24 Temmuz 2009
Sayı: SİKB 2009/28

  Kızıl Bayrak'tan
  Amerikancı rejimin sahte hayallerine karşı devrimci sınıf mücadelesi!
  HSYK kararları gecikiyor…
Düzen içi çatışma yargı üzerinden sürüyor!
  “Kürt açılımı”nda son perde
Kürdistan’dan yansıyan kirli savaş hikayaleri...
Ne “23 sentlik asker”
ne de emperyalizmin suç ortağı olacağız!
Hasta tutsaklar ölüme giderken, kontrgerillacılar tahliye ediliyor...
  Entes dinenişinden...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Beşeli ile kriz, sınıf hareketi, mücadele ve örgütlenmenin sorunları üzerine konuştuk...
  Kapitalizm can almaya devam ediyor!.. Sağlıkta özelleştirme öldürüyor!..
  Bir cinayet ve devlet gerçeği
  Gençlik eylemlerinden...
  Alevi Çalıştayı aynasında yansıyanlar
  Parlatılan Nabucco ve
üstü örtülen gerçekler
  Mollalar rejimi, din ve emekçi halk hareketi...
  Honduraslı emekçilerin
faşist cuntaya karşı
mücadelesi devam ediyor!
  Amerikan savaş makinesi “Irak-ABD Güvenlik Anlaşması”nı tanımıyor...
  İsrail savaş gemileri Kızıl Deniz’de…
Irkçı-siyonist rejim
savaşı kışkırtıyor!
  Dünyadan işçi ve emekçi eylemlerinden...
  Neyin yol haritası?
  ‘96 Zindan Direnişi 13. yılında...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Honduraslı emekçilerin faşist cuntaya karşı mücadelesi devam ediyor!

Büyük sermaye, devlet bürokrasisi, düzen partileri, medya baronları, Katolik kilisesi şefleri tarafından desteklenen faşist çetelerin Honduras’ta gerçekleştirdiği askeri darbe, ilk günden Latin Amerika halkları tarafından mahkum edildiği için, darbeyi destekleyen ABD dahil hiçbir devlet cuntayı meşru ilan edemedi. Honduraslı işçi ve emekçilerin dinmeyen tepkisi cunta şeflerini sıkıştırırken, uluslararası ilişkilerdeki yalıtılmışlık da darbecilerin soluk borularını daraltıyor.

Kirli savaş yöntemleriyle kendine meşru alan açmaya çalışan Amerikancı generaller, medya baronlarının aktif desteği ile “Chavez Honduras’ın içişlerine karışıyor, ajanlarını göndererek şiddet olaylarını kışkırtmaya hazırlanıyor” türünden söylentileri yaymaya başladılar. Aynı gerekçeyle Hugo Chavez’i Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayet eden cunta şefleri, varolduğunu iddia ettikleri sorunu uluslararası platformlara taşımaya çalıştılar ancak ciddiye alan olmadı.

Uydurdukları yalanlara inanan olmayınca kiliseye başvuran cunta şefleri, darbeye “kutsallık payesi” biçmeye kalkıştılar. Faşist çeteler emrinde çalışan Kardinal Rodríguez Maradiaga, “Biz uzun zamandır, Venezüella devlet başkanı Hugo Chavez’in çok para harcayarak oluşturduğu, güçlü bir kampanya ile mücadele ediyoruz. Chavez’in kampanyası, Venezüella casuslarının Honduras’ta çalışmalar sürdürmesini de kapsıyor. Zelaya’nın görevden alınmasına karşı yapılan protesto gösterilerini de bu casuslar örgütlüyorlar” açıklamasını yaptı. Kilise şefleri ile faşist cunta arasındaki suç ortaklığını gözler önüne seren bu açıklama, cunta şeflerini aklamaya yetmedi.

Hal böyleyken devlet başkanı Manuel Zelaya’yı deviren faşist darbenin atadığı cunta yönetimi geri adım atmamak için halen ayak diriyor.

Kosta Rika Devlet Başkanı Oscar Arias aracılığıyla, Zelaya’nın temsilcileri ile cunta hükümeti görevlileri arasında gerçekleşen görüşmelerden bir sonuç çıkmaması da, faşist çetelerin Washington’dan aldıkları desteğe güvendiklerini ortaya koyan bir diğer gelişme.

Arias’ın planı, Zelaya’nın görev süresini tamamlamasını ancak darbeden önce ve sonra işlenen tüm siyasi suçları affetmesini, anayasa değişikliği tasarısından vazgeçmesini, seçimlerin erkene alınmasını ve belli başlı siyasi partilerin temsilcilerinin uzlaşma hükümetine alınmasını öngörüyordu. Kendisi açısından birçok taviz içermesine rağmen Zelaya bu planı kabul ederken, faşist cunta görevlileri ise reddetti. Bu küstahça tutum, faşist çetelerin ciddi bir basınca maruz kalmadan geri adım atmayacaklarını gösteriyor.

Görüşmelerden bir sonuç alınmaması üzerine Honduras’a gizli gitmeye karar verdiğini açıklayan Zelaya, cuntayı devirene kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Görüşme öncesinde Honduras halkına cuntaya karşı ayaklanma çağrısı yapan, genel grev, gösteri ve sivil itaatsizliğin demokrasi mücadelesinde meşru hak olduğunu belirten Zelaya, ülkeye dönüp darbe karşıtı mücadeleyi buradan yöneteceğini açıkladı ve bu tutumu şöyle gerekçelendirdi: “Tarih, saat, yer, yol, karadan mı denizden mi havadan mı, bunları o suçlulara söyleyemem, çünkü insanları öldürüyorlar. Yurttaşlık haklarını rafa kaldırdılar, sosyal kazanımlar yıkımla karşı karşıya, eminim ki bana gerekli zararı vermeye hazırlardır.”

Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez başta olmak üzere Latin Amerikalı liderler faşist cunta karşıtı tutumlarını sürdürürken, Honduraslı emekçilerin direnişi de devam ediyor. Hemen hergün binlerce, bazen onbinlerce emekçinin sokaklara çıkıp cuntayı protesto etmesi, faşist çetelerin gayrımeşruluğunu döne döne tüm dünyaya gösteriyor. Teşhir olan cunta şefleri, emekçilere karşı faşist şiddeti halen belli sınırların ötesine taşıyamıyorlar. Bununla birlikte sicili kanlı bu çeteler, çatışmanın seyrine bağlı olarak tutum değişikliğine de gidebilirler.

Bu arada Zelaya yönetiminde dışişleri bakanı olarak görev yapan Patricia Rodas, Bolivya’da yaptığı açıklamada, Zelaya’nın “alternatif hükümet” kurmaya hazırlandığını açıkladı. Kurulacak hükümet merkezinin Honduras’ta olacağını ifade eden Rodas, “Başkan Zelaya cunta liderlerine karşı yapılacak son savaşı buradan idare edecek” dedi.

Zelaya’nın “alternatif hükümet” kurma planının başarılı olması, büyük ihtimalle Honduraslı emekçilerin cunta karşıtı direnişine yeni bir ivme katacaktır. Honduraslı işçi ve emekçilerin kararlı direnişi ile Latin Amerika halklarının enternasyonal dayanışması faşist cuntayı yenilgiye uğratacak tek yoldur.