9 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/19

  Kızıl Bayrak'tan
  İşçi sınıfı ve emekçilerin öfkesini büyütelim!
   Kandil’in bombalanmasıyla ABD planı yeniden yürürlükte!
1 Mayıs Taksim direnişi ruhunu kuşanalım!
1 Mayıs direnişi ve CHP’nin hesapları!
1 Mayıs eylemlerinden...
Devrimci 1 Mayıs Platformu’ndan açıklama:
  Zulmün borazanı dinci–gerici medyanın
1 Mayıs’a kin kusma ayini!
  Denizler’i savunmak, devrimi savunmaktır!
  Devrimci mirası yaşatmak,
daha ileriye taşımakla mümkündür!
  Taksim kararlılığının kazanımları
  1 Mayıs gözlemlerinden...
  Faşist zorbalardan hesap sorma zamanı…
  Gençlik hareketinden...
  Adana Sanayi İşçileri Kurultayı Sonuç Bildirgesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Dünyadan...
  1 Mayıs: İslami faşizmin turnusol kağıdı
Yüksel Akkaya
  1 Mayıs 2008’in öğrettikleri
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Saldırılara karşı büyüyen öfke

1 Mayıs’ta alana yansıdı!

“4 milyon çocuk, 11 milyon sosyal yardımla yaşayan ve düşük ücretli, 20 milyon emekli yoksulluk içinde yaşıyor.” (Alman Federe Devleti İstatistik Dairesi’nin 2007 Yıllık Raporu’ndan...)

Yukarıdaki veriler geri kalmış herhangi bir ülkenin değil, dünyanın en zengin dört ülkesinden birisi olan Almanya’nın gerçeğini anlatıyor. Bunlar, kapitalist tekellerin daha fazla kar edebilmeleri için uygulamaya konulan “Agenda 2010” isimli saldırı programının sonuçları...

İşçi ve emekçilerin günlük ihtiyaçlarının karşılanması, sosyal ve kültürel yaşama katılım, sağlık hizmetlerinden insana yakışır bir biçimde yararlanabilmesi neredeyse imkansız hale gelmiştir. Biz göçmen işçilerin durumu ise daha da vahimdir. Öyle ki, çalışabilir her dört insandan birisi işsizdir. Bu yoksulluktan en çok etkilenenler ise çocuklar, gençler ve kadınlardır. Anaokullarından yüksek öğrenime kadar paralı hale getirilen eğitim sadece varlıklı ailelerin yararlanabildiği bir sektöre dönüşmüş bulunmaktadır.

Eğitimdeki fırsat eşitsizliği işçi ve emekçi çocuklarına sokakları ya da kimsenin çalışmak istemediği sağlığa uygun olmayan en ağır işyerlerini bahşediyor.

Daha dün sosyalizmin bittiğini ve kapitalizmin ebediliğini ilan ederek artık insanlığın barış ve huzur içinde yaşayacağını vadedenlerin insanlığı getirdiği nokta budur.

Yaşadığımız ülkelerde durum budur. Bizler bu bakış açısıyla 1 Mayıs’a hazırlandık. 1 Mayıs’a hazırlık materyallerimizi etkin bir biçimde kullandık. Yürüyüşe 40’a yakın emekçi ile katıldık. İki adet pankart ile (BİR-KAR ve BİR-KAR gençliği imzalı) birçok kızıl bayrak taşıdık.

Yürüyüş sonrası Essen’de her yıl yapılan Enternasyonal 1 Mayıs kutlamalarına aktif bir biçimde katıldık. Çadırlarımızı parti afişleri ve kızıl bayraklarımızla süsledik. Etkinlik boyunca emekçilerin aktif desteğini aldık, çadırlarımıza gelen yerli ve yabanci emekçilerle sohbet ettik, ortak mücadelenin örülmesi konusunda olumlu tepkiler aldık.

