27 Şubat 2009
Sayı: SİKB 2009/08

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrim ve sosyalizm mücadelesini büyüten bir faaliyet!
  Yolsuzlukların temeli kapitalist sistemdir!
Reformist solun seçim bataklığı - U. Taner
ATV-Sabah greviyle dayanışma büyüyor…
İşçi ve emekçi hareketinden…
BDSP’nin bağımsız sosyalist belediye başkan adayları ile konuştuk...
“Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”
  BDSP’nin seçim çalışmalarından…
  Grevdeki Asil Çelik işçileriyle konuştuk...
  Metal işçileri toplantısı…
  Kapitalizm, kent ve insan
  Mamak’ta coşkulu etkinlik…
  Ludizm ve sabotaj üzerine...
  Türkiye siyonist İsrail’den istihbarat sistemi alıyor...
  Dünyadan...
  Bültenlerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türkiye siyonist İsrail’den istihbarat sistemi alıyor...

Davos şovu geçici, “stratejik” işbirliği bakidir!

Siyonist İsrail’in kimyasal silahlar kullanarak Gazze’de katliamlar gerçekleştirmesi tüm dünya halklarının öfkesini sokaklara taşımasına yol açmıştı. Siyonist katillerin yanısıra emperyalistler ile Türkiye dahil işbirlikçi bölge ülkeleri katliama suç ortaklıkları nedeniyle halkların hedefi olmuşlardı.

Yıllardır siyonist İsrail ile başta askeri olmak birçok alanda antlaşmalar yapan, Konya Ovası’nı siyonist pilotların eğitim alanına çeviren sermaye devleti, İsrail’in Gazze katliamı sırasında, tam bir ikiyüzlülükle, İsrail karşıtı söylemlerle ortaya çıktı. Dahası Erdoğan, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e “siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” diyerek salonu terketti. Türkiye’ye “Davos fatihi” olarak dönen Erdoğan, yandaş medyayı ve seçim meydanlarını da kullanarak, bunu oy olarak devşirmeye çalıştı. Ancak, “stratejik ortaklığın” gereklerinden dolayı Davos’un havasını tam olarak kullanmadı, Peres’e değil moderatöre tepki gösterdiğini açıklamak zorunda kaldı. Aslında fazla söze de gerek yok. Bizzat Erdoğan Aralık 2008’de, yani “Davos fatihi” olmadan bir ay önce, İsrail’le savunma ve ticaret anlaşmaları imzalamıştı. İsrail Gazze’yi kana bulamadan 9 gün önce ise, İsrail’den Silahlı İnsansız Hava Araçları alımı için imza atmış ve bu anlaşma gizli tutulmuştu. Buna rağmen Erdoğan Davos’ta Filistin halkının dostu rolünü oynamayı sürdürdü.

Siyonizmle işbirliği stratejiktir!

İsrail emperyalistler tarafından Ortadoğu’da bir ileri karakol olarak kurulduktan sonra, ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye oldu. Türk sermaye devleti İsrail’le olan yakınlaşmasını bu tarihten itibaren sürdürmüş, en önemli adımları ise “islamcı” Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan imzası ile atmıştır. İki işgalci ülke arasında savunma ve ticaret anlaşmaları süreklilik kazanmıştır. Ve bugün İsrail’le işbirliğini daha ileri bir düzeye taşımak yine “islami” partiye nasip olmuştur. Bu da gösteriyor ki, siyonizmle işbirliği ne dönemseldir, ne de bir hükümet politikasıdır. Siyonizmle işbirliği, emperyalizme göbekten bağımlılığın sonucu olarak, “milli menfaatler” doğrultusunda gerçekleşen “stratejik” bir işbirliğidir.

Son 8 yılda sürekli artış kaydeden Türk-İsrail ekonomik ilişkileri, 2008 yılı itibariyle 3 milyar doları aşan bir hacme sahiptir.

İsrail’le askeri anlaşmalar sürüyor!

İşçi ve emekçilerin en hayati haklarını gaspeden, Kürt halkının haklı ve meşru talepleri karşısında inkar ve imha politikasını dayatan sermaye devleti, zora dayalı egemenliğini sürdürebilmek için bütçenin önemli bir bölümünü militarist harcamalara ayırmaktadır. Davos şovunun fazla uzatılmasını istemeyen sermaye ordusu, Aralık ayında yapılan anlaşma sonucu istenilen uçakların bir an önce İsrail’den teslim almak istiyor. Ordu, 2008 Kasım ayında İsrail’e, 10 adet Heron İHA ve 3 adet yer istasyonu için 188 milyon dolar ödemişti.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı bürokratları, Aralık ayı toplantısında “taaruzi insansız hava uçak sistemi tedariki projesi” çerçevesinde İsrail’den herhangi bir talepleri olmadığını iddia ettiler. Ancak İsrail toplantıda alınan kararlar yayınlama yoluna giderek, sermaye devletinin kirli anlaşmaları gizleme girişimlerini boşa çıkardı.

Heron’ların ardından Türk Silahlı Kuvvetleri, hava ve uzay görüntülü istihbarat sistemi sağlaması için iki İsrail şirketiyle anlaştı. İhaleyi kazanan şirketlerden biri olan İsrail’in en büyük özel savunma firması Elbit Systems proje karşılığında 87 milyon dolar, kamuya ait İsrail Havacılık Sanayi ise 54 milyon dolar alacak.

Anlaşma sonrasında açıklama yapan siyonist silah şirketi Elbit’in Genel Müdürü Haim Rousso, TSK’nın projelerini tercih etmelerinden gurur duyduğunu belirtti, TSK’nın alacağı Hava ve Uzay Görüntülü İstihbarat Sistemleri’nin (IMINT) çok gelişmiş ve “kendini kanıtlamış” bir sistem olduğunun altını çizdi. Siyonist tüccar, tam bir arsızlık örneği sergileyerek, sistemin “binlerce operasyonda başarısının teyit edildiğini” söyledi. Filistin’e yönelik katliamlardaki başarının gerisinde kendilerinin olduğunu vurgulamış oldu.

“Davos fatihi” Erdoğan’ın şovu, sermaye devletinin siyonist İsrail’le olan kanlı ve kirli ilişkilerinin üzerini örtemez. Siyonist İsrail’den hesap sormak, Erdoğan gibi ABD’ye gitmek için İsrail’den vize alanlar tarafından değil, bu ülkenin onurlu işçi ve emekçilerinin mücadeleleriyle mümkün olacaktır.