20 Ekim 2006 Sayı: 2006/41 (41)
  Kızıl Bayrak'tan
   Metal TİS’leri uyuşmazlıkla sonuçlandı... Sürecin seyrini mücadeleci sınıf
inisiyatifleri tayin edecek
  MESS’in kölelik dayatmasına karşı
kararlı bir mücadele şart!
  Türk Metal yeni bir satışa hazırlanıyor!
  İhanete ve satışa geçit vermeyelim!
Ermeni sorunu, Kürt sorunu, Kürt sorunu, özgürlükler ve haklar sorunu
Kürt sorunu ve “demokrat” maskeli
Ağar’ın yarattığı boş beklentiler
Soruşturma karşıtı mücadele güncel
saldırılarla bağı içinde ele alınmalı
 Eylem ve etkinlikler
  E. Atalay’ın yanıtı sendika bürokrasisi
gerçeğine aynı tutuyor (Orta sayfa)
  İstanbul İşçi Kurultayı tanıtım toplantıları
sürüyor
  Sınıf hareketinin sorunları ve İstanbul İşçi
Kurultayı üzerine işçilerle konuştuk
  29 Ekim’de toplanacak OSİM-DER Genel
Kurulu üzerine Dernek Başkanı ile
konuştuk.
  TMMOB mitingi üzerine
  İngiltere’de öğretim görevlilerine ajanlık
dayatması
  Siyonistler Filistin halkı üzerinde kimyasal silahlar deniyorlar
  Sri Lanka’da çatışmalar şiddetleniyor
  BM’ye ABD-İsrail işbirlikçisi genel
sekreter
  12 Kasım’da İstanbul İşçi Kurultayı’nda
buluşalım!
  Yılmaz Güney ve Ruhi Su Berlin’de bir
etkinlikle anıldı
  TAYAD’dan tecrit sempozyumu
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

TMMOB mitingi ve gösterdikleri

“Emeğe, insanımıza, üyemize, yaşama, mesleğimize, ülkemize sahip çıkıyoruz!” şiarıyla düzenlenen TMMOB mitingi elverişsiz hava koşullarına rağmen kitlesel bir katılımla gerçekleştirildi. Ankara Garı'ndan Sıhhiye Meydanı'na yapılan yürüyüş sırasında; savaşa ve emperyalizme karşı sloganların yanısıra, özelleştirme, neoliberal ekonomi politikaları ve meclis gündemine gelmesi beklenen yabancı mühendislerin denklik aranmadan Türkiye'de çalıştırılmasının önünü açacak olan yasaya karşı sloganlar öne çıktı. Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı mitingde binlerce gencin kendi şiarlarıyla alanı doldurması ise dikkat çekiciydi. Yanısıra Makine Mühendisleri Odası'nın katılımı da yoğun oldu.

Miting Ankara'da yapılmış olmasına rağmen, Makine Mühendisleri Odası dışında Ankara'nın toplam katılımının zayıflığı dikkat çekiciydi. Bunda yağmurun olduğu kadar önden iyi bir hazırlık yürütülmemiş olmasının da etkisi var. Diğer iller ise yapılan ön hazırlık çalışması gözetildiğinde anlamlı sayılabilecek bir katılım gerçekleştirdiler. Diğer illerden gelenler içinde gençliğin belirgin bir ağırlığı varken, Kürdistan'dan gelen kortejlerde ise Kürt sorununa dair vurgular ön plana çıktı.

Mitingin yapılmasının gerisindeki kaygılar

Mitingde birçok saldırı gündeme getirilse de temel olarak, sermayenin mühendisleri ucuz işgücüne dönüştürmeye dönük saldırılarının, yani yabancı mühendislerin ülkede çalışmaları sırasında daha önce aranan denklik zorunluluğunun kaldırılması ve mesleki yeterlilik konuları esas gündem olarak yer aldı.

