4 Ekim 2019
Sayı: KB 2019/36

Kapitalizm sömürü ve ölüm düzenidir!
Savaş tamtamları saray rejiminin bekası için çalınıyor
Nereye baksan hırsızlık, yağma, talan…
Elektrik zamlarının nedeni özelleştirme ve piyasalaştırma
Direnişler sadece direnenlerle değil, sınıf dayanışması ile güçlüdür!
“Eaton’da sendika yönetimi ve patron iş birliğiyle işten atıldık”
Petrol-İş İzmir Şube’de neler oluyor?
MİB MYK Ekim ayı toplantısı sonuç bildirgesi: “Kazanmak için safları sıklaştıralım!”
Birleşik Metal-İş bürokrasisinin son dönemdeki pratiğine dair birkaç hatırlatma!
Yeni Ekonomi Programı: Daha fazla yoksulluk, sefalet, kölece çalışma koşulları!
Yeni Ekimler ve sosyalizm için ileri! - Teslim Demir
Wuppertal’da Teslim Demir’i anma etkinliği
Son nefeslerine kadar devrim için mücadele edenlere…
Habip, Ümit ve Sinan yoldaşlar için mezar anmaları
Sınıf devrimcileri Ulucanlar şehitleri ile Teslim Demir’i andı
ABD başkanlık seçimleri ve Trump’ı azletme krizi
Çapa’da öğrenciler hasarlı binaya girmedi
“Memleketimden İnsan Manzaraları”
Ankara Katliamı ve katil devlet gerçeği
Bahçelievler Katliamı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Son nefeslerine kadar devrim için mücadele edenlere…

Gençlik olarak onlarla gurur duyuyoruz!

 

(29 Eylül 2019’da Wuppertal’da düzenlenen anma etkinliğinde, Teslim Demir (Sinan) yoldaşın oğlu tarafından yapılan konuşma…)

Sevgili dostlar, yoldaşlar,

Babamın aramızdan ayrılması tam bir seneyi buluyor. Yarattığı boşluk hala kendisini belli ediyor. Her gün yanımızda olmasına rağmen, biz onun ne kadar değerli bir devrimci olduğunu fark etmemiştik. Her zaman sıradan bir insan gibiydi, ama ölümünden sonra Sinan yoldaşın gerçekten kim olduğu anlaşıldı.

Yaşarken geçmişini fazla sormazdım ona. Bugün ise sormak istediğim bir sürü şey var. Bu yüzden ölümünden sonraki ilk haftalarda, babamı rüyamda gördüğümde, ona “Keşke seninle daha fazla konuşabilseydim” demiştim. O da her zamanki gibi komik bir cevap verdi bana ve ben gülerek uyandım. Evet, arkada kalan bir sene, bizim için sadece ağlamakla geçmedi. Yaşanan acı durumlara rağmen, geçmişe takılmadan ileriye doğru yürüdük.

Bu geçen bir yıl içinde, elimizden geldiği kadar Sinan yoldaşın bıraktığı boşluğu doldurmaya çalıştık. Fiziken yanımızda olmasaydı da aklımızdaydı. Yaptığımız etkinliklerde, yürüyüşlerde ve toplantılarda onun konuşmalarını, öğütlerini ve gülüşlerini hatırlardık. Onu hatırlarken de sadece bir şey kaybettiğimizi değil, bir sürü şeyi de kazandığımızı biliyoruz.

Sinan yoldaş da geçmişi değil, geleceği düşünürdü. Son günlerinde bile gazetelerin gönderilip gönderilmediğini bilmek istiyordu. “Yaklaşan yürüyüş çok önemli, mutlaka çağrı yapın” diye, hasta yatağından bize sesleniyordu. Kendi çıkarlarını değil, devrimin çıkarlarını önemserdi. Cenazesi konuşulduğunda, “Niye köyüne götürülmüyor?” denilmişti. Sinan yoldaş bir devrimciydi ve doğduğu yerin, kendi ailesinin sınırlarına hiçbir zaman kapanmamıştı. Sınırsız bir dünya, insanlığın tek bir aile olduğu bir dünya uğruna savaştığı için de bu düşünceyi kendisiyle paylaşan, ölümsüzleşen yoldaşlarının yanında gömülmek istedi.

