06 Ağustos 2010 Sayı: SİKB 2010/31

 Kızıl Bayrak'tan
Düzenin referandum oyunu ve “demokratikleşme” yalanlarına kanılmamalı
“Emekçilerin ve Ezilenlerin Boykot Cephesi” de anayasal hayaller peşinde sürükleniyor!..
Gericilikte yarışanlar bir kez daha terör edebiyatına sığınıyor!
Kirli savaş itirafları...
“Tecrit-tredman insanlık suçudur!”
Sendikal ihanetin
faturasını işçiler ödüyor!
İnsanca yaşam sosyalizmde!..
“UPS’ye sendika
halaylarla girecek!”
İşçi ve emekçi hareketinden
İşgal silahını kuşanan direnişçi ÇEL-MER işçileri yol gösteriyor!
ÇEL-MER işçisi sendikal hakları için fabrikasını işgal etti..
ÇEL-MER işçilerinin aileleri ve desteğe gelen direnişçi UPS işçileriyle konuştuk..
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Ağustos Ayı Toplantısı Sonuçları
65. yıldönümünde Hiroşima ve Nagazaki katliamları
“İşçilerin birliği halkların kardeşliği!” şiarını yükseltelim
Afganistan’da kadınları emperyalist işgalciler mi kurtaracak?
Referandum ve
devrimci yurtsever tavır… - M. Can Yüce.
Mamak'ta festival heyecanı...
10. Munzur Kültür ve
Doğa Festivali gerçekleştirildi
ÇEL-MER direnişçisinden
mektup var!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Afganistan’da kadınları emperyalist işgalciler mi kurtaracak?

Emperyalist güçlerin Afganistan’ı işgalinin üzerinden 9 yıl geçti. Bu süre zarfında emperyalistler uyguladıkları en kirli yöntemlere ve sergiledikleri tüm vahşete rağmen Afganistan’da batağa saplanmış bulunuyorlar.

Bu bataktan çıkmanın yollarını arayan emperyalist işgalci güçler, geçtiğimiz günlerde 70 ülkenin dışişleri bakanları ve üst düzey yetkililerinin katılımı ile Kabil’de bir konferans gerçekleştirdiler. Ağır bir yenilgi yaşamadan Afganistan’dan çıkmanın hesaplarını yapan emperyalistler, çözümün bir parçası olarak 9 yıldır çatışma içinde oldukları ve işgalin gerekçesi olarak öne sürdükleri Taliban ile işbirliği yaparak bataklıktan kurtulmaya çalışıyorlar. Toplantı öncesinde emperyalistler, basına yaptıkları açıklamalarda işgalin sürmesini Afganistan’da kadınların durumu üzerinden gerekçelendirmeye kalktılar. Afgan kadınlarının Taliban’dan “çektiklerini” anlattılar. Gerçekleştirdikleri sayısız katliama rağmen utanmazca BM güçlerinin Afgan kadınları için bir güvence olduğunu söylemekten de geri durmadılar.

Emperyalist politikaların savunuculuğunu yapmak amacıyla ideolojik propaganda aygıtı olan medyanın devreye girmesi için de uzun bir süre geçmesi gerekmedi ve dünyaca ünlü Times dergisi son sayısına bir Afgan kadınını “kapak” yaptı.

“Afganistan’ı terk edersek bu olacak!”

Times dergisinin son sayısındaki fotoğraf 18 yaşındaki Afganlı bir kadın olan Ayşe’ye ait. Burnu kesilmiş olarak görülen Ayşe’nin fotoğrafının yanına ise şu başlık atılmış: “Afganistan’ı terk edersek bu olacak!” Kocasının ailesinin kendine köle gibi davranmasından dolayı evden kaçan Ayşe, Taliban güçleri tarafından yakalanıyor. Ayşe’nin burnunun ve kulaklarının kesilmesine karar veriliyor ve cezayı ise kocası uyguluyor.