Bugüne kadar sermayenin onca saldırısı karşısında açıklamalar dışta tutulursa fiili olarak anlamlı bir çıkış örgütlememiş olan TMMOB'un bugün böylesi bir miting yapmış olması da düşündürücüdür. Yapılan mitingin gerisinde ucuz işgücü olmak istemeyen mühendislerin tepkisi kadar, TMMOB bünyesinde elit bir tabaka oluşturmuş olan mühendis- mimarların ekonomik çıkarlarının zarar göreceği ve yetkilerinin kısıtlanacağı düşüncesi de yatmaktadır.

Miting öncesi süreçte ağırlıklı olarak hemen hemen tüm illerde gerçekleştirilen basın açıklamaları, merkezi yerlerde açılan standlarda mitinge çağrı faaliyeti, toplu bildiri dağıtımları ve sendika, DKÖ ziyaretleri gerçekleştirildi. Mitingin gündeminde yeralan diğer konu başlıkları üzerinden pratik olarak eylemli bir hat izlenmediği için toplumsal muhalefetin diğer kesimlerinin eyleme katılımı sembolik kaldı. Buna rağmen alana yansıyan rakam anlamlıdır. Ancak TMMOB gibi yaklaşık 280 bin üyesi bulunan bir kurumun sermaye cephesinden kendisine yönelik önemli saldırıları hayata geçirmeye çalıştığı bir dönemde, hazırlıksız ve sonrası planlanmamış eylemlerle günü kurtarmaya çalışmış olması mevcut TMMOB yönetiminin bu süreci aşmak ve saldırıları püskürtmek noktasında yetersiz ve hazırlıksız olduğunu göstermektedir.

TMMOB yönetimi ülkedeki diğer emek örgütlerine ve devrimci demokrat kesimlere de çağrılar yapılmış, tüm bu kesimler TMMOB pankartı arkasında alana taşınmaya çalışılmıştır. Bunun gerisinde de mevcut yönetimin tüm bu kesimleri kendine yedekleyerek elini güçlendirme çabası bulunmaktadır. Farklı süreçlerde adı bile anılmayan ve mümkün oldukça süreçlerin dışında tutulmaya çalışılan yetkin mühendislik karşıtı yüzlerce öğrencinin alana kendi çalışmaları üzerinden katılması ise, TMMOB yönetiminin saldırılar karşısında açık ve net bir tutum içinde olmadığını göstermektedir.

TMMOB sonrasında ne yapacak?

Türkiye'nin dört bir yanından gelen binlerce mühendis ve mimar gündemde olan saldırılara karşı sloganlarını haykırıp tepkilerini dile getirdiler. Ancak Ankara mitingi sonrası TMMOB'un mitingin de gündemlerinde yeralan sorunlar karşısında nasıl bir pratik tutum alacağı, nasıl mücadele edeceği belli değildir. Sendikalardan da bildiğimiz günü birlik eylemler süreci göğüslemek için yeterli olmamaktadır.

TMMOB, bundan sonra nasıl bir mücadele yürüteceğini netleştirmek, buna uygun bir pratik sergilemek durumundadır.

Saldırılara karşı gençliğin yanıtı: “Yetkin mühendisliğe hayır!”

Bugün, gündeme gelen saldırılar karşısında TMMOB'un daha ileriden adımlar atmasını beklemek çok mümkün değil. Üstelik TMMOB kendi cephesinden bu saldırıların bir kısmının da fiili uygulayıcısı durumundadır. Yetkin mühendislik saldırısında İMO'nun sermaye adına üstlenmiş olduğu uğursuz rol; yeni mezun, yetkin olmayan mühendislerin ucuz işgücü olarak sermayeye sunulması anlamına gelmektedir. Bu durum karşısında gençlik bileşenlerinin tepkilerini miting içerisinde örgütlü olarak ortaya koyabilmeleri oldukça anlamlıdır.

