11 Temmuz 2014
Sayı: KB 2014/28

Sınıf hareketi önündeki engellerin kaldırılması için...
Engelleri aşmak için taban inisiyatifleri
İş güvencesi hakkına
sahip çıkmak için birleşik mücadeleye!
Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine...
Çatı aday kimin adayı?
TKİP hedef gösteriliyor!
İnternette sansüre devam!
Maltepe Belediyesi dava kararından görünenler
Bosch’ta yetki
Türk Metal’e verildi
Ha cam ha soda:
İşçi düşmanı Şişecam!

Sütaş’ta devlet sermayenin hizmetine koştu

İşçiler sessiz sedasız ölüyor

Tanrıverdi’de işçi iradesine patron müdahalesi

Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz!

Kızıl Bayrak: Tasfiyeciliğe, karanlığa tutulan kızıl bir meşale! - H. Eylül
Direnişçi işçilerden
Kızıl Bayrak’ın 20. yılına...
“Yeni Greif’ler için ileri!”
Ekim Gençliği II. Yaz Kampı
Mülteciler sorunu ve devrimci sorumluluk
İsrail saldırıyor, Filistin direniyor!
Mısır’da yeni yönetimin ilk icraatı
zam furyası
Çocuklar hapishanede, suçlular nerede? - Z. Eylül
Eylül günlerinde acının arabesk hali - K. Ehram
“Müziğimiz mücadeleye devam çağrısı!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İsrail saldırıyor, Filistin direniyor!

 

İsrail’in ırkçı-Siyonist rejimi, Filistin halkına karşı vahşi bir saldırı başlattı. Üç Yahudi yerleşimcinin geçen ay kaçırılıp öldürülmesinden sonra savaş hazırlığına başlayan Siyonist rejim, Batı Şeria’da gerçekleştirdiği sürek avında onlarca kişiyi katledip yüzlerce kişiyi tutukladıktan sonra, Gazze Şeridi’ni bombalamaya başladı. ABD başta olmak üzere emperyalist güçlerden aldığı desteğin sağladığı rahatlıkla hareket eden İsrail, birkez daha her tür yasa ve kuralı ayaklar altına alarak, F-16 savaş uçaklarıyla Filistin halkının tepesine bomba yağdırıyor.

Yine yıkım, yine katliam

İsrail savaş aygıtının 7 Temmuz’da havadan, karadan ve denizden başlattığı bombardıman devam ediyor. 300’ü aşkın yeri bombalayan İsrail ordusu son gelen haberlere göre 35 kişiyi katletti, 300’ü aşkın kişiyi yaraladı. Yaralıların %20’sinin ağır olduğu ve ölü sayısının ilerleyen zamanda artacağı bildirildi.

Filistin direniş hareketlerinin lider kadrolarının ailelerini hedef alan İsrail savaş makinesi, birçok evi, sakinleri içindeyken, F-16 savaş uçaklarıyla bombalayarak yerle bir etti. Bombalanan evlerin yakınlarındaki diğer evlerde de ciddi hasarlar olduğu bildirildi. Siyonist rejimin iddia ettiğinin aksine, İsrail ordusu, Gazze’de sadece direnişçilerin değil, sivil halkın evlerini de bombalıyor. Bölgenin farklı noktalarında saptanan hedefleri vuran İsrail savaş makinesi, çocukları ve kadınları da katlederek, Filistin halkını bir bütün olarak hedef alıyor. Katledilen ve yaralanan Filistinliler arasında çok sayıda kadın ve çocuğun olması, İsrail’in “toplu cezalandırma” politikası izlediğini gözler önüne seriyor.

On binlerce yedek askeri silahaltına çağıran ırkçı-Siyonist rejim, kara harekatı ile de tehdit ediyor. Buna cesaret edip etmeyeceği henüz belli değil, ancak işgalci İsrail ordusunun bombardımanları sonucu, Gazze’de yıkım ve ölüm yeniden kol geziyor. Mısır yönetiminin Refah kapısını kapatmış olması ise, durumu daha da vahim hale getiriyor. Görünen o ki, ırkçı-Siyonist rejimin vahşi saldırıları bir süre daha devam edecek.

