12 Mart 2005
Sayı: 2005/10 (10)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yeni saldırı dalgasına karşı hazırlanalım!
  4 Mart eylemi ve özelleştirmeye karşı
birleşik mücadele arayışı
  SEKA direnişi bitti, mücadele sürüyor
  Türkiye uyuşturucu, kara para aklama ve
kayıt dışı “cennet”i
  Başbakan sermaye adına pazarlamacılık yapıyor!
  8 Mart eylemi, provokasyon edebiyatı ve
dökülen demokrasi cilası
  Sınıfsal özüne uygun ve devrimci bir 8 Mart mitinginin ardından
  İstanbul’daki devrimci 8 Mart eylemi üzerine
  Ankara’da 8 Mart eylemlerinde iki farklı tutum
  8 Mart kutlamalarından
   Mamak'ta Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinlik Haftası
 İşçi-emekçi eylemleri
  SEKA işçileriyle dayanışma eylemleri
  Ulusal sorun ve Kürt hareketi/5: “Demokratik uygarlığın” sağı ve solu
  Lübnan’daki Suriye askerleri bahane
 ABD İsrail’i tehdit aracı olarak kullanıyor
“Mühendislik nereye gidiyor?”
 ÇÜ.’nde son sürecin gösterdikleri
Kadın sorunu/2; Kadın sorunu özünde emekçi kadınların sorunudur!
AB Troyka toplantısı
Bültenlerden...
Küresel ısınma
Yerel basından; Rüzgar tersine dönüyor
İran Komünist İşçi Partisi'nin ABD'nin askeri tehditlerine ilişkin bildirgesi
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Rüzgar tersine dönüyor...

Seka direnişi nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...

Herkes ezberini yeniden gözden geçirecek..

Geçirmeli..

Kamu girişimciliği ulusal ekonomi üzerinde yükmüş öyle mi..?

Bak sen..

Kamu çalışanları hazır yiyiciymiş öyle mi..?

Vay.. Vay.. Vay..

Nasıl da eminler kendilerinden..

Hele eski Seka Genel Müdürü yeni Maliye Bakanı'nın ağzından bal damlıyor..

Çok kararlı çok..

Çok biliyor..

Seka işçisi ve bütün KİT'ler vatandaşın sırtında yükmüş..

Bak sen..

Bu gibi tesislere yatırım yapmayan kim..?

İşçi mi..?

Bu gibi tesisleri böyle sanayi mezarlığı haline getiren kim..?

İşçi mi..?

Bu gibi tesislere yıllar boyu ihtiyaçtan fazla adam dolduran kim..?

İşçi mi..?

Yıllarca bu gibi tesislerin hammadde, yardımcı madde, malzeme alımlarına fesat karıştıran kim..?

İşçi mi..?

Bu tesislerin ürün satışlarında yıllarca partili yandaşlarına akıllara zarar rantlar üleştirmeye doymayan kim..?

İşçi mi..?

Bu tesislerin yönetimlerini, amca oğlu, siyasi yandaş, kanka, kayınço yöneticilerle dolduran kim..?

İşçi mi..?

Bu tesisleri yönetemeyen kim..?

İşçi mi..?

Daha on sene önce bu tesisler ulusal ekonomi için 104 milyon dolar değer yarattılar..

Gece-gündüz çalıştılar..

Seka'nın dokuz müessesesi, 1995 yılında 400 milyon dolar ciro ve 104 milyon dolar kâr yarattı..

Bu beğenmedikleri işçilerle yarattı..

Bu beğenmedikleri makinalarla yarattı..

İnanmayan dönemin TBMM KİT Komisyonu tutanaklarına baksın..

İnanmayan o dönemin SEKA çalışanlarına, SEKA müşterilerine sorsun..

İnanmayan, Türkiye Selüloz ve Kağıt Sanayicileri Vakfı'nı (Bir özel sektör kuruluşudur) arasın..

Bu tesisler zarar ediyor öyle mi..?

Bu tesisler, vatandaşın cebine yük öyle mi..?

Sen yönetmeyi beceremeyeceksin..

Becermeye üşeneceksin..

Bu ülke için değer yaratmak diye bir derdin olmayacak..

Bu ülke için değer yaratmaya üşeneceksin..

Sonra kabahatli işçi, kabahatli tesisler olacak öyle mi..?

Eğitimi de idare edemiyorsun..

Okulları da kapatsana..

Kimi bakanlık bürokrasilerin de boğazına kadar yolsuzluğa batmış..

Bürokrasini yönetemez durumdasın..

Bakanlıklarını da kapatsana..

Şimdi ezberleri gözden geçirme zamanı..

Yeryüzünde varolmanın biricik yolu değer yaratmaktır..

Yani üretimdir..

Özel sektörünün bu ülkenin ihtiyaç duyduğu ilave 1.5 milyon ton kağıdı üretecek yatırımı yapacak gücü var mı..?

Bu kadar parası var mı..?

De ki parayı buldular..

Bu yatırımı tamamlayabileceği güvenli bir ekonomik ortam sağlayabiliyor musun..?

Yani kapattığın fabrikaların yerine yenisini koyabiliyor musun..?

Kapattığın fabrikaların yerine yenileri konulabiliyor mu..?

Efendim, ithalat yapsınlarmış..

Daha ucuzmuş..

Yani..?

Yani bu ülkenin kıymetleri durmadan dışarıya gitsin..

Fabrikalar kapansın..

Kapanan fabrikaların yerine yenisi konmasın..

Üretim olmasın..

Değer yaratılmasın..

Dış borçlar ödenemesin..

Dış borçlar katlansın..

İşsizlik yükselsin..

Yoksulluk yaygınlaşsın..

Daha çok borç para bul..

Bunu marifet gibi anlat..

İşbirlikçi bir kısım medya, kaynana dizileriyle fakir fukarayı uyutsun..

Anladık kendine fevkalade Müslümansın..

Şahane işler kuruyorsun..

İşbitiricisin..

Büyük büyük şirketler, trilyonluk dağıtım işlerini senin şirketlerine veriyorlar..

Oğluna Dünya Bankası'nda istikbal arıyorsun..

Bush, Blair oğluna iltifat ediyor, pek memnun oluyorsun..

Ama az kaldı..

Çok az kaldı..

Sen de yüzleşeceksin..

Süslü söylemlerin yaldızları boyaları dökülmeye başladı..

İşbirlikçi medyanın reytingleri yerlerde sürünüyor..

Türkiye, SEKA ile tek ses, tek soluk oldu..

SEKA yıllar sonra büyük misyonunun hakkını vermeye devam ediyor..

SEKA efsanesi sürüyor..

Sürecek..

SEKA kurulurken yeni, aydınlık bir dönemin habercisiydi..

Şimdi direnirken karanlığın sonunu müjdeliyor...

Ufuk Saka

(Özgür Kocaeli, 09 Şubat ‘05)