CİA ajanı Allavi Irak halklarının değil, emperyalist barbarların temsilcisidir...
Yetki devri emperyalist işgali meşrulaştıramaz!
Iraktaki işgal yönetimi, planlanandan iki gün önce egemenliği geçici hükümete devretti. Egemenlik devri başkent Bağdatta işgal güçleri karargahı yakınında bulunan kukla hükümet binasında yangından mal kaçırır gibi bir törenle gerçekleşti. Yetki devrinin, hem 30 Haziranda direnişçilerden beklenen saldırılardan kaçınabilmek, hem de kukla başbakan Allavinin Irak güçlerinin eğitilmesi konusunda NATOdan talebine resmiyet kazandırmak için erkene alındığı söyleniyor.
Direniş korkusundan dolayı göstermelik tören gizli yapıldı
Gizli yapılan devir törenine katılan hükümet üyeleri ellerini Kuran üzerine koyarak yemin ettiler. Törende konuşan başbakan Allavi halka yabancı teröristlere karşı birlik çağrısı yaparak, Allah yanımızda. Ordu Irakın ordusu, Saddamın ordusu değil. Onlar kardeşlerimiz ve oğullarımız diye konuştu. Açık ki kukla hükümetin ordusu ise, tecavüzcü/işkenceci katiller sürüsünden oluşan işgal ordusudur. Dini motiflere bezenen bu seremoni, Amerikan uşaklarını halk nezdinde meşrulaştırmaya yetmeyecektir.
Haydutların İstanbul zirvesine yetiştirilen yetki devri, Bush-Blair katilleri tarafından, Irakta barışın kazanması şeklinde yorumlandı. CİA ajanı Allavinin NATOdan askeri yardım talebini de Irak halkının talebiymiş gibi yansıttılar. Oysa aynı günlerde işgal ordusunun kurşun ve bombaları, sadece iki günde yüzden fazla Iraklıyı katletti. Her gün kayıp veren işgal ordusu, direnişçilerin bulunduğu bölgelerde, etrafa yaylım ateşi açarak sivilleri toplu şekilde öldürüyor, savaş uçaklarıyla mahalle ve köyleri bombalamaya devam ediyor. Özellikle direnişin güçlü olduğu Felluce, Ramadi, Bakuba gibi kentler ile Bağdatın bazı semtleri emperyalist orduların bombardımanı altında bulunuyor.
Emperyalist işgal ordusu yerli yerinde
1 Temmuzda Irak halkı için hiçbir şey değişmeyecek. Zira yönetim devri savaş kundakçılarının hazırladığı bir mizansenden ibarettir. Başbakan ilan edilen İyad Allavinin ilk açıklaması, NATOdan askeri yardım talep etmek oldu. 160 bin askerden oluşan işgal ordusu da katliam, tecavüz ve işkencelere aralıksız devam edecek. Kukla hükümetin bu ordu üzerinde hiçbir söz hakkı olmayacak. İşgal orduları istedikleri gibi hareket edecek, istedikleri yeri bombalayacak, istediği yerde katliamlar yapacak. İşbirlikçi takımının payına düşen ise bu barbarlığı alkışlama onursuzluğudur.
Kuklalara biçilen aşağılık rol işgal ordusunu alkışlamakla da sınırlı değil. Hükümetin toplam 25 bakanı Iraklı olacak. Buna karşın 200e yakın Amerikan-İngiliz danışman faaliyetlerine devam edecek. Bu danışmanlar, bakanlardan daha fazla yetki sahibi olacak ve son sözü onlar söyleyecek. Yani hükümet, kirli savaş şefi Negroponte ve danışmanlarının emirleri altında çalışan bir iradesiz düşkünler topluluğundan ibarettir.
