26 Kasım 2010
Sayı: SİKB 2010/45

 Kızıl Bayrak'tan
NATO’nun “yeni konsepti”yle
tescillenen uşaklık!
Sicilli işbirlikçilerin “eksen”i emperyalizme uşaklık!.
Metal cephesini
güçlendirme sorumluluğu
Mehmet Beşeli: Metal işçisinden
korku bu anlaşmaya sinmiştir
Tofaş işçisiyle Türk Metal’in satış anlaşması üzerine konuştuk.
Metal işçileri: Taslağımızın arkasındayız, greve kadar gideriz!
İnsanca yaşamaya yeterli
asgari ücret için mücadeleye!ı
“Ulusal istihdam stratejisi” saldırısına karşı mücadeleye!
TEKEL işçileri: Güvencesiz çalışmaya karşı birleşelim!
BETESAN’da baskılara
rağmen direniş
TKİP devrimin ve
komünizmin bayrağını yükseklerde tutacaktır!
Almanya’da coşkulu
12. yıl kutlaması!
Parti örgütlerinden gelen mesajlar.
Alaattin Karadağ yoldaş vurulduğu yerde anıldı!
Alaattin Karadağ
mezarı başında anıldı!
Alaattin Karadağ’ın yoldaşları ve dostları Taksim’deydi!.
Katliamın 10. yılında 39 er sanık sandalyesinde
Almanya’da sıcak sonbahar
ve görevler
ABD İsrail’i “barış” için silahlandıracak
Haiti’deki trajedi
emperyalistlerin eseri
Kadına yönelik şiddetin kaynağı kapitalizmdir!.
Eğitim emekçileri alanlardaydı!..
Aleviler İzmir’de oturma eyleminde
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal işçileri: Taslağımızın arkasındayız, greve kadar gideriz!

Türk Metal’in imzaladığı satış sözleşmesi ve önümüzdeki süreçte nasıl bir mücadele hattı izlenmesi gerektiği konusunu, Birleşik Metal’in örgütlü olduğu çeşitli fabrikalardan işyeri temsilcilerine sorduk. Kocaeli, Mersin, Gebze ve İstanbul’dan işyeri temsilcileri verdikleri yanıtlarda, Türk Metal’in imzaladığı satış sözleşmesine yönelik tepkilerini dile getirirken Birleşik Metal yönetiminin bu sözleşmeye imza atmaması gerektiğini belirtiyorlar. Sendikanın TİS taslağının arkasında duracaklarını ve gerektiği koşullarda greve gitmekten çekinmeyeceklerini vurguluyorlar.  


Hakan Akyol (AD Demirel İşyeri Baştemsilcisi ve Birleşik Metal Kocaeli Şube Mali Sekreteri):

Türk Metal bugün yine kendisine yakışanı yaptı ama tabandaki işçilerin her zamanki gibi tepkilerini anlık gösterip kenara çekilmemeleri gerekiyor. Türk Metal üyelerinin sendikanın çizgisini değiştirmeye yönelik (sendika değişikliği belki zor olabilir) çaba içerisinde olması gerekir. Yoksa bu oyunu yıllar boyunca oynamaya devam ederiz.

Birleşik Metal-İş Sendikası yönetimi söylemleriyle hakikaten de bir çaba içerisinde gibi gözüküyor. Ama bu söylem kamuoyunu bilgilendirme düzeyinde kalmamalı. İşçi sınıfını bilinçlendirip işçiyi harekete geçirmesi gerekir. Özellikle MESS üyesi işyerleri (sadece 5 ay önceden TİS komisyonu topladım, şöyle yaptım, böyle yaptım, Cuma günleri yürüyüş yapıyorum, miting yapıyorum değil) üretimden gelen gücünü kullanması gerekir. Bugün uyuşmazlığın varacağı nokta neyse, Türk Metal’den farklı bir toplu sözleşme imzalamak zorunda Birleşik Metal. Eğer bunu imzalamazsa hiçbir anlamı yok. Tüm söylemleri boşa çıkmış olacak.

