25 Nisan 2008 Sayı: SİKB 2008/17

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci 1 Mayıs seferberliği!
   1 Mayıs’ta Taksim seferberliği!
Taksim’e çıkılacak, 1 Mayıs kazanılacak!
Kıyamet dedikleri ha koptu ha kopacak!
İhaneti parçalayarak mücadeleyi yükseltelim!
Grev ve direnişlerle 1 Mayıs 2008’e!..
  Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı Sonuç Bildirgesi...
  Adana Sanayi İşçileri Kurultayı başarıyla gerçekleşti!
  KESK’i ve bağlı sendikaları niçin yıkmalıyız? Yüksel Akkaya
  İşçi ve emekçi hareketinden....
  Yasaklara ve tehditlere karşı devrimci sınıf kararlılığıyla
1 Mayıs'ta Taksim'e!
  1 Mayıs faaliyetlerinden...
  Birleşik, Kitlesel ve Devrimci bir Genç-Sen için Mücadele Platformu 2. Toplantısı:
  Savaş makinesi tetikçilerini de öğütüyor…
  Filistin halkı direnmekte kararlı!
  Hatice Yürekli yoldaş anısına...
  Sınıfı her yandan kuşatmak için…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı Sonuç Bildirgesi...

Sömürü ve baskıya karşı örgütlenelim, mücadeleyi yükseltelim!

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı, dört aylık bir ön hazırlık sürecinin ardından 13 Nisan 2008 tarihinde, yaklaşık 120 işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı, sınıf hareketinin üzerindeki ölü toprağını atmaya çalıştığı, hak gasplarına ve kölelik dayatmalarına karşı mücadele isteğinin arttığı, bu çerçevede eylemlerin ve örgütlenme girişimlerinin yoğunlaştığı bir süreçte toplanmıştır. Kurultayın gündemi de buna uygun şekillenmiş, sağlık ve emeklilik hakkının gaspı anlamına gelen SSGSS Yasası, fabrikalardaki kölece çalışma koşulları, sigortasız ve düşük ücretle çalıştırma politikası gibi saldırılar ile bütün bunlara karşı yürütülecek örgütlü mücadelenin sorunları hem sunulan tebliğlerde hem de yapılan konuşmalarda ele alınmıştır.

1 Mayıs tartışmaları kurultayın bir diğer gündemini oluşturmuştur.

Hazırlık Komitesi, tebliğler ve yapılan konuşmalar ışığında bir dizi karar önerisini tartışmaya açmıştır. Kurultayın başından sonuna yapılan konuşmaların toplamı, sözkonusu önerilerin genel eğilimi yansıttığını göstermiştir. Durumu değerlendiren Hazırlık Komitesi, sözkonusu önerilerin kurultay kararları olarak açıklanmasını uygun görmüştür.

1 Mayıs’a katılım...

1 Mayıs sermaye ile işçi ve emekçi hareketinin karşı karşıya geldikleri önemli bir mücadele günüdür. Sermayenin en temel haklarımızı elimizden almaya yöneldiği, buna karşılık işçi ve emekçilerin ise saldırılara örgütlü mücadeleyi yükselterek, birlik ve dayanışmayı güçlendirerek yanıt vermeye çalıştığı bir süreçte 1 Mayıs’ın en güçlü biçimde kutlanması daha bir önem kazanmaktadır. Eğer 1 Mayıs, sermaye sınıfına birlik ve dayanışmamızın gücünü gösterme günüyse, buna en çok şimdi ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla bütün işçi ve emekçiler 2008 1 Mayısı’nın en güçlü biçimde kutlanması için seferber olmalıdır.

Bu çerçevede kurultayımız, Büyükçekmece bölgesindeki fabrikalardan, işyerlerinden 1 Mayıs’a en güçlü şekilde katılım sağlanması gerektiğini, işyeri örgütlülüklerinin bir ifadesi olarak fabrika adlarının yazılı olduğu dövizlerle 1 Mayıs’a katılmanın ayrı bir önemi bulunduğunu, kurultay sonrasında bu yönde yoğun bir çalışmanın örgütlenmesi gerektiğini karar altına almıştır.

