27 Şubat 2009
Sayı: SİKB 2009/08

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrim ve sosyalizm mücadelesini büyüten bir faaliyet!
  Yolsuzlukların temeli kapitalist sistemdir!
Reformist solun seçim bataklığı - U. Taner
ATV-Sabah greviyle dayanışma büyüyor…
İşçi ve emekçi hareketinden…
BDSP’nin bağımsız sosyalist belediye başkan adayları ile konuştuk...
“Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”
  BDSP’nin seçim çalışmalarından…
  Grevdeki Asil Çelik işçileriyle konuştuk...
  Metal işçileri toplantısı…
  Kapitalizm, kent ve insan
  Mamak’ta coşkulu etkinlik…
  Ludizm ve sabotaj üzerine...
  Türkiye siyonist İsrail’den istihbarat sistemi alıyor...
  Dünyadan...
  Bültenlerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Grevdeki Asil Çelik işçileriyle konuştuk...

“Gemileri yaktık, geri dönüş yok!”

-  Grev aşamasına nasıl gelindi?

Adnan Hoşgeldi: İşverenin sıfır zam dayatması ile greve kadar geldik. 2004’te de aynı tutumu sergiledi. Aradan dört yıl geçmesine rağmen aynı uzlaşmaz tavır devam etmektedir.

Özcan Çetin: Bu kriz ortamında greve çıkmamıza herkes tepki gösterdi ama işveren krizi bahane ederek aynı tutumu her sözleşmede devam ettirdi.

- Kaç gündür grevdesiniz?

Özcan Çetin: Bugün 26. gün. Zaten grev sürecine kadar ücretsiz izne çıkartılmıştık, üzerine grev yaşandı. Şu anda birlik-beraberlik var. Bizim grevimizin krizle alakası yok. İnsanlar bize “bu krizde greve mi çıkılır” diyorlar ama her sözleşme döneminde sıfır zam dayatması yapılıyor.

- Çalışma şartlarınız nasıl?

Saadettin Usta: Burası çelik fabrikası. Tozu, sıcağı var, ölüm tehlikesi altında çalışıyorsun.

Özcan Çetin: En ufak kazada yaralanmadan kurtulamıyorsun.

Adnan Hoşgeldi: Sadece bu sene üç tane cenaze çıktı fabrikadan. İş kazaları ölümle sonuçlanıyor. Aynı işi yapan fabrikalarda ücretler daha yüksekken, halen iyileştirme yapılmıyor.

Özcan Çetin: Yatırımlar devam ediyor ama işçisine para vermiyor.

Adnan Hoşgeldi: Yeni yeni tezgahlar getiriyor. Şu anda üretim yok. Mühendis, memur içerde. Onları mağdur etmedi. Sıkıntıyı biz çekiyoruz. Çalışırken “aynı gemideyiz”, işler bozulunca işçiler aşağıya! Biz devam edeceğiz, başka yolumuz yok.

- Bundan sonrası için ne söyleyeceksiniz?

Özcan Çetin: Birlik beraberliğimizi bozmazsak hakkımızı alacağımızı düşünüyorum. Sıfır zam bizim hakkımız değil.

Adnan Hoşgeldi: Çalışma şartlarımız çok ağır. İnsanlar tepki gösteriyor, ama nasıl çalıştığımızı bilmiyorlar. Fabrika sistemi eski, 30 yıllık bir sistem. Eski olduğu için arızalar çok, insanlar tehlike altında çalışıyor. Söylediğim gibi üç işçi arkadaşımız öldü.

- Grevle dayanışma nasıl?

Adnan Hoşgeldi: 10-15 kişilik gruplar geliyor. Ama kim geliyor? Siyasetçiler geliyor. Onlar da şov için geliyorlar. Orhangazi’de üç gazete var. Beraber gelip resim çektiriyorlar. “Biz işçinin yanındayız, oyunuzu bize atın” diyorlar.