Direnişin roketleri Tel Aviv’e ulaştı

İşgalci siyonist ordunun saldırısına karşılık veren Filistinli direnişçilerin, şu ana kadar İsrail’e 200’den fazla roket attığı bildirildi. Irkçı-siyonist Benyamin Netanyahu hükümetini ve destekçilerini diken üstünde bırak roket saldırıları, İsrail’de panik yaratıyor.

Filistin direnişini ezmeye heveslenen Siyonist rejim, ummadığı bir direnişle karşılaştı. Üç koldan devam eden İsrail bombardımanında, şu ana kadar 400 ton patlayıcı atıldığı bildirildi; bu saldırganlık Filistin direniş güçlerinin roket fırlatmalarına engel olamadığı gibi, atılan roketlerin 110 km. menzile ulaştığı bildirildi. Tel Aviv, Yafa gibi büyük İsrail kentlerine de füze atan direnişçiler, bir askeri havaalanına da roket isabet ettirmeyi başardı. Bu arada Filistinli direnişçilerin İsrail Deniz Kuvvetleri’ne bağlı bir hücumbota saldırı düzenlediği ve yedi İsrail askerini öldürdüğü bildirildi.

Siyonist rejimin “Demir kubbe” diye adlandırdığı füze kalkanının pek bir işe yaramadığı görüldü. Filistin direnişçilerinin attıkları roketlerin sadece 29’nu etkisizleştiren Demir kubbe’ye Filistinliler, ‘Tahta kubbe’ diyorlar.

Kara saldırısı olursa direniriz

Irkçı-Siyonist rejimin on binlerce yedek askeri silahaltına alması, İsrail’in kara saldırısına yaptığı hazırlık olarak değerlendiriliyor. Kara saldırısını faşist-Siyonistler zaten talep ediyorlardı. Bazı kaynaklar ise, Netanyahu hükümetinin de böyle bir saldırıya hazırlandığını belirtiyorlar.

Al Mayadeen, RT.arabic gibi Arapça yayın yapan uydu TV kanallarına konuşan direniş hareketlerinin temsilcileri de, İsrail’in kara saldırısına başlama ihtimali olduğunu kabul ediyorlar. Direniş sözcüleri, olası bir İsrail saldırısına karşı hazırlıklı olduklarını, ağır bedeller pahasına da olsa, topraklarını savunacaklarını belirtiyorlar. İsrail savaş aygıtının kara, hava, deniz bombardımanıyla kıyaslandığında, Filistin silahlı direnişinin sembolik kaldığı söylenebilir. Ancak bu haliyle de büyük bir politik etki yaratıyor ve Siyonist rejime geri adım attırabiliyor. İşgalci İsrail ordusunun 2006’da Lübnan’dan, 2008’de Gazze’den çekilmek zorunda kalması, bu direniş sayesinde mümkün olmuştu.

ABD yine suç ortağı

Bütün uluslararası yasa ve kuralları ayaklar altına alarak Gazze’yi bombalayan İsrail, birkez daha ABD’nin desteği ve suç ortaklığına dayandı.

Filistin sorununa çözüm üretmek için çalıştığını iddia eden Barack Obama yönetimi, yıllardır devam eden görüşmelerde bir arpa boyu yol alamadı. Zira diğer ABD yönetimleri gibi Obama da, ırkçı-Siyonizm’in hamisidir ve bu tutumundan dolayı, Filistin sorununun çözümüne zerre kadar katkı sunamamıştır. Sunamaz da; zira o arabulucu değil, taraftır. Irkçı-Siyonizm’in tarafındadır.

