4 Eylül 2009
Sayı: SİKB 2009/34

  Kızıl Bayrak'tan
  “Açılım”da son perde
  12 Eylül’ün hesabını işçi sınıfı ve
emekçiler soracak
  Türk egemen sınıfları NATO’da
daha etkin roller peşinde!
  “Kürt açılımı” aldatmacası
dökülüyor
1 Mayıs Mahallesi Festivali’nde gazetemize yönelik alçakça saldırı
Güler Zere ve hasta tutsaklar
serbest bırakılsın!
“Sağlıkta dönüşüm” işçi ve emekçilerin
sağlığını tehdit ediyor!
Toplu görüşme oyunundan sefalet ücreti ve işgüvencesinin gaspı
planı çıktı!.
  İşçi ve emekçi hareketinden .
  Devletin devekuşu politikası ve
boşa çıkan İmralı çizgisi
  Kriz, direnişler ve
Metal İşçileri Kurultayı
  “Metal işçilerinin birliği
için kurultaya!
  KENT A.Ş. işçilerine açık mektup...
  Entes direnişi güncesinden.
  İşçi sınıfının devrimci sanatçısı
Yılmaz Güney kavgamızda yaşıyor!
  “Kadına yönelik
sıradanlaştırılan şiddet!
  Sermaye devleti suyu siyasi şantaj aracı olarak kullanıyor!
  Kıta halklarının örgütlü direnişi
süreci belirleyecektir!
  “Açılımın” açmazları
  Sincan Kadın Hapishanesi’nden
mektup
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mücadele Postası

Polis can almaya devam ediyor!

Polis tarafından işlenen cinayetlere bir yenisi eklendi. Gaziantep’te bir polisin açtığı ateş, 40 yaşındaki İbrahim Özkaymak’ın ölümüne neden oldu.

Emniyetin iddiasına göre, polis memuru A.G, 23 Nisan Mahallesi Şahinbey Emniyet Amirliği arkasındaki Şahinbey Uzay Çatılı Pazar yerinde “yasak olmasına karşın U dönüşü yapan” otomobil sürücüsüne müdahale etmiş, bu sırada yaşanan kavgada polisin “uyarı ateşi” açması sonucu yoldan geçmekte olan İbrahim Özkaymak vurulmuş.

Katil polis böylelikle bilindik yalanlarla koruma altına alınmış oldu. Her defasında aynı yalanlar uydurulur. Polis, “kazayla” ya da “kendisini savunmak için” ateş eder, sonra da yargılanıyormuş gibi göründüğü halde işine devam eder.

Bu polis cinayetlerinin önü, TMY ve ilgili yasalarda yapılan değişikliklerden sonra polise sınırsız adam öldürme yetkisi tanınmasıyla açıldı. Dolayısıyla, polisin döktüğü her kanda bir bütün olarak devletin sorumluluğu var.

Polis terörünü durdurmanın yolu katil devletten hesap sormaktan geçiyor!


Kartal’da tutuklama protestosu

İşçi-Köylü gazetesi Kartal büro çalışanı Suzan Zengin ve üç kişinin 28 Ağustos sabahı gözaltına alınıp 31 Ağustos’ta çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmaları, Partizan tarafından Kartal Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi.

Basın açıklamasında devrimci, demokrat, sosyalist ve yurtseverlere yönelik saldırıların “açılım tartışmaları” eşliğinde sürdüğü belirtilerek şunlar söylendi: “Demokrasi naraları atan egemenlerin uzun mücadeleler sonucu dirhem dirhem kazandığımız haklarımıza göz diktiklerini bizler çok iyi biliyoruz. Faşist egemen sistemin hiçbir demokratik haklara tahammülü olmadığı her geçen gün fazlaca ortadadır. Keyfi gözaltılarla, tutuklamalarla, baskılarla devrimci, demokrat, sosyalist mücadele engellenmeye çalışılmaktadır.

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı eyleme DHF, YDG-M, BDSP, Emek Gençliği, ESP, Kaldıraç, Alınteri, ve Halk Cephesi destek verdi.