Özcan Çetin: Buranın dışında Orhangazi ve Yalova’da direniş noktalarımız var. Yalova çalışanlarımız Yalova Eğitim-Sen’de duruyor. Orhangazi’deki noktamızı da halkın desteğiyle açtık. Biz greve çıktık, artık bu yola baş koyduk.

Adnan Hoşgeldi: Diyorlar ya geri dönüş yok... Gemileri yaktık, artık geri dönüş yok!

Özcan Çetin: Geri dönüş olamaz zaten. Sıfır zamma imza atsak bile bu bizim iki yılımıza mal olacak. Grev sürecine kadar zaten insanlar mağdur edildi. Üzerine greve girdik. Artık herkes “geri dönüşü yok” diyor. İki aylık bir süreç geçti. Ben 49 gün ücretsiz izindeydim, beş kuruş maaş almadım, geldim 16 gün çalıştık, 26 gündür de grevdeyiz.

Saadettin Usta: İşverenin tutumu çok kötü. O kadar kâr ediyorsun, biz sana o kadar kazandırmışız, şimdi krizi bahane ederek bizi dışarı atıyorsun. Biz sadece hakkımızı istiyoruz.

Adnan Hoşgeldi: Biz greve çıktığımızda Adnan Serdaroğlu burada söyledi. Asil Çelik rekorlar kıran bir fabrika. Kimin sayesinde? Bizim sayemizde.

Özcan Çetin: Bu fabrika sadece otomotiv sektörüne değil, makine-kimyaya ve silah sektörüne çelik üretiyor. Diğer fabrikalarda ücretlerin %50-60’ı verildi ancak bizim fabrikamızda işçiler doğrudan ücretsiz izne çıkarıldı. Yasalar hep işverenden yana. Biz sendikamızın yanındayız, gerekli eylemleri yapıyoruz. İşçiler olarak dik duruşumuzu gösteriyoruz. Sendikamız da gösterirse (gösteriyor ve gösterecektir de eminiz), hakkımız olanı alacağımızı düşünüyoruz.

4. işçi: 8 senedir bize zam vermedi, yine sıfır zam verdi. Greve çıkmak zorunda kaldık. Fabrikanın geneli zaten 700-800 YTL alıyor. Sıfır zamla kimin yaşantısı olacak. Fabrikalar kapandı, çiftçiler bitti, işçiler bitti. Türkiye hiç iyi bir yere gitmiyor.

Bahadır Çatıkkaş: Biz %20’lik teklifle gittik, daha önceki iki sıfır zam karşısında. Çünkü bayağı kayıplarımız vardı. İşveren yine sıfır zamla geldi, daha önce geldiği gibi. Bu süreçte bir de kriz bahanesiyle ücretsiz izin dayatması karşımıza çıktı.

Ahmet Çetin: Kasım’ın 17’sinden beri ücretsiz izindeyiz.

- Bugün yapılan görüşme sonucunda greve devam sonucu çıktı. Ne düşünüyorsunuz?

Bahadır Çatıkkaş: Şu anda biz işçilerde epey kenetlenme var, taslağın arkasındayız. Sektörde en düşük ücreti alan Asil Çelik işçisidir. Türkiye’de tekel olmuş bir yerde çalışıyoruz. Can tehlikemiz var burada. Sakat olan arkadaşlarımız var. Bunlara karşı işverenin tutumu bir yandan zorumuza gidiyor bir yandan hırsımızı arttırıyor. 1600 derece sıcaklıkta çalışıyoruz. Buna rağmen hala sıfır zam denilebiliyor!

- Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?