Bu 1 Mayıs biz BİR-KAR Essen çalışanlarının toplumsal yoksulluğa ve eğitimde fırsat eşitsizliğine karşı başlatmak istediğimiz kampanyanın startının verildiği gün olması vesilesi ile daha bir anlam taşıyor.

BİR-KAR / Essen

 

Türkiye Barış Meclisi: “1 Haziran’da Kadıköy’deyiz!”

Türkiye Barış Meclisi (TBM) Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözüm için 1 Haziran’da “Yeter! Kürt sorununda demokratik çözüm istiyoruz!” mitingi düzenleyecek. 7 Mayıs günü mitingle ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.

Türkiye Barış Meclisi adına basın açıklamasını Murat Çelikkan yaptı. Kürt sorununun şiddetle çözülmediğinin defalarca anlaşıldığını ifade eden Çelikkan, Kürt kimliği önündeki engellerin kaldırılması ve ekonomik- sosyal eşitsizliklerin aşılmasına yönelik politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ardından KESK Genel Başkanı İ.Hakkı Tombul, KESK’in kuruluşundan bu yana Kürt sorununun demokratik çözümü için mücadele ettiğini, emek ve demokrasi mücadelesinin birbirini beslediğini söyledi.

Daha sonra TMMOB İkinci Başkanı Hüseyin Yeşil bir konuşma yaptı. Yeşil, mitinge genel kurullarına denk gelmesine rağmen kitlesel olarak katılacaklarını ifade etti.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Nazmi Algan ise, insan hayatını önceleyen bir meslek kuruluşu olarak akan kanın durdurulmasını istediklerini söyledi.

Basın toplantısına çeşitli siyasi parti, dernek ve kurumların temsilcileri destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Adana’da panel: “Sendikal süreçte kadının yeri”

Adana Eğitim-Sen Kadın Komisyonu tarafından 3 Mayıs günü Dev Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı “Sendikal süreçte kadının yeri” konulu bir panel düzenlendi. İlk olarak Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı bir giriş konuşması yaptı.

DİSK/ Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşmasına yükselen işçi ve emekçi hareketine ve bunun ışığında son 1 Mayıs’a değinerek başladı. Saldırıların ardından son olarak Gençay Gürsoy’un da gözaltına alındığına değinen Çerkezoğlu, bu saldırıların amacının toplumu terörize ederek muhalefeti ve halk hareketini geriletmek olduğunu söyledi.

Konuşmasını GSS süreci üzerinden sürdüren Çerkezoğlu hazırlanan slayt gösterimi eşliğinde GSS’nin ve sağlıkta dönüşümün yaratacağı sonuçları özellikle kadınların yaşayacağı yıkım üzerinden anlattı. Piyasa kurallarının olduğu bir yerde eşitsizliğin de olduğunu ve bu eşitsizliğin kadınları daha çok vurduğunu anlatarak, bu saldırıdan en büyük zararı kadın emekçilerin göreceğini ve “istihdam paketi”nin de kadın emekçilere büyük bir darbe vuracağını söyledi. Soru cevap bölümünün ardından panel sona erdi.

Kızıl Bayrak / Adana

 

Sakarya raporu açıklandı!

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Mazlum-Der, Sakarya’da DTP’nin düzenlediği “Barış ve kardeşlik şöleni” sırasında yaşanan faşist saldırılara ve linç girişimine ilişkin olarak hazırladıkları raporu 6 Mayıs günü gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla duyurdular.

Raporda araştırma amacıyla oluşturulan heyetin ulaştığı sonuçlar şöyle maddeleştirildi:

* Meydana gelen olaylarda başta yaşam hakkı olmak üzere, işkence yasağı, gözaltına alınanlar ve salonda mahsur kalanlar açısından kişi güvenliği hakkı ihlal edilmiştir. Toplantı düzenleyen DTP yetkilileri ve salonda bulunan halkın ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiği kanaatine ulaşılmıştır.