Gebze mitingi olması gereken bir miting. Zamanı uygun. Ancak güçlü ve tüm sendikaları, işçileri, işsizleri ve bu ülkede asgari ücretle çalışanları da buraya davet etmek lazım. Bunun için zaman kalmadı ama sadece “Ben 28’inde miting yapıyorum. Bütün işçiler davetlidir, gelsin” demekle olmaz. Alanlara çıkmak, havzalara gitmek gerekiyor. Birleşik Metal, üyelik anlamında değil fakat “Ben herkesin sendikasıyım” diyecek. Böyle çağrı yapması, bu ülkede sıradışı ve farklı bir sendika olduğunu hissettirmesi lazım. Bunu söylemle değil, fiiliyatta hayata geçirmesi gerekiyor.


Mustafa Tozkoparan (Birleşik Metal-İş Sarkuysan İşyeri Temsilcisi):

Türk Metal’in böyle bir iş yapacağını hepimiz tahmin ediyorduk. Bu yüzden şaşırmadık. İşin kötü tarafı şu: Türk Metal’in içerik anlamında neye imza attığını hiç kimse bilmiyor. Kendileri dahi bilmiyorlar. Sadece internetten öğrendiğimiz kadarını biliyoruz. MESS’in dayattığı ve kuralsızlaştırma dediğimiz maddeler üzerinden taviz vermediklerini belirtiyorlar.

AKP’nin çıkartacağı bu Ulusal İstihdam Stratejisi, torba yasa, eğer toplu sözleşmeye geçici bir ek madde koyarak veya atıfta bulunarak imzalandıysa bunun karşısında Birleşik Metal-İş’in yapacağı tek şey greve çıkmaktır. Sadece ücretler bazında meseleye bakıldığında bir noktaya taşıyabilirsin ama bu sendikanın olmazsa olmazlarından taviz vermesini kimse düşünmesin. Biz Birleşik Metal-İş’in temsilcileri olarak böyle düşünüyoruz.

Şu anda MESS’in bizimle yapacağı görüşmede önümüze koyacağı tabloya bakmak gerekiyor. Bu tablodan yola çıkarak baktığımızda, Türk Metal’e teklif ettiğini virgülüne kadar aynı şekilde teklif edecek. Bunu Toplu Sözleşme Komisyonu değerlendirip bir karar verecek. Buna MESS grubuna bağlı işyerlerinden arkadaşlar olarak karar vereceğiz. Ama biz nasıl başladıysak öyle duruyoruz. Geri adım atmadan aynı noktada duruyoruz. Bayram öncesinde yani Türk Metal’in sözleşmesi imzalanmadan önce hangi noktadaysak bugün de aynı noktada duruyoruz. Biz fabrikalardan temsilci arkadaşlarımızla beraber 28’inde Gebze’de yapacağımız mitinge hazırlanıyoruz.

Karşımızda gerçekten siyasi iktidarıyla, MESS’iyle, TÜSİAD’ıyla, devlet organlarıyla bir cephe oluşturulmuş durumda. Sürekli sınıfa saldıran bir cephe var. Bizim de emekçiler olarak bunların karşısında çalışanlar ve emekçiler olarak bir cephe yaratmamız gerekiyor. Bu cepheyi örebilirsek, bunun adımlarını atabilirsek bir karşı duruş sergileyebiliriz. Bu sadece Birleşik Metal-İş’in yapabileceği bir şey değil. Bu sendikaların, partilerin, sınıftan yana tüm öznelerin birlikte yapacağı bir iştir. 28’inde yapacağımız mitinge Türkiye’deki sendikal yapıları, konfederasyonları, siyasi partileri, dergi çevrelerini katabildiğimiz ölçüde bir güç haline dönüşebileceğiz. Bu Birleşik Metal-İş’in dışına taşmak zorunda. Çünkü bu saldırılar sadece toplu sözleşmeyle sınırlı değil. Bunu çok iyi anlatmamız lazım.


