4 Eylül 2009
Sayı: SİKB 2009/34

  Kızıl Bayrak'tan
  “Açılım”da son perde
  12 Eylül’ün hesabını işçi sınıfı ve
emekçiler soracak
  Türk egemen sınıfları NATO’da
daha etkin roller peşinde!
  “Kürt açılımı” aldatmacası
dökülüyor
1 Mayıs Mahallesi Festivali’nde gazetemize yönelik alçakça saldırı
Güler Zere ve hasta tutsaklar
serbest bırakılsın!
“Sağlıkta dönüşüm” işçi ve emekçilerin
sağlığını tehdit ediyor!
Toplu görüşme oyunundan sefalet ücreti ve işgüvencesinin gaspı
planı çıktı!.
  İşçi ve emekçi hareketinden .
  Devletin devekuşu politikası ve
boşa çıkan İmralı çizgisi
  Kriz, direnişler ve
Metal İşçileri Kurultayı
  “Metal işçilerinin birliği
için kurultaya!
  KENT A.Ş. işçilerine açık mektup...
  Entes direnişi güncesinden.
  İşçi sınıfının devrimci sanatçısı
Yılmaz Güney kavgamızda yaşıyor!
  “Kadına yönelik
sıradanlaştırılan şiddet!
  Sermaye devleti suyu siyasi şantaj aracı olarak kullanıyor!
  Kıta halklarının örgütlü direnişi
süreci belirleyecektir!
  “Açılımın” açmazları
  Sincan Kadın Hapishanesi’nden
mektup
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD ile tetikçileri Latin Amerika halklarının kazanımlarına saldırıya hazırlanıyor...

Kıta halklarının
örgütlü direnişi süreci belirleyecektir!

Hugo Chavez’in isabetli benzetmesiyle, kontralaşmış Kolombiya rejimi “Latin Amerika’nın İsrail’i” rolünü oynuyor. Washington’daki savaş baronlarıyla anlaşma yapan bu rejim, ABD’nin Kolombiya topraklarındaki askeri üs sayısını 7’ye çıkarmasını istiyor. Üslerin 7’ye çıkarılması ise, Amerikan savaş makinesinin kısa sürede tüm kıtaya saldırabilecek pozisyona kavuşması anlamına geliyor.

Gelişmeleri değerlendiren Küba devriminin lideri Fidel Castro, anlaşmanın amacını, “ABD’nin bu üslerle, Latin Amerika’yı birliklerinin birkaç saatte ulaşabileceği bir menzile çevirmek” olarak nitelendirdi.

Bu planın ilk hedefinde, Bolivya’daki devrimci süreçle Venezüella’daki doğal kaynaklar ve petrolün denetimini sağlamanın bulunduğunu vurgulayan Castro şu yorumu yaptı: “Amerikan imparatorluğu, arka bahçesinde gelişen yeni ekonomilerle rekabet istemiyor.”

ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığı ya da terörle mücadele bahanesinin gülünç bulunduğunu kaydeden Castro, ABD’nin dünyanın en büyük uyuşturucu tüketicisi, dünyanın en büyük silah üreticisi olduğunu, Latin Amerika’daki organize suçlarda kullanılan ateşli silahların da çoğunun ABD tarafından temin edildiğini hatırlattı.

Anlaşma gündeme geldiğinde ABD tetikçisi kontra rejimin girişimine sert tepki gösteren Venezüella Devlet Başkanı Chavez ise, kurulması planlanan üslerin tüm kıta halkları için büyük bir tehlike olacağını belirterek, hem orduya hem halka olası bir savaşa hazır olmaları çağrısında bulunmuştu.

Kolombiya rejiminin kıta çapındaki tepkilere rağmen anlaşmayı savunması üzerine olağanüstü toplantı düzenleyen UNASUR (Güney Amerika Ulusları Birliği) üyesi devlet başkanları, Arjantin’in Bariloche kentinde biraraya geldi.

Toplantıya evsahipliği yapan Arjantin Devlet Başkanı Christina Fernandez ile UNASUR’a başkanlık eden Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa toplantıyı birlikte yönetti. Fernandez-Correa ikilisinin yanısıra Venezüella, Bolivya, Uruguay, Şili, Brezilya, Paraguay, Kolombiya, Peru, Surinam devlet başkanları da toplantıya katıldı. 

Kontra rejimin şefi Alvaro Uribe’nin ABD ile yaptıkları anlaşmayı savunması zirvede sert tartışmalara yolaçtı. Bekleneceği üzere en net tutumu Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez ile Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales gösterdi.

UNASUR’un Kolombiya’da barışın sağlanması için bir inisiyatif oluşturması gerektiğini belirten Chavez, bir Venezüellalı olarak Kolombiya’da bulunan 7 adet ABD askeri üssünden endişe duyduğunu söyledi. İnternetten edindiği ABD’nin savunma politikasını içeren bir dökümana dikkat çeken Chavez, söz konusu dökümanda, Alvaro Uribe’nin ısrarla vurguladığı “ABD üslerinin tamamen Kolombiya’nın iç meselelerini çözmeye yardımcı olmak amacıyla kurulduğu” iddiasını çürüten bilgiler bulunduğunu vurguladı.