* İlk olarak düğün salonu içerisinde bulunan hastaların tahliyesinde ve sonrasında salonda bulunan insanların çıkarılması esnasında güvenlik güçlerinin etkin ve önleyici tedbir almadığı anlaşılmaktadır.

* Yine muhtemel bir vakanın önüne geçilmesi için salon önünde toplanan kalabalığın dağıtılması için etkin uyarı yapılmadığı ve kalabalığın dağıtılmadığı kanaatine varılmıştır.

* Geçmişte Sakarya’da yaşanan linç olaylarından hiçbir şekilde ders çıkarılmadığı kanaatine varılmıştır.

* Salon toplantısına katılan insanların tahliyesi sonrasında yaşanan gözaltılar nedeniyle yine kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ihlal edilmiştir.

* İlk olarak 40-50 kişilik grup dağıtılmış olsaydı olayların büyümesinin önüne geçilebileceği kanaati oluşmuştur.

* Düğün salonu önünde toplanan ve hava kararmasına rağmen uzun saatler orada toplu halde bekleyen grubu dağıtmayan Emniyet güçleri ayrıca görevlerini ihmal suçu işlemekten haklarında dava açılmalıdır.

* Sakarya ilinde ilk defa gerçekleşmeyen linç teşebbüslerinin sonuncusu olan bu tip vakaların bir daha yaşanmaması için etkin tedbirler alınmalıdır.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

III. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nden...

“Emeği gören kamera, sokağa çıkan sinema!” şiarıyla düzenlenen 3. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali devam ediyor. 7 Mayıs günü saat 20.00’de Emek Sineması’nda gerçekleştirilen gecede, festivalin sunumunu Yetkin Dikinciler yaptı. Gece açılış konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasının ardından 2008 1 Mayıs görüntülerinden oluşan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösterimi sloganlar eşliğinde izlendi.

Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, çok sayıda aydın ve sanatçıların katıldığı gecede Cahit Berkay ve Emrah Karaca da birer müzik dinletisi sundu. Müzik dinletisinin ardından Ahşap Çerçeve Kukla Tiyatrosu “Karagöz’den Şarlo’ya, Gölgeden Modern Zamanlara Işığın Yolculuğu” adlı bir gölge gösterisi sundu. Gölge gösterisinden sonra yapılan plaket töreninin ardından tersanelerde ve tekstil sektöründe çalışma koşullarınını konu alan “Modern zamanlarda kölelik” adlı belgesel filmi gösterildi.

Geceyi “Güneşli Pazartesiler” filminin yönetmeni Fernando Leon de Aranau’nun da aralarında bulunduğu yabancı yönetmenlerde mesaj göndererek selamladı. Nazım Hikmet’ten de şiirlerin okunduğu geceye çok sayıda kişi katıldı.

Gece Metin Yeğin’in Mısır işçi sınıfı hareketinin simgesi Mahalla kentinde 6 Nisan 2008’de patlak veren işçi isyanını konu alan “El-Mahalla” filminin gösterilmesiyle son buldu.

Programın sonunda yapılan konuşmada Mübarek rejiminin, Mısır’ın en büyük fabrikalarından olan Mahalla Tekstil’de işçilerin 6 Nisan’da grev çağrısı yapmaları üzerine El Mahalla kompleksinin kolluk güçleri tarafından işgal edildiği ve grev komitesi liderlerinden Kemal El Faioumy, Tarek Amin ve Kerem El.A-Beherini’nin tutuklandığı, işçi önderlerinin serbest bırakılmaları için bir imza kampanyası başlatıldığı ve herkesin bu kampanyaya destek vermesi istendi.

Festivali düzenleyen kurumlar şunlar:

DİSK Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen), DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası, DİSK Dev- Sağlık-İş Sendikası, TÜRK-İş Hava-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, SES, Halkevleri ve Sendika.Org

Kızıl Bayrak / İstanbul