5 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/01(48)

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek mücadelesi daha sarsıcı eylemlerle
devam etmelidir!
  Sermayenin akıl hocaları: Türk-İş ve
Hak-İş
Krize karşı mücadelede
liberal-reformist engeli
Sıhhiye’yi dolduran 50 bini aşkın işçi ve emekçi faturayı ödemeyi reddetti!

Gebze Sendikalar Birliği’nden miting…

Uyuşmazlık sürüyor, metal işçileri yürüyor…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  29 Kasım eyleminin gösterdikleri...
İşçi ve emekçilerin tepkisi harekete geçirilmeli, mücadelesi ortaklaştırılmalıdır!
  BMİS Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci ile metal TİS’leri üzerine konuştuk...
  Esenyurt İşçi Platformu Girişimi çalışmalarından...
  Ekim Devrimi 91. yılında İstanbul’da selamlandı...
  Gençlikten...
  Emekçi kadınlarla krize karşı mücadele üzerine konuştuk...
  6 Kasım’ın ışığında...
  Diyet öyküleri / 3
Yarına dair…
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak bir ay süreyle kapatıldı!

Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin sesi Kızıl Bayrak susmadı, susmayacak!

Düzen içi çatışmalar, Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve son olarak dünya genelinde etkisini gösteren kriz ile birlikte gittikçe köşeye sıkışan sermaye devleti, bir yandan Kürt halkına karşı şovenizmi körüklerken diğer yandan da tüm muhalif seslere karşı baskı ve terör uygulamalarına hız veriyor.

Sosyal yıkım saldırıları ile sağlığın ve eğitimin ticarileştirilmesi, yağma ve talan politikaları, dinsel gericiliğin palazlandırılması ile birlikte işçi ve emekçiler cendereye alınırken, buna karşı sesini yükseltip tepkisini gösterenler devletin zor aygıtının, askerinin, polisinin, baskı ve işkencenin ve hukuk terörünün hedefi oluyor. Faşist ceza yasaları ile sokakta polis terörü yasallaştırılırken muhalif seslere yönelik baskılar, yayın toplatma ve durdurma yasakları birbirini izliyor.

Devrimci basın hedefte!

Son yıllarda devletin estirdiği terör dalgası devrimci ve muhalif basını da fazlasıyla hedef aldı. Burjuva basının ikiyüzlüce yaptığı sözde muhalefete dahi tahammül gösterilmeyerek basın yasakları olağanlaştı. Açık bir sansür olan basın yasakları ciddi bir tepki ile karşılanmadı. 2005’te yürürlüğe giren TCK da basın üzerinde ağır bir tahakküm yarattı. “Örgüt propagandası”, “askerlikten soğutma”, “Türklüğe hakaret” gibi basını doğrudan ilgilendiren maddeyi içeren TCK’da, suçun basın yoluyla işlenmesi ağırlaştırıcı sebep olarak görüldü.

Burjuva basını dahi etkileyen bu uygulamalardan esas nasibini alan ise kuşkusuz ki ilerici, devrimci ve muhalif  basın oldu. Kürt günlük basınına aynı gün el konularak, birbiri ardına kapatma cezaları verilerek yayın çıkarılması engellenmeye çalışıldı.

Kızıl Bayrak, Atılım, Yürüyüş, Devrimci Demokrasi, İşçi-Köylü gibi devrimci yayınlar pek çok kez toplatma ve kapatma cezası aldı. Devrimci basın büroları polis tarafından defalarca basıldı, çalışanlar darp edilerek gözaltına alındı ve tutuklandı.

Devrimci basına yönelik engellemelerin son ayağını da dağıtım sansürü oluşturdu. Dağıtım şirketleri tarafından devrimci basının önüne konulan ve “astarı yüzünden pahalıya gelen” dağıtım bedelleriyle devrimci ve ilerici yayınların bayii kanalıyla okurlarına ulaşması engellendi.

Sınırsız söz, basın, gösteri, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü!

