6 Mart 2009
Sayı: SİKB 2009/09

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı yaratmak için
devrimci güçlere düşen görevler
  Dinci gericilik saldırının dozunu arttırıyor!
Devrimci seçim çalışmamızın
bazı sorunları
CHP’den işsizliğe çözüm önerileri...
8 Kart etkinliklerinden
İşçi ve emekçi hareketinden…
  BDSP’nin seçim gündemli faaliyeti büro açılışları ile sürüyor...
  Kapitalist sistem ve ulaşım sorunu…
  Direnen Makyal-Erka işçileri açlık grevine başladı…
  Posta emekçilerinin Ankara yürüyüşü…
  Gençlik hareketinden…
  Çeber davasında deliller yok ediliyor!
  Pakistan’da şeriat tehdidi...
  Kapitalizmin küresel krizinin dalgaları yayılıyor…
  Bir kez daha seçimler üzerine / II
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Posta emekçilerinin Ankara yürüyüşü…

“Köle değil emekçiyiz!”

Bursa: “İnsanca bir yaşam istiyoruz!”

KESK’e bağlı Haber-Sen üyesi posta emekçilerinin 25 Şubat günü İstanbul ve Diyarbakır’dan olmak üzere başlattığı Ankara yürüyüşünün İstanbul’dan başlayan kolunun 26 Şubat günkü durağı Bursa’ydı.

Sabah saat 9.00’da Genç Osman Postanesi önünde karşılanan Haber-Sen üyeleri, saat 12.30’da Timurtaşpaşa otobüs duraklarında toplandılar. Burada konuşmalar ve sloganlarla bir süre bekledikten sonra yürüyüşe geçtiler.

En önde, yürüyüş taleplerinin yer aldığı bir pankart taşıyan postacılar, “Bayramlarda çalışmak istemiyoruz!”, “İnsanca bir yaşam istiyoruz!”, “Kadrolu personel alınsın!”, “Soygunların bedelini ödemeyeceğiz!”, “Soygunların bedelini yönetenler ödesin!”, “Sefalet sandığındaki paralarımız geri ödensin!” yazılı dövizlerle PTT Heykel şubesi önüne geldiler.

Burada ilk olarak KESK MYK üyesi Akman Şimşek konuşma yaptı. Bıçağın kemiğe dayanmaktan öte kemikte olduğu ve bu bıçağı atmak gerektiğini vurgulayarak, ancak mücadelenin kazanacağını ifade etti.

Ardından Haber-Sen Bursa Şube Başkanı Orhan Çakır tarafından basın metni okundu.

Açıklamada, PTT yönetiminin, Diyarbakır’dan yola çıkan yürüyüş kolunda yer alan Haber-Sen üyelerinin Gaziantep’te Posta İşleme Merkezi’nde çalışanlara yapmak istediği ziyareti engelleme girişimleri de protesto edildi.

Yaklaşık 60 kişinin yer aldığı yürüyüş boyunca, “Bak postacı geliyor, hesap soruyor!”, “PTT halkındır satılamaz!”, “Köle değil emekçiyiz, kefalet hakkımız söke söke alırız!”, “Devlet güdümlü sendikaya hayır!”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz!”, “Toplusözleşme hakkımız grev silahımız!”, “İnsanca yaşam demokratik Türkiye!”, “IMF defol bu memleket bizim!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!”, “İnadına Haber-Sen, inadına KESK!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.

Yürüyüş boyunca postacıların hazırladığı bildiri de halka dağıtıldı.


Eskişehir: “Krizin faturasını ödemeye hayır!”

Posta emekçilerinin Ankara yürüyüşünün İstanbul kolu Bursa’dan sonra Eskişehir’den geçti.

26 Şubat günü Sağlık İl Müdürlüğü önünde bir araya gelen sendika üyeleri ve DKÖ’ler, İstanbul yürüyüş kolunun gelmesiyle birlikte Hamamyolu güzergahından merkez PTT’ye kadar yürüdüler. Yürüyüş boyunca Eskişehirlilere seslenen konuşmalar yapan Haber-Sen üyeleri, “İşsizliğin arttığı bir dönemde 54.000 kişinin çalışması gereken PTT’de 28.000 kişi çalışmaktadır, 1 kişi 3 kişinin yapacağı işe koşturulmaktadır ve bakkal dükkanı gibi her köşeye PTT şubesi açılmaktadır. Bunun nedeni PTT yönetiminin kar hırsıdır” dediler.

PTT merkez binası önüne gelindiğinde, Haber-Sen adına benzer içerikte bir konuşma yapılarak sorumlunun AKP iktidarı olduğu vurgulandı.

Ardından KESK MYK üyesi Akman Şimşek bir konuşma yaptı ve kapitalist krizin faturasının emekçilere ödetilmeye çalışıldığını söyledi.

Yaklaşık 150 kişinin katıldığı yürüyüş boyunca coşkulu sloganlar atıldı.


Ankara: “PTT halkındır, satılamaz!”

