28 Kasım 2008 Sayı: SİKB 2008/47

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için ilk eylem 29 Kasım’da…
  29 Kasım’a çağrı eylemlerinden…
Krizin faturası işten atmalarla işçilere ödetilmek isteniyor…
Krize karşı eylemler...

Metal işçilerinin 6. hafta yürüyüşleri…!

AÜ’de yemekhane işgali...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal TİS’leri ve birleşik mücadelenin artan önemi
  Türk Metal ateşle oynuyor!
  Mirabel Kardeşlerin çağrısına emekçi kadınlardan yanıt:
  Gençlik hareketinden….
  Ekim Devrimi, sınıf hareketi ve devrimci parti - Volkan Yaraşır
  İzmir’de coşkulu Ekim Devrimi etkinliği!
  Ortadoğu’da gerçek barışa halkların devrimci direnişiyle ulaşılacaktır!.
  Gerçekler inatçıdır!
M. Can Yüce
  Topkapı İşçi Derneği 1. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İzmir’de coşkulu Ekim Devrimi etkinliği!

“Ekim Devrimi’nin 91. yılında
sosyalizm günceldir!”

İzmir’de 23 Kasım günü “Ekim Devrimi’nin 91. yılında sosyalizm günceldir!” başlıklı panel düzenlendi.

Panel öncesinde tüm kente seslenen 2 bin çağrı afişi yaptık, yüzlerce davetiye kullandık. 

Panel günü salona “Yeni Ekimler için ileri!”, “Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!” şiarlarının yer aldığı pankartları astık. Marks, Engels, Lenin ile Hatice, Ümit, Habip yoldaşların fotoğraflarını “Ya barbarlık ya sosyalizm!” yazılı ozalitimizle birarada kullandık.

Panelimiz açılış konuşmasının ardından devrimci dostumuz Volkan Yaraşır’ın sunumuyla başladı.

Yaraşır, 19. yüzyıl ve 1789 Fransız Devrimi’nden başlayarak burjuvazinin siyasal iktidarı eline geçirme sürecinden söz etti. İşçi sınıfının iktidarı ilk olarak ele geçirmesi olan Paris Komünü’nü anlattı.

20. yüzyıla gelindiğinde ise, büyük Ekim Devrimi’nin bugüne de referans olduğunu söyledi. Ekim Devrimi’nin iki temel dinamiği olduğunu, bunlardan birisinin isyan geleneği, diğerinin ise kültürel mayalanma olduğunu söyledi. Rusya’daki ayaklanmalardan ve o dönemki örgütlerden bahsetti. “Ekim Devrimi eşittir 11. Tez. Aslolan dünyayı değiştirmektir ve sınıfın yıkıcı  gücünün açığa çıkmasında en önemli etken partidir. Bu da Ekim Devrimi’nin 1. kategorisidir, 2. kategori ise Sovyetler’dir” Sovyetleri ayrıntılı bir şekilde anlattı. 1905 Devrimi’nden 1917’ye kadar gerçekleşen grevler ve ayaklanmalar üzerinde durdu.

Lenin’in Nisan Tezleri üzerinde özellikle duran Volkan Yaraşır, bu süreçte partisini dahi karşısına alan Lenin’in yanında işçi sınıfının olduğunu belirterek, işçi sınıfının yaratıcı gücünün gerekli durumlarda aldığı doğru kararlarla kendi yolunu bulmasını sağladığını söyledi.

Taban örgütlenmelerinin sınıf mücadelesi içindeki önemini anlattı. Bu örgütlenmelerin sınıfın öz örgütlülükleri olmalarının yanısıra sınıfın yaratıcı ve yıkıcı gücünü ortaya çıkaran ve iktidar aygıtına dönüşebilen mekanizmalar olduğunu ifade etti. Bugün yapılması gerekenin sınıfa gitmek ve sınıftan öğrenmek olduğunu söyledi.

Bugün de dahil olmak üzere Ekim Devrimi’nin yol gösterdiği tek kurtuluş yolunun marksist-leninist parti örgütlenmesi olduğunu vurguladı.

BDSP temsilcisi ise devrimin partisi üzerine konuştu. Rusya’da Bolşevik parti olmadan devrimin gerçekleşme şansının olmadığını dile getirdi. Devrimin gerçekleşmesi için nesnel şartların olgunlaşması gerektiğinden bahsetti. Devrimci süreçlerin Avrupa’da da yaşandığını ama başarıya ulaşmadığını ifade ederek şu noktaları vurguladı:

“Bolşevik partiyi üç temel unsur üzerinden tanımlayabiliriz. Devrimci teori, devrimci örgüt, devrimci sınıf. Bu üç temel unsur üzerinden oluşan bir Bolşevik parti gerçeğini görüyoruz.  Devrimci teoriye baktığımızda şu gerçeği görüyoruz. Devrimci bir yöntem kullanır Bolşevik parti. Ve en önemli üstünlüğü de budur.”

Bolşeviklerin Marksizmin devrimci yöntemini, proletaryanın tarihsel misyonunu kavradığını ifade etti. Bunun küçük burjuvalar ülkesi olan bir köylü toplumunda yapıldığını dile getirdi. İşçi sınıfının tarihsel konumunu kavramanın yanısıra pratik ve örgütsel hatta bir irade ortaya koyabilmelerinin Bolşeviklerin üstün yanı oluğunu söyledi. Marksizmin Bolşevikler için bir eylem kılavuzu olduğunu ifade etti.

