Kapitalist düzenin saldırılarını giderek yoğunlaştırdığı, ilerici-devrimci güçlere yönelik baskı ve terörünü artırdığı, özellikle Kürt halkının haklı ve meşru taleplerine karşı şovenizm rüzgarını estirdiği bir dönemde, mücadele bayrağını yükseltmek komünistler için temel bir görevdir. Bizler de liseli genç komünistler olarak bu görevi yerine getirmek amacıyla ilk adımımızı atmış bulunuyoruz.

Uzun zamandır çalışmalarını yürüttüğümüz girişim çalışmalarımıza, 8 Nisan'da yaptığımız piknikle noktayı koyduk, Bursa Liseli Gençlik Platformu-Girişimi'ni kurduk. Etkinliğe katılımın nispeten düşük olmasına rağmen, nitelik açısından anlamlı bir gün geçirdik. Yağmurun bastırmasına rağmen mücadelemizi BLGP-G adı altında somut bir örgütlülüğe kavuşmanın verdiği coşku ve kararlılıkla tartışmalarımızı sürdürdük. Bu tartışmalardan oldukça anlamlı sonuçlar çıkardık. Temel sorunları ve zaafiyet alanlarımızı daha derin bir biçimde tartışma imkanı bulduk.

Yaptığımız planlar doğrultusunda yeni bir döneme hazırlanıyoruz ve girişim olmaktan aldığımız güçle mücadeleyi daha da yükseltiyoruz.

BLGP-G

---------------------------------------------------------------------------------------

İzmirli liseliler 1 Mayıs'a yürüyor!

İzmir Liselilerin Sesi okurları olarak Çiğli ve Buca'da 1 Mayıs çalışmalarını başlattık. 15 Nisan günü “Paralı eğitim ve liseli gençlik mücadelesi” konulu bir seminer düzenleyeceğiz. Ayrıca iki lisede Liselilerin Sesi imzalı “Müşteri değil öğrenciyiz” başlıklı anket çalışmasını 1 Mayıs'a kadar sürdüreceğiz.

Çiğli İşçi Kültür ve Sanat Evi Liseli Komisyonu tarafından hazırlanan broşürün dağıtımı gerçekleştirilerek liselilerin 1 Mayıs'ta alanlara çıkması için çağrı yapılacak. Yanısıra 1 Mayıs konulu bir etkinlik programının tanıtımı yapılacak.

Ayrıca üniversiteli ve liseli gençlik ortak bir “1 Mayıs'a Doğru Birlik ve Dayanışma Pikniği” gerçekleştirecek. Buca'da ise 15 Nisan günü biraraya gelecek liselilerle paralı eğitim ve örgütlenme başlıklı bir toplantı ile, belirlenen liselerde 1 Mayıs ve 1 Mayıs öncesi planlanan pikniğin çalışması yapılacak.

Liseli Ekim Gençliği/ İzmir

--------------------------------------------------------------------------------------

YTÜ'de Yetkin Mimarlık-Mühendislik'e karşı çalışmalar devam ediyor!

Çalışmalarımıza başladığımız günden bu yana binlerce öğrencinin bu yeni saldırıdan haberdar olmasını sağladık. 24 Mart'ta gerçekleştirdiğimiz söyleşi sonrası yaptığımız açık toplantıya 35 civarında öğrenci katılmıştı. Toplantıda yapılan tartışmalar öğrencilerin bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadığını açığa çıkarmıştı. Son olarak İnşaat Mühendisleri Odası'nın hazırladığı taslağın Danıştay tarafından durdurulması öğrenciler arasında bir rehavet yarattı. Bunun üzerine, bu saldırının aslında İMO'nun yasa taslağından ibaret olmadığı, saldırının neo-liberal dönüşümler ve AB uyum yasaları çerçevesinde ele alınması gerektiği konusunda derinleşmeye çalıştık. Bu yönde gerçekleştirmek istediğimiz ikinci açık toplantı idarenin provokasyonu nedeniyle gerçekleşemedi.

Planladığımız açık toplantının terörize edilmesine karşı etkinliklerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Her gün düzenli olarak açtığımız masa, yaygın olarak kullandığımız afiş ve broşürlerimizle öğrencileri yetkin mühendislik konusunda bilgilendiriyoruz. 12 Nisan günü bir panel gerçekleştirdik. MMO İstanbul Şubesi eski başkanı Mustafa Aral ve Mimarlar Odası'ndan Mücella Yapıcı'nın katıldığı panelde yetkin mühendislik-mimarlık üzerinden dönen tüm tartışmaların aslında AB emperyalizmi ve neo-liberal sermaye politikalarının bir yansıması olduğu vurgulandı. Bunu durdurmanın tek yolunun mücadeleden geçtiği ve bu konuda Fransa gençliğinin iyi bir örnek olduğu belirtildi. Etkinliğe yaklaşık 30 kişi katıldı.

YTÜ Toplumcu Mimarlık-Mühendislik Öğrencileri

---------------------------------------------------------------------------------------

Mamak'ta devrimci çalışmaya müdahale...

Faşist saldırılara ve çetelere geçit vermeyeceğiz!

Sefalet koşullarının derinleşmesinin işçi ve emekçiler üzerindeki tahrip edici etkisi giderek daha açık gözleniyor. Özellikle emekçi semtlerinde kültürel dejenerasyonun ağır sonuçları devrimci çalışmaya dönük saldırıların artmasıyla birlikte daha net görülebiliyor. Devrimci bir geleneğe sahip emekçi semtlerinde devletin özel yönelimlerinin ürünü olan çeteler, dönem dönem devrimci çalışmanın önüne geçmeye cüret edebiliyor.

Ancak, 2 Nisan günü İşçi-Köylü gazetesi dağıtımı yapan devrimci dostların uğradığı saldırıda olduğu gibi, bu çetelerin saldırılarına her zaman gerekli yanıt veriliyor. Bu tür saldırılara karşı devrimci dayanışmanın olumlu örneklerinin Mamak'ta yaşandığını ve ortak tutumun en kısa zamanda alındığını söyleyebiliriz. 2 Nisan günkü saldırıdan iki gün sonra saldırının olduğu Ege Mahallesi'nde ortak bir eylem düzenlendi. Mahallede yaşayan emekçiler üzerinde olumlu etki yaratan eyleme 55 kişi katıldı. Mamak İşçi Kültür Evleri olarak devrimci çalışmaya dönük saldırının yanıtsız kalmayacağını pratik tutumumuzla gösterdik. Eylemde, devrimcilerin yürüttüğü faaliyetin devletin her türlü terör ve baskısına rağmen tüm gücüyle sürdüğü, öte yandan kendi davası uğruna mücadele etmeyen işçi ve emekçi çocuklarının düşmanın çıkarları uğruna nasıl kullanıldığı vurgulandı. Eylemde “Yozlaşmaya, faşist saldırılara ve çetelere geçit vermeyeceğiz! Devrimci çalışma engellenemez!” şiarlı pankart açıldı ve eylemi düzenleyen kurumlar adına konuşmalar yapıldı.

Mamak İşçi kültür Evleri çalışanları