27 Nisan 2012
Sayı: SYKB 2012/17

 Kızıl Bayrak'tan
Sermaye düzeni ve Truva atlarından hesap sormak için
Barzani’nin Türkiye ziyareti
Halkların kardeşliğini yükseltmek için
1 Mayıs’a!..
BDSP’den 1 Mayıs etkinlikleri
Kamu emekçilerinin toplu sözleşme görüşmeleri başlıyor
Yağma ve talana dur demek için mücadeleye!
Sağlıkta dönüşümün fotoğrafı
Rexroth’da istifa baskısı
ELTA direnişi aynasında tersaneler
Taşeron İşçileri Kurultayı sonuç bildirgesi
Yerel işçi bültenleri 1 Mayıs’a çağırıyor!
2011 1 Mayısı aynasında
Türkiye’de 1 Mayıs H.Fırat
Savaş kışkırtıcılığının başını Erdoğan’la Katar Emiri çekiyor
Fransa’da sosyal-liberal Hollande dönemine doğru
Volkan Yaraşır
Kapitalizm: Faşizmin ve faşist çetelerin ürediği bataklık
İki Sudan’ın petrol savaşı
Avrupa’da 1 Mayıs çalışmalarından
Bielefeld’de “Birlik, mücadele, dayanışma’’ gecesi
İzmir Öğrenci Kurultayı toplandı
Ekim Gençliği’nin
1 Mayıs çalışmaları
Ekim Gençliği: Baskı ve taciz bizi yıldıramaz!
Tutsak sınıf devrimcisi Burcu Deniz’den mektup
“Yasalar sömürenlerin çıkarına göre şekillenir!”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sağılıkta dönüşümün fotoğrafı

Dinci-gerici AKP hükümeti eliyle yürütülen “sağlıkta dönüşüm” politikasının çöküşü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hastalar, hasta yakınları ve sağlık emekçilerinin yaşadığı çileyle tescilleniyor.

Yeni bina dökülüyor

Sağlık Bakanlığı tarafından bundan 2 yıl önce yapımına başlanan ve “otel model alınarak” inşaa edilmesiyle övünülen Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yeni poliklinik hizmet binası sağlıkta piyasalaşmanın fotoğrafı durumunda.

Yeni binanın dış cephesindeki çatlaklar çıplak gözle uzak bir mesafeden bile rahatlıkla görülürken binanın içi ise çağdışı koşulları andırıyor.

Milyarlarca lira para harcanarak yapılan bina, piyasanın hizmetine sunulan sağlık hizmetlerinin verilmesi açısından da riskler taşıyor.

Ana binadan 50 metre uzaklıkta ayrı bir yere yapılan yeni bina, sağlık ve hijyen koşulları açısından da tam anlamıyla bir rezalet tablosunu belgeliyor.

Muayene için ana binadan randevu almak zorunda bırakılan her yaştan yüzlerce kişi, Adıvar Caddesi’ni geçerek yeni poliklinikler e ulaşmak zorunda bırakılıyor.

Poliklinik bahçesinde, tekerlekli sandalyeyle getirilen hastalar ve hasta yakınları dikkat çekiyor. Özellikle 70-80 yaşlarındaki hastaların tekerlekli sandalyeyle ana binadan polikliniklere getirilmesi tam bir işkenceye dönüşüyor.

İnsanl dışı koşullar

Yaklaşık 3 aydır hasta kabulü yapılan binada yaşanan sorunlar arasında en fazla dikkat çekeni ise insanlık dışı çalışma koşulları. Sağlık emekçilerinin en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ortak kullanım alanlarının bulunmadığı binada bir yemekhane dahi yok. Hastalar için de büyük önem taşıyan hijyen önlemleri ise hastane yönetimi tarafından ciddiye alınmıyor. Ameliyata giren doktorlar, hijyenik koşullardan uzak tuvaletleri kullanmak zorunda bırakılıyorlar.

Hijyenin esamesi okunmuyor

Bir sağlık çalışanı 4. kattaki tuvaleti kullanmak için en yakın kattan eğer tuvalet kullanıma uygun ise en az 6 dakika harcıyor. Yine trajikomik bir şekilde engelli hasta ve çalışanların kullanması için tahsis edilen tuvalet içindeki lavabonun bataryasının musluk kısmının olmaması ve gider borusuna bağlanmaması hastanede hijyenin adından dahi söz etmeyi gereksiz kılıyor. Bu tabloya, ortopedi ve kalp damar cerrahisi polikliniklerinin 3. katta olması da eklenince sağlıkta dönüşümün fotoğrafı daha net ortaya çıkıyor.

