27 Kasım 2020
Sayı: KB 2020/Özel-24

Engels: “İkinci Keman”dan da öte!..
Pandemiyi yönetemiyorlar…
Çakıcı’lı reform
AB-Türkiye ilişkilerinde yeni dönem
Ekim Devrimi seminerleri
Sinbo’da işçi forumu
İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret...
“Mücadeleye odaklanmalıyız!”
100. Yılında Tarihsel TKP... - H. Fırat
Friedrich Engels 200 yaşında!
Engels: Proletaryanın gönüllü savaşçısı
Materyalist tarih anlayışı üzerine
Engels eserleriyle hep yaşayacak!
İEKK’den 25 Kasım eylem ve etkinlikleri
Sinbo’da 25 Kasım
Dinsel gericiliğin toplumdaki sonuçları
Batı Sahra sorunu ve Fas sömürgeciliği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Sinbo’da işçi forumu

 

Ücretsiz izin saldırısına karşı fabrika önünde direnen TOMİS üyesi Sinbo işçileri işçi forumu gerçekleştirdi. Direniş çadırı önünde “Pandemi sürecinde işçi sınıfına yönelik saldırılar ve ne yapmalı?” başlıklı gerçekleştirilen işçi forumu salgın boyunca ölümle baş başa bırakılan sağlık emekçilerine atfedildi.

İşçi forumu açılış konuşmasında Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası olarak, ücretsiz izin saldırısının başladığı günden bu yana çeşitli araç, yol ve yöntemle mücadele ettiklerini belirterek ücretsiz izin saldırısına karşı kurulan direniş çadırının 4. gününde gerçekleştirilen forumu sağlık emekçilerine atfedildiğini ifade etti.

“Susarak haklarımızı yitiriyoruz”

Pandemi sürecinin başından bu yana hiçbir önlem alınmadan ölümle baş başa bırakılan, koronavirüsten kaynaklı yaşamını yitiren sağlık emekçileri adına yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Sinbo’daki örgütlenme süreci aktarıldı. Direnen işçilerden biri “Pandeminin başladığı zaman, devlet bazı torba yasalar çıkardı. Bu yasalar patronlar için düzenlenmişti. İlk çıkarılan yasa kısa çalışma ödeneği yasasıydı. Sinbo’da pek çok işçi kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Bu fabrikadaki iş yükünü artırdı. Diğer yasa ise ücretsiz izindi. Patron bu yasayı kötüye kullanarak, pandemi önlemi olarak sendikal faaliyet yürüten işçileri ücretsiz izne çıkardı.” ifadelerini kullandı.

Bir diğer işçi söz alarak Türkiye’de işçilerin sendikalaşırken karşılaştığı sorunlara değinerek şunları ifade etti: “İşçi sınıfı karşı karşıya kaldığı saldırılar karşısında susuyor. Susarak hiçbir şey elde edemeyiz. Susarak haklarımızı yitiriyoruz. Sendikalı olmak yasal hakkımızdır, yasal hakkımızı kullanmalıyız. Ancak bu şekilde çalışma şartlarını kötü ve ağır olmaktan çıkarabiliriz.”

Yeni Dünya İçin Çağrı Gazetesi adına yapılan konuşmada pandemi süreci boyunca tüm ülkelerde işçilere dönük pek çok saldırının hayata geçirildiğini, bu dönemin patronlar için bir fırsat olduğu ifade edildi.

Devrimci Gençlik Birliği adına yapılan konuşmada işçilerin karşı karşıya kaldığı açlık ve ölüm ikileminin, öğrenciler açısından da eğitim ve sağlık arasında bırakıldığı, uzaktan eğitimin fırsat eşitsizliğini bir kez daha açığa çıkardığı ifade edilerek “Sinbo işçileri bize yürünmesi gereken yolu gösteriyor. Bir kez daha direnişinizi selamlıyoruz” dedi.

