Yemenli güçler arasındaki barış görüşmeleri sonuçsuz kaldı...
Kundakçı yine Suudi Arabistan
Arap halklarının başına musallat olan büyük belalardan biri olan Ortaçağ kalıntısı el Suud krallığı Yemen’i yakıp yıkan hava bombardımanını yeniden başlattı. Kuveyt’te devam eden barış görüşmelerini sabote eden el Suud, görüşmelerin sona ermesini gerekçe göstererek görülmemiş bir vahşetle Yemen’i bombalıyor. Başkent Sana ve çevresinde yoğunlaştırılan hava bombardımanı sonucunda asker/sivil onlarca kişi katledilirken, aralarında bir hapishanenin de bulunduğu birçok bina da isabet aldı.
Başını el Suud’un çektiği Arap Koalisyonu adlı saldırgan oluşum, yoksul Yemen halkını bombalayarak, eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih’le ittifak yapan Husileri dize getirmeye çalışıyor. Oysa belli aralıklarla 1,5 yıldır devam eden hava bombardımanına rağmen, el Suud kuklası Abdrabbo Mansur güçleri kayda değer bir ilerleme sağlayamadılar. Buna rağmen barış görüşmelerinin sabote edilip savaşın yeniden başlatılması, Yemen halkını yeni felaketlerle yüz yüze bırakıyor. ABD’nin Irak halklarına karşı izlediği savaş taktiğini örnek alan el Suud, ülkeyi yakıp yıkma pahasına Yemen’de kukla bir yönetimi işbaşına getirmek istiyor. El Kaide, IŞİD gibi cihatçı katillere de alan açan el Suud, ummadığı bir direnişle karşılaşarak bataklığa saplandı. Zira Yemen’i kontrol etmek bir yana, savaşın kendi topraklarına taşınmasına da engel olamıyor.
Bu koyu gerici, şeriatçı, vahşi Amerikancı rejim, Yemen’i sömürgeleştirme hamlesini “İran’ın yayılmasına karşı durma” gerekçesine dayandırıyor. Oysa suç ortaklarıyla birlikte Yemen’e saldıran el Suud, bu ülkeyi vahşi bir şekilde bombalıyor. ABD yapımı savaş uçağı ve bombalarla Yemen’i yakıp yıkan el Suud’la diğer Körfez şeyhleri, pişkince, Yemen halkını İran egemenliğinden kurtarmak için savaştıklarını söylüyorlar.
Barış görüşmelerini Husiler’in teslim olması koşuluna indirgeyen el Suud, askeri alanda yapamadığını masa başında yapmaya çalışarak olası her “barış süreci”ni sabote ediyor. Nitekim Kuveyt’teki son görüşmelerin fiyaskoyla sonuçlanması da el Suud’un bu küstahça dayatmalarından kaynaklandı.
El Suud’la suç ortaklarının dayatmalarını reddeden Husiler’le eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih önderliğindeki Genel Halk Konseyi, “Hükümet Konseyi” kurarak el Suud’la kukla Hadi güçlerine karşı direneceklerini ilan ettiler.
Çatışmaların yeniden şiddetlenmesine rağmen barış görüşmelerine dönmeye hazır olduğunu açıklayan Hükümet Konseyi, el Suud’un dayatmalarını değil, Yemen halkının çıkarlarını esas alan bir barışa hazır olduklarını belirttiler.
Görüşmelerde gözlemci bulunduran Birleşmiş Milletler ise, “Hükümet Konseyi” kurulmasını anlaşmalara aykırı bulurken, el Suud’un vahşi hava bombardımanını engellemek için kılını kıpırdatmıyor. BM’nin bu alçaltıcı tutumu Yemen halkına zerre kadar fayda sağlamazken, el Suud krallığının vahşi bombardımanını ise meşru görüyor.
Yemen’i tahrip eden bu savaş yazık ki bedelleri ödeyen emekçilerin çıkarlarına hizmet etmiyor. Milyonlarca emekçinin demokratik/sosyal taleplerle sokaklara dökülmesiyle başlayan kitle hareketi, başta el Suud olmak üzere Körfez şeyhlerinin emperyalistlerin onayıyla olaylara müdahale etmeleriyle yolundan saptırılabildi. Devrimin toplumsal dinamiklerinin nispeten zayıf, devrimci/sosyalist hareketin etkisinin Aden ve çevresiyle sınırlı oluşu kitle hareketini kendi talepleri doğrultusunda ilerletmeye yetmeyince, olay egemen sınıflar arası iktidar mücadelesine dönüştü. Mücadeleyi kendi hedef ve talepleri doğrultusunda ilerletemeyen kitleler, iktidar için çatışan taraflardan birinin destekçisi konumuna düştüler. Mezhepsel baskıya karşı yıllardan beri meşru bir mücadele yürüten Husiler’in dinsel temelli bir örgüt tarafından temsil edilmeleri, bu hareketin de geniş kitleleri kucaklamasına olanak tanımıyor. Bundan dolayı el Suud ve kuklalarına karşı eski düşmanları olan Ali Abdullah Salih’le ittifak yapmak zorunda kaldılar.
Halihazırda Yemenli emekçilerin en büyük açmazı sınıfsal çıkarlarını savunacak güçlü bir örgütlülükten yoksun olmalarıdır. Güçlü bir devrimci alternatifin içinde yeşerebileceği nesnel/toplumsal koşuların oluşabilmesi ancak savaşın sona ermesi ve yeniden inşanın başlamasıyla mümkündür. Bunun olabilmesi için ise başta el Suud olmak üzere, Körfez şeyhlerinin Yemen’e uzanan kanlı ellerinin kırılması şarttır. |