Temizlik arabalarının umumi tuvaletlerde ulu orta tutulması ise Haseki’de yaşanan rezaleti özetliyor.

Yeni polikliniklerde acil müdahale odasının bulunmaması da hastanedeki sorunlar yumağını açık biçimde gözler önüne seriyor.

Hastanenin hemen girişinde özel güvenliklerin himayesindeki tekerlekli sandalyeler ise, hasta ve hasta yakınlarının çektiği çilenin itirafı niteliğinde.

Haseki’deki sorunlar bununla da bitmiyor. Binada yaşanan havalandırma sorunu ve hastaların takip edebileceği bir numaratör sistemi olmaması da hastanede yaşanan rezaleti büyütüyor. Hastalar sürekli ayakta, polikliniklerin kapısında kendi sıralarını oluşturmaya çalışıyor.

Sağlıkta yıkım büyüyecek

Sağlıkta dönüşüm uygulamalarının çöküşünü anlatan bu tablo karşısında sağlık emekçilerinin, hastaların ve hasta yakınlarının tepkisi büyüyor. Hastanede eylem yapan ve yaşanan sorunlara dikkat çeken sağlık emekçilerine birçok hasta ve hasta yakını destek veriyor.

AKP şefleri tarafından “sağlıkta devrim” olarak sunulan “dönüşüm”ün önümüzdeki süreçte daha fazla yıkıma yol açacağı görülüyor.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Sağlıkta şiddet sürüyor!

Antep’te Dr. Ersin Arslan’ın bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin ardından hekime yönelik şiddet yeni saldırılarla sürüyor. AKP hükümeti eliyle yürütülen sağlıkta dönüşüm politikaları hekimlerle sağlık emekçilerini karşı karşıya getiriyor.

Son olarak 20 Nisan günü İstanbul Küçükçekmece’de Dr. Ahmet Sadık Hastanesi’nde yakınlarını kaybeden bir ailenin üyeleri hekimlere ve sağlık emekçilerine saldırdı.

Acil serviste müdahale edilen şahıs, tüm çabalara rağmen hayata döndürülemedi. Bunun üzerine hayatını kaybeden şahsın ailesinden onlarca kişi, Acil Servis’teki tüm hekim ve sağlık çalışanlarına saldırmaya başladı. Saldırganlar, sağlık emekçilerine silah ve bıçak çekerken, saldırı 2-2,5 saat sürdü. Üst katta bir odaya sığınan sağlık emekçileri, odada mahsur kaldı.

Saldırının ardından hastaneye giden İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Fethi Bozçalı, herhangi bir yaralama olmadığını belirtti.

Antep’te yaşanan doktor ölümünün ardından başta hekimler olmak üzere binlerce sağlık emekçisi hastanelerde iş bırakarak sağlıkta dönüşüm politikalarını protesto etmişti. Sağlık Bakanı Recep Akdağ istifaya çağrılmıştı.

Akdağ’dan sahte vaatler

Sağlık Bakanı Recep Akdağ hastalarla sık sık karşıya karşıya kalan doktorlar için özel bir hat kurularak bakanlığın hukuki takibini devreye sokacaklarını ifade etti. Sağlık Bakanı, yapılması gerekenleri tek başına teknik ve güvenlik boyutuyla algılayan bir bakışla kapılara x-ray cihazı konması vaatlerini sıralamanın ötesine geçemiyor. Sağlıkta dönüşüm adı altında ticari bir alana çekilen sağlık sistemi gün geçtikçe işçi ve emekçilere daha ağır yıkımlar dayatıyor. Bunun sonucunda ise sağlık alanındaki emekçilere yönelik şiddet olayları artıyor.

Doktorlar her Salı eylemde

Antep’te Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde Dr. Ersin Arslan’ın bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin ardından hekime yönelik şiddete karşı sokağa dökülen doktorlar her Salı eylem yapacaklarını duyurdular.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası (ATO), sağlık alanında artan şiddet olaylarıyla ilgili olarak bugüne dek başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere yetkilileri defalarca uyarıldıklarını fakat sorunun bugüne kadar ciddiye alınmadığı vurgulayarak konuyu gündemde tutmakta kararlı olduklarını belirttiler.