05 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/30

 Kızıl Bayrak'tan
Anayasa değişikliği tartışmaları ve devrimci tutum
“Açılım” sirkinin yeni cambazı Burkay - Z. Us
Generallerin “emeklilik kararları” ve YAŞ’tan yansıyanlar
Dinci partinin gücü ve pervasızlığı nereden geliyor?
Kapitalizm yeni bir krize hazırlanırken…
“İşsizlik fonu kıdem gaspına malzeme yapılıyor”
Birleşik Metal-İş 1 No’lu Şube
Genel Kurulu’nun ardından…
Mersin’de liman işçileri direnişte!
Güvencesiz çalışmaya karşı mücadele sempozyumu
PTT’de direniş çadırı kalktı, mücadele sürecek!…
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
TC’nin transformasyonu,
GOP ve hegemonya savaşları -
Volkan Yaraşır
“Kontrollü bir deneme mi?”
DTK direnişe çağırdı
Emperyalistlerle işbirlikçileri
Sudan’ı parçaladı ...
Somali’de resmi açlık ilanı...
S21 Projesi: Kavga
devam ediyor!
Kadın cinayetleri tırmanıyor
Hüsnü Yıldız’ın avukatı Taylan Tanay ile konuştuk...
Bertolt Brecht’i ölümünün 55. yılında saygıyla anıyoruz
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Kontrollü bir deneme mi?”

İHD İstanbul Şubesi 16-22 Temmuz tarihlerinde İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde Kürtlere dönük gerçekleşen saldırılara ilişkin hazırladığı raporu 3 Ağustos günü basın toplantısı ile kamuoyuna sundu.

Rapor İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Abdulbaki Boğa tarafından açıklandı.

Olayların özetlendiği raporda saldırıların gelişimi ortaya kondu. Buna göre Diyarbakır Silvan kırsalında yaşanan çatışmanın ardından internet ortamında başlatılan saldırı çağrıları ile linç güruhlarının kışkırtılarak sokaklara salındığı belirtildi.

Polisin tutumu teşhir edildi

Oolayların anlatıldığı raporda 18 Temmuz’da ellerindeki sopalarla BDP il binasına yürüyen ülkücülerin polis barikatı ile durdurulduğu ancak binanın tüm camlarını kırmalarının engellenmediği belirtiliyor. Raporda polisin tutumuna da değinen şu ifadeler yer alıyor:

20 Temmuz günü tekrar toplanan ülkücü grup ile ev, araç ve işyerleri tahrip edilen Kürtler karşı karşıya gelmiş, polis araya barikat kurmuştur. Gerginliğin artması üzerine Kürtlere müdahale eden polislerin içinden bir amirin ‘arkadaşlar siz dağılın, biz onlara yeteriz’ sözleri ise video görüntülerine yansımıştır. Ülkücüler yürüyüşe geçerek Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ve BDP ilçe örgütünün bulunduğu Yeşiltepe ve Sümer mahallelerinde ev, işyeri ve araçları tahrip etmiş ve saldırılar sabaha kadar sürmüştür”

Raporda ayrıca şu noktalar öne çıkıyor:

* BDP ilçe merkezi önünde 5 otobüs çevik kuvvet polisi ve onlarca sivil polis bekediği, Yeşiltepe Mahallesi’nde saldırıya uğrayan Giresunlular Kıraathanesi önünde ise bir otobüs içinde 20 çevik ve kıraathane önünde de sivil polislerin olduğu;

* Yeşiltepe ve Veli Efendi mahallelerinde saldırıya uğrayan ve Kürtlere ait olan kahvehanelerin önünde ise herhangi bir önlem alınmamıştır;

* Mahalle aralarında kimliği belirsiz, eli sopalı küçük grupların bekleştiği ancak dağıtılmaları için herhangi bir çaba sarf edilmediği;

* İlçe dışına çıkıldığında ise gerek gece, gerekse de gündüz herhangi bir gerginliğin olmadığı gözlemlenmiştir.

Gözlemlerini bu şekilde aktaran heyet, çalışmalarının ise bölgede kendilerine dönük güvenlik tehditlerinden ötürü dar tutulduğunu belirterek bu bölümü tamamladı.

Organize ve planlı”

Heyetin genel kanaatları ve vardığı sonuçların bazıları şöyle

- 16-22 Temmuz 2011 tarihlerinde provokasyonlarla başlayan olaylar 2 kişinin yaralanması, Kürtlere ait ev, işyeri ve parti binasının tahrip edilmesi, 72 kişinin gözaltına alınması ve 8’inin tutuklanması, yapılan ev aramalarında 7 adet kuru sıkı tabanca, tabancalara ait 56 adet fişek, bir miktar uyuşturucu ve bol miktarda kesici ve delici alet ele geçirilmesi göstermiştir ki Kürtlere dönük linç girişimine dönüşen olaylar organize ve planlıdır.

- 6-7 Eylül, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi olaylarında olduğu gibi yalanlar ve kışkırtıcı söylemler burada da kullanılmıştır. Güvenlik güçlerinin önleyici tedbirler almaması ve saldırganlara müsamahkar davranması kaygı vericidir.

- Gözaltına alınan 22 Kürt, Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülüp, terör örgütü üyeliği ile suçlanmıştır. Özel yetkili mahkeme tarafından 8’i tutuklanırken, 65 ülkücü saldırgan önce güvenlik şubeye götürülmüş ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadelerine dahi başvurulmadan serbest bırakılmıştır.

- Devlet yetkililerinin saldırganlar karşısında pasif kalması düşündürücüdür. Emniyet amirinin “siz dağılın, biz onlara yeteriz” demesi de bizde “Kontrollü bir deneme mi yapılıyor” endişesi yaratmıştır.