Yoldaşın hayal ettiği dünya, bugün her zamankinden daha zorunludur, zira emperyalist-kapitalist sistem insanlığı günbegün barbarlık içindeki çöküşe doğru sürüklüyor. Büyük bir savaş ve yayılan faşizm tehlikesi karşısındayız. Irkçı saldırganlık devletler tarafından körükleniyor, ilericiler hapishanelere kapatılıyor ve kadına yönelik şiddet büyüyor. Gezegenimiz, doğamız ve sağlığımız kâr uğruna feda ediliyor. Kim bilir, belki Sinan yoldaşta oluşan kanser hastalığı sadece gördüğü işkencenin değil, büyük tekellerin zehirledikleri toprakların, suyun ve havanın da bir ürünüydü…

Buna rağmen, kapitalizmin ürettiği bu lanet hastalıkların inadına, Sinan ve 27 Temmuz’da yitirdiğimiz Zeliha yoldaşlar da son nefeslerine kadar devrimci mücadeleden ayrılmadılar. Bunun için onlarla gurur duyuyoruz ve özellikle biz gençlere güç verdikleri için teşekkür ediyoruz.

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!

 

 

 

 

Gençlik Ulucanlar şehitlerini ve Sinan yoldaşı andı

 

İstanbul’da gençlik Ulucanlar Katliamı ve Direnişi’nin 20. yılı ve Teslim Demir (Sinan) yoldaşın ölümünün 1. yıldönümü dolayısıyla anma gerçekleştirdi.

26 Eylül Perşembe günü gerçekleştirilen anmada Ulucanlar şehitlerinin ve Sinan yoldaşın ölüm yıldönümü vesilesi ile yan yana gelindiği ifade edildi. Tüm devrim şehitleri için saygı duruşu ile başlayan anma programı açılış konuşması ile devam etti.

Açılış konuşmasında içerisinden geçmekte olduğumuz dönem, Ulucanlar Katliamı’nın arka planı, Sinan yoldaşın uzun soluklu mücadele yaşamı üzerine vurgular yapıldı. Konuşmada, “Ulucanlar Katliamı ve Direnişi’nde ölümsüzlüğe uğurladığımız Ümit ve Habip yoldaşlar ve geçtiğimiz sene ölümsüzlüğe uğurladığımız Sinan yoldaş için bir anma gerçekleştireceğiz. Anmamız bu sınırlarda bir yere sıkışmayacaktır. Onların bizlere bıraktığı mücadele bayrağını, uğruna tereddütsüzce ölünecek davayı, göz bebeğimiz gibi korumamız gereken mücadeleyi büyüterek taşıyacağız. Yeni Habipler, Ümitler, Sinanlar olarak devrim ve sosyalizm mücadelesini büyüteceğiz” denildi.

Hazırlanan şiir ve müzik dinletisi sunuldu. Ardından anmaya katılanların söz alması ile anma sonlandırıldı.





DGB ve DLB’den Ankara’da anma

 

Ankara’da, DGB ve DLB tarafından Eylül ayı şehitlerini anıldı. Anma programında, Ulucanlar Katliamı’nda ölümsüzleşen Habip Gül ve Ümit Altıntaş ile geçtiğimiz yıl ölümsüzleşen Sinan yoldaşın yaşamlarından kısaca bahsedilen bir sunum yapıldı. Ardından onların devrimci kimliklerinin bir örnek olarak durduğu vurgulandı. Onları anmanın, onları anlamak ve uğrunda canlarını verdikleri davayı sürdürerek ve daha da ileriye taşıyarak olabileceği vurgusu yapıldı.

Etkinlik müzik dinletisi ile sonlandırıldı.