10 Nisan'04
Sayı: 2004/06


  Kızıl Bayrak'tan
  Yayılan ve sertleşen kararlı halk direnişi
  Şiiler birçok kentte silahlı direnişe geçtiler!
  Irak'ta büyüyen direniş, NATO zirvesi ve devrimci görevler
  Felluce'de kitlesel katliam ve görkemli direniş!
  NATO Zirvesi yaklaşırken devlet terörü tırmandırılıyor...
  Taleplerimizle 1 Mayıs'a hazırlanıyoruz...
  Bakırköy Sümerbank işçileri özelleştirmeye karşı direniyor!
  1 Mayıs, emperyalist barbarlığa, kapitalist sömürüye son verme çağrısıdır!
  İMF programları iptal edilsin!
  Seçim oyunu bitti, sıra saldırılarda
  "Ekonomi iyiye gidiyor" balonu sönüyor
  "Modern zamanlar"da işçi sağlığı ve iş güvenliği
  Sınıf ve kitle çalışmasında kazanımlarımızı büyütecek ve geleceği kazanacağız!
  Esenyurt ve Kıraç'ta seçim çalışması...
  Arafat şahsında hedeflenen Filistin direnişidir
  Bush'un "terör danışmanı"nın ifşaatları
  3 Nisan'da 2 milyon işçi ve emekçi alanlara çıktı...
  Avrupa'da yüzbinler alanlarda!
  Avrupa'da 3 Nisan gösterileri: Sosyal saldırılara karşı kitlesel sınıf tepkisi
  Olanakları güce dönüştürmek!
  Paris'te "İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği!" gecesi
  OSB ve İMES İşçileri Derneği açıldı!
  İmralı Partisi içinde neler oluyor?
  Adana'da saldırılar protesto edildi
  Basında Irak direnişi...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Siyonist saldırganlık tırmanıyor...

Arafat şahsında hedeflenen
Filistin direnişidir

Kasap Şaron yakında Washington’a giderek haydutbaşı Bush’la buluşacak. Katillerin buluşması öncesinde tırmanan siyonist saldırganlık, hergün yeni katliamlara imza atıyor. Yüzlerce İsrail askeri tanklar ve zırhlı araçlar eşliğinde Filistin mülteci kampları ile kentlerini işgal ediyor. Günübirlik yapılan katliamların yanı sıra onlarca Filistinli keyfi bir şekilde tutuklanmakta, işkenceli sorgulardan sonra İsrail zindanlarına kapatılmaktadır.

5 bin asker, 400 tank ve helikopterlerle Cenin mülteci kampında yapılan korkunç katliamın üzerinden iki yıl geçti. Filistin halkı Cenin’de kahramanca karşı koyan yüze yakın direnişçinin izinde giderek direnişini sürdürüyor. 3 Nisan’da Cenin katliamının ikinci yılını anmak için Gazze ve Batı Şeria’da toplanan 15 bin Filistinli direnişin işgal bitene kadar süreceğini bir kez daha haykırdı.

“İsrail’in gelecekte Arafat’a karşı
harekete geçmesi ihtimal dışı değil”

Bu sözler kasap Şaron’a ait. Aslında bu kirli niyet yeni değil. İsrail kabinesi aylar önce Arafat’ın “tasfiye edilmesi” gerektiğine ilişkin “ilke kararı” almıştı. O zaman yoğun tepkilerle karşılaşan siyonistler, söz konusu kararı hemen uygulamaya koymaktan çekinmişlerdi. Ancak son günlerde başta Şaron olmak üzere birçok İsrailli yetkili Arafat’ı hedef alan açıklamalar yapmaya başladı.

Filistin direnişinin simge isimlerinden biri olan Şeyh Yasin’in katledilmesinden sonra, sıranın Arafat’a geleceğine dair yorumlar yapıldı. Siyonistlerin niyeti de budur. ABD Dişişleri Bakan Yardımcısı Armitage’nin Arafat’ın sürgüne gönderilmesi ya da öldürülmesine karşı olduklarını söylemesi bir değer taşımıyor. Zirasiyonistler Amerikan emperyalizminin desteğini her zaman arkalarında bulmanın rahatlığıyla hareket ediyorlar.

Arafat’ın hayatta kalacağının garantisi olmadığını basın önünde ilan eden Şaron, Arafat’ın barış sürecinin önünde engel olduğunu öne sürdü. Başka bir açıklamada ise, Arafat’ın onlarca yıldır Yahudiler’in ölümünün sorumlusu olduğunu iddia ederek, “Yahudileri ya da İsrail vatandaşlarını öldürenler veya öldürmeye teşvik edenler ölümü hak etmektedir” dedi. İsrail sağlık bakanı ise, Arafat’ın bir an önce sürgüne gönderilmesini istiyor. Siyonist bakan, “Arafat’ın sürgüne gönderilmesi önemli, çünkü terör örgütlerine maddi destek sağlamayı ve lideri olduğu El Fetih hareketine bağlı El Aksa Şehitleri Tugayı’nı cinayet işlemeye teşvik etmeyi sürdürüyor” diye konuştu.

Uzlaşmacı çizgisi ve tutumlarıyla Filistinliler’in tepkisini çekmekle birlikte Arafat, Filistin davasıyla özdeşleşmiş bir kişilik. Dolayısıyla siyonistlerin Arafat’a yönelik iğrenç açıklamaları, gerçekte Filistin halkının haklı ve meşru davasını hedef almaktadır. Şaron’la diğer katillerin FKÖ liderine karşı kişisel bir kinleri olduğu açık, fakat onları asıl rahatsız eden Filistin halkının direngenliğidir. Zira siyonistler, Nazi’lerle özdeş tutulmalarına neden olan vahşi icraatlarını 60 yıldır sürdürdükleri halde bu direnişi kırabilmiş değiller.

Gelinen aşamada FKÖ temsilcileri de İsrail tehdidinin ciddi olduğunu düşünüyorlar. Filistinli bakan Saib Erakat, Filistin lideri Yaser Arafat’in İsrail tarafından suikasta uğrayacağına “ikna olduğunu” söyledi ve İsrail tarafından Filistin’deki önemli kişiliklere yapılan suikastlerin amacının, bölgede anarşi, şiddet ve aşırıcılığı arttırmak olduğunu belirtti.

İsrail’in tehditleriyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arafat ise, direnişçileri sahiplenerek Filistin halkının her gün maruz kaldığı zorbalığa dikkat çekti. “Şeyh Yasin bizim kahramanımızdır. Tıpkı öldürülen halk cephesi lideri Ebu Mustafa ve diğer El Fetih liderleri gibi. Benim için de ölüm önemli değil. Asıl önemli olan halkımın her gün maruz kaldığı davranışlardır” dedi.

Filistinli yoksullar da “ölüm tehdidi” altında

İsrail işgal ettiği Filistin topraklarında katliam ve yıkım yapmakla yetinmiyor. Yanı sıra Filistin ekonomisini de iflasa sürüklemek için her yola başvuruyor. Fabrika ve atölyeleri yıkıyor, Filistinli işçilerin İsrail’e geçişlerini yasaklayarak çalışmalarını engelliyor, ekinleri tahrip ediyor, su kuyularını betonla doldurup Filistinliler’in sebze-meyve yetiştirmelerini engelliyor, ekonomide önemli bir yeri olan zeytin ve narenciye ağaçlarını söküyor... Yani sadece bomba, füze ve kurşunlarla değil, aynı zamanda aç ve susuz bırakarak da Filistin halkını yoketmek için uğraşıyor.

Yıllardır devam eden bu barbarca uygulamalar sonucunda, Filistinliler’in büyük bir çoğunluğu hayatta kalmak için yardıma muhtaç hale getirildi. İsrail devletinin saldırganlığı karşısında bir şey yapmayan Birleşmiş Milletler, aç kalan Filistinliler’e yemek dağıtarak “günahlarından” arınmaya çalışıyor. BM’nin Filistinliler’e yardım kuruluşu UNRWA, Gazze Şeridi’nde yürüttüğü “acil gıda dağıtımı” kapsamında 600 bin Filistinli’ye yiyecek yardımı sağlıyor. Ancak Şeyh Yasin’in katledilmesinden sonra İsrail, “güvenlik önlemleri” gerekçesiyle, gıda taşımak için kullanılan boş konteynerlerin Gazze’den çıkarılmasına izin vermemeye başladı. Siyonistlerin bu saldırgan tutumuna utanç verici bir şekilde boyun eğen BM, Gazze Şeridi’ne yiyecek yardımı dağıtımını durdurma kararı aldı. u da 600 bin Filistinli yoksulun açlığa mahkum edilmesi anlamına geliyor.

Yine emperyalist destek!

Yaptıkları sayısız açıklama ile Filistin direnişine “terör” damgası vurmaya çalışan, aynı gerekçeyle direniş önderlerine karşı suikastlar düzenleyen siyonist katiller, Filistin halkı şahsında insanlığa karşı suç işliyorlar. Filistin topraklarının yüzde 78’ini gaspeden, 4 milyon Filistinliyi zorla mülteci durumuna düşüren, onbinlerce Filistinliyi katleden, binlerce evi yakıp-yıkan, köy ve kasabaları haritadan silen siyonist barbarlık bu gücü emperyalistlerin desteğinden alıyor. “Uygar Batı”, bu kadar ağır suçlar işleyen terörist İsrail devletinin, “kendini teröre karşı koruma hakkı olduğunu” iki de bir tekrarlayıp duruyor. İşgal karşıtı Filistin direnişi “terör” olarak niteleniyor.

Dolayısıyla, başta ABD olmak üzere emperyalistler ve bölgedeki işbirlikçileri Filistin halkına yönelik barbarlığın suç ortağıdır. Siyonist pervasızlığın gerisinde onlar duruyorlar.