İsrail’in vahşi saldırısına dair söz söylemeyen Obama yönetimi, Filistin direnişini hedef alan açıklamalar yaparak, ırkçı-Siyonizm’in tarafında olduğunu birkez daha kanıtlamıştır. Nitekim İsrail, askeri bir saldırıyı Beyaz Saray’ın onayı ve desteği olmadan zaten gerçekleştiremez; çünkü İsrail saldırganlığı, her yönüyle ABD’nin onay ve desteğine muhtaçtır.

BM şefi ırkçı-Siyonizm’in safında

İsrail bombardımanıyla başlayan çatışmalarla ilgili bir açıklama yapan Birleşmiş Milletler (BM) şefi Ban ki Moon, ırkçı-Siyonist rejimi değil, Filistin direnişini hedef aldı. İsrail’e “itidal” çağrısı yapan BM şefi, Filistinli direnişçilerin İsrail’e roket atmaya son vermesi gerektiğini savundu.

Barış elçisi” pozlarına bürünmeye pek meraklı olan Ban ki Moon, bu tutumuyla, savaş ve militarizmin sefil bir piyonundan başka birşey olmadığını gözler önüne serdi. Bu arada BM Güvenlik Konseyi, Filistin Yönetimi lideri Mahmut Abbas’ın yaptığı çağrıya rağmen, İsrail saldırganlığına dair bir tutum açıklamadı.

Arap Birliği emperyalizmin güdümünde

Devam eden İsrail saldırılarıyla ilgili net bir tutum almaktan kaçınan Arap Birliği, birkez daha utanç verici bir duruma düşmüştür. Emperyalist/Siyonist güçlerin Suriye’ye karşı yürüttüğü savaşın tetikçiliğini yapan Suriye muhalefetine destek veren Arap Birliği, İsrail saldırısı altındaki Filistin halkı için kılını kıpırdatmıyor.

Arap Birliği’nin bu tutumu utanç verici; ancak şaşırtıcı değildir. Zira bu birlik Arap halklarının değil, Arap egemen sınıflarının birliğidir. Her olayda olduğu gibi, İsrail saldırganlığına karşı tutumu da ulusal değil, sınıfsaldır. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi, (Bazı istisnalar dışında) Arap egemen sınıflar da batılı emperyalistlerin güdümündedir. Bundan dolayı ırkçı-Siyonist rejimin saldırganlığına karşı aldıkları tutum, içi boş, laf kalabalığından ibaret bir açıklama yapmanın ötesine geçemiyor.

AKP iktidarı İsrail saldırısını kınamaktan kaçındı

AKP şefi, “Ortadoğu’nun sultanı” olma hayalleri kurduğu zaman, Filistin sorununu istismar etmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Hem kendisi hem müritleri, Filistin halkının “militan savunucusu” imiş gibi vaazlar verirlerdi. Ne zaman ki sultanlık hayalleri çöktü, Filistin’i unutuverdi dinci-gerici şefler.

Gazze kuşatmasını yarmak iddiasıyla filo oluşturan AKP iktidarı, İsrail saldırısıyla ilgili açıklamasında ise, tarafları geçmişten ders çıkarmaya çağırarak, Filistin direnişini işgalci İsrail ordusuyla aynı kefeye koydu. Siyonist saldırganlığı kınamaktan kaçınan Türk Dışişleri Bakanlığı, uluslararası toplumu göreve çağırmakla yetindi.

Sultanlık hayallerinin çökmesinden sonra “Gazze’deki din kardeşleri” için kılını kıpırdatmayan AKP şefiyle müritleri, dinci-gericiliğin, -diğer burjuva akımları gibi- sefil sınıfsal çıkarları dışında hiçbir değer tanımadığını bir kez daha gözler önüne serdiler.

Filistin halkıyla dayanışma yükseltilmelidir

Emperyalistlerden, BM’den, Arap Birliği’nden, AKP dahil siyasal İslamcılardan Filistin halkına fayda gelmez. Tersine, bu güçler, ırkçı-Siyonizm’le aynı safta bulunuyor. Zira onlar, kapitalist/emperyalist sistemin temsilcilerinden başka bir şey değiller.

Filistin halkıyla enternasyonal dayanışma halkların emekçi kesimleriyle ilerici-devrimci güçlerin görevidir. Irkçı-siyonist saldırıya karşı direnen Filistin halkı, enternasyonal dayanışmayı, en çok hak eden halklardan biridir; ilerici-devrimci güçler, bu yiğit ve direnişçi halkla eylemli dayanışmayı örme sorumluluğuyla karşı karşıya bulunuyor.

 

 

 

 

İsrail onlarca Filistinli’yi katletti!

 

Filistin’de üç yerleşimci gencin kaçırılmasını bahane ederek saldırılarını yoğunlaştıran İsrail, Gazze’ye yönelik hava saldırısını aralıksız olarak sürdürüyor.  Gazze Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra’nın yaptığı açıklamaya göre, İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle 23 Filistinli hayatını kaybetti, 130 kişi de yaralandı. El-Kudra, güney kenti Han Yunus’ta bir Hamas liderinin evine düşen roket sonucu 6 kişinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan ikisinin çocuk olduğunu belirtti.

Ayrıca, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Filistin Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir hastaneyi hedef aldığı ve saldırıda çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.

İsrail ordu radyosu tarafından yapılan açıklamada ise hava ve deniz kuvvetleri tarafından 7 Temmuz Pazartesi akşamından beri sürdürülen saldırılarda, Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerindeki 200 hedefin vurulduğu belirtildi.

Saldırı sürecinde Gazze’den İsrail’e 117 füze atıldığı, bunlardan 29’unun ‘Demir Kubbe’ adı verilen füze savunma sistemine takıldığı öne sürüldü.

 

 

 

Yunanistan’da grevler

Yunanistan’da artan yıkım saldırıları ve kölelik dayatmaları karşısında işçi ve emekçiler yanıtını grev ve eylemlerle veriyor.

Elektrik kurumunda 2 günlük grev

Yunanistan hükümetinin sömürge şeflerinin dayatmaları sonucu elektrik kurumlarını özelleştirme kararı alması emekçilerde büyük öfke yarattı. Ülkenin elektrik kurumu PPC’de çalışan emekçiler, özelleştirme saldırısına karşı 2 günlük grev ilan ederken, kamu emekçileri ise Atina’da eylem yatı. Elektrik kurumlarındaki grev sebebiyle sanayi ve turizm sektörü büyük zorluklar yaşıyor.

Sokaklara çıkan elektrik kurumu çalışanları özelleştirme saldırısına karşı mücadelelerinin, daha başlangıç aşamasında olduğunu söylüyor ve hükümet kadar muhalefet partilerine de öfkelerini dile getiriyorlar.

Yunanistan hükümeti ise emekçilerin tüm tepkilerine karşı Troyka’nın işbirlikçiliğine devam ediyor. Hükümet, elektrik kurumlarının özelleştirilmesi konusunda kararlı olduğunu açıkladı.

Gümrük çalışanları da grevde

Yunanistan’da gündem işçi ve emekçilerin yaptıkları grevler olurken, son olarak gümrük çalışanları da greve gitti. 9 Temmuz gece saat 24.00’te başlaması planlanan grev, sabah 06.00’ya çekildi.

Düşük ücretleri ve iş güvenliği talebiyle yapılan grev 1 gün sürdü. Türkiye’de İpsala ve Pazarkule sınır kapılarının etkilendiği grev nedeniyle giriş-çıkışlar tamamen durdu.

Grev süresinde gümrüklerden sadece acil durumlar ve diplomat özelliği olan araçların geçişine izin verileceği, bunun dışında kalan tüm araçlar ve yolcular için 24 saatlik grev uygulanacağı ifade edildi.

Yunanistan’daki grev nedeniyle Türkiye’ye TIR geçişlerinin tamamen durduğu, küçük araç geçişinin yavaşlatıldığı öğrenildi.


 
§