Bu saldırı karşısında muhalif seslerin bastırılması ve gençlik örgütlenmelerinin önünün kesilerek etkisizleştirilmesine dönük adımlar özellikle Genel Kurul sürecinde öne çıkmış, sonrasında da sürmüştü. Yetkin mühendislik saldırısına karşı özellikle Genel Kurul döneminde etkin bir faaliyet yürüten gençlik içindeki muhalif kesimlerin kendilerini alanda ifade edebilmeleri ve hatırı sayılır bir kitleyi biraraya getirmeleri son derece önemli ve anlamlıdır. Ancak mitingde gençlik üzerinden yansıyan tepkinin bundan sonra da sürmesi ve mücadelenin ortaklaştırılması ihtiyacı da ortadadır. Gençlik cephesinden haykırılan “Yetkin mühendis olmayacağız!”, “Sermayenin kölesi olmayacağız!”, “Savaşa değil eğitime bütçe!” şiarları bir bilinci ve kararlılığı dile getirmektedir. Bu çerçevede daha güçlü ve sürekliliği sağlanmış bir çalışma ortaya konulduğunda, saldırıların püskürtülmesi için daha geniş güç ve olanakların ortaya çıkarılabileceğine de kuşku yoktur.

TMMOB yönetimi saldırının gerçek kaynağının üstünü örterek hedef saptırıyor!

Miting alanına girildiğinde söz alan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Türkiye'de ve dünyada sermayenin neoliberal politikalarının bir ürünü olarak gündeme gelen emek karşıtı saldırılara karşı mücadele çağrısı yaparken AKP karşıtlığını öne çıkarması, TMMOB'un bundan sonra nasıl bir mücadele yol ve yöntemi izleyeceğinin de ipuçlarını taşıyordu. Bunun bir sonucu da CHP milletvekillerinin alana gelerek mitinge destek verdiklerini göstermesi ve böylece CHP gibi bir gerici düzen partisinin meşrulaştırılmaya çalışılması oldu. Bunun gerisinde mevcut TMMOB yönetiminin sermayenin saldırıları karşısında sermayenin kendisini değil onun hükümetteki uygulayıcısını hedef olarak görmesi ve göstermesi yatmaktadır.

Sermayenin saldırıları karşısında mücadele çağrısı yapan Soğancı, yine sermayenin çıkarları doğrultusunda gündeme gelen yetkin mühendislik saldırısına hiç değinmedi ve alanda buna karşı sloganlarını gür bir şekilde haykıran öğrencileri görmezden geldi.

Saldırıları püskürtmek için mücadele bayrağını yükseltelim!

TMMOB mitingi tüm olumsuz yanlarına ve yetersizliklerine rağmen binlerce mimar ve mühendisi alana taşıması, TMMOB içinde muhalif kesimlerin varlığını göstermesi ve gençlik içinde ortak şiar ve taleplerle birlikte mücadele edilebileceğinin bir örneği olması bakımından önemlidir. Özellikle gençlik içindeki muhalif gruplar bu süreçte elde ettikleri kazanım ve deneyimleri yeterince değerlendirip, uzun vadeli bir çalışmaya konu edebilirlerse, mevcut saldırılara karşı anlamlı bir mücadelenin yükseltilebilmesi olanaklı olacaktır.

Kızıl Bayrak/Ankara

---------------------------------------------------------------------------------------

TMMOB Gençliği Ankara'da taleplerini haykırdı

TMMOB tarafından düzenlenen 14 Ekim Mitingi Ankara'da gerçekleştirildi. Tüm Türkiye'den gelen mimar ve mühendisler ciddi bir katılım sağlarken, mitingin en dikkat çekici yanı öğrenci kortejlerinin kitleselliği ve oda kortejlerinde genç mimar ve mühendislerin ağırlığı oldu. Yoğun yağmur altında gerçekleşen mitinge yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Farklı illerden gelen katılımcılarla gardan başlayan yürüyüş sırasında oda kortejleri alfabetik sırayla yürüyüş kolunda yer aldılar.

