02 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/38

  Kızıl Bayrak'tan
  İMF-DB zirvesi ve emek örgütlerinin tutumu
  Keskinleşen emperyalist rekabet ve sonuçsuz kalan işbirliği arayışları
G-20 Zirvesi gerçekleşti...
Sermaye devleti “Alevi açılımı” adı altında Alevi işçi-emekçilerini aldatmaya çalışı
Emperyalist haydutlardan hesap sormak için sokağa, eyleme!
  Devlet emperyalist haydutları baskı ve terörle korumaya hazırlanıyor...
  Haydutlar zirvesine karşı sokaklar ısınıyor!
  Entes direniş güncesinden...
  İşçi ve emekçi hareketinden.
  Üniversitelerde devrimci faaliyetlerden....
  Demokrasi mücadelesi ve Kürt sorunu/4
  10. Ulaşım Şurası İstanbul’da toplandı...
  Güven Elektrik’teki sendikal örgütlenme deneyimi üzerine…
  Ulucanlar direnişinin 10. yılında 10 kızıl yıldızımızı selamladık!..
  “Zere ve hasta tutsaklara özgürlük!” eylemleri sürüyor...
  Barack Obama
siyonist şeflerle aynı safta!
  Honduras halkı askeri
diktatörlüğe meydan okuyor!
  Sermayenin saldırılarına karşı
her yerde eylem ve direniş!
  Şovenizm ve demokrasi kültürü
M. Can Yüce
  Habip yoldaş devrim ve sosyalizm davamızda yaşıyor!
  Mücadele Postası.

Bu sayının

PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Ulucanlar direnişinin 10. yılında 10 kızıl yıldızımızı selamladık!..

“Devrimciler ölmez,
devrim davası yenilmez!”

Ulucanlar Cezaevi’nde katledilen on devrimci 26 Eylül günü İstanbul’da Karacaahmet Mezarlığı’nda gerçekleştirilen etkinlikle anıldı. TUYAB tarafından TKİP Merkez Komite Üyesi Ümit Altıntaş’ın mezarı başında gerçekleştirilen anma etkinliği ile Ulucanlar’da devlet terörüne karşı yükseltilen direniş selamlanırken katliamların hesabını sorma çağrısı yükseltildi.

Anma kitlenin Karacaahmet Mezarlığı Cami önünde toplanması ile başladı. Ulucanlar katliamını unutmadık, Unutturmayacağız! / TUYAB” pankartının açılmasıyla birlikte sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçildi. Ümit Altıntaş’ın mezarına doğru yürüyüşe geçen kitle yol boyunca direnişi selamlayan ve katil devleti lanetleyen sloganlar attı.

Ulucanlar direniştir!

Kitlenin mezar başında toplanmasının ardından program İsmet Yurtsever tarafından gerçekleştirilen açılış konuşması ile başladı. Konuşmada Ulucanlar’da katledilen on devrimcinin büyük bir zafere imza attığı vurgulanırken Onları, anmanın ancak 24 saat mücadeleye sarılarak mümkün olabileceği söylendi. Diyarbakır ve Buca gibi katliamlarda ortaya konan vahşetin de anlatıldığı açılış konuşmasında sosyalizm uğruna mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.

Devrim ve sosyalizm şehitleri için gerçekleştirilen saygı duruşunu TUYAB adına yapılan ortak açıklama izledi. Ulucanlar’da devrimcilerin kendilerine dayatılan teslimiyete karşı cepheden tavır aldıkları ve bu zaferi ezilen milyonlara armağan ettikleri ifade edildi.

TUYAB açıklamasının ardından Ümit Altıntaş’ın kardeşi Tayfun Altıntaş söz aldı. Altıntaş yaptığı konuşmada önce katliamdan bu yana geçen on yılın bilançosunu çıkararak çürümüş kapitalist düzenin işçi ve emekçilere reva gördüğü yaşamı aktardı. Ulucanlar’da katledilen 10 devrimcinin bu sisteme karşı çıktığı için katledildiğini vurguladı.

Onlar’ın saldırıyı halaylarla karşıladığını belirten Altıntaş, düzen güçlerinin ise “Maskeler ve yalanlar”ın arkasına saklanarak saldırdığını belirtti.

Anma etkinliğinde ayrıca Hıdır Sabur ve Güzel Şahin de birer konuşma yaptı. Hıdır Amca konuşmasında tarih boyunca ezen, yöneten sınıfların ezilenlere baskı uyguladığını, ancak buna rağmen tarihin akışını durduramadıklarını vurguladı. Güzel Ana ise önce bu etkinliğe anaların katılımının sınırlı olduğunu belirterek sitem etti. Katliamların ne ilk, ne de son olduğunu söyleyen Güzel Ana “Bir gün hesap sorulacak, belki bizler göremeyeceğiz ama sorulacak. Belki biz göremeyeceğiz ama devrim bir gün mutlaka olacak” dedi.

Ümit Altıntaş’ın “Tek renk kızıl!” adlı öyküsünün okunduğu anma etkinliğinde Grup İsyan Ateşi, Esenyurt İKE Müzik ve Şiir topluluğu ile Grup Munzur sahne aldı. Müzik gruplarının ezgilerinin ardından anma sona erdi.

Faşist devlet terörünü lanetleyen ve direnişi selamlayan sloganların öfkeyle atıldığı anmaya 150 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Ulucanlar şehitleri
Habip Gül’ün mezarı başında anıldı!

İzmir’de devrimci kurumlar tarafından her yıl Buca, Diyarbakır, Ulucanlar cezaevleri katliamları Eylül ayında bir haftaya yayılan eylem ve etkinliklere konu ediliyordu. Özellikle Ulucanlar anması, 26 Eylül’de katledilen Habip yoldaşın mezarı başında gerçekleştiriliyordu. Kolluk güçleri mezar anmasına dahi tahammül edememekte, devrimcileri yıldırmaya, geriletmeye çalışmaktadır. Bu anlamda Helvacı’da gerçekleştirilen sadece Habip Gül şahsında Ulucanlar şehitlerinin anması değil adeta düzenle devrim güçlerinin karşılıklı bir irade savaşıdır. Helvacı Köyü de devrimciler tarafından kazanılmış, düşmana geri adım attırılmaya çalışılan bir mevzidir. Bu yıl, Eylül ayı anmaları İzmir’deki devrimci güçler tarafından tek bir eyleme sıkıştırılmış oldu. Çeşitli bahane ve gerekçelerle mezar anmalarına gerek olmadığı ifade edildi. Böylece yıllardır devrimcilerin kazanmaya çalıştığı bir mevzi kolayından terkedilmiş oldu.

Bu tablo karşısında komünistler hem Habip yoldaş şahsında Ulucanlar şehitlerini sahiplenme, hem de düzen güçlerine karşı mevziyi koruma iradesi gösterdiler.

Ulucanlar yalnızca katliam değil şanlı bir direniştir!

Komünistler 27 Eylül günü Aliağa Helvacı Köyü’nde bulunan Habip yoldaşın mezarı başında Ulucanlar şehitlerini andılar, direnişi selamladılar. Helvacı Köyü girişinde toplanan komünistler ve Habip yoldaşın ailesi Habip, Ümit ve Hatice yoldaşların fotoğraflarının bulunduğu “Devrimciler ölmez devrim davası yenilmezdir!” pankartını açarak yürüyüşe geçtiler. Ajitasyon konuşmaları ve sloganlar eşliğinde mezar başına gelindi.

Mezar başında yapılan açıklamada Ulucanlar’da bir devlet katliamı olduğu kadar şanlı bir direnişin de yaşandığı ifade edildi. 26 Eylül’e kadar devletin katliamın zeminini düzlemek için ortalığa yaydığı yalan ve demagojilere değinildi. Daha sonra katliam karşısında devrimci tutsakların sergilediği destansı direniş ve devrimci dayanışma anlatıldı.

“Onlar partinin özü, özetidir!”

Ulucanlar katliamının komünistler için ayrı bir öneminin olduğu vurgusuyla açıklama devam etti.

“Ulucanlar katliamında partimizin iki önder kadrosunu yitirdik. Onlar hakkında söylenebilecek en önemli ve öncelikli söz, yapılacak en anlamlı değerlendirme Habip ve Ümit’in gerçek birer dava adamı olmalarıdır. Hatice yoldaşı da buna ekleyebiliriz. Her üçünün de siyasal yaşamları bunu kanıtlamaktadır” denildi.

Daha sonra Habip yoldaşın siyasal yaşamını anlatan bir metin okundu. Ardından Habip yoldaşı birebir tanıyan bir yoldaşı konuşma yaptı. Habip yoldaşın davasına olan bağlılığı, özgüveni, mütevazi kişiliği ve dostluğunun öne çıkarıldığı konuşmanın ardından, şiirler ve marşlarla anma etkinliği bitirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

Ulucanlar katliamı 10. yılında eylemlerle lanetlendi, direniş selamlandı...

Ankara’da Ulucanlar eylem ve etkinliği...

26 Eylül günü, Ankara Tecrite Karşı Mücadele Platformu (Halk Cephesi, Partizan, DHF, Odak, Alınteri), BDSP, 78’ler Girişimi, EHP ve TÜM-İGD tarafından örgütlenen Ulucanlar anması Ziraat Bankası Hamamönü Şubesi önünden Cezaevi’ne yürüyüş ile başladı.

Ulucanlar önündeki eyleme 180 kişi katıldı. Burada yapılan basın açıklamasında Ulucanlar katliamının, toplumun teslim alınması hedefinin bir parçası olduğu belirtildi, şunlar söylendi: “Tarih tanıktır ki; halk yaşadığı zulmün, baskının hesabını sorar, Ulucanlar ve tüm katliamların hesabını sormasını da bilir!”

Ardından ÇHD Ankara Şubesi’nin basın metni okundu. Eylem sloganlarla devam ederken devrim şehitlerinin aileleri tarafından cezaevi kapısının önüne kızıl karanfiller konuldu.
“Bize ölüm yok!” marşının okunmasıyla devam eden etkinliğin ardından otobüslerle Karşıyaka Mezarlığı’nda yapılacak anma için yola çıkıldı. Kortejlerle devrimcilerin mezarları başına gidildi. İsmet Kavaklıoğlu, Önder Gençaslan ve Mahir Emsalsiz’in mezarları başında yapılan etkinlik sloganlarla başladı.

Ulucanlar katliamında ölümsüzleşen on yiğit devrimcinin özgeçmişlerinin okunması ile devam eden anma etkinliği, devrim şehidi Özgür Kemal Karabulut’un annesi Sultan Karabulut ve Mahmut Konuk’un konuşmaları ile devam etti. 100 kişinin katıldığı anma etkinliği Enternasyonal Marşı’nın hep bir ağızdan okunması ile son buldu.
Etkinliğin hemen sonrasında ise Özgür Kemal Karabulut’un mezarı başında kısa bir anma gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / Ankara

Mamak’ta Ulucanlar etkinliği...

Katliamın yıldönümü vesilesiyle Mamak İşçi Kültür Evi’nde 28 Eylül günü etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlik, devrim ve sosyalizm şehitleri adına yapılan saygı duruşu ile başladı. Daha sonra genel olarak kapitalizmin krizi, F tipi saldırısı, katliamın amaçları, kapitalizmin karşısında net tutumları ile Habip ve Ümit yoldaşlar konularının işlendiği panel bölümüne geçildi. Onlar’ı anmanın yolunun örgütlü mücadeleyi büyütmekten geçtiği ifade edildi. Ardından Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu devrimci marşlar ve türküler söyledi.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

Gazi’de Ulucanlar anması


İstanbul’da Gazi Mahallesi’nde biraraya gelen BDSP, PDD, Partizan ve Yeni Demokrasi Şehit ve Tutsak Aile Birliği’nin günlerdir hazırlıklarını yürüttüğü Ulucanlar anma eylem ve etkinlik programı 26 Eylül akşamı gerçekleştirilen yürüyüşle son buldu.

Ulucanlar şehitlerini anma eylem ve etkinlikleri çerçevesinde 3 farklı noktada resim sergisi açılarak emekçilere Ulucanlar direnişi anlatıldı.

Eski Karakol’da toplanmaya başlayan kitle Ulucanlar şehitlerinin resimlerinin yer aldığı “Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür!” pankartı taşıdı. En önde Ulucanlar şehitlerinin resimlerinin taşındığı yürüyüşte eylemi örgütleyen kurumlar flamaları ile temsil edildi.

Yürüyüş kolu Dörtyol’a geldiğinde emekçilere seslenildi. Çağrı konuşmasında emekçilere katillerden hesap sorma çağrısı yapıldı. Ayrıca sınıfsız sömürüsüz bir dünya için açlığın yoksulluğun sefaletin olmadığı bir dünya için mücadeleden ve devrim şehitlerinin bıraktığı mirasa, değerlere sahip çıkmaktan başka alternatifin olmadığı vurgulandı.

Yürüyüş yeni karakolun altındaki trafoda sona erdi. Burada ilk olarak basın metni okundu. Basın metninin okunmasının ardından “Ölümü yenenleri kimse yenemez” isimli sinevizyonun gösterimi gerçekleştirildi. ESP’nin de destek verdiği yürüyüşe 100’e yakın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Gaziosmanpaşa

 

Ümraniye’de Ulucanlar anması…

Ulucanlar direnişiyle ilgili Ümraniye BDSP tarafından 27 Eylül günü bir etkinlik gerçekleştirildi.

Etkinlik öncelikle kısa bir sunumla başladı. Ardından BDSP’nin hazırlamış olduğu “Ölümü yenenleri kimse yenemez!” isimli sinevizyon gösterimi yapıldı.

Sinevizyon gösteriminin ardından söz alan BDSP temsilcisi faşist sermaye devletinin işçi sınıfı ile devrimci öncülerinin buluşmasını engellemek için katliamlar gerçekleştirdiğini, bugün de yoğunlaştırdığı saldırılarla işçilerin, emekçilerin ve Kürt halkının mücadelesini sindirmeye çalıştığını ifade etti.

Emperyalistlerle Türk burjuvazisinin kendi çıkar politikaları doğrultusunda işçi ve emekçileri her geçen gün sefalete mahkum ettiğini anlatan BDSP temsilcisi, hapishanelerde tutsaklara dönük yapılan saldırıların bu politikalardan ayrı olmadığını vurguladı. Ayrıca, Ulucanlar’da yapılan katliamda devrimcilerin tam bir direniş örneği sergilediğini, bu direnişin tüm devrimcilere ve işçi sınıfına yol gösterdiğini ifade etti.

Konuşmanın ardından “Zafere on yıldız” adlı şiir okundu. Salondakiler tarafından toplu bir şekilde marşlar ve türküler söylenmesinin ardından etkinlik sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ümraniye

 

Kartal İKE’de Ulucanlar anması

27 Eylül Pazar günü Kartal İşçi Kültür Evi’nde gerçekleştirilen Ulucanlar etkinliğinde, devrimci irade ve davaya bağlılık vurguları öne çıktı.

Etkinlikte Ulucanlar’da yaşanan katliamı konu alan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

Sinevizyon gösteriminin bitiminde bir konuşma yapıldı. Konuşmada; Ulucanlar direnişinin anlamından söz edildi. Katliamın yaşandığı dönem ve cezaevlerine dair devlet eliyle planlanan saldırı süreci anlatıldı. Ulucanlar’da direnen devrimcileri anmanın ancak ve ancak mücadele ısrarından vazgeçmemekle mümkün olduğu vurgulandı.

Konuşmanın ardından Kartal İşçi Kültür Evi Şiir Topluluğu sahne alarak; “Zafere On Yıldız” adlı şiiri okudu.

Şiir dinletisinin ardından yapılan konuşmada ise mücadele nedenlerinin bugün halen daha güncel olduğu, kapitalist sömürünün derinleştiği, işçi sınıfına dönük saldırıların halen güncelliğini koruduğu vurgulandı ve etkinliğe katılan herkes, Ulucanlar direnişçilerinin ruhunu kuşanarak İMF ve DB karşısındaki eylem ve etkinliklerde yer almaya çağrıldı.

Kızıl Bayrak / Kartal

Ulucanlar direnişi Kartal’da selamlandı!

Kartal’da 40 gündür süren festivalin son gününde Ulucanlar direnişi devrimci güçlerce gündeme taşındı.

26 Eylül günü siyasetlerin aldığı ortak karar doğrultusunda standların önüne Ulucanlar katliamını teşhir eden fotoğraf sergisi açıldı. Akşam saatlerinde meydanın kalabalıklaşması ile beraber Ulucanlar katliamını teşhir eden ve Ulucanlar’da sergilenen destansı direnişi öne çıkaran ayrıca 1-7 Ekim tarihlerinde İstanbul’a gelecek olan İMF-DB heyetine karşı ortak mücadele çağrısı yapan sesli ajitasyon eşliğinde gazete satışı gerçekleştirildi.

Gazete satışının ardından BDSP, İşçi Köylü, DHF, ESP, Alınteri, Devrimci Hareket ve HÖC tarafından Ulucanlar katliamının 10. yıldönümü nedeniyle eylem gerçekleştirildi. Standların başından en önde “Ulucanlar katliamını unutmadık, unutturmayacağız” şiarının ve katliam fotoğraflarının yer aldığı ozalit taşınarak festivalin gerçekleştirildiği meydana doğru sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçildi. Meydanda toplanan kalabalığın içinden geçilerek Kartal Meydanı’na oradan da tekrar standların önüne gelinerek eylem bitirildi

Kızıl Bayrak / Kartal

 

TUYAB’tan Ulucanlar direnişi paneli

TUYAB, Ulucanlar Katliamı’nın 10. yılı vesilesi ile TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 24 Eylül günü panel düzenledi.

Panelde TUYAB adına Semiha Köz bir sunum gerçekleştirdi. Köz, Diyarbakır ve diğer cezaevlerinde gerçekleşen katliamlara vurgu yaparak Ulucanlar Katliamı’nın en vahşi katliamlardan olduğuna değindi. Devletin birçok yöntemle devrimci iradeyi teslim alamayıp acze düştüğünü söyledi. Köz, Ulucanlar katliamının F tipleri saldırısının hazırlığı olduğunu belirterek, devletin devrimci iradeyi tamamen kırmak istediğini ifade etti. 9 yıldır F tiplerinde direnmeyi yol edenleri teslim alamayan devletin, sürgün sevklerle, işkencelerle, hücre cezaları ve hak gasplarıyla baskılara devam ettiğini söyleyen Köz, F tiplerinde acilen tahliye edilmesi gereken onlarca tutsak olduğunu belirtti.

Ardından katliamı yaşayan bir devrimci sözü aldı. Yapılan konuşmada, aradan geçen 10 yılın ardından Ulucanlar’da katliamın değil daha çok direnişin hatırlandığı, geleceğe direnenlerin kaldığı ve Ulucanlar’ın da bunu doğruladığı ifade edildi. Devletin bir katliam geleneğinin olduğunun vurgulandığı konuşmanın devamında Ecevit’in Amerika’ya giderken söylediği “İçeriye hakim olmadan dışarıya hakim olamayız” sözleri hatırlatılarak, Ulucanlar’ın bu yönüyle organize bir katliam olduğu ifade edildi.

Aileler adına konuşma yapan İsmet Yurtsever ise konuşmasında, tutsak yakınlarının verdiği mücadelenin önemine değindi. Yurtsever, konuşmasında şunları söyledi: “Ben, Ulucanlar Katliamı’nı yüreğinin acısı olarak taşıyan bir baba olarak, ailelerden önce analar adına ‘unutulmaz’ diyorum.”

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise konuşmasında, Ulucanlar Katliamı’nı insan hakları yönüyle değerlendirdi. Ulucanlar davasına ilişkin bilgi verdi. Yoleri, Türkiye cezaevlerinde katliamların bir devlet politikası olduğunu ve bu politikanın T.C. devletinin özüyle ilgili olduğunu söyledi.

Yoleri, devletin sindirme politikasının Ulucanlar Katliamı’nın ardından açılan davalarla da sürdüğünü belirterek, katliamı yapanların cezalandırılmadığını, mağdurların ise yargılandığını söyledi.

 

Adana’da eylem

Adana’da biraraya gelen ilerici ve devrimci kurumlar 26 Eylül günü İnönü Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, 10 yıl önce Ulucanlar Hapishanesi’nde on devrimci tutsağın ateşli silahlarla ve işkenceyle katledildikleri ifade edildi.

Ulucanlar katliamının, 19 Aralık katliamının provası olduğunun belirtildiği açıklamada bu katliamın sınıf mücadelesi içinde varlık gösteren sosyalist, devrimci, yurtsever ve demokrat tüm oluşum ve kesimlere karşı bir güç gösterisi olduğu vurgulandı.

Devrimci tutsakların katliamcılara karşı gösterdiği direniş vurgulandı.

Alınteri, BDSP, ÇHKM, DHF, ESP, Gençlik Muhalefeti, İHD ve Mücadele Birliği Platformu tarafından gerçekleştirilen eylem sloganlarla son buldu.

Kızıl Bayrak / Adana

 

Bursa’da Ulucanlar protestosu

Bursa’da 26 Eylül günü BDSP, ESP, Partizan, SODAP ve SDP tarafından ortak bir eylem örgütlendi.

Osmangazi Metro İstasyonu önünde toplanan kitle “Ulucanlar Cezaevi Katliamı 10. Yılında! Unutmadık! Hesabını Soracağız!” pankartı arkasında Kent Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi.

Yürüyüşte, katledilen on devrimcinin resimleri taşındı.

Basın açıklamasında “Devrimciler bugüne kadar zindanlarda bedeller ödemekten sakınmamışlar, ölümüne bir direnişin temsilcileri olmuşlardır. Ulucanlar şehitleri de destansı bir direnişin temsilcileri olarak devrimci mücadele tarihimizdeki onurlu yerlerini almışlardır.” denildi.

Eyleme DHF de destek verdi.

Kızıl Bayrak / Bursa

 

İzmir’de cezaevi katliamları lanetlendi

24 Eylül günü İzmir’de gerçekleştirilen meşaleli yürüyüş ve basın açıklaması ile Buca, Diyarbakır ve Ulucanlar katliamları lanetlendi. Eylemde, Eylül ayının zindanlarda gerçekleştirilen katliamlar ve devrimcilerin gösterdiği direnişler ile hapishaneler tarihinde özel bir yer tuttuğu ifade edildi.

“Buca, Diyarbakır, Ulucanlar katliamlarını unutmadık! Hesabını soracağız!” yazılı pankartın açıldığı eylemde, meşaleler yakılarak Karşıyaka Çarşısı içinde yürüyüşe başlandı. BDSP, Alınteri, ESP, KÖZ, Partizan, DHF, Halk Cephesi’nin birlikte örgütlediği eylemde, Karşıyaka Çarşısı’nın sonunda bulunan dolmuş duraklarında başlayan yürüyüş, çarşının sonunda bitirildi.
Saygı duruşunun ardından okunan basın açıklamasında, hapishanelerdeki katliamlarda iki sınıfın karşı karşıya geldiği vurgulandı. Devletin yaptığı katliamlara karşı devrimcilerin büyük bir direnişle karşılık verdiği anlatıldı. Katliamlar lanetlendi, gösterdikleri direniş ile ölümsüzleşenler anıldı ve direniş selamlandı.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

Bielefeld’te Ulucanlar anması...

Güçlü bir ön hazırlıkla gerçekleşen
kitlesel ve coşkulu etkinlik!

Cezaevleri tarihinde bir direniş manifestosu niteliği taşıyan Ulucanlar Direnişi, 10. yılında, Almanya’nın Bielefeld kentinde, 26 Eylül 2009 tarihinde yapılan bir etkinlikle anıldı. 300 kişinin katıldığı etkinliğimiz, başından sonuna dek canlı ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Etkinliğe Ulucanlar direnişine yaraşır devrimci bir ruh hakimdi.

Katılımın çoğunluğunu gençler ve kadınlar oluşturuyordu. Fakat dikkate değer olan, Bielefeld’te politikaya az çok açık olan ilerici işçi ve emekçiler ile gençliğin, hatırı sayılır bir sayıda böylesi yogun politik içerikli bir etkinliğe katılmış olmasıydı. Etkinliğe ayrıca Türkiyeli devrimci parti ve örgütlerin hemen hepsi de katıldı. Yerli devrimci partilerden MLPD, önemli bir katılımla ve stant açarak etkinlikte temsil edildi. Bu arada, Alman Sol Partisi’nin ( Die Linke) il başkanı da etkinliğimize katıldı. Bu düzeyde bir katılım bir yenilikti ve özel bir çalışmanın ve çağrının sonucu ortaya çıktı.