ABD ordusunun Güney Amerika kıtasında hareketli operasyonlar yapabilecek bir noktada konuşlanma konusundaki niyetinin altını çizen Chavez, “ABD Kolombiya’dan kıtaya yönelik bir saldırı yapmayacağına dair bin kez söz verse dahi, emperyalizmin yalanlarına kulak asmayacaklarını” vurguladı.

ABD emperyalizminin kıtadaki varlığını kesin bir dille reddeden Evo Morales de, kontra rejimin Washington’daki efendileriyle yaptığı anlaşmaya sert tepki gösterdi. “Söz konu üslerin ABD’nin kıtadaki baskısını arttırmak ve yerlileri katleden, emekçi halklara saldıran sömürgeciliğin devamından başka bir amacı olmayacağını” vurgulayan Morales, “kıtada emperyalist askeri varoluşa izin vermemeliyiz” sözleriyle tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.

ABD-Kolombiya anlaşmasına Ekvador Devlet Başkanı Correa da tepki gösterdi.“Chavez’in satır aralarından çıkarıp altını çizdiği ve kamuya açık bir belgede dahi bulunan bu niyetin kendilerini çok kaygılandırdığını” dile getiren Correa, Barack Obama’nın gelip bu konuyu kendilerine bir toplantıda net bir şekilde açıklaması gerektiğini söyledi.

ABD üslerine karşı çıkan bir diğer lider Uruguay Devlet Başkanı Tabare Vasquez oldu. Arjantin’in Las Malvinas Adaları’ndaki İngiliz askeri güçlerine karşı nasıl bir tavır alıyorlarsa ABD üslerine de karşı aynı tavrı aldıklarını belirten Vasquez, Güney Amerika’nın barışın, özgürlüğün ve bağımsızlığın toprakları olması gerektiğini vurguladı.

Toplantıya ev sahipliği yapan Arjantin Devlet Başkanı Christina Fernandez ise, “kendilerinin de benzer bir tecrübeye sahip olduklarını, İngiltere’nin 1982 yılında işgal ettiği (Arjantin kıyılarına sadece birkaç km. uzaklıktaki) Las Malvinas (Falkland) adalarında askeri üsler kurduğunu ve bunların yalnız ada halkı için değil tüm kıta için bir tehlike oluşturduğunu” vurguladı. Güney Amerika’yı bir barış bölgesi olarak tutmanın önemine değinen Fernandez, kıtayı başkalarının (ABD’nin) sorunu olan çatışmalardan uzak tutmak gerektiğini savundu.

“Bu üslerin, ülkelerin sınırlarını bağımsızlık ve demokrasilerimizi tehdit edecek şekilde ihlal etmesi endişesi taşıyorum” diyen Paraguay Devlet Başkanı Fernando, Kolombiya’nın bu üslerin UNASUR ülkeleri tarafından denetlenmesine izin vermesi gerektiğini belirterek, “eğer saklanacak birşey yoksa tebrikler, yok eğer uygunsuz bir durum varsa UNASUR bunu ülkelerimizin demokrasisine zarar vermeyecek şekilde adapte etmelidir” dedi.

Kontra şef Uribe’yi “gerçek vatansever” diye niteleyerek destek veren tek kişi, Peru’nun sağcı-Amerikancı devlet başkanı Alan Garcia oldu. 

Latin Amerika için son derece kritik önem taşıdığı belirtilen toplantı sonrasında devlet başkanları, yayınladıkları sonuç bildirgesinde, “Latin Amerika halklarının bağımsızlıklarına yönelik her türlü müdahaleyi engelleme konusunda ortak hareket edeceklerini, kıtayı ise bir barış bölgesine dönüştürmeyi hedeflediklerini” vurguladılar.

Washington’daki savaş baronları, Honduras’taki faşist darbenin hemen ardından Kolombiya ile yaptıkları bu anlaşma ile sıranın “arka bahçe”ye geldiğini ilan etmiş oldular. Böylece Barack Obama’nın Beyaz Saray’ın şefi olmasıyla oluşan “iyimserlik havası” erken bir dönemde dağılmaya başladı.

Irak ve Afganistan bataklıklarında çırpınan ABD emperyalizmi, “arka bahçe”de yükselen “sol dalga”ya daha fazla tahammül etmeye niyetli olmadığını göstererek, bir kez daha Latin Amerika halklarının iradesine kaba bir müdahalede bulundu. UNASUR üyesi devletlerin bu küstah girişime karşı alacağı tutum önlemli, ancak Venezüella ve Bolivya dışındaki yönetimlerin ABD’ye karşı uzun süre kafa tutmaları kolay görünmüyor. Halkların kazanımlarına açık bir saldırı anlamına gelen ABD ile tetikçilerinin bu girişimi, kıtada sınıf çatışmalarını sertleştirecektir. Bu çatışmanın seyrinde esas olarak kıtanın işçi sınıfı, emekçileri, yerli halkları ile devrimci-komünist güçlerinin ortaya koyacağı örgütlü direniş belirleyici olacaktır.