Yayın durdurma saldırıları son aylarda yeniden hız kazandı. Yürüyüş / Halk Gerçeği, İşçi-Köylü / Özgür Gelecek, Gelecek/Özgür Ülke/Gerçek, Atılım gazeteleri birbiri ardına toplatma, yayın durdurma ve kapatma cezaları aldı. TKP’nin “Yankee Go Home!” şiarlı afişi hakkında da toplatma kararı verilirken, Hayat TV’nin yayını keyfi biçimde haftalarca ve üstelik hiçbir yasal dayanağı olmadan engellendi.

Sermaye devleti son olarak gazetemiz Kızıl Bayrak’a da toplatma ve bir ay süreyle yayın yasağı verdi. Gazetemizin basıldığı Gün Matbaası’na ulaştırılan tebliğat ile Kızıl Bayrak’ın 2008/44 sayılı, 7 Kasım 2008 tarihli sayısı nedeniyle bir ay süreyle yayınının durdurulduğu bildirildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara gerekçe olarak, ilgili sayıda yer alan Türkiye Komünist İşçi Partisi’nin yurdışında gerçekleştirilen 10. yıl etkinliği haberi, bu etkinlikte yapılan konuşmalar ve etkinliğe gönderilen mesajlar gösterildi. Ayrıca TKİP Merkez Yayın Organı Ekim‘den iktibas yapılan “TKİP 10. Yıl Bildirgesi” de kapatma gerekçeleri arasında yer aldı.

Kararda ilgili yazılar sıralanarak, bu yazılar ile “TKİP propagandası” yapıldığı, “TKİP’nin geçmişte güvenlik güçleri ile silahlı çatışmaya girerek polislerin ölümüne sebep olan bir örgüt” olduğu ve Kızıl Bayrak gazetesi hakkında “bu örgütün propagandasını yapmaktan çok sayıda dava açıldığı” belirtildi. Matbaaya bildirilen karar henüz Kızıl Bayrak bürolarına ibraz edilmedi.

Gazetemiz Kızıl Bayrak ve coğrafyamızda yaratılan devrimci basın geleneği burjuvazinin tüm saldırılarına karşı sözünü söylemekten geri durmadı, bundan böyle de durmayacaktır. Bugüne kadar gazete binalarının bombalanmasına, çalışanlarının kaçırılmasına-katledilmesine, sansüre, yayın yasaklarına, ekonomik zorlanmalara rağmen geri adım atmayan devrimci ve ilerici basın, işçi ve emekçilere gerçekleri açıklamaya, çürümüş ve kokuşmuş sermaye düzenini ve devletini teşhir etmeye ve devrimin ve sosyalizmin sesini kitlelere taşımaya devam edecektir.

Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin sesi susturulamayacaktır!

Devrimci basına yönelik baskı ve sansüre hayır!

Kızıl Bayrak susturulamaz!

Sınırsız söz, basın, gösteri, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü!

Kızıl Bayrak

3 Aralık 2008

Kızıl Bayrak ile dayanışma mesajlarından...

Devrimin ve sosyalizmin soluğu Kızıl Bayrak susturulamaz!

Anadolu Yakası BDSP: “Kızıl Bayrak’ı susturamazsınız!”

Daha önce de söylenmişti “Kızıl Bayrak’ı susturamazsınız” diye. Sayısız kez kapatıldı gazetemiz. Burjuva hukuku komünist basının sesini sürekli boğmaya çalışıyor. Fakat şimdiye kadar bu konuda bir başarı sağlayamadılar. Birkaç yıl öncesine kadar neredeyse her sayısı toplatma, hemen hemen her ay kapatma cezası alıyordu gazetemiz. O zaman da susturmayı başaramadılar. Bundan sonra ise başarma şansları hiç yoktur. Çünkü Kızıl Bayrak sahipsiz ve kendinden menkul bir gazete değildir. İçeriğinin belirlenmesinden basımına ve emekçi kitlelere taşınmasına kadar Kızıl Bayrak her adımda devrimci bir sahiplenmenin ürünüdür. Bu hep böyleydi ve her saldırıya muhatap olduğunda sahiplenmenin biraz daha yükseldiğini gördük. Bu sefer de sonuç değişmeyecektir. Komünistler yıllardır en zor koşullarda ve binbir emekle bugüne getirdikleri yayınlarını daha ilerden sahipleneceklerdir.