- Bu bağlamda saldırılar siyasal bir intikam düşüncesiyle Kürt-Türk çatışması çıkarmaya yönelik ırkçı bir saldırı izlenimi vermektedir.

- Benzer linç girişimlerinin süreklilik kazanması ve toplumsal bir kültür haline getirilmeye çalışılması kaygı vericidir. Bu koşullarda mevcut yasalarda toplumsal farklılıkları yok sayan, ırkçı ve ayrımcı anlayışın payı büyüktür. Bu ve benzer linç girişimlerinin bir daha yaşanmaması için alınacak tedbirler yanında bir sistem ve zihniyet değişikliğine de gereksinim olduğu ve çözümün Türkiye’nin bir bütün olarak insan hak ve özgürlüklerine dayalı demokratik bir yönetime kavuşturulmasıyla mümkün olacağı kanaatindeyiz.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Kaymaz’ı ananlar tutuklandı

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004’te babası Ahmet Kaymaz’la birlikte evlerinin önünde polisler tarafından katledilen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın anmasına katıldıkları için 2 Ağustos sabahı gözaltına alınan Eğitim Sen üyesi 4 eğitim emekçisi tutuklandı. Kızıltepe Eğitim Sen Temsilcisi Salih Kuday, yönetici Abdulkadir Demir, eski yönetici Mehmet Ali Çiçek ve sendika üyesi Erdal Çam tutuklama talebiyle Kızıltepe Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkemece ifadeleri alınan öğretmenler, 24 Kasım 2010’da Uğur Kaymaz için düzenlenen yürüyüşe katıldıkları iddiasıyla “yasadışı örgüt propagandası yapmak”tan tutuklandı. Eğitim Sen’liler Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

Mahkeme çıkışında Eğitim Sen’lilere destek vermek amacıyla adliye binası önünde bulunan çok sayıda kişi “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı attı. Eğitim Sen’liler de kendilerine destek verenlere zafer işareti yaparak, kitleyi selamladı.


Nazilli’de faşist saldırganlık

Nazilli‘de 28 Temmuz günü sokak aralarında kimlik kontrolü yapan ülkücü-faşist gruplar Kürtlere hakaretler ve tehditler savururken bir Kürt gencini de linç edimek istendi.

Nazilli’de bir restorantta garsonluk yapan Nadir Gülenç’in önü gece yarısı evine dönerken bir grup faşist tarafından kesildi. “Buralar sizin mezarınız olacak. Defolun gidin buralardan” diyerek Gülenç’in üstüne saldıran grubun ellerinde bıçak ve sopalar olduğu ifade edildi. Bir eczaneye sığınan Gülenç’i uzun süre dışarıda bekleyen saldırganlar, daha sonra olay yerinden uzaklaştı.

Daha önce de arkadaşlarından, faşistlerin mahallede yol keserek, kimlik sorduklarını ve Kürtlere saldırdıklarını duyduğunu ifade eden Gülenç, bu grupların terör estirdiklerini ancak kimsenin müdahale etmediğini söyledi.


Korucular terör estirdi

Bingöl’ün Karlıova ilçesinde Taşlıca Köyü Korucubaşı Hacı Alan’ın ölümünü bahane eden korucular valilik ve emniyetin de desteğini alarak terör estirdi. Başta BDP ilçe binası, Karlıova Belediye hizmet binası olmak üzere kentte BDP’lilere ait birçok işyeri ve evin camı kırıldı. BDP İlçe Başkanı Şemsettin Özen’in evinin de, Özen’in eş ve çocukları da içeride ateşe verildiği ifade edildi.

Karlıova Belediye Başkanı Ferit Çelik, meydana gelen olayın hemen ardından korucuların çarşı merkezine gelerek BDP’ye yakınlığı ile bilinen birçok esnafın camını kırdığını söyledi. Yine BDP ilçe binasını taş yağmuruna tutan korucuların ardından ilçe binasında bulunan eşyaları dışarı attığını duyduklarını söyleyen Çelik, belediyeye yönelen korucuların belediye personeline hakaretlerde bulunarak, belediyeyi işgal etmek istediklerini, personelin izin vermemesi üzerine belediyenin camlarını kırdıklarını söyledi.

Kendisinin de korucular tarafından ölümle tehdit edildiğini, bizzat ilçede güvenlikten sorumlu kolluk birimlerinin kendisine birkaç gün ilçeye gelmemesi yönünde telkinde bulunduğunu söyleyen Çelik, tek amacın Karlıova’da BDP’yi bitirmek olduğunu sözlerine ekledi. Polis ve valilik ise ilçede olup bitenlere müdahale etmeyerek olayları izlemekle yetindi. Bingöl Valisi Hakan Güvençer’in, yaşanan gerginlik için “duygusal ve toplumsal tepki söz konusu” açıklamasında bulunması da devletin tutumunu özetliyor.


Bursa BDP’ye saldırı

Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı Cumalıkızık-Değirmenönü Mahallesi’nde bulunan BDP temsilciliği önüne 30 Temmuz gecesi basit düzenekli el yapımı bomba bırakıldı.

Parti temsilciliğinin giriş kapısına bir çanta içerisinde hazırladıkları bombayı bırakan saldırgan ya da saldırganlar, olay yerinden uzaklaştı. Patlayan bomba, yangına neden oldu.

Mahalle Temsilcisi Abdullah Ekinci’nin görüştüğü jandarma komutanın Maraş’ta hayatını kaybeden askerin cenazesinin ilçeye getirilecek olması nedeniyle, “Bugün buraya asker cenazesi gelecek. Bu saldırıyı bırakın, gençlerinize sahip çıkın” dediği öğrenildi.