Kahraman Aynacı (Birleşik Metal-İş BEKAERT İşyeri Baştemsilcisi):

Toplu sözleşmeyi imzaladılar ama idari maddeler konusunda pek bir bilgimiz yok. Sadece ücret noktasında saat ücreti ortalaması olarak 5,35 gibi artışa imza atmışlar. Bizim BEKAERT fabrikası olarak bunu kabul etmemiz mümkün değil. Sonu nereye giderse gitsin. Bizim sendikamızın bunu imzalamasını istemiyoruz. Sonuna kadar toplu sözleşmeyi götürmek istiyoruz. Bizim bir taslağımız vardı. Sonuna kadar taslağımızın arkasında durup greve gidiliyorsa da greve gidilsin düşüncesindeyiz. Gebze’deki mitinge katılacağız. Miting yapıp da arkasından da aynı sözleşmeye imza atılırsa kimse kusura bakmasın. Bunu bizim şube başkanıyla konuştuk. Önümüzdeki günlerde işyeri baştemsilcileri ve diğer temsilcileri de çağrılacak ve ona göre bir yol haritası çizilecek.


Rasim Gündal (Birleşik Metal-İş Mersin Bölge Temsilcisi ve Anadolu Şube Sekreteri):

Bayramdan önce Türk Metal yüzde 5.35 saat ortalamasına imza attı. Bunu biliyoruz. Hatta kendi sitelerinde de yayınladılar. Türk Metal’in Türkiye’deki en iyi sözleşmeyi yaptığı yönünde iddiası var. Oysa ki bunun böyle olmadığını Türkiye genelinde metal işçileri biliyor. Çünkü son krizde bütün cezayı çeken, bütün zorlukları çeken işçi. O dönemde de işverenler metal işkolunda da büyük kârlar sağladı. Her zaman olduğu gibi Türk Metal metal işçisini sattı. Uyuşmazlıktan sonra genel merkez TİS komisyonunda aldığımız bazı kararlar var. Şu anda aldığımız bu kararları bütün işyerlerinde uyguluyoruz. Bütün örgütlü olduğumuz işyerlerinde mesaileri kaldırdık. Hiçbir işyerimizde fazla mesailerle ilgili çalışma yapmıyoruz. Cuma yürüyüşleri vardı ve bunları uyguluyoruz. Biz aldığımız kararların ve taslağımızın arkasındayız. Bugün de genel merkezimizde bir toplantı var. 28’inde Gebze’de bir miting olacak.


Yusuf Rişvan (Bosal Mimaysan Birleşik Metal-İş İşyeri Baştemsilcisi):

Türk Metal’in imzaladığı metni tam görmedik. Sadece ücret olarak 5,35 diyorlar. Onun dışında kırmızı çizgilerimizden taviz vermeyeceğiz diyorlar ama metin olarak hiçbir şey yok ortada. Biz Birleşik Metal-İş’te olduğumuz için kendi taslağımıza bakıyoruz. Kendi taslağımızın da sonuna kadar arkasında duracağımızı, esnekliğe karşı olduğumuzu, kıdem tazminatına dokundurmayacağımızı söylüyoruz. Birleşik Metal olarak 28 Kasım’da fabrikaların ve ailelerin katılacağı bir mitingimiz olacak. Arabulucu dönemindeyiz. Şu anda mesai eylemlerimiz bütün fabrikalarda devam ediyor. Bütün işyerlerinde Cuma günleri işe girişlerde eylemlerimiz olacak. Ayrıca MESS yeni bir teklif sunarsa tekrar TİS toplantısı yapılır ve temsilciler görüşlerini belirtir. Biz şu anda bayram öncesi neyse bayram sonrasında da aynı duruşumuzu sergiliyoruz. Sürecin sonuna doğru grevse greve kadar gitmeyi düşünüyoruz. Birleşik Metal-İş Türk Metal üyelerine toplu istifa çağrısı yaptı ama sizin de bildiğiniz gibi Türk Metal’in üyesi baskı altında. Sesini çıkartanlar işten çıkartılıyorlar. Bu yüzden çok rahat değiller. O yüzden bu çağrıya ne kadar yanıt verilecek bilemiyoruz.