Sonrasında Türkiye’deki duruma geçti. Türkiye’de sol hareketin devrimci Marksizmi anlamadığını, Türkiye sol hareketinin dönemin uluslararası gelişmelerinden ve deformasyondan etkilendiğini, revizyonizmden Maoist hareketlere, Latin Amerika deneyimine kadar birçok gelişmeden etkilenen akımların öncü savaşçı vb. anlayışlarla kendilerini ifade ettiklerini söyledi. Ancak bu argümanlara dayanan devrim anlayışlarının cesaretle savunulamadığını dile getirdi. Bugün Türkiye’de devrimci hareketin büyük oranda legalize olduğunu söyledi.

Türkiye’de modern sınıflara dayalı toplumsal ilişkileri tanımlayarak, temel çelişkiyi emek-sermaye çelişkisi olarak belirtti. Bu topraklarda programıyla, tüzüğüyle, ideolojisiyle, ihtilalci temellerde örgütlenmesiyle sınıfın komünist işçi partisinin var olduğunu dile getirdi. Eksiğiyle, artısıyla, olumlu ve olumsuz yanlarıyla da olsa sınıfa yönelen, sınıf içinde güç olma perspektifini ve temel ilkesel konumlanışını kaybetmeden komünist işçi partisinin önümüzdeki dönemi kucaklamaya aday tek parti olduğunu söyledi. Önemli olanın geçici başarılar değil çizgisini, ihtilalci konumunu ve ilkelerini kaybetmeyen, yüzünü sınıfa dönen komünist işçi partisinin bu yönelimi olduğunu söyledi.

Kısa bir aranın ardından canlı tartışmalarla panel devam etti. Dört saat kadar süren panele yaklaşık 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


Parti Sefaköy’de selamlandı…

Krizlerin sistemi olan kapitalizme karşı “Parti, devrim, sosyalizm!”

Sefaköy’de 23 Kasım günü “Krizin etkileri, sonuçları ve Ekim Devrimi’nin 91., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 10. yılı!” başlıklı iki bölümünden oluşan bir etkinlik düzenlendi. Salona “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!”, “Ücretsiz izinlere hayır!”, “Şan olsun Ekim Devrimi’nin geleneğini sürdürenlere!”, “Şan olsun Sosyalist Ekim Devrimi’ne ve Yeni Ekimler’in Partisi’ne!” dövizleri asıldı.

Etkinliğin birinci bölümünde çeşitli işkollarından işçiler kapitalist krizin sonuçları üzerine konuşmalar gerçekleştirdiler. Toplantının ilk konuşmasını bir metal işçisi yaptı. Konuşmasında metal TİS’leri, ücretsiz izinler, işten atılmalar karşısında patronların krizin faturasını işçi emekçilere çıkartılmak istediğini vurgulayarak, krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için örgütlü mücadelenin acil ihtiyaç olduğuna değindi.

Ardından Selüloz-İş Sendikası’nda örgütlü olan bir fabrikada çalışan bir işçi söz aldı. Konuşmada, sağlıksız çalışma koşulları, zorunlu mesailer ve TİS konusu işlenerek sendikaların işçiyi temsil etmediği, bunu tersine döndürecek gücün ise işçinin kendisi olduğu vurgulandı. DESA direnişiyle dayanışmayı yükseltmek gerektiği söylendi.

Bir tekstil işçisi ise emekçi kadının çalışma ve yaşamın her alanında yaşadığı zorlukları anlattı. Düzenin pembe dizilerle, arabesk şarkılarla işçileri kendi sorunlarından uzaklaştırdığını belirtti. Tekstil işçisi konuşmasını Ekim Devrimi’nin 91., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 10. yılını selamlayarak bitirdi.

Büyük bir tekstil fabrikasında çalışan bir işçi ise, fabrika sahibinin yeni fabrikalar açtığı ve hafta içi, hafta sonu yoğun mesailerle çalışıldığını söyledi. Ücretlerin düşük olduğunu, fabrikalarda mesailerin işçi için zorunlu hale geldiğini dile getirdi. İşçilerin kendi hakları konusunda bilinçsiz olduğunu belirterek örgütlü mücadele çağrısı yaptı.

MESS kapsamındaki bir fabrikada çalışan bir metal işçisi ise TİS sürecinde Türk Metal çetesinin ihanetini ve kendi fabrikasında işten atılmaları teşhir ederek ortak mücadele çağrısı yaptı.

Son alarak BDSP adına bir işçi söz aldı. Kapitalist krizin dünya genelinde yarattığı açlık, işsizlik vb. sonuçlar özetlenerek kapitalizmin insanlara bir şey sunmadığı, krizin nedeninin kapitalizmin kâr hırsı olduğu vurgulandı. Kapitalizmin yıkım, savaş, işgal, açlık ve yoksulluktan başka bir şey üretmediğinin vurgulandığı konuşmada, insanın insan tarafından sömürüsü ortadan kaldırılmadıkça mevcut sorunların çözülemeyeceği belirtildi.

Sahneye “Parti, devrim, sosyalizm!” pankartının asıldığı ikinci bölüm sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyon gösteriminin ardından bir yoldaşımız yaptığı konuşmada, kriz bahanesiyle işçi ve emekçilere yönelik saldırıların yoğunlaştığı, kapitalizmin işçi ve emekçilere yıkımdan başka bir şey vermediği söylendi. Bu sömürü düzenini yıkmanın yegane yolunun komünist parti önderliğinde örgütlenerek sosyalizm mücadelesini yükseltmek olduğu belirtildi. Bolşevik Parti önderliğinde işçi ve emekçilerin çarlığın çürümüş saltanatına Ekim Devrimi ile son verdiği vurgulandı. Sınıf partisinin bugün Türkiye topraklarında da varolduğu belirtildi. Konuşma tüm işçi ve emekçilerin parti saflarında mücadeleye çağrılmasıyla son buldu.

Müzik grubunun türkü ve halaylarıyla sona eren etkinlik canlı bir atmosferde geçti.

Küçükçekmece’den komünistler