28 Kasım 2008 Sayı: SİKB 2008/47

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek için ilk eylem 29 Kasım’da…
  29 Kasım’a çağrı eylemlerinden…
Krizin faturası işten atmalarla işçilere ödetilmek isteniyor…
Krize karşı eylemler...

Metal işçilerinin 6. hafta yürüyüşleri…!

AÜ’de yemekhane işgali...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Metal TİS’leri ve birleşik mücadelenin artan önemi
  Türk Metal ateşle oynuyor!
  Mirabel Kardeşlerin çağrısına emekçi kadınlardan yanıt:
  Gençlik hareketinden….
  Ekim Devrimi, sınıf hareketi ve devrimci parti
Volkan Yaraşır
  İzmir’de coşkulu Ekim Devrimi etkinliği!
  Ortadoğu’da gerçek barışa halkların devrimci direnişiyle ulaşılacaktır!.
  Gerçekler inatçıdır!
M. Can Yüce
  Topkapı İşçi Derneği 1. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

29 Kasım’a çağrı eylemlerinden…

“Krizin faturasını ödemeyeceğiz!”

29 Kasım günü Ankara’da “Krizin bedelini ödemeyeceğiz!” şiarıyla gerçekleştirilecek olan miting öncesi çeşitli illerde basın açıklamaları gerçekleştirildi ve krize karşı mücadele çağrısı yapıldı.


İzmir: “Krizin bedelini ödemeyeceğiz!”

26 Kasım günü DİSK ve KESK İzmir’de ortak bir basın açıklaması yaptı. Basmane önünde toplanan işçi ve emekçiler “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!/ DİSK-KESK” ve “Krizin bedelini ödemeyeceğiz! Doğalgaz zammı geri alınsın!/DİSK” pankartı açtılar. Basın açıklamasını Genel-İş 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar okudu.

Açıklamada, kapitalizmin tarihsel genişleme-daralma evrelerinden birini daha yaşadığı, ekonomik sorunların derin ve krizin küresel olduğu vurgulandı. Bu krizin Türkiye’yi “teğet” geçmediği, binlerce insanın işsiz kaldığı ve İşsizlik Sigortası Fonu’na göz dikildiği ifade edildi.

Ardından KESK adına Ramis Sağlam konuştu. Bu krizin faturasını ödemeyeceklerini, krizi yaratanların bunu ödemesi gerektiğini ifade ederek, patronlara işçi atma saldırılarına son vermeleri çağrısı yaptı. Eylem bitiminde toplu bildiri dağıtımı gerçekleştirildi.

Kitle eylem boyunca “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Faturayı biz değil patronlar ödesin!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganlarını coşkulu bir şekilde  attı. Eyleme 250 işçi ve emekçi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


Ankara: KESK ve DİSK’ten ortak açıklama

KESK ve DİSK 26 Kasım günü Gima önünde, “Krizin bedelini ödemeyeceğiz!/ Doğalgaz zamları geri çekilsin!” şiarıyla 29 Kasım mitingine çağrı yaptı. Basın açıklamasını DİSK Bölge Temsilcisi Kani Beko okudu.

Yapılan açıklamada şunlar söylendi: “DİSK olarak tarihsel görevimizin bilincindeyiz. Dün olduğu gibi bugün de görevimizin başındayız. Susmayacak teslim olmayacağız... Krizin sorumlusu biz değiliz, sonuçlarına da katlanmayacağız’ diyen herkesi işsizliğe, yoksulluğa, zamlara ve her türlü emperyalist sömürü ve baskı yasalarına karşı 29 Kasım’da Ankara mitinginde birlikte olmaya çağırıyoruz.”

Ardından KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek bir konuşma yaptı. Alevilerin, Kürtlerin, herkesin AKP’ye “demokrasi dersi” vermek için 29 Kasım’da alanlarda olması gerektiğini söyledi.

Açıklamaya Yurtsever Cephe, HKP, Genç-Sen ve TÜDEF flamalarıyla katıldılar. Eylemde “İşsizliğe, yoksulluğa, zamlara hayır!”, “Zam, zulüm, işkence işte AKP!”, “Krizin bedelini sermaye ödesin!” sloganları atıldı. 

Kızıl Bayrak / Ankara

 

Eskişehir’de 29 Kasım çağrısı!

KESK ve DİSK, 26 Kasım günü “Krizin faturasını emekçiler ödemeyecek!” şiarıyla Hamam Yolu Yapı Kredi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

KESK ve DİSK adına ortak açıklamayı okuyan BES MYK üyesi Musa Sever’in konuşması şu sözlerle sona erdi: “Yıllardır ekonominin tüm yükünü sırtında taşıyan emekçilere bir kez daha krizin fatura edilmesine izin vermeyeceğiz. Krizin bedelini krizi yaratanlar ödemelidir. Artık işsizlik, yoksulluk içinde, siyasal baskıların ve anti-demokratik uygulamaların cenderesi altında yaşamak istemiyoruz.”

Açıklama, miting çağrısıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak / Eskişehir


Bursa: “Zafer direnen emekçinin olacak!”

DİSK ve KESK 22 Kasım günü Bursa’da, “Krizin bedelini ödemeyeceğiz! Zamlara, krize, işsizliğe, yoksulluğa karşı yürüyoruz!” şiarıyla bir eylem gerçekleştirdi.

Heykel-Ünlü Cadde’de toplanan emekçilerin önü polis barikatıyla kesildi. Yapılan pazarlıklar sonucu yürüyüşün yönü değiştirildi. Ardından polis bu kez de eylemin pankartsız ve slogansız yapılmasını dayatarak müdahale etme tehditlerinde bulundu. Tehditlere karşı emekçiler kararlı bir tutum aldılar.

Barikatın açılmasıyla yürüyüşe başlayan kitle basın açıklamasının yapılacağı Orhangazi Parkı’na kadar polis tacizi eşliğinde yürüdü. Burada ilk konuşmayı SES Bursa Şube Başkanı Candan Coşkun yaptı, polisin saldırgan tutumunu teşhir etti. Ardından BMİS Bursa Şube Başkanı ve DİSK Bölge Temsilcisi Ayhan Ekinci ortak basın açıklamasını okudu. Krizin bedelinin işçi ve emekçilere ödetilmeye çalışıldığını dile getiren Ekinci konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Görülmektedir ki, AKP krizden çıkışı tıpkı darbe ve sıkıyönönetim dönemlerindeki gibi baskıcı politikalarla toplumsal muhalefeti susturmakta aramaktadır. Yaşanan ekonomik krizin daha derin sosyal sorunlar yaratmaması için toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarını gözeten ekonomik ve sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Bu krizi bizler yaratmadık ve bedelini biz ödemeyi kabullenmeyeceğiz!”

Yaklaşık 350 kişinin katıldığı eylemde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Emekçiye değil çetelere barikat!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları coşkuyla haykırıldı.

Eyleme DİSK ve KESK’e bağlı sendikaların yanısıra Asil Çelik işçileri, siyasi partiler ve devrimci ve demokrat kurumlar da katıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa


Edirne’de 29 Kasım çağrısı

29 Kasım’da Ankara’da KESK ve DİSK’in ortak düzenleyeceği mitinge hazırlık çerçevesinde 24 Kasım günü Edirne’de bir eylem gerçekleştirildi. Antik Park’ta toplanan kitle coşkulu bir yürüyüşün ardından PTT önünde basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasında, küresel sermayenin yaşadığı krizin “teğet” geçmediği, aksine bir bıçak gibi saplandığı vurgulandı. Krizin faturasını işçi ve emekçilerin ödemeyeceği, mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürüleceği belirtildi.

Eylemde sık sık “AKP halka hesap verecek!”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır!”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!” sloganları atıldı. Eyleme yaklaşık 150 kişi katıldı.

DİSK ve KESK tarafından örgütlenen eyleme çeşitli kitle örgütleri, siyasi partiler ve öğrenciler de destek verdi.

Ekim Gençliği / Edirne



Krizin faturasını ödememek için...

Mücadele barikatlarını kuralım, genel direnişi yükseltelim!

İşçiler, emekçiler!

İşçi kıyımları, ücretsiz izinler, ücretlerin düşürülmesi, ikramiye gibi sosyal hakların tırpanlanması, temel tüketim ürünlerine yapılan fahiş zamlar, sağlığın ve eğitimin paralı hale getirilmesiyle büyüyen soygun ve katlanan vergiler...

Bugün kapitalistlerin önümüze koyup ödememizi istedikleri fatura böyle uzayıp gidiyor. Her bakımdan ağır bir yıkım, sefalet ve derin acılar anlamına gelen bir fatura bu!

