İçindekiler:

17 Ocak 2022
Sayı: KB 2022/03

Aşılması gereken eşik
Çimsataş işçileri üretimi durdurdu
İşçilerin haklı mücadelesi gölgelenemez!
Çimsataş işçileri sınıfa yol gösteriyor
Çimsataş işçileriyle dayanışma
Sinbo Direnişi'nin "1. Yıl Etkinliği"
Tarikat yurtları: Düzenin karanlık tuzakları
Enes Kara'nın ardından: Taksim'de polis terörü
Marksizm ve sosyal-şovenizm - H. Fırat
Kadınlara ve çocuklara sefalet
Katledilen tüm kadınlar için eylemler
Kazakistan halk hareketi ve dersleri
Dünya sınıf ve kitle hareketinden...
Ukrayna krizi ve küresel güç odakları
Madenciye bir tekme daha!
Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerine
Uzaktan eğitim ve eğitimin içeriği
Hrant Dink'in katledilişinin 15. yılı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Enes Kara’nın ardından…

Rejimin korkusu ve gericilik savunusu

 

Enes Kara’nın gericiliğe kurban gitmesinin ardından çoğu gençlik örgütleri tarafından, bir dizi kentte eylemler yapıldı. Sosyal medyada, TV programlarında tarikat yurtları ve cemaat yapılanmalarının kapatılmasına ilişkin tartışmalar gerçekleştirildi. Elbette ki AKP-MHP iktidarı ve saraydan beslenen yandaş medya bir kez daha tarikatlara ve cemaatlere kalkan olmaya çalıştı.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kara’nın maruz kaldığı baskılara dair yöneltilen sorulara, üniversite öğrencisi olduğu ve yetki kapsamına girmediğini iddia ederek yorum yapmaktan kaçındı. Son yıllarda yapılan protokollerle adeta tüm misyonunu cemaatlere teslim eden MEB eğitimin tüm kademelerinde Ensar, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti ve Kara’nın da kaldığı yurdun sahibi olan Nur Cemaati ile yol yürüse de Bakan, bu cinayetin yetki kapsamında olmadığını iddia etti.

Kendi gerici çıkarları uğruna yapay ayrımlarla emekçileri bölüp toplumda diledikleri gibi kutuplaşmalar yaratan rejimin şeflerinden AKP sözcüsü Ömer Çelik sosyal medya hesabından demagoji yaptı. “Kindar-dindar nesil” gayelerini dile getirmeyi ihmal etmeyen AKP sözcülerinden Çelik, “Gencecik bir insanın ölümü üzerinden kindar bir dille kavga, ideolojik hesaplaşma ve ayrışma üretenlerin yaptığı şey asla kabul edilemez ve ahlaki değildir. Her ölüm insanı kendi ruhuyla yüzleştirmelidir. Bu büyük imtihandır. Hayatını kaybedenin acısı bizi buna götürmelidir. Ölüm üzerinden bile ayrışma üretenler, ideolojik egolarının kavgasını bir kenara bırakmalıdır” çarpıtmasıyla suçlarının üzerini örtmeye çalıştı.

Zırvalamada sınırları altüst eden AKP Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil ise, “Gerçekten böyle baskılar doğru değil. Tabii bunu cemaatlere mal etmek de doğru değil. Cemaatlerden bir tane oluyorsa diğer türlü ailelerden onlarca oluyor. Kumar oynayan, içkici bir aileden onlarca oluyor. Biz, bunu, gençlerimize ‘Dış güçler’ deyince de biraz zorlarına gidiyor ama bu bir gerçek. Dış güçlerin ülkemiz içindeki oyunları” diyerek kepaze açıklamalara bir yenisini ekledi.

Dinci-faşist zihniyeti temsil eden saray rejimi destekçisi BBP MKYK Üyesi Ahmet Namık Akdoğan ötekilerden daha rezil olduğunu ispatladı. Sosyal medyada hesabından “Bir velet öldü diye cemaatleri mi kapatacağız?...” diye paylaşım yapan bu kişi gelen tepkilerin ardından yazdıklarını silmek zorunda kaldı.

İktidar ve onun yandaşları durumu çarpıtmak için istedikleri gibi rezil açıklamalarda bulunabilirler, Enes Kara’nın yaşadıklarını anlattığı video ve mektup, esas suçlunun bizzat bu gözü dönmüş gericiler ve onların sefasını sürdüğü düzen olduğunu gözler önüne serdi.

Tarikat yurtlarında yaşanan cinayet, intihar ya da taciz-tecavüz gibi olayları engellemek yerine bunların duyulmasını önlemek için büyük bir gayret içinde olanlar, yayın ve eylem yasağı gibi baskıları devreye soktu. Yazılı açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kara’nın çektiği videoya erişim yasağı getirildiğini duyurdu.

Enes Kara’nın yaşamını yitirmesinin ardından okuduğu Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden arkadaşları eylem gerçekleştirmişti. Olaya dair hiçbir açıklama yapmayan Elazığ Valiliği 26.01.2022 tarihine kadar kentteki her türlü eylem ve etkinlikleri yasaklama kararı aldığını duyurdu. 14 Ocak’ta gençlik örgütlerinin çağrısı ile Taksim Tünel’de yapılmak istenen basın açıklaması da Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından “Anayasal düzene aykırı” olduğu iddiasıyla yasaklandı.

 

 

 

 

 

Taksim’de Enes Kara eylemine polis terörü

“Bu düzende geleceğimiz yok, biz yaşayacağız!”

 

Enes Kara’nın ölümünün ardından ülke çapında gençlik sokaklara dökülürken, 14 Ocak’ta da Taksim’de yapılmak istenen eylem polis terörüyle karşılaştı.

Gençlik örgütlerinin “Bu düzende geleceğimiz yok, biz yaşayacağız” şiarıyla çağrısını yaptığı eylem Kaymakamlık tarafından yasaklandı. Yasağa rağmen toplanan kitle, “Enes’in intiharı, cinayettir! Bu düzeni değiştirmek ve özgür bir geleceği kazanmak için gençliği mücadele etmeye çağırıyoruz” diyerek açıklama yapmak istedi. “Enes’in hesabı sorulacak!” sloganı atılan eylemde polis saldırdı ve 83 kişi gözaltına alındı. Basın emekçilerinin de polis tarafından darp edildiği ve ikisinin gözaltına alındığı eylemde Kızıl Bayrak muhabiri de darp edildi.

Gözaltına alınan 83 kişi insani olmaya koşullarda tutularak işkenceye maruz kalırken, her türlü ilerici eylem ve etkinliği yasaklamaya bahane edilen pandemi de önlemler alınmayarak yok sayıldı. Hijyenin bulunmadığı, “sosyal mesafe” önleminin uygulanmadığı, havasız gözaltı araçlarında öğrencileri saatlerce bekleten polis öğrencilere işkence etmeyi de sürdürdü.

Sağlık kontrolünde bir öğrencinin de kafasına dikiş atıldı, DGB ise 2 yoldaşlarında koronavirüs tespit edildiğini duyurdu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

 

 

DGB: Gerici örgütlenmeler dağıtılsın!

 

Tarikat yurtlarına mahkum edilen bir arkadaşımız daha yaşamını yitirdi. Tıp Fakültesi’nden arkadaşımız Enes Kara yaşamına son verdi.

Bir üniversiteli daha bu kapitalist sistemin çarkları arasında geleceksizlik kaygısından, aile-cemaat-tarikat baskısından kaynaklı öldürüldü.

Enes çektiği video ile kendisini ölüme götüren süreci anlatıyor. Geleceksiz bırakılma korkusu, ümitsizlik ve çaresizlik, din istismarı üzerine kurulu tarikatlar…

Enes’i ölüme götüren süreçte sorun tek başına barınmak için gidilen bir tarikat yurdu değildir. Aile-cemaat baskısı ile bunalmış, işsizlik-geleceksizlik kaygısıyla çıkışsız kalmış bir gencin sistemin çarkları arasında öğütülmesidir. 19 yaşında bir gencin zorla bu cemaatlere gönderilmesi ve umutsuz bırakılmasıdır.

Enes Kara’nın ölümünün sorumlusu, öğrencileri tarikatlara mecbur bırakan AKP-MHP iktidarıdır!

Enes Kara’nın ölümünün sorumlusu 19 yaşında bir gencin hayat sevincini çalan, dayanma gücünü tüketen kapitalizmdir!

Öfkeliyiz, yaşamımızı çalanlardan, geleceğimizi karartanlardan sorulacak hesabımız var.

Haklarımıza, özgürlüğümüze, geleceğimize sahip çıkıyoruz. Yaşamımıza göz koyanlara karşı sokağa, eyleme, örgütlenmeye!

Daha geçtiğimiz ay Antalya’da tarikat yurdunda bir arkadaşımız öldürüldü. Şimdi Enes yaşamına son verdi.

Tarikat yurtları kapatılsın!

Tüm gerici örgütlenmeler dağıtılsın!

Düzene karşı devrim!

Devrimci Gençlik Birliği