Times’ın Afganistan ve Pakistan bürosunun kadın şefi Aryn Baker tarafından yazılan makalede ABD birliklerinin çekilmesinin Afgan kadını için yıkıcı bir bedel olacağı ifade ediliyor. Ayrıca yazının devamında bu fikri kuvvetlendirecek açıklamalar yer buluyor. Ayşe’nin korkuyla “bu insanlar bana bunu yaptı, onlarla nasıl uzlaşırız” sözlerinin yanı sıra, milletvekili Fevziye Kufi’nin “Barış için kadın hakları feda edilmemeli” ifadesi yer alıyor. Ayrıca Afganistan’da bir program yapımcısı olan Mozdah Cemalzade de, “Barış yapmak için kadınları kurban ederseniz, onları destekleyen erkekleri de kurban etmiş ve ülkeyi köktendincilere teslim etmiş olursunuz” açıklamasında bulunuyor.

Bir yıl önce yaşanmış bir olayın (Ayşe’nin burnunun ve kulağının kesilmesi) şimdi “piyasaya” sürülmesi, medyanın işlevi ve medya-iktidar ilişkilerini yansıtması açısından açıklayıcı bir örnek. Times dergisi hiç de Afganistan’daki kadınların haklarını savunan bir yerde durduğu için değil, emperyalistlerin Afganistan’daki politikalarına hizmet etmek ve süren işgali meşrulaştırmak amacıyla bu haberi yapıyor.

Peki Afganistan’da kadınlar neler yaşıyor?

30 yılı aşkındır devam eden gerici savaşlar ve son 9 yılda yaşanan emperyalist işgalin acılarını kuşkusuz ki yoksul Afgan halkı yaşamaktadır. Geçtiğimiz günlerde Wikileaks isimli internet sitesinde yayınlanan, Afganistan işgalini içeren gizli belgeler, yaşanan vahşeti özetler niteliktedir.

Afganistan’da kadınlar ise hem emperyalist güçlerin, hem de gerici güçlerin baskılarını yaşıyorlar.

Geçtiğimiz nisan ayında bir gazeteye açıklamalarda bulunan RAWA (Afganistan Devrimci Kadınlar Derneği) sözcüsü Mariam Raw ise Afganistan’da kadınların durumunu şu sözlerle anlatıyor: “(…) Köktendincilerin 1992 yılında (Rus birliklerinin çekilmesiyle oluşan güç boşluğunda) ülkenin kontrolünü geline geçirmesinden bu yana kadınların durumu oldukça kötüleşti. Afgan kadınlarının NATO ve Amerikan birliklerinin saldırıları nedeniyle hayatta kalma güvenceleri yok. Ayrıca günlük yaşamları içinde cinsel tacizlere, tecavüzlere, kaçırılmalara, zorunlu evliliklere, aile içi şiddete göğüs germek zorunda kalıyorlar. Bu kadar sahipsizlik karşısında bulunan bu kadınlara ne Karzai Hükümeti ne de onun polisi herhangi bir koruma sağlamıyor.”

Bugün, emperyalist işgalcilerin Afganistan’dan çekilmesi elbette kadınların kurtuluşu için çözüm olmayacaktır. Afganistan da kadınlar, tüm Afgan halkları ile birlikte aynı zamanda gerici-dinci güçlere karşı da mücadeleyi yükseltmek zorundadırlar.



 

 

Beyaz Saray’dan Wikileaks’e “rica”!

Beyaz Saray, Wikileaks internet sitesinden, Afganistan savaşıyla ilgili daha fazla bilgi yayımlamamasını istedi.

Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, NBC’ye yaptığı açıklamada, 90 bin belgenin yayımlanmasının, ABD ile çalışan Afganistanlıların ve savaş müttefiklerinin hayatlarını tehdit ettiği gerekçesiyle daha fazla belge yayınlanmamasını istedi.

Afganistan’daki işgalci güçlerin sivil katliamları gerçekleştirdiğinin ve Afganistan’da hüküm süren barbarlığın kanıtı olma niteliğindeki belgeler gündeme otururken, yeni belgelerin “güvenlik” gerekçesiyle yayımlanmaması isteniyor. Gibbs, Beyaz Saray’ın, belgeleri elinde tutan kişiden bunları yayımlamamasını rica etmekten başka yapacak şeyi olmadığını söyledi.

Bununla beraber belgeleri Wikileaks’e sızdıran Bradley Manning isimli 22 yaşındaki askerin, Kuveyt’ten Virginia’daki bir askeri cezaevine götürüldüğü bildirildi. Askerin, mahkemeye çıkana kadar Quantico Deniz Üssü’nde kalacağı belirtildi.