Ne dağıtım tekellerinin karşı devrimci tutumu ne de burjuva mahkemeleri bizim sesimizi boğabilir. Kızıl Bayrak kendini ne yasal boşluktan var etti, ne de en geniş olanaklar içinde. Gazetemiz komünist iradenin yılmayan kararlılığı sayesinde bugünkü konumunu kazandı ve aynı biçimde devam edecektir.

Anadolu Yakası’ndan BDSP’liler

OSB-İMES Derneği: İşçi sınıfının sesi susturulamaz!

Sermaye sınıfı, bugün kendi yarattığı krizin bedelini biz işçi ve emekçilere ödetmeye çalışıyor. Sermaye düzeni medyasıyla, polisiyle, jandarmasıyla ve hukukuyla baskılarını arttırmaya ve sömürüyü derinleştirmeye devam ediyor. Bu kokuşmuş ve çürümüş sistemini ayakta tutmak için her şeyi yapıyor.

Bunun bir göstergesi de işçi sınıfının ve emekçilerin sesi Kızıl Bayrak gazetesinin kapatılmasıdır.

Bu olay bize iki şeyi göstermektedir. Birincisi, sermaye sınıfı sıkıştığı her anda olduğu gibi, bugün de zorbalık ve baskıya başvurmaktadır. İkincisi, işçi sınıfı karşısında “hukuk” ve “adalet” diye ortaya konulan aldatmacaların aslında sermaye sınıfının elinde bir oyuncak olduğunu görüyoruz. Bu oyuncağı işçi sınıfını ezmek, devrimci muhaliflerin sesini boğmak için kullanıyor.

Elbette sermaye sınıfı bununla da sınırlı kalmayacaktır. Mücadelenin yükseldiği her aşamada zorba kimliğini ve katliamcı yüzünü daha pervasız gösterecektir. Fakat bu baskılar şimdiye kadar bizi yıldırmadı ve bundan sonra da yıldıramayacaktır.

Bugün Kızıl Bayrak gazetesine yapılanı, işçi sınıfına yapılmış kabul ediyoruz. Bunun için Kızıl Bayrak gazetesinin yanındayız.

Bizlere düşen temel görev sesimizi daha gürleştirmek ve mücadeleyi yükseltmektir. Sermaye sınıfına en güçlü cevabı ancak bu şekilde verebiliriz.

Baskılar bizi yıldıramaz!

Sınırsız söz, basın, gösteri, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü!

OSB-İMES İşçileri Derneği

Kayseri BDSP: “Kızıl Bayrak yukarı, daha daha yukarı!”

Burjuvazinin yalan perdesini aralayıp gerçekleri işçi sınıfı ve emekçilere ulaştırmaya çalışan devrimci basına karşı baskıların sonu gelmiyor. Bu yoğunlaşan baskıların son örneği ise, gazetemiz Kızıl Bayrak’a da toplatma ve bir ay süreyle yayın yasağı verilmesi oldu.

Açıktır ki, sermaye devletinin gazetemiz Kızıl Bayrak’a ve diğer devrimci ve muhalif basına karşı uyguladığı baskılar, toplumun gerçekleri görmesi ve tepki göstermeye başlamasından duyulan korkunun bir ifadesidir. Gerçekleri ters çevirip çarpıtarak sunan sermaye devletinin en sıradan bir demokratik hak mücadelesine dahi tahammülsüzlüğü bunun içindir.

Fakat yanılıyorlar. Bu ülkede ağır bedeller pahasına yaratılan devrimci basın geleneğinin en kararlı halkalarından birini oluşturan gazetemiz Kızıl Bayrakı nasıl bugüne kadarki baskılar bir milim bile geriletemediyse, bundan sonra da o aynı kararlılıkla bu çizgide devam edecektir. Bundan dostun da düşmanın da zerrece kuşkusu olmasın!

Egemenlerin bu saldırılarına verilecek en güzel yanıt, mücadele bayrağına daha da kararlıca sarılmak olacaktır, onların korkusunu gerçek kılmak için!

Kızıl Bayrak susturulamaz!

Sınırsız söz, basın, gösteri, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü!

Kayseri BDSP


Kırşehir BDSP: Kızıl Bayrak susmadı, susmayacak!

Sermaye devleti, çeşitli milliyetlerden işçi ve emekçilerin sesi Kızıl Bayrak gazetesine, 7 Kasım 2008 tarihli sayıyı gerekçe göstererek bir ay süreyle yayın durdurma cezası verdi.

Gazetemizin işçi ve emekçilere ulaşmasını hazmedemeyen sermayenin faşist devleti, işçi ve emekçilerin devrimci kürsüsü Kızıl Bayrak gazetesine yönelik saldırılarına devam ediyor. Bundan önce de benzer saldırılar yaşandı. Baskılar bugüne kadar Kızıl Bayrak gazetesini işçi ve emekçilerin onurlu sesi olmaktan vazgeçiremedi, bundan sonra da vazgeçirmeyecektir.

Kızıl Bayrak inatla, emeğin korunması mücadelesinde, işçi sınıfı ve emekçilerin sesi olma, Kürt halkının özgürlük mücadelesine destek verme, demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinin kararlı savunucusu olma suçlarını işlemeye devam edecektir.

Gün gazetemize yönelik baskılara karşı mücadele bayrağını yükseltme günüdür. Gün yayın durdurma cezası ile sesi kısılmak istenen gazetemizi her koşulda işçi ve emekçilere ulaştırma görevine dört elle sarılma günüdür.

Kızıl Bayrak susturulamaz!

Kırşehir BDSP

Bursa BDSP: “Kızıl Bayrak susturulamaz!”

Emperyalist-kapitalist sistem girdiği her bunalım döneminde faşist terörünü arttırmış, özellikle de devrimci, ilerici ve muhalif kesimlere uyguladığı baskıları yoğunlaştırmıştır.

Devrimci basın da devrimci faaliyetin bir alanıdır. Burjuvazinin tahammülsüzlüğü tam da devrimci siyasal mücadeleye ve bunun araçlarına dönüktür. Sermaye devleti, ağır bedeller ödenerek kazanılmış devrimci mevzilere saldırılarını bu tahammülsüzlük temelinde yöneltmektedir.

Son dönemde devrimci ve muhalif basına yönelik baskılar artmış, gazetemiz Kızıl Bayrak da bundan nasibini almıştır. Kapatma kararı biz işçi ve emekçiler nezdinde hükümsüzdür. Bu ve benzeri baskılar devrimci mücadeleyi, sınıfın, devrimin ve sosyalizmin sesi olan Kızıl Bayrak Gazetesi’ni susturamayacaktır.

Sermaye devletinin tüm baskı ve terörüne karşı gazetemizi daha da sahiplenecek, Kızıl Bayrak’ımızı daha da yükselteceğiz.

Bursa BDSP


Ekim Gençliği: Devrimci basın susturulamaz!

Kapitalist sistemin gün geçtikçe derinleşen krizine paralel olarak burjuvazi, işçilere, emekçilere yönelik saldırılarını alabildiğine tırmandırıyor.

Sömürü ve talan üzerine kurulu bu düzen varlığını tümüyle baskı ve zor temelinde devam ettirmeye çalışıyor. İşçi ve emekçiler ile birlikte gençliğe hiçbir gelecek vaadetme şansı bulunmayan kapitalist sistem, buna karşı mücadeleyi örgütleyen devrimci güçlere türlü yöntemlerle azgınca saldırıyor. Kürt halkına dönük imha ve inkâr politikalarını sosyal yıkım saldırılarıyla birleştirerek işçi ve emekçilere kölece yaşam koşulları dayatılıyor. Artan faşist saldırganlığın yanısıra üniversitelerde ardı arkası kesilmeyen soruşturma ve cezalarla gençlik de bu saldırıların hedefi haline getiriliyor..