 

Direnişe yaraşır bir ön çalışma yürüttük

Ulucanlar Direnişi’nin genel devrimci anlamının yanı sıra, bizim için de çok özel bir anlamı vardır. Patimizin özü ve özeti olarak nitelediğimiz MK üyesi iki yoldaşımızı bu direniş sırasında kaybetmiştik. Faşizmin katliamcı güçleri son derece bilinçli olarak ve özel biçimde hedefleyerek bu yoldaşlarımızı katletmişlerdi. Partimize yaraşır bir biçimde ölümsüzlüğe ulaşan ve Partimizi onurlandıran bu yoldaşları anmak, onlarla birlikte şehit olan diğer devrimcileri unutmadığımızı ortaya koymak, bizim için kaçınılmaz bir görev ve sorumluluktu. Bu düşünceden hareketle, söz konusu etkinliği gerçekleştirme kararını aldık.

Bu karar üzerine, vakit geçirmeden, etkinliğin anlamına denk düşen bir ciddiyetle hazırlıklara giriştik. Direnişin 10. yılı olması ise kendiliğinden, bizi daha ciddi olmaya ve çalışmayı daha çok önemsemeye yöneltti. Bielefeld’teki tüm ilerici ve devrimci potansiyele ulaşmak amacı ile materyallerimizi etkin biçimde kullandık. Kentin hemen her işlek sokak ve meydanını, bir kez daha afişlerimizle donattık. Biri çalışmanın ilk günlerinde olmak üzere, iki kez hedefli ve yaygın biçimde el ilanı dağıtımı yaptık. Bir yandan da etkinlikte sergileyeceğimiz, folklör, şiir dinletisi vb. çalışmaları yapıyorduk.

Tam bir ekip çalışması yaptık. İşlerimizi gün gün planladık, sık sık bir araya gelerek çalışmayı gözden geçirdik, gerekli müdahalelerde bulunduk. Kentteki ilerici ve devrimci potansiyele ulaşma hedefimiz vardı, bu hedefe uygun bir çaba sergiledik. İlk kez kent merkezinin dışına çıktık, kabuğumuzu kırarak geçmişte ulaşamadığımız emekçi ve gençlere yöneldik. Önemli bir bölümüne ulaştık da. Politik-pratik çalışma kapasitemizi ikiye katladık, iyi bir performans ortaya koyduk. Bugüne dek Bielefeld’te yaptığımız en kitlesel etkinliği gerçekleştirdik.

Direnişe yaraşır devrimci bir etkinlik gerçekleştirdik!

Beş haftalık yoğun bir çalışmanın ardından etkinliğin yapıldığı güne geldik. Etkinliğimiz, fondan verilen Grup Yorum’un Eylül parçası eşliğindeki kısa şiir dinletisi ile başladı. Bunu, iki yoldaşımızın oldukça tok ve başarılı biçimde okudukları, açılış konuşması niteliğindeki sunum izledi. Ardından, Nazım Hikmet’in “Zafere dair” şiiri eşliğinde, Habip ve Ümit yoldaşların da içinde olduğu ON’lar ve ON’ların şahsında, dünyada ve Türkiye’de, devrim ve sosyalizm kavgasında ölümsüzlüğe ulaşan tüm komünist ve devrimciler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Saygı duruşunun ardından, bölgemizde hazırladığımız halk oyunu gösterisi gerçekleştirildi. Gösteri beğeni ile izlendi. Sonra, etkinliğin ana konuşmasını yapmak üzere bir yoldaş kürsüye çağrıldı. Ulucanlar Direnişi’nin anlamı ve tarihe düştükleri konusunda son derce vurucu tesbitler içeren konuşma dikkatle dinlendi.

Etkinliğin ilk bölümünün finalinde, Grup Su sahne aldı. Grup Su coşkulu ezgilerden oluşan devrimci marşlar ve türküler seslendirdi. Grup her zamanki gibi sempatiyle karşılandı. Özellikle etkinliğin devrimci anlamı ve devrimci duruşun günümüzdeki önemi konuşundaki kısa konuşmaları alkış aldı.