Şu an yüzbinlerce işçi işten atılmış durumda. Yüzbinlercesi de ücretsiz izne çıkarıldı. Milyonlarca insan asgari geçim imkanlarından yoksun bırakıldı. Ücretler eriyip pul oldu. Ama sermaye sınıfı ve hükümeti daha fazlasını istiyor. Kriz bahanesiyle işçi ve emekçinin avucunda kalan kırıntılara gözünü dikiyor. Bunun için işsizliği bir tehdit olarak kullanıyor.

Buna rağmen yine de en çok sesi duyulanlar onlar... Yıllarca ucuz işgücüyle servetlerine servet katan onlar... Kriz yaygarasıyla fedakarlık masalları okuyan onlar... İşçilerin canı ve kanı pahasına devasa kârlar elde eden onlar... Şimdi de “İşsizlik Sigorta Fonu”nda biriken kaynakları yağmalamak ve kıdem tazminatımızı gaspetmek için yine onlar seslerini yükseltiyorlar. Yani “krizi fırsata çeviriyor”lar.

Kapitalistler işçi ve emekçilerin başına çullanırken hükümet de onların hizmetinde koşturuyor. İşçi ve emekçiler ağır zamlarla soyulup soğana çeviriyor. Kaynaklar, “krize karşı önlem” adı altında kapitalistlere aktarılıyor. İşsizlik Sigorta Fonu yağmaya açılıyor. Kıdem tazminatı hakkının iç edilmesi için çalışmalar yürütülüyor. İMF ile anlaşıp yeni bir özelleştirme ve köleleştirme paketine imza atılıyor.

Açıktır ki, işten atılan ve zamlarla beli bükülen, açlığın ve sefaletin pençesine itilen milyonlarca insan onların umurunda değil. Değil çünkü, bu tabloyu yaratanlar onlar. Gemilerini milyonların açlığı ve sefaleti uğruna yüzdürüyorlar. Bir avuç asalağı beslemek için milyonlarca insanı hiçe sayıyorlar.


Arkadaşlar!

Faturayı ödemesi gerekenler bizler değil, kapitalistlerdir. Yıllardır bu fatura döne döne biz işçi ve emekçilere ödettirildi. Bunun sonucunda ise kazanan, kâr rekorları kıran kapitalistler oldu. Öyleyse artık bu faturayı onlar ödemelidirler. Tayyip Erdoğan’ın itiraf ettiği gibi, sırtımızdan yaptıkları servetlerle oluşturdukları “zulaları”nı bunun için kullanmalıdırlar.

Ama böyle olmuyor. Büyük bir zorbalıkla binlerce işçi kapı dışarı ediliyor. Ücretler düşürülüyor, haklar gasp ediliyor. Böyle oluyor çünkü, işçi sınıfı bu asalak zorbalara karşı ‘dur’ diyemiyor. Bunun için örgütlü bir mücadele yürütülemiyor. Bu durumda da krizin ağır yükü bir kez daha işçi ve emekçilerin sırtına binmiş oluyor.

Krizin faturasını ödememek ve bu faturayı krizin gerçek sahipleri olan kapitalistlere ödetmek için birleşik mücadele tek yoldur.

Bunun için BDSP, kitlesel işsizliğin ve sefaletin tehdidi altındaki tüm işçi ve emekçileri ortak mücadeleyi omuzlamaya çağırmaktadır.

Yürütülecek mücadeleyle krizin faturasını ödememek için kapitalistlerin saldırılarına karşı bir barikat örülmelidir. Bu amaçla, “İşten çıkarmalar yasaklansın!”, “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!”, “7 saatlik işgünü, 35 saatlik çalışma haftası!” talepleri öne çıkarılmalıdır. “Zamlar geri çekilsin!”, “İMF ile yapılan kölelik anlaşması iptal edilsin!”, “Eğitim ve sağlık parasız hale getirilsin!”, “GSS Yasası iptal edilsin!”, “Artan oranlı gelir ve servet vergisi alınsın!” gibi talepleri de beraberinde ileri sürmeliyiz.

Bu taleplerle yürütülecek mücadeleyi omuzlamak üzere fabrikalardan biraraya gelmeli, ortak örgütlenme zeminleri oluşturmalı ve eyleme geçmeliyiz. Eylemlerimiz bu talepleri kapitalistlere ve onların işlerini yürüten hükümete dayatma hedefiyle gerçekleştirilirken, mücadelenin kapsamını genişletmeli, gücünü arttırmalıyız. Bunun için örgütlü işçi bölükleri başta olmak üzere sendikaların harekete geçmesi yönünde bir basınç oluşturmalı, harekete geçmemekte ayak direyenleri sendikalarımızdan kovmalıyız.