İşçi sınıfının devrimci sesi olan gazetemiz Kızıl Bayrak’a yönelik son “yayın durdurma” kararı da bu bütünlüklü saldırının bir ayağını oluşturmaktadır. Kızıl Bayrak’a yönelik saldırı, her yönüyle çürümüş bu düzene karşı verilen mücadeleden egemenlerin duyduğu korkunun açık bir göstergesidir!

Devrimci siyasal faaliyetimiz bugüne değin düzenin türlü saldırılarına rağmen nasıl tüm tokluğu ve iddiasıyla devam ettiyse, bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir.

Devrimci basın susturulamaz! Çünkü Kızıl Bayrak mücadelesini burjuva düzenin yasallığına yaslanarak değil, tarih boyunca işçi ve emekçilerin yürüttüğü haklı mücadeleye dayanarak yürütüyor.

İşçi sınıfı devrimciliğinin gençlik alanındaki temsilcisi olan Ekim Gençliği olarak bulunduğumuz tüm alanlarda mücadeleye her zamankinden daha fazla yüklenmek sorumluluğuyla karşı karşıya olduğumuzun bilincindeyiz. Bu bilinçle Kızıl Bayrak’ımızı daha da yukarı çıkarma kararlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

Ekim Gençliği


Mücadele Birliği: Kızıl Bayrak susturulamaz!

Kapitalist sistemin krizi derinleştikçe saldırıları da artıyor. Daha önce Y. E. Mücadele Birliği dergisi de dahil olmak üzere birçok yayına birçok kez kapatma ve yayın durdurma cezası verilmiş, çalışmalar engellenmeye çalışılmıştı. Geçtiğimiz ay dergi büromuz ve Ayışığı Sanat Merkezleri basılarak okurlarımız ve çalışanlarımız gözaltına alınmış, 6 kişi tutuklanmıştı. Bu saldırıların en son halkası da Kızıl Bayrak dergisine verilen kapatma cezası oldu.

Gazetenin basıldığı Gün Matbaası’na ulaştırılan tebliğat ile Kızıl Bayrak’ın 2008/44 sayılı, 7 Kasım 2008 tarihli sayısı nedeniyle bir ay süreyle yayınının durdurulduğu bildirildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara, ilgili sayıda yer alan etkinlik haberi, bu etkinlikte yapılan konuşmalar ve etkinliğe gönderilen mesajların gerekçe gösterildiği öğrenildi.

Mücadele Birliği dergisi olarak Kızıl Bayrak dergisi çalışanları ve okurlarıyla dayanışma içerisinde olacağımızı duyuruyoruz.

Kızıl Bayrak susturulamaz!

Devrimci basın susturulamaz!

Yaşasın devrimci dayanışma!

Mücadele Birliği


Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin soluğu susturulamaz!

Sermaye devleti son aylarda terörünü daha da artırarak devrimci-sosyalist basına yönelik saldırılarını tırmandırdı. Toplumsal muhalefete, Kürt halkına, devrimci güçlere, işçi ve emekçilere yönelik saldırılardan devrimci-sosyalist basın da payına düşeni almaktadır. Devrimci-sosyalist basına yönelik baskılar ve kapatma kararları toplumun gerçekleri görmesi ve tepki göstermeye başlamasından duyulan rahatsızlığın bir ifadesidir.

Türkiye’deki sosyalist-devrimci basına yönelik saldırıları nefretle kınıyoruz. Gazetemize yönelik kapatma saldırısı Stuttgart’ta 6 Aralık günü düzenlenecek yürüyüşle protesto edilecektir. 6 Aralık’ta Kızıl Bayrak’ı daha da yukarlarda dalgandırarak, gazetemizi işçi ve emekçilere ulaştırmaya devam edeceğiz.

Devrimci basın üzerindeki baskı ve sansüre hayır!

Kızıl Bayrak / Stuttgart