6 Mart 2009
Sayı: SİKB 2009/09

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı yaratmak için
devrimci güçlere düşen görevler
  Dinci gericilik saldırının dozunu arttırıyor!
Devrimci seçim çalışmamızın
bazı sorunları
CHP’den işsizliğe çözüm önerileri...
8 Kart etkinliklerinden
İşçi ve emekçi hareketinden…
  BDSP’nin seçim gündemli faaliyeti büro açılışları ile sürüyor...
  Kapitalist sistem ve ulaşım sorunu…
  Direnen Makyal-Erka işçileri açlık grevine başladı…
  Posta emekçilerinin Ankara yürüyüşü…
  Gençlik hareketinden…
  Çeber davasında deliller yok ediliyor!
  Pakistan’da şeriat tehdidi...
  Kapitalizmin küresel krizinin dalgaları yayılıyor…
  Bir kez daha seçimler üzerine / II
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çeber davasında deliller yok ediliyor!

Engin Çeber’in işkence sonucu öldürülmesi ile ilgili hergün yeni gelişmeler ortaya çıkıyor. Çeber’in son mektubunun basına yansımasının ardından, işkence görüntülerinin de yok edildiği ortaya çıktı.

Çeber’in son mektubu...

Engin Çeber’in Metris Cezaevi’nde işkenceyle katledilmesinden hemen önce kaleme aldığı mektup, Çeber’le aynı koğuşta kalan Ahmet Aksu’nun mektubu Adalet Bakanlığı Başmüfettişleri’ne teslim etmesiyle ortaya çıktı.

Katledilişinden dört gün önce (6 Ekim 2008), maruz kaldığı işkenceleri savcılığa bildirmek üzere mektup kaleme alan Çeber, gördüğü işkenceler sonucu ağırlaşması üzerine 7 Ekim’de götürüldüğü hastanede 10 Ekim’de yaşamını yitirmişti.

Çeber’in kaleme aldığı mektup şu ifadelerle başlıyor:

“Merhabalar.. Size bu dilekçeyi Metris T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu: 2 Nolu B-8’inden yazıyorum. Ben, Özgür Karakaya - Cihan Gül - Aysu Baykal tutuklanarak Metris Hapishanesi’ne getitirildik. İlk geldiğimizde çırıl çıplak soyulduk. Bizi cezaevine getiren görevli polisler, ‘bunlar terörist asker öldürdüler’ gibi yalan yanlış sözler ile askeri ve gardiyanları bize karşı kışkırttılar. Bu nedenle askerin arama bahanesiyle coplarla saldırmasına maruz kaldık. Sabah sayımında bu seferde gardiyanların saldırısına uğradık. O saldırılarda bizde iz kalan morluklar, izler ağrılar var. Hiç bir şekilde hastanede revire çıkarılmadık.”

Çeber’in mektubu, dava dosyasına eklendi.

Kamera kayıtları kayıp!

Soruşturma kapsamında Çeber’in işkence gördüğü 13 Ekim 2008 tarihine dair kamera kayıtları görülmek istendi. Yapılan inceleme sonucunda, 27 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında B8 koğuşuna bakan kamera kayıtlarının kayıp olduğu ortaya çıktı.

Görüntülerin kaybolma nedenini araştıran teknik ekip, cezaevinin sistem odasında bulunan güç kaynağının elle kapatıldığını, elektrik kesintisi nedeniyle kayıtların depolandığı ünitenin devre dışı kaldığını belirtti.

Çeber’in avukatı Taylan Tanay, konuya dair yaptığı açıklamada, işkencenin sürekli olduğu Metris Cezaevi’nde kayıt tutulmasının bilinçli olarak engellendiğini ve bunun işkenceyi örtbas etme amacı taşıdığını belirtti. Tanay, üç gün geç kalınsaydı, 6 ve 7 Ekim’de koğuşa giren sanıkların da tespit edilemeyeceğini söyledi.

Mahkeme heyeti davadan çekildi!

Çeber davasındaki son gelişme ise, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Çeber’in işkenceyle ölümü davasından çekilme kararı alması oldu.

4 Mart günü yapılan duruşmada, Çeber’in avukatı Taylan Tanay, mahkeme heyetinin hukuk etiğine aykırı davrandığını, görevini tam olarak yerine getirmediğini, sanık polislerin avukatlara hakaret etmelerine rağmen heyet başkanının müdahale etmediğini söyleyerek, böylece yargının tarafsızlığını yitirdiğini ifade etti.

Verilen aranın ardından kararlarını açıklayan mahkeme heyeti başkanı, müdahil avukatı Taylan Tanay’ın beyanlarını dikkate alarak, mahkeme heyeti olarak davadan çekilmeye karar verdiklerini bildirdi. Bunun uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi için, karar bir üst mahkemeye bildirilecek.

 

Sivas’ta tutuklama terörü sürüyor!

