6 Nisan 2012
Sayı: SYKB 2012/14

 Kızıl Bayrak'tan
Devrimci 1 Mayıs’a hazırlık...
“Suriye’nin dostları” savaş kışkırtıcılığına devam ediyor
“12 Eylül davası” adlı orta oyunu
Onbinler Kadıköy’de hesap sordu
Zamlar durmak bilmiyor...
Taşeron İşçileri Kurultayı’na doğru
Maltepe işçileri boyun eğmiyor!
RMK direnişinde kazanıma doğru
İşçiler 1 Mayıs sürecini planladı...
İşçiler onar onar ölüyor
Billur Tuz direnişçisi Eray Aykut’la direniş üzerine konuştuk
Yasa mecliste, KESK eylemde!
Gaye Yılmaz ile UİS, taşeronluk
ve güvencesizlik üzerine...
MİB MYK Nisan ayı toplantısı...
28-29 Mart eyleminin
ardından.... - SKE
Sınıf mücadelesinin yeni odağı
İberya Yarımadası: İspanya ve
Portekiz - V. Yaraşır
Ücret kaybına devam
Geleceğine sahip çıkmak için
1 Mayıs'ta alanlara! - Ekim Gençliği...
Ekim Gençliği’nin kampanya çalışmalarından...
DLB YGS’ye karşı alanlara çıktı
10. BİR-KAR Gençlik Kampı başladı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Taşeron İşçileri Kurultayı’na doğru...

Geçtiğimiz haftalarda deklare edilen ve ardından örgütlenme süreci başlatılan Taşeron İşçileri Kurultayı’na sayılı günler kaldı. 1 Mayıs’ın öngünlerinde toplanacak olan kurultayın başarısı için geride kalan sınırlı zaman diliminin her açıdan iyi örgütlenmesi kritik bir yerde durmaktadır. Gerek ön hazırlık süreci üzerinden olsun gerekse bizzat kurultay gününün politik içeriği ve kitleselliği açısından olsun, sınıf devrimcilerini ve kurultay örgütlenmesinde yer alan diğer sınıf güçlerini önemli bir sınav beklemektedir.

Direniş mevzilerinden kurultaya

Taşeron İşçileri Kurultayı, Maltepe Belediyesi taşeron işçilerinin başlatmış olduğu örgütlenme ve direniş süreci üzerinden gündeme gelen ancak gelinen yerde bu sınırları aşarak milyonlarca taşeron işçisinin örgütlenme ve mücadele mevzisi olma iddiası ile bütünleşmiş durumdadır. Zira taşeronluk sistemi belediyelerden tersanelere, tekstilden inşaata hemen her sektörde uygulanan bir kölelik dayatmasıdır. Ve dolayısıyla 15 Nisan günü günlerde toplanacak kurultay en başta bu kapsamda bir içerik ve sorumluluk üzerinden şekillenmek durumundadır.

Bu böyle olmakla birlikte kurultayın kendisi gerek düzenleneceği bölge açısından gerekse örgütleyen güçler üzerinden Maltepe Belediye direnişi ve geçtiğimiz haftalarda Tuzla tersaneler bölgesinde başlayan ELTA direnişi ile dolaysız bir ilişki içerisindendir. Kurultay, direnişlerin geleceği açısından önemli bir yer tutmaktadır ve direnişler üzerinden kurultayı örgütleyen güçlerin omuzlarına ayrıca bir sorumluluk yüklemektedir.

Dolayısıyla Taşeron İşçileri Kurultayı bu direnişleri büyütmek, dahası diğer sınıf kesimleri ile bağını kurmak ve kazanımla sonuçlandırmak bakışı üzerinden örgütlenmelidir.