Öğrenciler ise eyleme “TMMOB Öğrenci”, “Yetkin Mühendisliğe hayır!”, “Soruşturmalara, ticarileştirmeye, YÖK'e hayır!” pankartlarının arkasında katıldılar. Ayrıca İvme dergisi ve “İşgale ortak olmayacağız!” pankartı ile üniversite öğrencileri de aynı yürüyüş kolunda yer aldılar. Bizler de Toplumcu Mühendislik-Mimarlık Öğrencileri olarak “TMMOB Öğrenci” kortejinin arkasında katıldık.

Miting öncesi değerlendirmemizde öğrencilerin alandaki ortak duruşuna yaptığımız vurgu mitingde büyük ölçüde hayata geçti. Ancak şehirler arasında iletişim kanalının olmaması, İstanbul'da başlayan tek pankart taşıma tartışmasının diğer illerde yapılmasını engelledi. Mitingi örgütleyen bileşenin kişisel ilişkileri üzerinden kurulan bağlantılarda da büyük eksiklikler yaşandı.

Esas itibariyle daha önce İstanbul'da bulunan ancak sonradan dağıtılan “TMMOB Öğrenci” bileşeninin oluşturduğu korteje yaklaşık 600 öğrenci katıldı. Ayrıca öğrenci kortejinin önünde bulunan “Jeo-Genç” ve arkasında yer alan İvme ve “Devrimci Öğrenci Sendikası için Mücadeleye” pankartları ile bu sayı bine yaklaşıyordu. Mitinge öğrencilerin gösterdiği bu ilgi dikkat çekiciydi. Zira öğrenciler Yetkin Mühendislik tartışmaları nedeniyle TMMOB'a büyük tepki duyuyorlar. Üstelik “TMMOB Öğrenci” bileşeni de katılımı artırmak için mitinge özgü özel bir çalışma yürütmedi.

Öğrenci kortejlerine, Yetkin Mühendislik saldırısına karşı tavrı nedeniyle, oda yönetimlerine duyulan tepki hakimdi. Ayrıca Ortadoğu'da süren işgale ve emperyalizme karşı atılan sloganlar da dikkat çekiciydi. Mitingde öğrenciler tarafından ortaya koyulan irade ve duruş tüm eksikliklerine rağmen anlamlı ve gelecek için umut vericiydi. Zira eylem biraz alelacele örgütlenmişti. Eyleme katılım büyük oranda öğrenci komisyonlarının tek tek yaptığı çağrılar ve siyasal gençlik gruplarının özel ilgisi üzerinden gerçekleşti.

Birçok eksiklikten bahsedebiliriz ancak daha önce ilk kez TMMOB Genel Kurulu'na katılan ve protesto eden öğrenciler, bu defa yine bir ilki gerçekleştirerek kendi kimlikleri üzerinden alanlara çıktılar. Tüm bunlar ise belli plan dahilinde ve ne istediğini bilenlerin ortaya koyduğu çabalar üzerinden şekillendi. Bu önemli bir nokta. Zira yapılan tüm eksiklere rağmen ilk kez söylenenlerin yapılabiliyor olması, belirlenen hedeflere asgari olarak ulaşılması anlamlı.

14 Ekim'de ortaya konulan irade bundan sonrasını da beliryecektir. Öğrenciler gelecekleri için alanı doldurdular. Oda yönetimlerinin ısrarla bölmek ve dağıtmak üzerine yaptığı çağrılara rağmen öğrenciler kendi duruşlarını alana yansıttılar. Öğrenci kortejinden yükselen en gür sloganlar YÖK'e ve üniveristelerde süren baskılara karşı oldu. Toplanma sırasında miting görevlerinin engelleme çabalarına rağmen öğrenciler saldırılara karşı tepkilerini dile getirdiler.

Bundan böyle bu gidiş dizginlenemez. Ya biz ve gelecek kazanacak ya da onlar ve karanlık kazanacak.