Bayram Dilek (RSA İşyeri Baştemsilcisi ve Birleşik Metal İstanbul 2 Nolu Şube YK üyesi):

Türk Metal her zamanki gibi yapacağını yaptı. Bu kesinlikle kabul edilebilecek bir şey değil. Grup sözleşmesi olduğu için yapacak bir şey yok. Tepkimizi gösterdik ama yapacak bir şey yok. Hükümetle anlaşılmış. Önce binde 18 dediler, sonra baktılar ki işçilerden kıpırdama var. Yüzde 5’e attılar imzayı. Biz genel merkezde TİS toplantısı yaptık. Genel olarak MESS’e bağlı işyerlerinde grev uygulama kararı çıktı. Tamam grev diyorsak grev. Bugün evine ekmek götüremeyecek arkadaşlarımız var. Zaten kriz bahanesiyle işçileri kredi kartı batağına soktular. Krizi biz işçiler ödedik. Biz çağrımızı yaptık. Kahvelerde tanıdığımız dostlarımıza söyledik. Burada olan, düşük ücretliye oluyor. Bizim maaşımız düşük. Bana 30 TL’den fazla zam gelmeyecek. Birçok insanın haberi yok. Haberdar ettik birçok kişiyi ve Bursa gibi yerlerde kıpırdanmalar oldu. Ne kadar olabildi bilmiyoruz.


Engin Kulu (Kroman Çelik İşyeri Temsilcisi ve Birleşik Metal Gebze Şube YK üyesi):

Bu sözleşme işçileri ve sınıfı düşünmeden imzalandı. Krizi ve işçilerin yaşadığı sıkıntıları gözetmeyen bir sözleşme. Temsilciler ve işçiler olarak Birleşik Metal’in bu süreçte değişik bir toplu sözleşmeye imza atma iddiası ve kararlılığını göstermesini umuyoruz. Bu dönemde bunun peşindeyiz. Farklı bir sözleşmeye imza atmaya yönelik çalışmaları sürdüreceğiz. Bir geri adım atma durumu şu anda yok. Bu dönem farklı ve iyi gözüküyor. Gelen haberler bize bunu gösteriyor. Merkez TİS Komisyonu toplanacak. Burada insanlar düşüncelerini açıklayacaklar. Ondan sonra bu süreci devam ettirmeyi düşünüyoruz. Kendi açımdan da bunun böyle olması gerektiği kanısındayım.

Türk Metal’in tabanına yönelik istifa çağrıları yapıyoruz, ama bu sadece bir çağrı şu anda. Türk Metal’in tabanını harekete geçirmek şu anda biraz zor gözüküyor. Türk Metal’in bu baskısını kıracak bir hareketliliği, çağrı yaparak değil, biz harekete geçerek ortaya çıkarabiliriz. Tutumumuz ve tavrımız bu anlamda önemli. 28 Kasım’daki Gebze mitingini önemsiyoruz çünkü bölge mitingi olacak ve insanların aileleriyle katıldığı bir miting gerçekleşecek. Bu süreçte işçi hareketi içerisinde iyi bir ivme yakalandı. Bunu devam ettirme kararlılığını ortaya koymak önemli. Bunun da toplu sözleşmenin gidişatına etkisi olacağını düşünüyorum.


