12 Ağustos 2016
Sayı: KB 2016/30

Rejim krizi, gelişmeler, görevler
ABD bir kez daha AKP iktidarını hizaya çekiyor
Darbe sonrası gelişmeler ve bağımsız devrimci sınıf tutumu
Düzen gemisine Erdoğan kaptan, CHP miço
Bu düzende yasalar sadece sermayeye hizmet eder!
Sınıf savaşımı hapishanelerde keskinleşirken kurtuluş topyekûn mücadelede!
Sermaye iktidarı 12 Eylül’ler, faşist tek adam rejimleri üretir!
Hurşit Külter’den hala haber alınamıyor
15 Temmuz darbe girişimi ve sonrası
Sermayenin krizi emekçilere fatura ediliyor!
TEDİ’de direnen işçilerle konuştuk
İşçiler OHAL’e rağmen, hak gasplarına karşı direniyor
Kendi sınıf davamızın meşruluğuyla sokaklara
Gençlik işçi sınıfının yolunda
Sermayenin yeni projesi: “İhtisaslaşmış meslek liseleri”
AKP’nin kirli planları ve Alman devletinin ikiyüzlülüğü
Yemenli güçler arasındaki barış görüşmeleri sonuçsuz kaldı
Bugünün ve geleceğin ustası adına
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin yeni projesi: “İhtisaslaşmış meslek liseleri”

 

Sermaye için “memleket meselesi” olan meslek liselerine yönelik yeni uygulamalar Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde. Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde 29 Temmuz’da yayınlanan haberde “Millî Eğitim Bakanlığınca, illerde sektörün ihtiyacı doğrultusunda, belirli bir alanda ihtisaslaşmış mesleki ve teknik Anadolu lisesi açılması için çalışma başlatıldı” duyurusu yapıldı. Böylece sermayenin ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilmek adına uzun süredir gündemde olan meslek liselerine dair politikaların hayata geçirilmesi için somut adımlar atılmaya başlandı.

Uzun süredir gündemdeydi

“İhtisaslaşmış meslek liseleri”, adı konmamış olsa da uzun süredir sermaye devletinin gündemindeydi. 6 Ekim 2012’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında “Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Güçlendirilmesi Protokolü” imzalanmıştı. Bu protokolle sermaye devletinin meslek liselerine yönelik politikalarında daha hedefli davranabilmesi amaçlanıyordu. Protokol kapsamında OSB’lerde bulunan mesleki eğitim okul ve kurumlarının kapasitelerinin geliştirilmesi ve/veya yeni meslek liselerinin kurulması, sermayeye öğrenci başına teşvik vererek özel meslek liseleri açılması hedefleniyordu. Ayrıca ülke ekonomisinde önemli yer tutan elektrik-elektronik, endüstriyel otomasyon, gıda, kimya, makine, metal, mobilya ve iç mekân tasarımı, motorlu araçlar, plastik, tekstil, tesisat teknolojisi ve iklimlendirme, yenilenebilir enerji teknolojileri alanları öncelikli alanlar olarak belirlenmişti. Kısacası protokolle bir yandan sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda sanayi üretiminde istihdam edilmek üzere kalifiye eleman yetiştirilmesi hedeflenirken, bir yandan da aynı sermaye grupları teşviklerle özel okul açmaya yönlendiriliyor, yani mesleki eğitim alanının da sermaye için bir rant alanına dönüştürülmesi hedefleniyordu.