Sonuç almak ancak ve ancak işçilerin ve emekçilerin ortak ve kararlı bir mücadelesiyle, genel grev-genel direnişle mümkündür. Bunun için bugünden yürütülecek mücadeleyi bu hedef doğrultusunda örgütlemeliyiz.

BDSP, işçi sınıfı ve emekçileri böylesi bir ortak genel direniş doğrultusunda hazırlanmaya ve bugün tek tek fabrikalardan boy gösteren saldırılara karşı direnişi yükseltmeye çağırmaktadır. Kitlesel işçi kıyımlarının olduğu fabrikalarda patronların dayatmaları tanınmamalı, fabrikalar terkedilmemelidir. İşten atmaların olduğu her fabrika direnişin merkezi haline getirilmelidir. Hak gaspları ve ücretleri düşürme girişimleri de kabul edilmemeli ve direnişle yanıtlanmalıdır.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)


Sağlık emekçileri mücadele talepleriyle yürüyor…

SES, TTB ve Dev Sağlık-İş: “Emeğin haklarını savunmak için yürüyoruz!”

29 Kasım günü Ankara’da gerçekleştirilecek miting öncesi Türk Tabipleri Birliği (TTB), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul’dan yürüyüş başlattılar. Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de yapılacak yürüyüşlerin ardından 29 Kasım’da Ankara’ya varılacak.

Yürüyüş işten çıkarmalara, sağlıkta yıkım yasalarına ve örgütlenme hakkının engellenmesine karşı gerçekleştiriliyor.

26 Kasım günü öğle saatlerinde KESK Genel Başkanı Sami Evren, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy’un katılımıyla Çapa Kızılay Tıp Merkezi önünde basın açıklaması yapıldı. Aksaray Metro’ya kadar yürüyen emekçilere siyasi partiler ve çeşitli sendikalardan da destek geldi.

Yürüyüşü düzenleyen örgütler adına basın açıklamasını okuyan SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun, kapitalizmin krizine karşı emeğin haklarını savunmak için yürüdüklerini söyledi ve sağlık emekçilerinin taleplerini sıralandı:

“- Sağlık ocaklarının ‘Aile Hekimliği İşletmeleri’, kamu hastanelerinin ‘Kamu Hastane Birlikleri’ adı altında parça parça satışa çıkarılmasından vazgeçilmesini,

- İşten çıkarmaların yasaklanmasını,

- Sağlık çalışanları ve tüm emekçilerin hak kayıplarına uğratılmamasını,

- Tüm çalışanlara güvenceli çalışma, sendikalaşma-örgütlenme özgürlüğü tanınmasını,

- Halkın eğitim, sağlık, su, ulaşım, konut, ısınma gibi temel haklarının yaşamsal ihtiyaçları ölçüsünde ücretsiz hale getirilerek güvence altına alınmasını,

- Her türlü baskıya ve eşitsizliğe son verilmesini istiyoruz.”

Yürüyüşe ÖDP, TKP, Halkevleri destek verirken, Emekli-Sen İstanbul Şubeleri, Genel-İş Sendikası, Belediye-İş 5 No’lu Şube, Dev Maden-İş, Genç-Sen ve KESK’e bağlı sendikalardan da destek geldi.

Dev Sağlık-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve 45 gündür sendika hakkı için direnen Kızılay Kan Merkezi çalışanları ve Belediye-İş Sendikası üyesi Çapa Temizlik işçileri de yürüyüşe katıldılar.

“29 Kasım’da Ankara’dayız!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Atılan işçiler geri alınsın!”, “Herkese sağlık güvenli gelecek!” sloganlarının atıldığı yürüyüş öncesinde DİSK, KESK ve TTB Genel Başkanları birer konuşma gerçekleştirdiler. Sağlık emekçileri taleplerinin yer aldığı bildirileri yol boyunca dağıtarak “29 Kasım’da Ankara’da buluşma” çağrısı yaptılar. Aksaray Metro önüne gelen yürüyüş kolu burada atılan sloganlar ve yürüyüş taleplerinin tekrar duyurulmasıyla Kocaeli’ye gitmek üzere uğurlandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul