21 Mart 2008 Sayı: SİKB 2008/21

  Kızıl Bayrak'tan
  Sermayenin yeni oyunlarına karşı sınıfın devrimci baharı için!
  Newroz ateşini devrim ateşiyle körükleyelim!
AKP’ye kapatma davası ve karartılan bilinçler!
İş bırakma eylemi İstanbul’da geniş yankı buldu!
Türkiye’nin dört bir yanında işçi ve emekçiler iş bıraktı alanlara aktı!
Sınıf dayanışmasını büyütelim!
  “Bürokrasi”nin İslami faşizm ile son cephe savaşları
Yüksel Akkaya
  14 Mart eylemleri üzerine...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Sosyal yıkım saldırılarına karşı işçi ve emekçi barikatı!
  Beyazıt ve Halepçe katliamları lanetlendi
  Genç-Sen faaliyetlerinden....
  Irak işgalinin beşinci yılı…
  İran’da milletvekili seçimleri…
  İslam Konferansı Örgütü “çağın ruhu”na uyum sağlıyor!
  İktidar çekişmesinde yeni bir aşama! M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Irak işgalinin beşinci yılı…

Emperyalist işgal pek çok ülkede lanetlendi!

20 Mart 2003’te Irak topraklarına giren emperyalist orduların saldırısıyla başlayan vahşi işgal, beşinci yılını geride bıraktı. Irak halklarını hedef alan saldırının 40. gününde “zafer” ilan eden işgalci cephenin şefi George Bush, Irak’ın “kolay lokma” olduğunu varsaymış, neofaşist şebeke sırada bekleyen İran ya da Suriye’ye saldırmak için geri sayım başlatmıştı. Oysa beş yıldır devam işgale karşın emperyalist ordular halen Irak bataklığında çırpınmaktadır. Zira işgalden kısa süre başlayan direniş, taşıdığı zaaflara rağmen, işgalcilerin kâbusu olmayı sürdürüyor.

Bir süreden beri hem emperyalist işgalin vahşeti hem direnişin kararlığı medya tekelleri tarafından unutturulmak isteniyor. Haber akışı üzerinde tekel kuran medya şirketleri, sonuçlarıyla birlikte Irak işgalini yok sayarak, dikkatleri farklı yönlere çekmek için her çirkinliğe başvuruyor. Örneğin ABD’de yapılan bir araştırmaya göre Irak’la ilgili haberlerin oranının yüzde 1’e kadar düştüğü saptandı. Bir seçim dönemi olmasına rağmen, Irak işgalini hatırlayan Amerikalılar’ın oranının ise yüzde 28’le sınırlı olduğu belirtiliyor.

Ancak tekelci medyanın haber vermemesi ne Irak’taki vahşi işgalin devam ettiği ne de işgalin bu ülkeyi cehenneme çevirdiği gerçeğini değiştiriyor.

İşgalin beşinci yılında gerçekleşen eylemler, nihayet dünyaya Irak’ta halen vahşi bir işgalin sürdüğünü hatırlattı. Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde alanlara çıkan onbinlerce işgal karşıtı, emperyalist barbarlığı mahkum ederek, Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de devam eden işgallerin son bulmasını talep etti.

İşgal başlamadan önce 3 milyon kişinin katıldığı en büyük savaş karşıtı gösterinin gerçekleştirildiği Londra, bu defa da en kitlesel işgal karşıtı eyleme ev sahipliği yaptı. 50 bin savaş karşıtı Trafalgar istikametinde iki saat kadar yürüdükten sonra yürüyüşe İngiltere parlamentosu önünde son verdi. Trafalgar meydanındaki mitingin ana teması Irak işgalinin yanısıra, Afganistan savaşı, olası İran müdahalesi ve İsrail’in Gazze’ye yönelik barbarca saldırıları oldu.

Irak ve Afganistan’daki işgalci güçlerin çekilmesi yönünde sloganlar atan göstericiler, ABD’nin İran’a saldırı düzenleme tehditlerini de protesto etti. Onbinlerce kişi ise, siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukanın derhal kaldırılmasını istedi. Londra’nın yanısıra İngiltere’nin birçok kentinde de işgal karşıtı eylemler gerçekleştirildi.

Pekçok ülkede emperyalist işgalin protesto edilmesi bu vahşi saldırının birkez daha dünyaya hatırlatılmasına vesile oldu. Ancak gerçekleşen eylemler, beş yıldır devam eden bu barbarlığın hak ettiği tepkinin de gerisindeydi.

Emperyalist işgalin 5. yılında Irak halklarına ödettiği muazzama bedellere şöyle bir göz atıldığında, bunların dünyayı ayağa kaldırmayı gerektirecek boyutta olduğu kolaylıkla görülür.

Uydurulan yalan gerekçelere, derlenen sahte kanıtlara dayandırılan işgalin dayanakları kısa sürede ortadan kalktığı halde (gerekçeler doğru olsaydı da emperyalist işgal yine yasadışı, yine gayri-meşru, yine vahşi olacaktı), emperyalist ordular Irak’taki yıkıma, zulme, katliama, işkenceye devam ettiler. Başka bir ifadeyle, Bush liderliğindeki caniler şebekesi halen işbaşında.

Irak’ın üretici güçlerini tahrip eden işgalciler, işsizlik oranının %40-50 düzeyine fırlamasına neden oldular. Toplumun belleğini yok etmeye öncelik vererek, hem zengin tarihi birasın yağmalanmasına alan açtılar, hem de Iraklı bilim insanlarının, yazarların, aydınların, akademisyenlerin katledilmesine ön ayak oldular. Bu nitelikleri taşıyan yüzlerce Iraklıyı katleden cani şebekeleri, “canını kurtarmak isteyen Irak’ı terk eder” tehdidini yaygınlaştırdılar. Bu tehditlerden dolayı Irak’ı terkedenlerin sayısı hiç de az değildir.

Saygın tıp dergisi Lancet’in yayımlamayı uygun gördüğü Britanya ve Iraklı araştırmacıların verilerine göre katledilen Iraklı sayısı 1.2 milyondur! Bu rakamın birkaç katı olan yaralı-sakat sayısı ise bilinmiyor.

İşgalden sonra iç ve dış göçe zorlanan Iraklı sayısının ise 6 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor ki bu rakam Irak nüfusunun yaklaşık dörtte biridir.

Gerici Irak rejiminin mezhep ayrımı politikalarına rağmen kardeşçe yaşayan Şii ve Sünni Araplar, işgalin ardından kışkırtılan mezhep çatışmalarının kurbanı oluş, işgalcilerle işbirlikçileri, Şii ve Sünni mahalleleri arasında duvarlar örerek halkı bölüp parçalamışlardır.

Kentlerin altyapısı berbat durumdayken, elektrik ve su sıkıntısı had safhadadır. Örneğin elektrik günde ortalama 8 saat verilirken, Irak gibi bir ülkede benzin almak için kilometrelerce uzayan kuyruklar oluşmaktadır. Hastaneler halen içler acısı bir görünüm taşırken, okulların çoğu kapalıdır. İşgalden sonra okula giden öğrenci sayısında büyük düşüşler gözlenirken, kız öğrencilerin okuma şansı ise Saddam Hüseyin dönemine göre yarı yarıya düşmüştür.

Eski Dünya Bankası başekonomistlerinden Joseph Stiglitz tarafından yapılan hesaplamaya göre ABD, Irak’taki vahşi işgali sürdürmek için her üç haftada 50 milyar dolar harcamaktadır. Yine Stiglitz’in hesaplarına göre, işgalin toplam maliyeti 3 trilyon dolara ulaşmıştır. Görüldüğü üzere, büyük tekellerin çıkarlarını temsil eden dünya jandarması emperyalist Amerikan rejimi, bir halkı kan banyosu içinde boğarak tekelci kapitalizmin kurallarını işletiyor.

Savaş büyük ABD tekellerinin çıkarlarıyla çakışsa bile, cepheye sürülen Amerikalı askerlerle aileleri için durum hiç de öyle değildir. Zira sadece resmi açıklamaya göre ölen işgalci asker sayıcı 4 bini aşmıştır. Yaralı-sakat sayısı ise, bu rakamın 15 katı olarak hesaplanıyor. İşgale katılan askerlerde “Irak sendromu” hızla yayılmaktadır. Resmi açıklamalara göre, halihazırda savaştan dönen 52 bin askere “post-travmatik stres sendromu” teşhisi konulmuş bulunuyor.

Saymakla bitmeyecek kadar yaygın olan emperyalist işgalin musibetleri, azalmak bir yana artmaktadır. İşgalin katkılarıyla petrolün varil fiyatının 110 dolara kadar tırmanması ise, dünya halklarının da emperyalist işgalin mali yüküne ortak olduğunun göstergesidir.

Irak işgalinin vahim sonuçları ortadayken, çok daha büyük tahribatlara yol açacak İran’a saldırı niyetini dile getiren Bush liderliğindeki neofaşist çetenin dizginlenmesi kolay görünmüyor. Bunun için başta Amerikalı işçi ve emekçiler olmak üzere, dünyadaki tüm savaş karşıtlarının çok daha kararlı bir enternasyonal direnişi örebilmeleri gerekiyor.


Irak işgalinin 5.yılında protesto!

ABD emperyalizminin Irak’ı işgalinin üzerinden tam 5 yıl geçti. Öncesi ve sonrası ile emperyalist işgale sebep olarak gösterilen bütün gerekçelerin yalandan ibaret olduğu ortaya çıkan bu işgal, beş yıldır Irak halklarına kan, ölüm ve işkenceden başka bir şey vermemiştir. Bu kanlı işgal gelinen yerde 1 milyon Iraklının yaşamına mal olmuş, Irak en az üç parçaya bölünmüş, binlerce Iraklı yurdundan edilmiş ve nihayet Irak, Saddam dönemini bile aratır hale getirilmiştir.

Emperyalizmden halklara dost olmayacağı onun tarihi tarafından defalarca ispatlanmakla kalmamış, Irak işgali ve en güncel örnek olarak ise Güney Kürdistan işgaliyle Kürtlerin üçüncü kez ABD tarafından satılmasıyla bu gerçek bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu yalın gerçek ne yazık ki , dünya halkları tarafından zaman zaman unutulabiliyor. Irak ve Filistin’deki işgaller ve gittikçe artan emperyalist saldırganlığa yönelik zayıf tepkiler bunu gösteriyor. Fakat her şeye rağmen 5.yılında da emperyalist işgal ve savaş dünyanın her yerinde yaygın protestolara konu oldu. Bu arada Almanya’nın da birçok kentinde protesto gösterileri düzenlendi. Bu gösterilerden biri de 15 Mart Cumartesi günü Almanya’nın Duisburg kentinde gerçekleşti.

Duisburg’da aralarında islamcı eğilime sahip kurumların da bulunduğu, anti-faşistler, Barış Platformu, Filistinle Dayanışma Derneği  ve Türkiyeli devrimci-demokratik kurumlardan oluşan dokuz yerli ve göçmen kurumun yer aldığı bir inisiyatif tarafından organize edilen eylem, saat 11.00’da, Türkiyeli emekçilerin yoğun olarak yaşadıkları Hochfeld semtindeki  Paulus Kilisesi önünde başladı.

Toplanma alanında inisiyatif içerisinde yer alan çeşitli kurumlar adına, Irak ve Filistin’de, emperyalist-siyonist işgalin yarattığı yıkım ve vahşetin tablosu sergilenerek işgal bir kez daha lanetlendi.

Konuşmaların ardından kortejler oluşturularak yürüyüşe geçildi. Yürüyüşte anti-faşistler “Alman askerleri Afganistan’dan, ABD Irak’tan çekilsin!” ve “Siyasal haklarımıza sahip çıkalım!” , İLPS-ATİK “Bütün işgalci güçler Irak’tan defolsun!”, MLKP “Kahrolsun emperyalist savaş ve işgal!”, İnisiyatif e.V. “Euroamerika’nın savaşına hayır!”, “Alman ordusu Afganistan’dan çekilsin!”, “Demokrasi direniş demektir!”  pankartları taşındı. Yürüyüş boyunca, “Yaşasın uluslararası dayanışma!”,  “Halkların uluslararası katliam merkezi ABD!”,  “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!”,  “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Zafere kadar intifada!”, “Kadın-çocuk katili ABD ve İsrail!’’ vb.. ortak sloganlar sıklıkla atılırken, yürüyüşe hatırı sayılır bir kitle ile katılan Türkiyeli islamcı bir kesim ise sık sık “Direnişe devam, Hamas’a selam!’’ sloganları atması dikkat çekti. Yürüyüş güzergahı üzerinde birkaç kişinin İsrail bayraklarıyla gösteri yapması kısa bir gerginliğe yol açtı. Polis araya girdi. Kitle “Katil İsrail!’’ sloganlarıyla yoluna devam etti.

Bir-Kar olarak eyleme, “Emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı dayanışmaya!/ Bir-Kar” yazılı pankartla katıldık.

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı coşkulu eylem, şehir merkezindeki bir alanda platform adına yapılan konuşma ve bir Filistinlinin konuşmasının ardından sona erdi.

Bir-Kar / Köln