Etkinliğin ikinci bölümü, Ulucanlar Direnişini anlatan sinevizyon gösterimi ile başladı. Bunu, bir yoldaşımızın oynadığı, Dario Fo’nun yazdığı, “Ben Ulrike bağırıyorum!” adlı oyun izledi. Oyun çok çarpıcıydı ve etkinliğin en anlamlı çalışmalarından biriydi. Yoldaşımız bu anlamlı oyunu son derece başarılı bir biçimde sundu. Bu nedenle de, hakkı verilerek izleyiciler tarafından uzun uzun ve yoğun biçimde alkışlandı.

Ardından, pek çok etkinliğimize de konuk olan Mikail Aslan, programını sunmak üzere sahne aldı. Mikail Aslan, kaliteli müziği, kendine has tarzı ve Zazaca söylediği isyan ve acı dolu türküleriyle gecemize renk kattı. Seyirci ile kurduğu başarılı diyaloglar eşliğinde dillendirdiği türküleri coşku ve beğeni ile dinlendi, yoğun biçimde alkışlandı. Mikail Aslan’in, “Zulmün olduğu yerde direniş de, direnişçiler de hep var olacaktır..” şeklindeki sözleri alkış aldı.

Etkinliğimiz Kürt yurtseveri dostlarımızdan Grup Yaşam’ın, çaldığı halay parçaları eşliğinde çekilen halaylarla sona erdi.

Etkinliğimiz sırasında bize destek amaçlı çikolata satışı gerçekleştiren küçük yoldaşımız Arjin elde ettiği 14 Euro civarındaki geliri bu anlamlı geceye katkı olarak sundu. Herkesi duygulandıran bu tutum, etkinliğimizin bir başka kazanımı olmuştur.

Şimdi daha fazlasına talibiz!

Devrimci politik faaliyetin iyiden iyiye dibe vurduğu yurtdışı koşullarında, hem de böylesi yoğun politik içeriğe sahip bir etkinlik yapabilmek bir başarıdır. Bu ise, yoldaşlarımız için iyi bir moral ve motivasyon kaynağı olmuştur. Daha da önemlisi, bu kentteki ilerici kitleye, kimileri tarafından da dile getirildiği üzere, umut aşılamış ve güven vermiştir. Tam da bu güvenle diyoruz ki, “Şimdi daha fazlasına talibiz!”.

Bielefeld’ten komünistler

 

 

Basel’de anma etkinliği

TKİP taraftarları olarak Basel’de 27 Eylül günü bir anma etkinliği düzenledik. Faşist katliamı lanetlemek ve destansı direnişi yarınlara taşımak amacıyla düzenlediğimiz etkinliğe yaklaşık 80 kişi katıldı.

Etkinlik için ön hazırlık çalışması olarak çıkardığımız afişleri kullandık.

Etkinliğimiz, bir kadın yoldaşımızın cezaevi katliam ve direnişiyle ilgili yaptığı özlü bir sunum ve saygı duruşuyla başladı. Bunu, bir yoldaşın yaptığı konuşma izledi. Ardından sinevizyon gösterimine geçildi. Konuşma ve şiir eşliğinde sunulan sinevizyon ilgi ve beğeniyle izlendi. Program, iki genç kadın yoldaşımızın, Habip ve Ümit yoldaşların özgeçmişlerini okumasıyla devam etti.

Devrimci marşların söylendiği müzik dinletisi izleyicilerin de katılımıyla coşkuyla sunuldu.

Etkinliğimize MLKP ve MKP’li devrimci dostlarımız da katılarak devrimci dayanışma örneği sergilediler.

Frankfurt’ta Ulucanlar Anması

“Onları anmak düzene karşı devrimi savunmaktır” şiarı ile hazırladığımız etkinliğimize dostlarımızı davet ettik. Ulucanlar katliamını anlatan sinevizyon gösterimi ile etkinliğimize başladık. Ulucanlar’da katledilen iki yoldaşımızı yakından tanıyan devrimci bir dostumuzun ve yoldaşımızın anlatımları ile devam eden etkinlikte iki genç arkadaşımız da şiir okudu. Daha sonra etkinliğimizi hep birlikte söylediğimiz türkülerimizle bittirdik.

Frankfurt ve Basel’den TKİP taraftarları