Kızıl Bayrak / Kartal


Cafna Munzur ve Gülistan

Bedeli katmer katmer ödenmiş

Sevdalara kucak açmıştı yeryüzü

Gülüşümüz hep vardı

Kimi zaman acıya bulanmş

Kimi zaman zafere yatkın

Kimi zaman bir dilim ekmeği

Paylaşmanın

Ya da

Tırnakla umudu kazmanın gülüşü

Ama hep vardı

Mercan’da 17 kör bıçak bilenmişti

İçimizdeki derinliğe göz dikmiş

Kan kokusuna sırıtkan

Biliyorduk

Tanıyorduk

Boylu boyunca uzanmıştık

Yeryüzünün en dirençli mağmasına

En sıcak yerine

Acıyla yoğrulmuş bir halkın

Nasırlı ellerine tutunmuştuk

Kan kokusu

Barut kokusu

Mercan’ın nergizleri

Bağdaş kurmuştu bedenimizin her parçasına

Halen bıçaklar bileniyordu

Cafnaya uzanıyordu barut

Artık yüreğimiz 17 bin parça

Cafna’nın dev dalgalarında

Örseleniyordu

Her kudurgan dalga 17 bin darbe vuruyordu

Suskundu yeryüzü

Kirli bir suskunluk

Akbabaların sinsi bakışı

Ve

Ölüm halay çekiyordu TAMİL’in bedeninde

Ulucanlara selam dururcasına

İnatla!

Onüçlük bir Tamilli kızın

Gözlerinde donup kalmıştı

Bir damla kan...

Cafna’dan

Munzur’dan

Zifiri dumanların yükseldiği

Fabrikalardan

Bizim alınterimizdi süzülen

Ki

Bir kız daha direniyordu

Cafna’yı Munzur’u alınterini yüreğine sığdırıyordu

Fabrika kapısında tek başına sıkılı yumruğu ile

Gülümsüyordu pir-u pak

“emekçiler adına direniyorum’’ diyordu

BİZ KAZANACAĞIZ!

Ümraniye’den tekstil işçisi


Tekin Ailesi’nden eylem

Belçika’da yaşayan Mikail Tekin’in cezaevinde gördüğü işkence sonucu yaşamını yitirmesine karşı, Tekin’in ailesi ve akrabaları 29 Ağustos günü İstanbul Taksim’deki Belçika Konsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi ve konsolosluk önüne siyah çelenk bıraktı. Eylemde, “Başka analar ağlamasın!”, “Irkçı Belçika!”, “A-B sözde insan hakları nerde!” pankartları açıldı.

Basın açıklamasını Tekin’in akrabası Mahap Çelikkol okudu. Çelikkol yaptığı açıklamada, Tekin’in, 7 Ağustos tarihinde, Cuma namazı çıkışında arkadaşının arabasına yazılan cezaya itiraz etmesi üzerine gözaltına alındığını söyledi. Bu olayın Avrupa’nın orta yerinde, insan hakları mahkemesinin bulunduğu bir ülkede gerçekleşmesinin son derece manidar olduğunu belirtti. Tüm Avrupa ülkelerini bu olaya tepki vermeye çağırarak, Belçika devletinden suçluları bir an önce bulup cezalandırmasını istedi.

Tekin’in kardeşi de yaptığı konuşmada, Tekin’e ait resimler ile işkence izlerini gösterdi ve delillerin karartıldığını belirtti. Basın açıklamasının ardından konsolosluk önüne siyah çelenk bırakıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Kartal’da “Devrim Okulu”

Kartal İLGP olarak “Devrim Okulu”nun ilk gün programını 29 Ağustos günü gerçekleştirdik.

Koordinasyon ekibi olarak çalışmalarını yürüttüğümüz “Devrim Okulu”nun ilk gününde “Devrimci kimlik, devrimci miras” ve”1960-1980 arası devrimci gençlik hareketi” başlıkları işlendi.

Yapılan sunumların soru-cevap şeklinde olması ve konuların örneklerle anlatılması liselilerin katılımını yükseltti.

Kartal İLGP