2014-2018 yılları için hazırlanan “Türkiye Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nda da “Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Güçlendirilmesi Protokolü”ne atıfta bulunulmaktaydı. Eylem planında, protokol kapsamında OSB’lerde açılmış veya açılacak okullara finansal destek sağlamak için yasal altyapı oluşturulduğu ve 2012-2013 eğitim öğretim yılında on meslek alanında uygulamaya konulduğu ifade edilmekteydi. Ayrıca eylem planında ortaya konan politika eksenleri kapsamında, “İstihdamı yüksek alan ve dallarda özel MTE okul ve kurumu açmanın teşvik edilmesi ile ilgili mevzuat çalışmaları sürdürülecektir” ve “Sektörel yoğunluklar dikkate alınarak sektör odaklı okullar açılması konusunda özel sektörle iş birliği yapılacaktır. Açılacak özel okul ve kurumların öğrenci kontenjanlarının belirlenmesinde; çevredeki işletmelerde mesleki eğitim ve staj imkânları göz önünde bulundurulacaktır” tanımlamaları bulunmaktaydı.

Ne hedefleniyor?

Sermaye devleti, “OSB’lerde mesleki ve teknik eğitimin güçlendirilmesi”, “sektör odaklı” vb. isimlerle bir süredir tartıştığı, özü itibarıyla mesleki eğitim alanını sermaye adına daha işlevsel kılacak şekilde revize etmeye çalıştığı mesleki eğitim politikasının adını “ihtisaslaşmış meslek liseleri” olarak belirlemiştir. Meslek liselerine yönelik bu yeni projesini (!) ise “kamuoyunda mesleki eğitime olan farkındalığın arttırılması ve alanında markalaşmış okulların açılması” olarak tanıtmaktadır.

İhtisaslaşmış meslek liseleri ile “sektörün arzuladığı nitelikli iş gücü yetiştirilmesi”nin hedeflendiği ifade edilmektedir. Proje kapsamında her ilde “tematik eğitim”e zemin hazırlamak için belirli bir alanda ihtisaslaşmış meslek liselerinin açılması hedeflendiği belirtilmektedir. Yeni açılacak “ihtisaslaşmış meslek liseleri”nde birbirini tamamlayan en fazla üç dalda program olacağı, tek alanda eğitim veren mevcut meslek liselerinin de bu kapsama alınacağı ve onayları alınan mesleki ve teknik Anadolu liselerinin 2016-2017 yılında açılacağı ifade edilmektedir.

Sermaye ve onun temsilciliğini yapanlar için “memleket meselesi”, bizler içinse “devrim meselesi” olan meslek liselerine yönelik bu yeni uygulamalar sermayenin meslek liseleri üzerindeki denetimini arttıracaktır. İhtisaslaşmış meslek liseleri ile her bir meslek lisesi bir sermaye grubunun denetimine sokulmak istenmektedir. Böylece meslek liseliler okula başlar başlamaz bir sermaye grubuna bağlı kılındıkları için hem eğitim hayatlarında hem de eğitim hayatlarının ardından karşı karşıya kaldıkları sömürü katmerleşecektir.

Meslek liselerini tamamen sermayenin arka bahçesi haline getirecek bu politikalara karşı meslek liselileri taraflaştırabilmek ve örgütleyebilmek önemli bir yerde durmaktadır.

 

 

 

 

Öğrenci yurtlarına OHAL “düzenlemesi”

 

Türk sermaye devletinin keyfi yasak ve baskılarının önünü açan OHAL uygulamalarında son olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı kapsayan yurtlar için “düzenleme” yapıldı.

Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Yurt İdare ve İşletme Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen kimi “suçlar”dan hüküm giyen ya da hakkında dava açılmış öğrenciler devlet yurtlarına alınmayacak.

Söz konusu düzenlemede “Kamu barışına karşı işlenen suçlar”, “Millete ve devlete karşı işlenen suçlar” doğrultusunda “Cumhurbaşkanına hakaret”, “devlet büyüklerine karşı hakaret”, “suçu ve suçluyu övme”, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” gibi suçlamalar yer alıyor.

Bu iddialarla hüküm giyen ya da haklarında dava açılan öğrencilerin yurtlarda barınması engellenmiş oldu.

Yapılan düzenlemeyle haklarında dava açılmış olmasa bile “terör” bahanesiyle, eylemlere katılmaları gerekçe gösterilerek öğrencilerin yurtlardan atılmasının önü açıldı.

 
§