İçindekiler: Aç
Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için;Birleşik mücadele, örgütlü direniş!
Merhaba arkadaşlar! Barikatları yıktığımız, öfkemizi isyan eylediğimiz, zorbalığa karşı birlik olduğumuz ve mücadelenin dersliğine çevirdiğimiz üniversiteye hoş geldin! Arkadaşlar! Öfkemizi büyüten ve Mart ayında isyanımızı tetikleyen tüm sorunlar yerli yerinde duruyor. Temel demokratik hak ve özgürlüklerimiz hala dizginsiz bir baskı ve zorbalığın hedefi durumunda. Belediyelerden üniversitelere değin kayyım saldırıları sürüyor. İşçi ve emekçilerin, kadınların, ezilen halkların en ufak hak arama eylemi yasaklanıyor, bir sosyal medya paylaşımı dahi dizginsiz şekilde polis ve yargı terörünün hedefi olabiliyor. Toplumsal muhalefeti hedef alan gözaltı ve tutuklama saldırılarına her gün bir yenisi ekleniyor. “Zorbalığa karşı isyanımız”, tek adam rejiminin arka bahçesi haline getirilen üniversitelerimizde soruşturmalara konu ediliyor. Kayyım rektörlerce eylemlere katılan yüzlerce arkadaşımız hakkında disiplin soruşturmaları açılıyor. Yurttan atılma, üniversitelerden ayları bulan uzaklaştırma cezaları ile karşı karşıya kalıyoruz. Arkadaşlar! Artan baskı ve zorbalığın gerisinde çürümüş ve çökmeye yüz tutmuş bir sistem ve onu temsil eden rejimin korkuları yer alıyor. Çünkü düzenleri tekliyor! Ülke tarihinin en ağır iktisadi-mali krizlerinden biri yaşanıyor. Ekonomik krizin bütün faturası ise işçi ve emekçilere, gençlere ödettirilmek isteniyor. Düşük ücretler, işçi ve emekçilerin sırtına yüklenen ağır vergiler, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve işsizlik yaşamlarımızı her geçen gün katlanılamaz hale getiriyor. Ekonomik krizden gençlik olarak bizler de payımıza düşeni alıyoruz. Krizin faturası bizlere kesilirken eğitim hakkımız gasp ediliyor. Üniversitelerimizde ders yılı başlamadan yemekhanelere, yurtlara ve ulaşıma dönük fahiş zamlar ile karşı karşıya kaldık. Eğitim hakkının en temel birleşeni olan beslenme, barınma ve ulaşım hakkımız giderek niteliksiz ve ulaşılamaz hale geliyor. Her yıl binlerce arkadaşımız eğitim giderlerini karşılayamadığı için okullarına devam edemiyor. Eğitimine devam edenler ise temel ihtiyaçlarını karşılamak için güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Arkadaşlar! Bizlere dayatılan bu karanlık tabloya mahkûm değiliz. Yapmamız gereken şey, büyüyen öfkemizi ve isyanımızı birleşik ve örgütlü zeminlere kavuşturmak; buradan aldığımız güçle haklarımıza, geleceğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmaktır! *** Arkadaşlar! Bizlere dayatılan koyu geleceksizliğe, baskı ve zorbalığa karşı “isyanımız genç, öfkemiz büyük!” O halde neyi bekliyoruz, omuz omuza verelim ve yürüyelim; Çünkü; zorbalığa karşı direndiğimiz barikatlar bizi bekliyor! Çünkü; isyanımızı taşıdığımız meydanlar ve sokaklar bizi bekliyor! Çünkü; kampüslerimizde kurduğumuz birliklerimiz bizi bekliyor! -Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için birleşik mücadele ve örgütlü direnişi yükseltelim! -Birliğimizin gücüyle kayyım düzenini yeneceğiz! -Gençlik birliğe, devrime, DGB’ye! Devrimci Gençlik Birliği
DLB saflarında diren, örgütlen!
Eğitim-öğretimde zorlu bir sene daha başladı. Geride bıraktığımız eğitim döneminde gerici-baskıcı uygulamalar yoğunlaştırıldı, değiştirilen müfredatla eğitimin içeriği tamamen boşaltıldı, parası olan iyi bir eğitim alırken parası olmaya verilenle yetinmek zorunda kaldı. ÇEDES projesi ile gericiliğin eğitimin tüm kademelerine yayıldığı, mesleki eğitim adı altında çocuk işçiliğin yoğunlaştığı, şifre, torpil skandallarının bitmediği, kimi okullarda temizlik görevlisinin olmadığı ve ailelerimizin sınıfları temizlemek zorunda kaldığı bir eğitim yılını geride bıraktık. Hayatlarımızı yarış atına çeviren sınavların (LGS ve YKS) yarattığı tartışmalarla bir dönemi kapatıp yenisini açtık. İktidarın izlediği eğitim politikalarından dolayı her yıl sorunlara yenileri eklendi/ekleniyor. Sorunlar karşısında sessiz kalmadık. Ayşenur ve İkbal’in canice katledilmesinin ardından okullarımızı eylem alanlarına çevirdik. İktidarın gerici, niteliksiz eğitim politikalarına karşı proje okullarında yaşanan eylemli süreçlerde hem öğretmenlerimize hem geleceğimize sahip çıktık. 19 Mart’ta başlayan gençlik hareketinde yer aldık. Gericiliğe, baskıya, paralı eğitime karşı direniş alanlarında olduk. Öfkemiz; bizleri geleceksizliğe iten AKP-MHP iktidarına ve onun okullardaki uygulamalarınaydı. On binler olduk, aktık sokaklara! Bu yıl da eğitim-öğretim dönemi LGS sınavında yaşanan skandalla, bağış adı altında istenen zorunlu kayıt paralarıyla başladı. Kırtasiye, kıyafet, yemek, yol vb. ihtiyaçlar kapsamında artan masraflar nedeniyle ekonomik krizi iliklerimize kadar hissettik. MESEM’lerde öğrenci sayısı milyonu geçti. Eğitimden uzaklaşan öğrenci sayısı arttı. Kılık kıyafet dayatmasından cinsiyetçi eğitim politikalarına değin, yine gerici tartışmalarla başladı eğitim yılı. Şimdi sorunların çözümü için birlikte, omuz omuza verme ve daha güçlü ses çıkarma zamanı! Bizleri geleceksizliğe iten, eğitim hakkından yoksun bırakan baskı ve sömürü düzenine karşı birliğimizi büyütelim, direnelim, örgütlenelim! -Parasız, bilimsel, nitelikli, anadilde eğitim hakkı için, -Eğitimde yaşanan gericiliğe, eşitsizliğe karşı, -MESEM, atölye, staj adı altında emek sömürüsüne karşı, -Cinsiyetçi dayatmalara, istismar ve cinayetlere karşı, -Hayatımızı sınavlara endeksleyen sisteme karşı, -Baskı ve zorbalık dayatan bu sömürü düzenine karşı, -Geleceksizliğe karşı, Devrimci Liseliler Birliği saflarında diren, örgütlen! Devrimci Liseliler Birliği (DLB) |
