5 Şubat 2016
Sayı: KB 2016/05

Bahar dönemi, gelişmeler ve görevler
Eski düzende yeni anayasa hayalleri!
Yeniden imha, yeniden inşa!
Sermaye devleti yeni karakollar kuracak
Sermaye tam kölelik dayatıyor
Ek ücret zammı için ortak mücadele!
MİB’den iki günlük çalıştay!
EKU’da işçiler kararlılıklarını koruyor
Köle pazarları kurulmak isteniyor
“Ve (aynı) katil cinayet mahalline döner”
Mücadele tarihinde kadının yeri: İşçi kadınlar en ön safta!
Osmanlı’nın son yıllarından Cumhuriyet’in ilk yıllarına...
Greif deneyiminden öğrenelim!
Yasalar kadını koruyabilir mi?
Torba yasa işçi ve emekçilere esnek çalışmayı dayatıyor!
“Yeni mücadele döneminde liseleri fethedelim!”
3. Cenevre görüşmeleri; “Üçlü şer ekseni”nin kundakçılığı
Kapitalizm insana dair hiçbir sorunu çözemez!
Hayaller ve sınıfsal gerçekler!
Essen’de ‘Kürt sorunu’ konulu panel
Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var?
Hasta tutsak Türkan Özen’e ‘siyasi cezalandırma’
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

EKU’da işçiler kararlılıklarını koruyor

 

EKU Fren Kampana’da sular durulmuyor. İşçilerin sözleşme sürecinde patrona ve sendikaya tepkileri her geçen gün artıyor. Bunun yanı sıra sendika ve patron yandaşlarına da gereken tutum alınıyor. EKU işçileri grev iradesini ve %13 zam istemediğini ortaya koyunca Durmuş isimli kaliteci işçilere küfür etti. EKU işçileri, hem temsilciler aracılığıyla hem de yapılan eylemlerle küfürbaz Durmuş’un işten çıkartılması taleplerini yükselttiler.

29 Ocak Cuma gecesi 00.00-08.00 vardiyasındaki işçiler, küfürbaz Durmuş’un işten çıkartılması için yarım saatlik iş bırakma eylemi yaptılar. Cumartesi gece vardiyası itibarıyla iş bırakma eylemi yapacaklarını duyurdular. 30 Ocak Cumartesi günü gece vardiyasına gelen üç temsilci tarafından Durmuş isimli kalitecinin 6 günlük izne çıkartıldığı ve önümüzdeki hafta durumunun değerlendirileceği ifade edildi. EKU işçileri gerekli işlemin yapılmaması durumunda iş bırakma konusunda kararlı olduklarını belirttiler.

Patron-yönetim baskısı artıyor

İşçilerin mücadelesi kararlılıkla sürerken patron ve yönetim tarafından da baskılar arttırılmaya çalışılıyor. Birliğini güçlendiren ve sesini yükselten EKU işçilerinin peşine düşen patron “3-5 kişi var burada onları bulacağız” diyerek korku salma çabasında.

EKU İşçileri Birliği de patron ve yönetimin bu tutumuna karşı şu açıklamayı yaptı:

“EKU patronu bizi aramaya koyulmuş.

EKU işçileri birliği kimdir?

Biz ekmek ve sendikal demokrasi mücadelesi veren onurlu EKU işçileriyiz.
Biz davasında en ön önde korkusuzca giden işten atılan 25 kişiyiz. İsmet’iz. Hayrettin’iz. Murat’ız ve diğerleriyiz.

Biz bu fabrikada meslek hastalığına yakalanmış Kahraman abiyiz.

Yoğun çalışmadan kaynaklı iş kazası geçiren ve parmağını kaybeden sonra da kapı önüne koyulan Veysel abiyiz.

Biz türlü oyunlarla işten attırdığın Nimet’iz, Halil’iz.

Biz doğru sözünü kimseden esirgemeyen bu Mehmet Dudaroğlu olsa bile söylemesini bilen icra dosyası gerekçesiyle işten attığınız İsmail Abiyiz.

Biz arkadaşımıza küfür eden yalama Yalçın’ı eylemlerimizle kapı önüne koyan işçileriz.

Biz sendikalı fabrikaların bile alamadığı zammı söke söke alan EKU işçileriyiz.

Biz en kötü zamanda bile yeniden toparlanmasını bilen EKU işçisi sınıf devrimcileriyiz.

Biz sendikaların ne mal olduğunu grev yasaklarında gören EKU işçileriyiz.

Biz Çelik-İş Sendikası’nı önüne katarak grev kapılarına kadar getiren hepinizi ters köşe yapan işçileriz.”

 

 

 

 

Sendikalardan “büyük” hamle: MESS’e mektup yazdılar

 

Asgari ücrete yapılan zammın diğer ücret gruplarına da yansımasını isteyen metal işçileri arasında mayalanan tepki, sendika bürokratlarını harekete geçirdi. Metal işçileri için ‘direnişin kalesi’ olarak anılan Renault’da işçiler fazla mesaiye kalmayarak ve vardiya çıkışlarında eylemler yaparak taleplerini haykırırken, sendika bürokratları MESS’e yazdıkları mektupla zam istediler.

‘İşçilerin sefaletini çözmek’ değil ‘iş barışını korumak’

DİSK üyesi Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) ve Hak-İş üyesi Çelik-İş Sendikası, asgari ücret zammının ardından metal işçilerinin yaşadığı ücret sorunu ile ilgili olarak Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’na (MESS) mektup yazdılar.

Mektuplarında, asgari ücret zammının ardından oluşan ücret tablosunu hatırlatan iki sendika da, “çalışma ilişkilerinin ve iş barışının korunması için” taleplerin karşılanmasını istedi.

Birleşik Metal-İş’in 14 Ocak tarihli mektubunda “Bu durum işyerlerinde çalışma ilişkilerini ve iş barışını bozma riski taşımaktadır. Asgari ücret artışından kaynaklanan sorunların giderilmesi ihtiyacı açıktır” ifadelerine yer verilirken, Çelik-İş’in 20 Ocak tarihli mektubunda ise şunlar dile getirildi: “Bu uygulama Grup Toplu İş Sözleşmesi'nden faydalanan işyerlerinde çalışan üyelerimiz arasındaki iş barışını bozmakta ve tarafımıza bu konuda fazlaca geri bildirimler olmaktadır.”

“Çalışma ilişkilerinin ve iş barışının korunması” kaygılarının dile getirildiği mektuplarda, metal işçilerinin sefalete mahkum edildiğinden, asgari ücret zammının ardından ekmek, ulaşım vb. alanlarda yapılan zamların işçilerin bu sefaletini daha koyulaştırdığından söz edilmedi.

Eylem programı yok

Öte yandan, Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş tarafından gönderilen mektuplara MESS’in bir yanıt vermediği öğrenildi. Buna karşın, sendika yönetimleri işçilerin zam talebi ile ilgili olarak henüz bir eylem programı açıklamadılar.

“Sendika ağalarına yakışan bu olsa gerek”

Direnişleri döneminde Çelik-İş’in ihanetini yaşayan Feniş işçilerinden Mehmet Doğan, Çelik-İş’in MESS’e mektup yazmasıyla ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Doğan şunları ifade etti:

“Yalvararak hak istemek ancak MESS’in karşısında mücadeleyi bir kenara bırakarak yalvarmayı kendilerine amaç edinen sendika ağalarına yakışan bu olsa gerek. İşçilerin karşısında aslan kesilenler sermayenin karşısında kuzuya dönmüşler.”


 
§