Zira direnişlerin kendi sınırlarını aşarak tüm taşeron işçilerinin mevzisi olmasına vesile olacak olan kurultay sürecinin başarısı yine bu direnişlerin akıbeti üzerinde de dolaysız bir etkisi olacağından kuşku duymamak gerekir. Bu sebeple kurultayın özellikle direnişin sürdüğü alanlarda güçlü bir zeminde örgütlenmesi, mevcut direnişlerin kazanımla sonuçlanması kadar kalıcı mevziler yaratılabilmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Deyim yerindeyse kurultayın başarı ölçütlerinden ilki mevcut direniş alanlarında yaratacağı sonuçlar olacaktır.

Kurultayın başarısı, hedef alanlarda

sınıfla bütünleşmeden geçer

Kurultay deklarasyonu üzerinden bakıldığında direnişlerin sürdüğü alanlar dışında, Kartal’dan Adalar’daki taşeron belediye işçilerine, tersanelerden fabrikalara uzanan geniş bir faaliyet alanı işaret edilmekte, bu alanlarda somut hedefler ortaya konulmaktadır. Tam da buradan hareketle denilebilir ki en başta bu alanlarda yürütülecek olan faaliyetin başarısı kurultayı güvenceleyecek, sonrası için önemli olanaklar yaratacaktır. Daha açık bir ifadeyle, kurultay bu alanlarda örgütlendiği koşullarda amacına ulaşacak ve sonrasına anlamlı sonuçlar bırakabilecektir.

Her ne kadar sınırlı bir zaman dilimi içerisinde kurultay çalışması gündemleşmiş olsa da mevcut olanaklara bakıldığında hedef alanlar üzerinden somut sonuçlar elde etmek mümkün görünmektedir. Zira yine deklarasyon üzerinden bakıldığında kurultayı örgütleyen güçler, bu alanlarda bir yer tutmaktadır ve yılları bulan bir deneyim ve birikime sahiptir. Gerisi kurultay çalışmasının aşağıya doğru bu alanlarda ayaklarının oluşturulması, ulaşılabilen tüm sınıf güçlerine çalışmanın maledilmesidir. Daha fazla vakit kaybetmeksizin her bir faaliyet alanında kurultay gündemleri üzerinden işçi toplantıları örgütlenmeli, kurultayın hedef ve amaçları bu toplantılarda enine boyuna ortaya konulmalı, süreç içerisinde temas kurulan her bir işçiyi kurultay çalışmasına dahil etme bakışı ile hareket edilmelidir.

Bunu başarmak ise ancak geride kalan dönem içerisinde kaybedilen zamanı telafi edecek düzeyde bir yüklenme ile mümkün olabilir.

Örgütlenme deneyimleri ve birikimi kurultayla buluşturulmalı

Kurultay çalışması bir başka açıdan taşeron işçilerinin bugüne kadar hayata geçirdiği örgütlenme ve mücadele deneyimlerini kurultay vesilesiyle paylaşması ve ortak sonuçlar çıkarması bakımından önemli bir adım olarak ele alınmalıdır.

Bunun için kurultayı örgütleyen güçler dışında bu deneyime sahip diğer sınıf güçlerini de sürecin parçası yapmak kurultayın başarısı bakımından önem taşımaktadır. Zira bu alanda bugüne kadar elde edilen mevcut birikimleri toparlamak ve gelecek için sonuçlar çıkarmak kurultay çalışmasının bir başka sorumluluk alanıdır. Mevcut kurultay çalışması bu açıdan bir ilk değildir belki ama geçmiş deneyimlerin ortak bir zeminde buluşması, bu alanda faaliyet yürüten sınıf güçlerine perspektifler sunabilmesi açısından önemli bir ilk adım olacağından kuşku duymamak gerekir.

Kaldı ki yukarıda da belirtildiği gibi taşeronluk sistemi ve kölelik koşulları bugün bir uçtan bir uca bütün bir işçi sınıfına dayatılmakta, hemen her sektörde azgınca uygulanmaktadır. Örgütlü-örgütsüz tüm işçiler taşeron uygulamasına maruz kalmaktadır. Kurultayın politik planda bu sorun üzerinden sonuçlar ortaya koyması ayrıca önem kazanmaktadır.