Türkiye’nin dört bir yanından gelen posta emekçileri 27 Şubat günü sabah saatlerinde Abdi İpekçi Parkı’nda buluştular. Buradan Ulus’taki PTT binasına doğru yürüyüşe geçildi. PTT binası önünde basın açıklaması okundu.

Okunan basın metninde postacıların talepleri sıralandı. Açıklamada PTT Genel Müdürlüğü’nün postacıların yürüyüşünü engelleme çabası da teşhir edilerek, “PTT emekçilerinin yaptığı yürüyüş yasaldır ve meşrudur” denildi.

Basın açıklamasın ardından KESK Genel Başkanı Sami Evren bir konuşma yaptı. Evren, “başbakan samimi değil, doğruyu söylemiyor” diyerek, AKP hükümetini ve uyguladığı özelleştirme politikaları eleştirdi.

Eylem PTT emekçilerinin, “Biz emekten gelen gücümüzü kullanmakta karalıyız. Sorunlarımız çözülmezse daha da büyük eylemler yapacağız” sözleriyle sonlandı.

Eylemde, “PTT halkındır, satılamaz!”, “Taşeron işçisi kadroya alınsın!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı.

Eyleme yaklaşık 200 PTT emekçisi katıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa- Eskişehir-Ankara


Sinter-Gürsaş işçilerinden eyleme çağrı...

Direnen Gürsaş ve Sinter işçileri kazanacak!

73 gündür yılmadan direnen ve patronların saldırılarına boyun eğmeyen Sinter ve Gürsaş işçileri, 5 Mart günü fabrikanın önünde başlayıp Sarıgazi merkezine kadar devam edecek eylemin hazırlıklarını sürdürüyorlar.

İşçiler, 3 Mart günü Sarıgazi’deki devrimci ve ilerici kurumları gezerek eylemlerine destek olmaları için çağrı yaptılar. 4 Mart günü Sarıgazi’deki kurumlar bir kez daha ziyaret eden direnişçi işçiler, eylemlerine destek verilmesi çağrısını yinelediler.

Sinter ve Gürsaş işçileri 4 Mart günü “İşsizliğe, haksızlığa ve yoksulluğa karşı durmak için Sarıgazi Demokrasi Meydanı’ndayız!/Bileşik Metal-İş Sendikası” başlıklı bildirileri sendika önlükleri ile ve kitlesel olarak Sarıgazi’de dağıttılar. Demokrasi Caddesi’nde ajitasyon konuşmaları eşliğinde kitlesel bildiri dağıtımı yaptılar. Sarıgazi’nin merkezinde işçi ve emekçileri eylemlerine destek vermeleri çağrısı yapan işçiler, 73 gündür devam eden militan direnme ruhunu faaliyetlerine de yansıttılar.

Bildiri dağıtımının ardından Sarıgazi merkezinde sendika önlükleri ve sloganlarla kısa bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Coşkulu ve canlı bir atmosferde geçen yürüyüş ile işçiler mücadele ve direnme kararlılıklarını ortaya koydular.

Kızıl Bayrak / Ümraniye

 

Kot taşlamada bir ölüm daha!

İşçileri ölüme yollayan kapitalist düzen, Tuzla tersanelerinde olduğu gibi sadece yüksekten düşmeyle veya patlamayla can almıyor. Kot taşlama ve yıkama atölyelerinde kötü koşullarda çalışan kot işçileri tedavisi bulunmayan silikozis hastalığının pençesinde ölümü bekliyorlar.

Kot taşlama atölyelerinde kayıt dışı çalışan işçiler pantolonların taşlanması sırasında havaya karışan yoğun kum tozlarının akciğerlere dolmasıyla yakalandıkları hastalık sonucunda, kot taşlama işinde çalışmak için geldikleri köhne atölyelerden memleketlerine dönerek ölümü bekliyorlar.

Kot taşlamanın son kurbanı ise 25 yaşındaki Ruhat Yıldırak oldu. Üç yıl önce İstanbul’da çalıştığı kot taşlama işinde silikozis hastalığına yakalanan Yıldırak, iki yıldır mücadele verdiği hastalığa karşı 28 Şubat günü yenik düştü.

Yıldırak’ın yaşadığı Bingöl’ün Taşlıçay Köyü ise tam bir işçi mezarlığı... Taşlıçay’da son bir yıl içinde 3 kişi silikozis hastalığından yaşamını yitirdi. 100 kişi ise silikozis hastalığının pençesinde ölümü bekliyor.

Kot pantolonların taşlanması sırasında havaya karışan yoğun kum tozlarının akciğerlere dolmasıyla ortaya çıkan çöl akciğer hastalığının tedavisi bulunmuyor.

Kot İşçileri Birliği, silikozis hastası Ruhat Yıldırak’ın hayatını kaybetmesi ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Ruhat Yıldırak’ın çalışma koşulları ve hastalığı hakkında bilgi verilen açıklamada tüm işçi ve emekçiler silikozis hastası işçilere sahip çıkmaya ve sorumlulardan hesap sormaya çağrıldı.