Bahadır Çatıkkaş: Direnişe devam edeceğiz. Asil Çelik işçisi bu zamana kadar grevden dönmedi, bölünmedi. Kenetlendik. Bu yaptırımlara karşı tek vücut halindeyiz. Bunun cevabını hükümet de alacak işveren de alacak. Herkesin bir sınavı bu. İşverenin de hükümetin de... Kanunlara bakıyoruz, hiçbiri bizim yanımızda değil. Bakıyoruz lokavt ilan edilmiş. Yaşım tutmuyor ama seksen öncesi grevleri duyuyor, özeniyoruz. Hak grevlerini kaldırıyorlar, gıkımız çıkmıyor. Bazı sendikalar gibi uşaklık yapmıyoruz. İşveren işçiyi bezdirmek istiyor. Ne işçiler bezmekten yana, ne de sendikamız. 30 yıldır işçiler ayakta, sendikamız da ayakta. Asil Çelik’de 490 tane kadrolu var. 100 işçi çıkartılsa bu işler yürümez. İşveren de bunun farkında. Bu fabrikaya deneyimli işçi gerekli. Biz kaliteli çelik üretiyoruz. Buradaki işçilerin hepsi kalifiyeli usta işçiler. Biz hakkımızı, emeğimizin karşılığını istiyoruz, vermiyor.

Bu işçi zaten sana kıyağını yapmış. Fabrikayı yeni satın aldım dedin, borcum harcım var dedin, tamam dedik fedakarlık yapalım. Daha önceki dönemde sıfıra imza atmıştık. Taşaronları kadroya alacağım dedin, tamam bir fedakarlık daha yapalım dedik, sıfır zamma imza attık. Geçen dönem şöyledi böyleydi, %13’e imza attık. Bir de taşın altına sen koy elini.

Ahmet Çetin: İki kere sıfır zam, 4 yıl aynı parayla çalışmak demek.

Bahadır Çatıkkaş: %100 zam verse de bizi kurtarmıyor. Ama biz fedakarlık gösteriyoruz. Ben ailemin desteğiyle ayaktayım. Hala işverene diyorum ki, bize %27 zam ver. Senin istediklerini defalarca yaptık. Bu sefer bizim dediğimiz olsun. Ama hala sıfır zamla gelmesi bizi kızdırıyor. Yasalar hep onlardan yana, zaten meclisin %80’i işveren. Hak grevini kaldırdılar, lokavt ilan ediyorlar.

Ahmet Çetin: Elini sallayan içeri giriyor. İçeri giriş çıkış engellenemez diyorlar. Niye o zaman grev yapıyorsun ki?

Bahadır Çatıkkaş: Biraz da yandaş sendikalardan kaynaklı böyle. Bazıları emlakçılık yapacağına işçilerin hakkını savunsa böyle olmayacak.

- Grevle sınıf dayanışması nasıl?

Ahmet Çetin: Eskiden bilinç vardı, şimdi herkes cebini doldurmaya bakıyor. Belediye başkan adayları geliyor, seçimler var ondan. 2004’de grevdeyken neredeydiler? Ankara ya gittik, çalışma bakanı bizi kabul etmedi. Çalışma bakanını göremiyorum, önüme polis koyuyorsun. Ben işçiyim, ekmeğimin kavgasını veriyorum. 12 Eylül’ü yaşattılar. Sınıf dayanışması kalmadı. Herkes korkuyor ve sineye çekiyor. Ama Asil Çelik işçisi sineye çekmiyor. Tek fark bu. Zaten adımız Bursa’nın yaramaz çocuklarına çıktı. Biz ekmek kavgamızın peşindeyiz. En büyük özelliğimiz bu. Ekmek kavgamızda siyasi kimliğimiz yok bizim.

Bahadır Çatıkkaş: Ücretsiz izinlere karşı duran Asil Çelik işçisidir. Buradan Bursa’ya yürüdük.

Ahmet Çetin: Kim vardı yanımızda? 500 işçi yürüdük. Tofaş, Renault işçisi ücretsiz izindeydiler o zaman. Ücretsiz izinlerin yasal olmadığını kanıtlayan Asil Çelik işçisiydi. Biz yürüdük, ama hala bakıyoruz kimseden ses çıkmıyor. Ekmeğimizi almış, huzurumuzu almış. Canımızı da mı alacak? Bu saatten sonra yürürüz de, koşarız da. Biraz da onun huzuru kaçsın.

Kızıl Bayrak / Bursa