Selçuk Balcı (Dostel Makine İşyeri Baştemsilcisi):

İmzalanan toplu sözleşme net olarak ortaya çıkmadı. Sadece fabrika saat ortalamasında 5,35 zam aldıklarını biliyoruz. Esnek çalışmayla ilgili maddelerin olup olmadığı belli değil. Mesailerin yüzde 75’e indirilmesini istemişti MESS, onunla ilgili hiçbir bilgi yok. Kıdem tazminatlarıyla ilgili hiçbir bilgi yok. Biz Dostel Makina olsun, diğer fabrikalar olsun geçen günlerde temsilciler kurulu toplantısı yaptık. Büyük ihtimalle bize de aynı taslağı sunacaklar.

Biz Dostel olarak ilk defa grup toplu sözleşme kapsamına giriyoruz. Bundan önce hep münferit yaptık. Kesinlikle kendi taslağımızın arkasındayız. Bizim taslağımız Türk Metal’in taslağından farklı. Bu zamana kadar Türk Metal’in imzaladığı sözleşmenin arkasından “lanet olsun” deyip imza atılmış. Bu anlayışı ortadan kaldırmak için bir sermaye örgütü olan MESS’e karşı mücadeleyi sermayeye karşı mücadeleye dönüştürmek gerekiyor. Zaten yaptığımız Temsilciler Kurulu toplantısında buna vurgu yapıldı. Diğer sektörlerden işçilerle beraber hareket etmek (Petrol-İş olsun, DİSK’e bağlı sendikalar olsun) gerekiyor. Bunun üzerinden şekillenmesi gerekiyor.

Tek başına Birleşik Metal’in MESS’e karşı bir grevi örgütleme gücü yok. Ortaklaşa bir mücadele ağı örülmesi ihtiyacı temsilcilerde var. Çünkü grup toplu sözleşmesindeki oranlar diğer sektörlere de emsal teşkil ediyor. Ondan dolayı sadece burada, sadece metal işçilerinin toplu sözleşmesi değil, bütün metal işçilerinin toplu sözleşmesi anlayışıyla hareket edilmesi gerekiyor. Bu anlayış temsilciler tarafından dile getiriliyor. Bütün temsilciler, şimdiye kadar Türk Metal’in arkasından imza atılmasından muzdarip. Fotokopi sendikacılığı tarzı bir şey olmuş. Bu anlayışı ortadan kaldırmak gerekiyor.

Örneğin Birleşik Metal’in MESS üyesi işyerleri anlamında en örgütlü olduğu yer Gebze. Kroman Çelik’te Kurban Bayramı ve diğer bayramlar dahil çalışılıyordu. Mesai eyleminde bütün fabrikalarda mesaiye kalınmadı. Kroman Çelik’te üretim bayramda 6 gün boyunca durduruldu. O kararlılığı işçiler kendileri gösteriyor. Mesai eylemleri devam ediyor. İşçilerde ve temsilcilerde bir kararlılık var. Herkes umutlu. Sendika da geçmiş dönemlere nazaran daha dirayetli davranıyor. Temsilcilere ve işyerlerine bu umut veriyor. Gebze’de yaptığımız basın açıklaması zaten miting gibi geçti. Bu tabanı da umutlandırdı. 28 Kasım’daki mitinge zaten ailelerimizle beraber katılacağız. Güçlü bir miting olacak. Biz kendi taslağımızın arkasındayız. Olmazsa olmaz maddelerimizden, kazanılmış haklarımızdan taviz vermeyeceğiz. MESS’le tartışacağımız oran Türk Metal’in taslağındaki oran değil.