Sivas’ta ilerici devrimci kurum ve kişilere dönük gözaltı ve tutuklama saldırısı geçtiğimiz günlerde Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Önder Doğan ile Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Şube Başkanı Necat Sezginer’in gözaltına alınmasıyla devam etti. TCK’nın 314/2 maddesine bağlı olarak “yasadışı terör örgütlerinin üyesi olmak” iddiasıyla gözaltına alınan ve tutuklanan Sezginer ve Doğan “TKP/ML TİKKO, TKİP ve MKP’ye ait yayınların bulunması” gerekçesiyle tutuklama saldırısına maruz kaldılar.

Sivas’ta yaşanan tutuklama saldırısına ilişkin yazılı açıklama yapan Eğitim-Sen Genel Merkezi, Sivas Eğitim-Sen Şube Başkanı Önder Doğan’ın derhal serbest bırakılmasını istedi. Doğan’ın gözaltına alınmasını haklı ve meşru mücadeleye yönelik bir yıpratma girişimi olarak değerlendirdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sendikamızın Sivas Şube Başkanı Önder Doğan’ın İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmasını kınıyoruz ve şube başkanımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. (…)Polisin kendisini yargı yerine koyması ve terör operasyonu iması yaratması ayrıca bir yargısız infazdır. Üniversite öğrencilerinin sendika şube binalarına gelmeleri doğal bir şeydir. Kimse Eğitim-Sen’i öğrencilerden ve velilerden koparamaz. Eğitim-Sen, her zaman öğrencilerin özerk, bilimsel, demokratik üniversite mücadelesinin yanında olmuştur, bundan sonrada olmaya devam edecektir.”

TUYAB: “Tecrit işkencesi ve sürgünler devam ediyor!”

Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği (TUYAB), hapishanelerde yaşanan son gelişmelere ilişkin 4 Mart günü yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, hapishanelerde devletin çifte standardı sonucu yaşanan ölümlere ve keyfi uygulamalar sonucu yaşanan sürgünlü sevklere değinildi.

Geçtiğimiz günlerde TAYAD’ın yaptığı açıklama ile gündeme gelen, Kırıklar F tipi Hapishanesi’nde 7 yıldır tek kişilik hücrede tutulan ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü Süleyman Erol’un bileklerini keserek intihar girişiminde bulunduğuna ve tecritin insan üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekildi.

Açıklamada şunlar söylendi:

“Hapishanelerde insan hakları ihlali, işkence, sürgün ve ölümlerle tecritin olumsuz etkileri her geçen gün daha ağır bir şekilde görülürken, tecritin insan üzerindeki olumsuz etkilerine en son örnek de geçtiğimiz günlerde Kırıklar F tipi Hapishanesi’nden geldi. 7 yıldır tek kişilik hücrede tutulan ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü Süleyman Erol, bileklerini keserek intihar girişiminde bulundu. Tedavi gördükten sonra ise yeniden intihar girişiminde bulunduğu hücreye konuldu. Yıllardır tek kişilik hücrede tutulan Erol, üç saatlik havalandırma sırasında da sadece bir kişiyle görüşebiliyordu. Kısa süreliğine gün boyu bir kişiyle görüştürülmeye başlanırken, Erol’un yine gündüzleri sadece üç saat bir kişiyle görüştürüleceği belirtiliyor. Duyguları ve düşünceleri uyaran hiçbir etkenin olmadığı yerde insan ne yazık ki sadece kendisi ile başbaşa kalıyor. Bu da beraberinde psikolojik sorunlara, sessiz ölümlere neden olabiliyor...

Son dönemde hapishanelerde devrimci ve yurtsever tutsaklar üzerinde artan diğer bir saldırı ise, sevk (sürgün) saldırılarıdır. Sevkler sırasında yolda, hapishaneye giriş-çıkışlarda tutsaklar işkence ve kötü muameleye maruz kalıyorlar.

Bunun en son örneği olarak Bergama M Tipi Hapishanesi’nde bulunan Mehtap Tayboğa, 13 Şubat günü zorla Sincan Kadın Hapishanesi’ne sürgün edilmiştir. Bergama Hapishanesi’nde olağandışı keyfiliğe müdahale eden Tayboğa, Bergama’da hücre cezalarına çarptırılmış, en sonunda sürgün saldırısına maruz kalmıştır. Sürgün kararı ailesine de bildirilmemiş, tesadüfi olarak sevkedildiği öğrenilmiştir. Şu an sağlık durumu hakkında bilgi alınamayan Mehtap Tayboğa’nın ‘hücre cezası’nın ne zaman sona ereceği de bilinmemektedir…”

Açıklama, tutsakların taleplerinin sıralanmasıyla son buldu.


AÜ’de yeni dönem çalışmaları

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde yeni dönem çalışmalarına 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’yle ilgili afiş yaparak başladık. Sermayenin krizinin derinleştiği, kapitalist düzenin işçilere ve emekçilere yoksulluk ve sefaletten başka bir “çözüm” üretemeyeceği bir ortamda, devrimci baharı örgütlemenin ilk adımı 8 Mart’ı kazanmaktan geçiyor.

Üniversite gençliğini işçi sınıfı davasına kazanmak için bu dönem 8 Mart’ı, düzenin seçim oyunun teşhirine ve 1 Mayıs’a bağlayan bir çalışma örmeyi planlıyoruz.

Anadolu Üniversitesi Ekim Gençliği