Uşakların direnişi tasfiye planları tutmayacak
Amerikan ajanı Allavi, Bugün tarihi bir gün. Güvenlik durumunu kontrol edebileceğimizi düşünüyoruz. Irakta kan iyi bir neden için, demokrasi ve özgürlük için döküldü, Şiddet olaylarını bastırıp, sorumlularını yenilgiye uğratacağız gibi laflar etmeye başladı. Iraktaki tablo bu düşkünün sarfettiği iddialı sözlerin gerçeğe dayanmadığını gösteriyor. Zira kukla hükümet kendi güvenliğini bile sağlamaktan acizdir. Bunun en açık göstergesi bizzat bu sözlerin söylendiği törenin gizli yapılmış olmasıdır. Yine aynı günlerde savaş kundakçılarının başını çekenlerden ABD dışişleri bakanı Colin Powellın yaptığı açıklama da Allavinin iddiasına ters düşüyor. Powell, direnişin güçlenmekte olduğunu, Irakta iddi sorunlarla karşı karşıya bulunduklarını, dahası bu saldırıların 30 Hazirandan sonra duracağını düşünmek için bir neden olmadığını itiraf etti.
160 bin askerden oluşan ordularına rağmen işgalci güçler bile böyle bir iddiada bulunmuyorlar. Bu iddialı sözler, direnişçilere karşı kirli savaş yöntemlerinin yaygınlaştırılacağını ve Iraklı işbirlikçileri de işgalci güçlerin safında savaşa sokma hazırlığının işaretini veriyor. Kirli savaş şefi Negroponte de göreve başlamış bulunuyor. Bir yandan sıkıyönetim ilan etmeye hazırlanan kukla hükümet, öte yandan bir çeşit pişmanlık yasası hazırlayacağını da açıkladı. Yani havuç-sopa yöntemiyle direnişi bitirme hayalleri kuruyorlar. Soysuz işbirlikçi takımının arzusu, elbette direnişi bitirip Washingtondaki efendileriyle Irakın yağmasından pay almaktır.
Irakı ölüm tarlasına çeviren emperyalist barbarların yanlış hesabı nasıl ki direniş sayesinde Bağdattan döndüyse, onlara hizmet eden hırsız, ajan ve zorbalardan oluşan soysuz takımının hesapları da aynı akibete uğrayacaktır.
Amerikan Temsilciler Meclisinden
siyonizme tam destek
İsrail devletinin zorbalıkta sınır tanımaması, hiçbir kural ya da yasayı dikkate almaması, ABD emperyalizminden aldığı çok yönlü destek nedeniyledir. Diplomatik, askeri, siyasi, mali alanlarda verilen bu sınırsız destek sayesindedir ki siyonistler, Filistin topraklarının yüzde 78ini gaspetmiş bulunuyorlar. Kasap Şaron hükümeti bugünlerde Batı Şerianın bir kısmını daha gaspetme hazırlığı içinde. Yıkım ve katliamlar eşliğinde bu kirli hedefine ulaşmaya çalışıyorlar.
Amerikan Temsilciler Meclisinin Filistinli mültecilerle ilgili aldığı yeni karar, siyonistleri daha da azdıracak cinsten. Bu kararla, 4 milyona yakın Filistinli mültecinin topraklarına dönüş hakkı yok sayılıyor. Oysa BM kararları, İsrailin 1967 öncesi sınırlara geri çekilmesini gerektiriyor ve Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını tanıyor.
Haydutbaşı Bushun partisi Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisindeki temsilcisi Tom DeLay, alınan karar hakkında, 1949 öncesi sınırlara dönülmemelidir. Mültecilerin geri dönüş hakkı diye bir şey de yoktur diye konuştu. Bush yönetimine destek veren demokratların temsilcisi ise, kararın Filistin-İsrail barışına katkıda bulunacağını öne sürecek kadar küstahlaştı.
Siyonist saldırganlığın yoğun bir şekilde devam ettiği günlerde alınan bu kararla, ABD emperyalizminin Filistin halkının katledilmesindeki dolaysız suç ortaklığı bir kere daha kanıtlandı.
|