Rıfat Codura (PAKSAN İşyeri Baştemsilcisi ve Birleşik Metal İstanbul 2 Nolu Şube Sekreteri):

İmzalanan sözleşme ihanet sözleşmesidir. Türk Metal her zaman yaptığı gibi yine bayram arefesinde tabanına sormadan yapacağını yaptı. Çok berbat bir sözleşme bu. Baktığımızda 135 TL gibi bir teklifleri var ama imzaladıkları sözleşmede 35 TL ile 55 TL arasında değişiyor. 28 Kasım’da Gebze’de bir miting olacak. Biz de ona göre hazırlığımızı yapıyoruz. Çalışmalarını yürütüyoruz. Bu miting kararı yeni alınan bir karar değil. Bayram öncesinde alınan bir karardı. Sendikamızın geneline bakıldığında MESS’e bağlı 33 işyerinin ağırlığı o bölgede. Çünkü bu sözleşme parasal konulardan öte çalışma düzeniyle ilgili. Esnek çalışma ve telafi çalışması, kuralsız çalışma getirmek istiyorlar. Taleplerimizi dile getirmek için büyük bir miting olması gerekir. Aslında biraz geç kalınmış durumda.

Türk Metal imzalamadan önce biz eylemlerimizi yaptık. MESS görüşmelerine ben de katıldım. Oradan çıktık MESS önünde oturma eylemi, arkasından Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü trafiğe kapattık. Yine Cuma günleri işyerine yakın bir noktadan yürüme gibi eylemler yaptık. İşlerin yoğun olduğu bir ortamda fazla mesaileri kaldırdık. Şu anda can damarı fazla mesailer. Şu anda işyerlerinde tüm temsilciler işverenlerle kavga içerisinde.

Türk Metal’le görüşme sağlayamıyorsun. İşverenle oturmuş sarı-gangaster sendika. Patronların kucağındaki sendika diyoruz. Onlarla biraraya gelip ne bir taslak hazırlayabiliryorsun ne de oturup bir karar alabiliyorsun. Ama Türk Metal’in tabanına yönelik bir çalışma konusunda geç kaldığımızı düşünüyorum. Bu süreçten sonra sadece “bu sendika sizi her zamanki gibi sattı. Bunların bunların altına imza attı. Hala bu sendikanın içinde nasıl duruyorsunuz” diyebiliriz. Bunun çalışmasının yapılması gerektiğini düşünüyorum. Türk Metal üyelerine dönük istifa çağrısını biz sözlü olsun, bildirilerle olsun yapıyoruz. Bize verilen görev çerçevesinde Türk Metal’e bağlı işyerlerinde ne kadar kişi çalışıyorsa onları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Toplu sözleşmeyi imzalamış Türk Metal Sendikası. Biz tanıdığımız üyeleri arıyoruz. Adamların haberi yok. Biz bilgilendiriyoruz. Şu anda çoğu işyerinde bu ihanet sözleşmesi bizden kaynaklanıyormuş gibi bir durum var. Zam oranları çok düşük. İşlerin yoğun olduğu bir dönemde Türk Metal Başkanı, Mustafa Özbek’ten sonra ilk kez grup sözleşmesine girdi. Bu onlar için tarihi bir fırsattı ama kaçırdılar.


Hüseyin Kuruel (Güven Elektrik İşyeri Temsilcisi ve Birleşik Metal İstanbul 2 Nolu Şube üyesi):

Sözleşmeyle ilgili ne düşündüğümüz bellidir. Pazar günü bununla ilgili bir miting var. Biz o mitinge fabrika olarak katılıyoruz. Türk Metal’in her zaman yapmış olduğu şeyi, ihanetçiliğini biliyorsunuz zaten. Bu ihanete hiçbir zaman katılmam. Bundan sonrasını ise zaman gösterecek. Biz fabrika olarak MESS’e bağlı değiliz. MESS’e bağlı işyerlerinde mesai çalışmaları iptal edildi. Sabah-akşam işe giriş ve çıkışlarda basın açıklamaları yapılıyor. Bunlar devam ediyor. MESS’e dahil olmadığımız halde biz de bunlara uyuyoruz. Tabiki süreci hep beraber izleyip göreceğiz.

Kızıl Bayrak / İstanbul