Politik içeriği güçlü ve kitlesel bir kurultay...

Kurultayın tüm örgütlenme süreci hem içerik hem katılım bakımından değerlendirilmeli, yapılan her plan, atılan her adım en başta buna hizmet etmelidir.

Bu açıdan bizzat kurultay zemini taşeron uygulamasının sınıfın gündelik yaşamından örgütlenme ve mücadelesi üzerindeki etkilerine kadar tartışıldığı bir kürsüye dönüştürülebilmeli. Dahası bu tartışmaların ışığında somut sonuçlar ile çıkılabilmelidir. En başta kurultayın örgütlenmesinde yer alan bütün güçler kurultaya böylesi bir düşünsel hazırlıkla katılması önemli bir yerde durmaktadır. Tebliğ ve önergelerin taşeron işçilerinin örgütlenme ve mücadele sürecinin önünü açan bir mahiyette hazırlanması en başta böylesi bir düşünsel hazırlıkla mümkün olacaktır.

Kurultay günü üzerinden bir başka önemli nokta atılımdır. Kurultayın kitlesel bir sınıf etkinliğine dönüştürülebilmesi, her şeyden önce süreçten moral bir güçle çıkılabilmesi için kitlesel bir katılım sağlanmalıdır. Arkası 1 Mayıs olan böyle bir sınıf etkinliğini kitlesel bir katılımla hayata geçirmek kurultayın bir başka başarı ölçütü olacaktır.

Kurultayın başarısı için tempoyu yükseltelim

Yukarıda altı çizilen hedefler üzerinden kurultaya sayılı günler kala yürütülen faaliyetin temposu ayrı bir önem kazanmış bulunuyor. Özellikle kurultayın 1 Mayıs öncesinde toplanıyor olması, faaliyetin temposu ve somut seyri bakımından kurultay ayrı bir önem kazanıyor. Zira toplanacak kurultayın sonuçları bizzat kurultay günü kadar 1 Mayıs’a taşıyacaklarıyla birlikte ele alınmalıdır.

Kurultay çalışmasına bu ikili görev üzerinden bakıldığında tempoyu arttırmak, daha çok sınıf kesimlerine kurultay çalışmasını taşımak büyük bir önem kazanıyor. Kaldı ki 1 Mayıs gibi bir gündem olmasa dahi bir kurultay örgütleme hedefi kendi başına olağan bir faaliyet tablosu üzerinden ele alınamaz. Ya da kendi dar sınırları içerisinde büyüyen bir faaliyet olarak değerlendirilemez.

Tüm bu nedenlerden ötürü başta kurultayın örgütleyicisi olarak biz sınıf devrimcilerine büyük görevler düşmektedir. Gerek ön hazırlığı gerek bizzat kurultay günü üzerinden olsun güçlü bir hazırlık, soluksuz bir faaliyet temposu ile sürece yüklenmesini başarmalıyız.

 

 

 

 

 

Ekim Gençliği'nden dayanışma

Maltepe Belediyesi taşeron işçilerinin maruz kaldığı polis saldırılarına ilişkin açıklama yapan Ekim Gençliği, sermaye devletinin saldırılarının direnişçi işçileri haklı davalarından vazgeçiremeyeceğini belirtti.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Maltepe Belediyesi taşeron işçilerine uygulanan faşist baskı ve terör sökmedi ve sökmeyecek. CHP’li Maltepe Belediyesi’nin, sermaye devletinin korkuları büyürken Maltepe Belediyesi’nde zafer direnen işçilerin olacak.

Bizler Ekim Gençliği olarak direnişçi Maltepe Belediyesi taşeron işçilerinin yanında olduğumuzu, onların sesini ve direnişini üniversitelerimize taşımaya devam edeceğimizi belirtiyoruz. Tüm arkadaşlarımızı da gelecekleri için direniş yolunu seçen Maltepe Belediyesi taşeron işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz.”