Toplumcu Mimarlık-Mühendislik Öğrencileri

--------------------------------------------------------------------------------------

SES Merkez Temsilciler Kurulu toplantısı yapıldı

Sağlık Emekçileri Sendikası Merkez Temsilciler Kurulu (MTK) toplantısı 14-15 Ekim tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirdi. MTK, SES Genel Başkanı Köksal Toptan'ın konuşmasıyla başladı. Konuşmanın ana gündemleri siyasal süreç ve ABD'nin Ortadoğu'ya müdahalesi, neo-liberal saldırı dalgası, terörle mücadele yasası ve devletin artan baskı politikaları, KESK'in ve SES'in durumu, önümüzdeki dönemin planlanması ve saldırıların karşılanma stratejileri, KESK ve SES tarafından ilan edilen mücadele programının uygulanması oldu.

Kurulda konuşan sağlık emekçileri Ortadoğu'daki emperyalist müdahaleye dikkat çekerek bunun karşısında mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini dillendirdiler.

Toplu görüşme sürecinde KESK'in masadan çekilmesini olumluluk olarak nitelendiren şubeler, sonrasının planlanmamış olmasının önemli bir eksiklik olduğunun altını çizdiler. KESK tarafından Kasım ayı sonunda Aralık ayı başında gerçekleştirilmesi planlanan iş bırakma tarihinin hala belirlenmemiş olması temsilcilerin dikkat çektiği bir diğer noktaydı.

İş bırakmaya paralel olarak sağlık işkolunun durumu ayrıntılı olarak tartışıldı. Sağlık işkolunda kadrolu istihdamın %50-60 civarında olduğu belirtilen tespitlerde sadece kadrolu emekçileri hedef alan bir çalışmayla sürecin karşılanamayacağı vurgulandı. Sağlıkta dönüşümüm sonuçlarının görülmeye başladığı, bu nedenle yapılacak eylem ve etkinliklerin hizmetten yararlananların da desteğini alacağı tespiti yapıldı.

Temsilciler kurulunda öne çıkan bir diğer konu başlığı Kürt sorunu ve ateşkes çağrısıydı. Kürdistan'dan gelen delegeler KESK'in ve SES'in bu konuda daha fazla sorumluluk almasını talep ettiler.

Kızıl Bayrak/Ankara

---------------------------------------------------------------------------------------

İTO'dan Numune Hastanesi'nde eylem...

“Hastanemize sahip çıkıyoruz!”

12 Ekim günü saat 12.00'de Haydarpaşa Numune Hastanesi Vehbi Koç Acil Servis girişi önünde toplanan hastane çalışanları ve İstanbul Tabip Odası üyeleri, deprem hasarı nedeniyle güçlendirilmesi beklenen Haydarpaşa Numune Hastanesi'nin bahçesine köprülü kavşak yapılmasına karşı basın açıklaması yaptı.

100'ü aşkın doktor ve çalışanın katıldığı açıklamada İstanbul Tabip Odası pankartı açılarak, toplu bir şekilde E-5 Karayolu'nun yarısı trafiğe kapatılarak köprülü kavşağın yapılmak istendiği yere gidildi. Burada Türk Tabipler Birliği adına yapılan konuşmada; sağlığın ticarileştirilmesinin bir parçası olarak Numune Hastanesi'nin sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini, bütün uyarılara rağmen Belediye ve Sağlık Bakanlığı'nın bu girişimlerine sağlık emekçilerinin izin vermeyeceği vurgulandı. Ardından okunan basın metninde ise şu ifadelere yer verildi: “... Türkiye'nin ilk Tıp Fakültesi olan, yıllarca uzman yetişen ve sadece bulunduğu Kadıköy ve Üsküdar ilçesine değil Anadolu'ya hizmet veren Haydarpaşa Numune Hastanesinin kavşağa yani ranta feda edilmemesi için AKP Hükümeti ve Sağlık Bakanı'nı bir kez daha uyarıyor ve kamuoyunu hastanemize sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

Basın mensuplarına yapılmak istenen saldırı anlatıldıktan sonra eylem sonlandırıldı. Eylemde, “Hastaneler rant kapısı değildir!”, “Hastanemize sahip çıkıyoruz!” dövizleri taşındı.

Kızıl Bayrak/Kartal