“Dişe dişe mücadele etmeliyiz”

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası adına yapılan konuşmada pandemi sürecinde tekstil sektöründe işçilerin durumu aktarılarak “Saldırılar karşısında yapmamız gereken tabandan birliğimizi kurup, onurumuza sahip çıkmaktır. Patronlar pandemiyi fırsata çevirirken biz dişe diş mücadele etmeli, örgütlü davranmak zorundayız. Aksi takdirde bedeller ödenerek kazandığımız haklarımız bir bir elimizden gidecek” denildi.

İnşaat İşçileri Sendikası adına yapılan konuşmada “Resmi rakamlara göre 2.5 milyon işçi ücretsiz izne çıkarıldı. Sinbo işçilerinin ücretsiz izin saldırısına karşı buradaki direnişleri önemli bir yerde durmakta” denildi. Konuşmanın devamında pandemi sürecinde inşaat sektöründe yaşananlara değinerek şartların ağırlığına dikkat çekildi ve direniş selamlandı.

Ardından koronavirüs testi pozitif çıktığı için karantinada olan TOMİS Başkanı Dilbirin Acar telefonla bağlanarak direnişi selamladı. Covid-19’un işçi sınıfı hastalığı olduğunu ancak buna karşı mücadele eden Sinbo işçilerinin direnişinin önemli olduğunu ifade ederek “TOMİS direniş alanlarında kuruldu, direniş çadırlarında mücadele etmeye devam edecek” dedi.

“Bu atmosferi dağıtacak olan örgütlü, devrimci işçilerdir”

Yapılan bir başka konuşmada ise gerçek anlamda hiçbir önlem alınmadığı için fabrikalar salgının merkezi durumuna geldiği ifade edildi. Konuşmada şunlar ifade edildi: “Çabaları, sermayenin yaşadığı krizi daha rahat aktarmak ve on yıllardır geçirmeye çalıştıkları saldırıları pandemi vesilesiyle hayata geçirme çabalarıdır. Ses çıkaran işçiler ise ücretsiz izin saldırısı ile cezalandırılmak istendi. Buradaki sınıfsal tavra karşı işçi sınıfı örgütlü bir sınıf olarak çıkmadığı sürece bu saldırılarla kaşı karşıya kalacağız. Yaratılan korku atmosferini dağıtmak zorundayız. Bu atmosferi dağıtacak olan bilinçli, örgütlü, devrimci işçilerdir. İşçi sınıfının devrimcilerle bütünleşmesiyle mümkün olacaktır.”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde de direniş çadırında yapılacak programa çağrı yapılarak forum sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

 

Sinbo direnişçilerine destek ve dayanışma

 

Sinbo fabrikasında çalışan Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası’na (TOMİS) üye öncü işçilerin 18 Kasım’da başlattıkları onurlu direnişleri devam ediyor. Sinbo direnişçilerinin kamuoyuna yaptıkları açıklamada, 600 kişinin çalıştığı fabrikada Sinbo patronunun ve yönetiminin sadece sendikaya üye işçileri hedef alarak, işlerine son verdiği belirtiliyor.

Emek düşmanı, kan emici tüm patronların pandemiyi bahane ederek işçi sınıfına yönelik işten çıkarma ve ücretsiz izin saldırısına, asalaklar takımına mensup Sinbo patronu da başvurduğu görülüyor.

Günümüz dünyasında insanlığın karşı karşıya kaldığı ağır ve ölümcül bir salgın koşularında dahi burjuvazi, her fırsatta genel olarak işçileri ama özel olarak da fabrika ve işletmelerdeki öncü işçileri hedef almaktadır. Böylece, sınıfın daha geri kesimlerine gözdağı verip, sömürü çarklarını sorunsuzca çevirmek peşindedir. Bu nedenle bütün fabrika ve işletmeler, çalışan milyonlarca işçi için adeta birer esir kampına dönüştürülmüştür. Bu ağır sömürü düzenini sürdürmek için işçilerin en ufak bir haklarını aramalarına, en sıradan insani talepleri için bir araya gelmelerine izin verilmiyor. Kapitalistler, bunun için, her zaman olduğu gibi bugün de sınıfın öncü kesimlerini hedef haline getirip, tasfiye ediyorlar.