Sağlık ve emeklilik hakkı için mücadele

Bugün milyonlarca işçi sigortasız olarak çalıştırılmaktadır. Bu durum çok daha yoğun bir biçimde Büyükçekmece bölgesindeki fabrika ve atölyelerde de yaşanmaktadır. İşçilerin ancak belli bir kısmı sigortalı olarak çalışmakta, fakat onların çoğunun sigorta primleri de asgari ücret üzerinden yatırılmaktadır. Ancak bu bile kan emici sermaye sınıfına yeterli gelmediği için sağlık ve emeklilik haklarımız SSGSS Yasası’yla tümüyle ortadan kaldırılmak istenmektedir.

SSGSS saldırısını püskürtmenin yolu, genel grev-direnişin örgütlenmesinden, sermayeye anladığı dilde yanıt verilmesinden geçmektedir. Son aylarda yapılan SSGSS karşıtı eylemler, bu düşüncenin işçi ve emekçiler arasında da giderek yaygınlaştığını göstermektedir. Yasanın meclisten ya da Cumhurbaşkanı onayından geçmesi, SSGSS karşıtı mücadelenin ve genel grev-direniş ihtiyacının ortadan kalktığı değil tam tersine daha da önem ve aciliyet kazandığı anlamına gelmektedir.

Kurultayımız hem Büyükçekmece bölgesindeki fabrikalarda genel grev-direniş fikrinin yaygınlaşması, hem de imkanlar ölçüsünde bu sürecin örgütlenmesi yönünde somut adımlar atılması için, çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini karar altına almıştır.

Sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılmasını amaçlayan bir kampanya...

Tarihsel olarak sendikalar işçi sınıfının başlıca mücadele araçlarından biridir. Ancak bugün hem dünyada hem de Türkiye’de sendikal örgütlenme, sermayenin sistemli politikaları sonucu önemli oranda tasfiye edilmiş ve zayıflatılmış durumdadır. Sendikal yapıyı baştan aşağı saran ihanet ve uzlaşmacılık, bu konuda sermayenin işini kolaylaştıran en önemli etkenlerden biri durumundadır.

Büyükçekmece bölgesindeki fabrikalarda sendikal örgütlülük düzeyi Türkiye ortalamasının da altındadır. 300 binden fazla işçiden ancak 10-15 bin kadarı bir sendikada “örgütlü” durumdadır.

Ancak bütün bunlar sendikaların “modasının geçtiğini”, işçi sınıfının en işlevsel hak alma araçlarından biri olmaktan çıktığını göstermez. Bugünkü duruma bakarak sendikalara sırt dönmek yerine onları sermayenin saldırılarına karşı sahiplenmek, ihanet şebekelerinden temizlemek, yeniden işçi sınıfının elinde etkili bir mücadele aracına dönüştürmek gerekmektedir. Sömürüyü sınırlamak ve hak gasplarına karşı mücadele edebilmek için bugün işçilerin güçlü sendikal örgütlenmelere her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Kendi deneyimleriyle bu gerçeğin farkında olan işçiler arasında sendikalarda örgütlenme eğilimi son zamanlarda gözle görülür ölçüde güçlenmektedir. Ancak patronların engelleme çabalarının yanısıra, işçiler arasındaki örgütlenme konusundaki bilinç ve deneyim eksikliği ile sendika yönetimlerinin ilgisizliği, örgütlenme çabalarının hızla gelişip sonuçlanmasına engel olmaktadır. İşçiler ısrarla sendikalarda örgütlenme çabalarına devam etmeli, fakat bunu patronların ve sendikal bürokrasinin engelleme çabalarını boşa çıkartacak yol ve yöntemlerle yapmalıdırlar.

Kurultayımız bütün bu nedenlerden hareketle, 1 Mayıs’ı takip eden süreçte, Büyükçekmece bölgesindeki başlıca fabrikaları kapsayan bir sendikalaşma kampanyasının yürütülmesine karar vermiştir.

Taban örgütlülükleri ve bölgesel işçi platformu

Bugün işçi sınıfı sermaye karşısında örgütsüzdür. Bir sendikaya üye olup olmaması bu durumu pek fazla değiştirmemektedir. Patronun ve sendika bürokratlarının engellerini aşmanın yolu fabrikalarda taban örgütlerinin kurulmasıdır. Bilinçli ve mücadeleci işçiler bu işe ön ayak olmalı, mümkün olan her fabrikada taban örgütleri oluşturulmalıdır. Kölelik dayatmalarına ve patronun keyfi tutumlarına karşı ortak tepki gösterebilmenin ilk şartı işyerinde bu tür bir örgütlenme yaratmaktır.

Ancak patronlarla işçilerin mücadelesi tek bir fabrikayla sınırlı değildir. Çevremize baktığımızda, bütün fabrikalarda patronların aynı saldırıları gerçekleştirdiğini, işçilerin aynı sorunlarla boğuştuğunu görürüz. Göreceğimiz bir diğer şey, herhangi bir fabrikanın patronu işçilerin mücadelesi nedeniyle zor durumda kaldığında diğer patronların hemen onun yardımına koşmasıdır. Patronlar kendi aralarında çok güçlü bir dayanışma içindedirler ve bu amaçla kurulmuş pek çok örgütleri vardır. Örneğin Büyükçekmece bölgesindeki belli başlı patronların hemen hepsi SAN-DER adlı patron derneğinin üyesidir.

O halde Büyükçekmece’de farklı fabrikalarda çalışan işçiler de kendi çıkarlarını savunabilmek için güçlerini birleştirmek zorundadır. Hazırlık Komitesi, Büyükçekmece’de bir bölgesel işçi örgütlenmesi yaratma fikrini kurultay çalışmalarının en başından bu yana dile getirmiştir. Gene kurultayda sunulan tebliğlerin birinde bu konu ele alınmış ve konuyla ilgili bir karar önerisi sunulmuştur.

Kurultayda ortaya çıkan tablo, fabrikalara dayanan bir bölgesel işçi örgütlenmesi fikrinin sahiplenildiğini anlatmaktadır. Bölgede bu tür bir örgütlenme somut bir ihtiyaçtır. Ancak sözkonusu fabrikalardaki örgütlenme adımlarının henüz çok yeni olması, bölgesel işçi platformu kurulabilmesi için gerekli zeminin henüz oluşmadığını göstermiştir. Kuşkusuz ki bunun anlaşılabilir nedenleri vardır.

Ancak bir yerel işçi örgütü için, fabrikalardaki örgütlenme süreçlerinin tamamlanmasını beklemek doğru değildir. Beklemeci bir tavır, fabrikalardaki örgütlenme çabalarına vurulabilecek en yıkıcı darbe olacaktır. Fabrikalardaki örgütlenme süreçleri ile bölgesel platformun oluşturulmasını aynı süreçte yürütmek mümkündür. Başlangıçta sınıf bilinçli öncü işçilere dayalı bir “girişim” olarak tanımlanacak bölgesel işçi örgütü, ilerleyen süreçte kendi gerçek zeminine oturacak, kimliğini yaratacaktır.

Buradan hareketle kurultayımız 1 Mayıs’ı takip eden günlerde “Esenyurt İşçi Platformu Girişimi”nin oluşturulması, programının belirlenmesi için gereken adımların atılmasını kararlaştırmıştır.

Kurultay adımını ileri taşımak için görev başına!

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı, bölgede sınıfın yaşadığı sorunlara yanıtlar üretilmesi amacıyla atılmış mütevazi ancak anlamlı bir adımdır. Artık önümüzdeki görev bu adımı daha ileri adımlarla birleştirmek, devrimci bir sınıf hareketi yaratma mücadelesinde hızla mesafe almaktır.

Kurultayımız tüm işçi ve emekçileri, kölelik dayatmalarına, sömürü ve baskıya karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmeye, devrimci bir sınıf hareketi yaratma çabalarına omuz vermeye, onuruna ve geleceğine sahip çıkmaya çağırmaktadır.

Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı