusu örgütlerin Suudi Arabistan tarafından finanse edildiği ve batılı emperyalistlerin istihbarat örgütleri tarafından desteklendiği gün yüzüne çıkmış bir gerçek.

Şu çok açıktır ki, Somali’de yaşanan açlığın asıl sorumlusu emperyalist kapitalist sistemdir. Bu sömürü düzeni tarihin çöplüğüne atılmadıkça da gerek Somali’de gerekse dünyanın öteki yerlerinde işçi ve emekçiler felaket, dram ve trajedilerle karşı karşıya kalmaya devam edeceklerdir. Somali örneği, insanın insanca yaşabileceği tek düzenin sosyalizm olduğunu tüm açıklığıyla bir kez daha bizlere göstermektedir.

 

 

Dünyadan...

İtalya’da göçmen öfkesi

İtalya’da sığınma taleplerine yanıt alamayan göçmenler 1 Ağustos günü polisle çatıştı. Bari kentindeki göçmen kampında kalan yüzü aşkın kişi, düzenledikleri protesto gösterileri sırasında çöp kutuları ile araba lastiklerini yaktı.

Gösteriyi dağıtmak için azgınca saldıran polise taşlarla karşılık veren göçmenler, kentin sanayi bölgesinden geçen kara ve demiryolları üzerinde barikatlar kurdu.

İnsani hakları çerçevesinde oturma izni talep eden göçmenlerin büyük çoğunluğunu; Libya’da çalışan işçiler, Afrika’dan gelenler ya da savaştan kaçanlar oluşturuyor.

Berlusconi hükümetinin göçmenlere yönelik aldığı sert önlemler ile yasal oturma izni için prosedürleri ağırlaştırması son yıllarda bu sorunun giderek gerilime dönüşmesine neden oluyor.


Vietnam’da katliam gibi salgın

Uluslararası tekeller için ucuz işgücü cenneti olan Vietnam’da çocukları vuran el, ayak ve ağız hastalığı salgınında yılbaşından bu yana 70 çocuk yaşamını yitirdi.

Dünya üzerinde, çocukların seks işçisi olarak pazarlandığı ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan Vietnam’da Sağlık Bakanlığı yetkilileri, çoğu vakanın ülkenin güneyinde görüldüğü hastalığın çoğu 5 yaş altı 23 bini aşkın kişiye bulaştığını belirtti.

Ülkede enterovirüs 71’in yolaçtığı kaydedilen hastalığın ağırlaşarak çocuk felci, beyin tümörü ve ölüme yol açması riski bulunuyor.

Vietnam’da 2008’den bu yana 10-15 bin el, ayak ve ağız hastalığı vakası görüldüğü ve şimdiye kadar yılda yaklaşık 20-30 çocuğun hayatını kaybettiği belirtiliyor.