Bunun son örneğini Sinbo patronunun TOMİS’te örgütlenen onurlu ve başı dik öncülerine karşı uyguladığı işten atma saldırısında görüyoruz. Sinbo patronunun Sinbo işçilerine yönelik bu saldırısı, tümüyle politik bir saldırıdır. TOMİS’te örgütlenen öncü işçiler, bu saldırıya kendi sınıf konumları ve bilinci üzerinden direniş bayrağını onurla yükselterek, sınıfsal bir yanıt verdiler.

Kan emici Sinbo patronu, bu saldırıyla içerdeki 600 Sinbo işçisine gözdağı vermeyi ve onların hak arama bilincini hedeflemiştir. Bunda başarı sağlamanın yolunun ise başka şeylerin yanı sıra TOMİS gibi devrimci bir sendikanın fabrikada örgütlenmesini engellemekten ve sınıf bilinçli öncü işçilerin kapı dışarı edilmesinden geçtiğini düşünmektedir. Sinbo yönetimi bu saldırıyla sesiz sedasız bir şekilde bir yükten kurtulacağına inanıyordu muhtemelen.

Ancak onurlu ve cesur öncü Sinbo direnişçileri bunu patronun kursağında bıraktı. Saldırıyı kararlı bir direnişle yanıtladılar. Direnişi 8. gününde başlangıçtaki coşkuyla sürdürerek büyük bir sempati ve desteği daha şimdiden kazandıkları gibi, sınıf cephesinde de umut yaratmış bulunuyorlar. Onlar aynı zamanda açtıkları direniş çadırını direniş okuluna da çevirerek, yaptıkları düzenli eğitim çalışmalarıyla sınıf bilinçlerini yükseltip pekiştirerek, yarının daha da sert geçecek olan sınıf kavgalarına hazırlık yapıyorlar.

Her türden toplumsal mücadele dinamiğinin devlet terörüyle bastırılıp ezildiği, dinci-faşist karanlığın hüküm sürdüğü bugünün Türkiye’sinde Sinbo işçilerinin direnişi yol gösteriyor. Kararlılığı, bilinci ve militanlığıyla mayasını Greif ve Metal Fırtınası’ndan alıyor.

Bütün gelişmeler, biricik çıkış yolunun devrimci bir işçi hareketi yaratmaktan geçtiğini döne döne kanıtlıyor. Bunu başarmak için de bütün dikkatler işçi sınıfı içinde çalışmaya verilmeli, daha çok Sinbolar, Greif ve Metal Fırtınalar yaratılmalıdır. Devrimci sınıf partisi bunu mutlaka başaracaktır.

Bu inanç ve heyecanla direniş bayrağını onurla taşıyan TOMİS sendikası üyeleri olan Sinbo işçisi direnişçiler Ferdi Çolak, Dilben Türker, Tamer Yılmaz, Hüsne Kuralay ve Kardelen Çelik’in yükselttikleri bayrak Avrupa’da yaşayan bizleri heyecanlandırmış oldu.

Sevgili direnişçi Sinbo işçileri, kardeşler,

Direnişinizin bundan sonraki seyrinde sizleri daha yakından takip edecek ve kavganızın sesi olmak için çalışacağız. Bu çerçevede BİR-KAR (İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu) İşçi Komisyonu’nun çağırısına katılıyor, İsviçre BİR-KAR olarak sizler için topladığımız maddi bağışı en kısa zamanda ileteceğimizi duyuruyoruz. Türkiye’de direniş sürdüren tüm işçi bölüklerini, başta defalarca azgın polis saldırılarına uğraya Ermenek maden işçilerini, Kocaeli Dilovası’nda bulunan Systemair HSK fabrikasındaki işçilerin direnişini ve Ankara’ya yürümek isteyen metal işçilerini selamlıyoruz.

Yaşasın Sinbo direnişi! Selam olsun direnen işçilere!

İşgal, grev, direniş!  

BİR-KAR / İsviçre